Uçan Spagetti Canavarının Kutsal Kitabı Bobby Henderson


Uç-fcn. SvtM eiti C'frnM/M



Yüklə 3,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə15/42
tarix01.07.2018
ölçüsü3,91 Mb.
#52846
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   42

Uç-fcn. SvtM eiti C'frnM/M
'-1
bu hakikati gizleyebilmek için bizim görünen gerçekliğimizin daha 
iyi tasarlanması gerekliydi.
Makarnâvi  Yaratıcımız  Dünya’nın  yüzeyinin  altına,  gelecekte 
bulunacaklarını  bilerek,  güya bu yaratıkların  bir zamanlar yaşamış 
olduklarını  kanıtlayan  fosiller  yerleştirdi.  Dinozor  kemikleri 
örneğin,  o  kadar  iyi  yerleştirildi  ki,  milyonlarca yıl  önce  dünyada 
dolaştıklarına inanıldı. İlginçtir ki dinozorlar gerçekten yaşamışlardı 
ama milyonlarca yıl  önce  değil,  çünkü,  tabii  ki,  daha  Dünya  bile 
ortada  yokken  onlar  nasıl  var  olacaktı?  İşin  aslı,  üç  bin  yıl  kadar 
önce  onlar  bizimle  beraber  yaşadılar,  yanı  başımızda ve  genellikle 
üstümüzde.
Niye  bu  dönemden  kalma  dinozor  kemiği  bulmadığımızı 
merak  etmekte  haklısınız.  Ama  unutmayın  dinozorların  aslında 
kemikleri yoktu — tüm  o  dinozor kemikleri hikâyesi  O’nun kutsal 
eğlencesi  için  incelikle  planlanmış  bir  aldatmacadan  başka  bir 
şey  değildir.  Herhangi  bir  aydınlanmış  paleontolojistin  -   ya  da 
onların tercih ettiği isimle kemik doktorunun — size söyleyebileceği 
gibi  gerçek  dinozorlar  seçtikleri  kasları  kanla  tıkayıp,  yumuşak 
organlarım  sertleştirerek  ayakta  durabiliyorlardı.  Kaslarını  doğru 
sırayla  sıkıştırmayı  öğrenerek  oldukça  etkin  bir  hareket  kabiliyeti 
ve  basit bir  iskelet  yapısı  oluşturmayı  da başardılar.  Sapık okurlar 
bu  mekanizmayla  erkek  penisi  arasındaki  benzerliği  fark  etmiştir. 
Dinozorlar,  özünde,  kalın  bir  derinin  altındaki  dev  penislerden 
başka bir şey değillerdi. Günümüzde bu yaratıklara dair çok az doğru 
bilgiye sahip olmamıza rağmen, bir tür farkındalığın kültürümüzde 
nesilden  nesile  aktarılmış  olmasıyla  avunabiliriz.  Erkeklerin  çoğu 
penislerinin boyutlarını abartırken kullandıkları “ canavar gibi” veya 
“dinozor gib î’ kalıplarının aslında dinozor denen bu garip ve azgın 
canavarlara  dair gizli  gerçeği  kültürümüzde yaşatmaya yaradığının 
farkında değiller.
Bir süre sonra, toplum ilerledikçe,  insanoğlunun dikkati -  o za­
mana kadar çoktan fethetmiş ve kontrol altına almış oldukları — di­
nozorlardan felsefi düşünceye yöneldi.  Kökenlerini merak ettiler ve 
bariz doğal kanıtlara dayanarak,  tüm yaratıkların birkaç milyon yıl 
önceki ortak bir atadan evirildiklerine karar verdiler.
-76-


İki Bin Beş Yüz Sene Evvel: 
Korsanların Altın Çağı
Daha sonra olanlar hâlâ gizemini koruyor. O ana kadar insanoğlu 
FSM  tarafından  başarılı  bir  şekilde  aldatılmıştı,  yanlış  bir  şekilde 
doğal  açıklamaların  kökenlerini  aydınlatabileceğine  inanıyordu. 
FSM’nin bu durumdan hoşlanması beklenebilirdi, öyle ya yaratısını 
gizlemek için o kadar zahmete katlanmıştı. Ama bir sebeple gerçeği 
bize  açıklama  ihtiyacı  hissetti.  Bu  tarihte,  ikibinbeşyüz  sene  evvel 
ilk kez bize doğru yolu gösteren  Makarnâvi Uzvunu  açığa çıkardı. 
Bu  andan  itibaren  O’nun  öğretisini kabul  edenler  belli  bir şekilde 
yaşamamız gerektiğini biliyorlardı -  suda yüzen büyük ahşap gemi­
lerde,  alkol,  yağma malları ve mümkünse genç kızlarla.  Bu O’nun 
isteğiydi ve buna uyuldu.
Maalesef  bu  döneme  ait  detayların  çoğu  bize  gelene  kadar 
kayboldu,  muhtemelen  gemilerin  çoğu  aşırı  yük  sebebiyle  battığı 
için.  Ganimetler  çok  ağırdı  ve  bu  ilk  Pastafaryanlar  pek  ihtiyatlı 
davranmayarak  aşırı  alkol  tükettiler.  Bildiğimiz  şey  ise  bunun 
Korsan  yaşam  tarzının  Altın  Çağı  olduğu.  Milyonlarca,  belki  de 
yüzlerce  Korsan  gemisi  okyanuslarda belki  de  göllerde  avare  avare 
dolaşıp  karşılarına  çıkan  herkese  neşe  ve  büyük  ihtimalle  zührevi 
hastalıklar saçtılar.
Bugünkü  tarih  kitaplarında  bize  anlatılanlar  bariz  bir  şekilde 
yanlıştır.  Onlar  hırsız  veya  serseri  değildiler,  onlar  O’nun  kutsal 
planını  -   artık  her  neydiyse  -   dinleyip  uygulayan  Seçilmiş 
insanlardı.  Yaygın  olarak  propagandası  yapılan,  Korsanların 
hırsız olduğu efsanesinin  izleri  pek de  sürpriz olmayan  bir  şekilde 
ortaçağ  Hıristiyan  teologlarına  kadar  sürülebilir.  Bu,  uzun  yıllar 
boyunca  maruz  kaldığımız  ayrımcılık  ve  yanlış  bilgilendirmenin 
örneklerinden  sadece  biridir  ve  Pastafaryanların  inançlarını  gizli 
tutmalarının sebeplerindendir.
Haklarında  söylenen  yalanların  aksine,  ilk  Pastafaryanlar 
barışsever kaşifler ve  iyi  niyet  dağıtıcılarıydılar,  kana susamış  Kor­
sanlar  değil.  Aslına  bakarsanız  yoldan  geçen  çocuklara  şeker  ver­
meleriyle bilinirlerdi,  bu da bugün Cadılar Bayramı  olarak bilinen 
geleneğin kökenidir.
-77-


Uç-fcn Spttoe-tti C'frnuVfrn
Tabii ki işler hep iyi gitmedi. Herkes Pastafaryan değildi, bazıları 
O’nun  Kelam’ını  reddettiler  ve  kendi  (muhtemelen  çürük)  gemi­
leriyle  okyanusa açılıp  Pastafaryanlarla savaşma ihtiyacı  hissettiler. 
Bunların en ünlüleri, Incil’den tanıdığımız Nuh, tahtadan ve çevre­
den topladığı çerçöpten dev bir mavna yapmıştı.  Hayvan sevgisiyle 
tanınan Nuh’un 3 çevresinde hayvanlar hiç eksik olmazdı.  Böylece 
gemisi  için  yeterince  malzeme  bulamayınca,  yüzlerce  savunmasız 
hayvanı  çoğunlukla en yavaş,  aptal ve kalın kafalı olanları -  safra 
olarak kullanmaya karar verdi.
Bu  dönemde  Nuh  ve  Korsanlar  arasında  neler  yaşandığı  tam 
olarak bilinmemekle birlikte, vuku bulan olayların kaba bir resmini 
ortaya çıkaracak kadar  tarihi  belge  günümüze  ulaşmış.  Kıskançlık 
ve  belki  de  bir  grup  konuşan  fok  tarafından  yönlendirilen  Nuh, 
hayvan/safralarını saymazsak tek başına, Pastafaryanları aramak için 
yola çıktı. Ne yazık ki en belalı Korsan gemilerinden birine denk gel­
di ve lüzumsuzca hakaretler yağdırmaya başladı. Son derece barışçıl, 
ve  belki  sarhoş  olan  Pastafaryanlar  onun  sözlü  tacizlerini  duy­
mazdan geldiler. Ancak Nuh, rezil adam, hayvanlarından en dikenli 
olanları  yayıyla fırlatarak Pastafaryan  gemisine saldırdığında onu 
dikkate  aldılar.  Bize  söylendiğine  göre  en  büyük,  korkunç  Pasta­
faryan gemiden gemiye yüzerek ya da belki de sadece sıçrayarak — o 
kadar güçlülerdi — Nuh’un karşısına çıktı.
Yaptığı yanlışı derhal anlayan Nuh özür dilemek için birkaç kaplumbağa 
ve onun gibi bir şeyler sundu. Muhtemelen ellerinde yeterince kaplumbağa 
bulunan  Pastafaryanlar5  anlaşmaya yanaşmadılar ve  Nuh’a haddini 
bildirdiler. Neler konuşulduğunu tam olarak bilemiyoruz ama anlaşılan
3- Sapıkça göz koymak.
4 -  Muhtemelen bunlar  kirpilerdi.  Ayrıca bazı  araştırmacılar Nuh’un  fırlattıklarının, 
tüm vücudunda silah gibi  dikenler  barındıran,  soyu  orada  tükenmiş  bıçaktavşanlan 
da olabileceğine inanıyor. Seksi sevmelerine rağmen, bıçaktavşanlannm en nihayetinde 
soyları tükendi çünkü — tıpkı günümüzde şişman kadınlarla evli olan modem erkekler 
gibi -  çok acı çektikleri için bir türlü çiftleşmenin sonunu getiremiyorlardı.
5- Dev kablumbağalar, üsderine binmek için.
-78-


Yüklə 3,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə