A
S: Cennette bir Bira Volkanı ve Striptizci Fabrikası var, peki
FSM cehennemi nasıl bir yer?
C: Tam olarak emin değiliz ama FSM cennetine benzediğini
sanıyoruz. Ne var ki bira bayat ve striptizciler hastalık taşıyor.
İstanbul’dan çok farklı değil yani.
S: FSM cennetinde kadınlar için erkek striptizci var mı?
C: Muhtemelen, ama homo olmayan erkekler onları göremiyor.
S: Sizin “dininiz” benim (muhtemelen Hıristiyan) inançlarımı
rencide ediyor.
C: Bu bir soru değil.
S: Sizin “dininiz” benim inançlarımı rencide ediyor. Bu dalga
geçilme hissiyle ilgili ne yapmalıyım?
C: Bizim alternatif inançlarımız sizinle hiçbir şekilde, sizin
inançlarınızın bizimle dalga geçtiğinden daha fazla dalga geçmiyor.
FSM’ye inananlar barışçıl, açık fikirli, iyi eğitimli ve dogmaları
reddeden dürüst insanlardır. Hiç savaş çıkarmadık ve karşıt inançlara
sahip insanları öldürmedik. Bizim sicilimizi kendinizinkiyle
karşılaştırın.
S: FSM nerede yaşıyor?
C: Tam olarak emin değiliz çünkü zamanın büyük kısmında
O görünmezdir ve çok nadiren varlığını hissettirir. Görünen o ki
dualar tamamlanana kadar ona ulaşamıyor. Bu da bizi bir tür za
man genişlemesi olduğuna inanmaya itiyor. Ayrıca, o kadar çok dua
alıyor kİ, O’nun bile bir zaman genişlemesi etkisi olmadan hepsini
birden duyacak zamanı yok. Bu sebeple O’nun, vaktinin büyük
kısmını bir kara deliğin çevresinde geçirdiğinden şüpheleniyoruz.
Pastafaryan olmazsanız ve FSM gerçekten varsa, haliniz duman.
-91-
Uç-un 5pciqe-tti C'tKnfiAjfan
S: FSM’nin mizah anlayışı var mı?
C: FSM’nin mizah anlayışını diğer dinlerle olan ilişkilerinden
çıkarabiliriz. Barış yanlısıymış gibi görünen Evanjelik Hıristiyanların
nasıl çoğu defa savaş yanlısı gruplarla yanyana durduklarını
düşünün. Açıkça görünüyor ki bu karşıtların bir araya gelme
si FSM’nin işidir. Eğer kutsal bir etki olmasaydı, iki grup da bu
bariz fikir çatışmasının bariz bir şekilde Makarnâvi müdahaleden
kaynaklandığını farkederdi.
A
BKNY?
Dünyanın gitgide küçüldüğü, modern toplumun tuzaklarının —
cep telefonları, bilgisayarlar, PDA’ler, video oyunları, vergiler, savaş,
pornografi ve mikrodalga yemekler — her tarafımızı sardığı bu zor
günlerde, insan sıklıkla kendini kaybolmuş hissediyor. Bu modern
dünyadaki yerimiz nedir? Bu hayattaki amacımız nedir?
Pek çok kişi sonsuz kafa karışıklığının bataklığına saplandı,
seçenekler arasında yolunu kaybetti. Belki de tam şu anda kendinizi
böyle hissediyorsunuz.
Eğer öyleyse, inancınızı kaybetmeyin. Onun yerine, gözlerinizi
kapatın ve seçeneklerin daha az olduğu, hayatın iyi kalpli güneşin
altında geçen uzun günlerden ibaret olduğu ve insanın nerede
durduğunu bildiği daha rahat zamanları hayal edin. Tek bacağı
tahtadan da olsa.
Eğer hayat cesaretinizi kırdıysa, kendinize basitçe şunu sorun:
Bir Korsan Ne Yapardı?
Bu soruyu sormak hiç kuşkusuz sizi civardaki barda başlayan bir
yola götürecek. Orada ilk yanıtı bulacaksınız...
l.Bir Korsan şöyle sert bir içki içerdi.
İçki hayatın ekmeği değilse de, o ekmeğin boğazınıza kaçmasına
engel olan şeydir. İçki zihni açar ve ruhu özgürleştirir. Tutukluğu
alır, o yüzden arayışınız esnasında yanlışlıkla yüzlerce içki içmemeye
dikkat edin. Çok fazla içki içmek, garip arkadaşlar edinmenize sebep
olabilir, zaten göz bandınızla bir sıfır mağlup başlamışsınız.
Zihnin uygun bir şekilde yağlandıktan sonra, dalıp gitmeye
başladığını farkedersiniz. Bu iyidir, çünkü dalgın bir zihin arayan
bir zihindir. Ve en nihayetinde eğer zihin çok uzaklaşırsa, kendinizi
yanlış sorular sorarken bulabilir, hatta kayıtsızlaşabilirsiniz. Bu da
sizi şuna götürür...
-93-
Uçtkn S-pnaetti C't\-n(\,Vfrn
2.Bir Korsan, Kendine Bir Papağan Edinirdi.
Papağanlar dünyanın her yerinde insanların kelimelerini
tekrarlamalarıyla ünlüdürler. Bir Korsan az önce ne söylediğini
hatırlayamadığında, papağanın kelimelerini tekrar etmesi için bir iki
saniye beklemesi yeterlidir (örneğin, “Gaaak! Kancam Bonnie’nin
bluzuna takıldı”). Papağan mutlu ve dört başı mamur bir yağmacı
yaşantısının olmazsa olmazıdır, ama bugünlerde papağanlara Kor
sanlar kadar az rastlanıyor. Gerektiğinde bir bilgisayar, bir PDA,
hatta bir günlük bile papağanın işlevini görebiliyor.
Ama bilgisayarlar, PDA’ler, günlükler ve papağanlar gerçek
neşenin yerini tutamaz. Ve yalnız içmek, omzunuza bir papağan bile
tünemiş olsa, Korsanlığa uymaz. Bu da bizi üçüncü adıma getiriyor:
3.Kendinize Bir Haydut Takımı Bulun.
Bütün büyük adamların, yanlarında kendilerine eşlik edecek
neşeli bir haydut grubu vardı — dişsiz, traşsız ve kokan adamlar. Bu
tip insanlar bulun. Düştüğünüzde onlar sizi kaldırır. Ve birisi sizi
kan dökmeye teşvik ettiğinde, onlar bunu yapmanıza izin vermez.
Ünlü korsan Karasakal kendini en hassas hissettiği günlerden bah
seder — sahilde arkasına bakıyor ve tek gördüğü bir ayak ve bir tahta
bacağın izleri. Sonra ilk dostu, “İhtiyar Longshanks,” onu kucağına
alıp sahil boyunca taşıyor. Unutulmayacak bir hikâye.
İçkinizi, papağanınızı ve haydut takımınızı bulduğunuza göre,
artık gerçek bir Korsan gibi davranmaya hazırsınız. Bir Korsan en
çok ister? Bir Korsan gemisi...
4.Eğer Çalamıyorsan, Kendi Gemini Yap.
Denize açılabilen bir teknesi olmayan Korsan, Korsan değildir.
Göz bandınız olabilir, bir papağanınız ve tahta bacağınız bile olabi
lir ama her Korsanın gerçek amacı yedi denizi dolaşacağı gerçek bir
-94-
Dostları ilə paylaş: |