gemiye sahip olmaktır. Gemi hayatına anlam verir. Seyahat etmeni
sağlar ve dünyayı önüne serer. Gemin olmadan, komik kıyafetli bir
adamdan başka bir şey değilsin.
Artık bir Korsan’ın tüm ekipmanına sahipsin. Ne yapacaksın
onlarla?
5.Kendine Bir Kadın Bul.
Ya da eğer bir kadınsan, kendine bir Korsan bul. Korsanlar ve
kadınlar, spagetti ve spagetti sosu gibidir. Haydi, artık denizlere açıl
ve karşına ne çıkarsa yaşa.
Yol uzundur ve deniz yolculuğu bazen monotonlaşabilir — aynı
neşeli tayfayla geçirilen uzun saader, aynı içki, aynı yulaf lapası, aynı
kadın. Korsan keyifsizliğinden kaçınmanın tek bir yolu var.
ö.Şüpheye Düşersen, Yağmala!!
Hareketsizliğin önüne geçmenin tek yolu harekete geçmektir.
Haritalarını inceleyip, sakin bir balıkçı kasabası tespit et.
Sonra yağmala!
Varlıklı asilzadelerin yaşadığı bir kasaba bul.
Ve yağmala onları!
Bu günlerde hiçbir şey yapmadan oturup bahaneler üretmek
çok kolay. Şu hayatta neler olduğunu görmek istiyorsan. Yağmala,
yağmala, yağmala.
Bu temel Korsan ilkelerine sadık kalarak hayatını mutluluk ve
refah içerisinde geçirebilirsin. Her zaman bu ilkeleri takip et, tropik
iklimlerde yolunu kaybettiğinde önemlerini hatırla. Ve hâlâ rüzgârı
arkana alamadıysan, şu son noktayı hatırla...
-95-
Uç-frn SvMe-tti
7.Aaaaağğrrhhhü
Korsan hayatını kabul etmek, ebedi “Aaağğrrhh!!!”ı kabul
etmektir. Onsuz, bir kara adamından başka bir şey değilsin.
-96-
A
KUTSAL MAKARNA
Birinci Gün: Işık
Sonra FSM, “Işık olsun,” dedi ve ışık oldu. FSM zarif gözlerini
ışığa alıştırdı ve ışığın iyi olduğunu gördü ve FSM ışığı karanlıktan
ayırdı. Işığa Gün, karanlığa Gece veya “Prime Time” dedi. O gece
ve gündüz ilk gündü.
ikinci Gün: Gökkubbe
FSM uçmaktan yorulmuştu ve su üzerinde de uzun süre
yürüyemiyordu, o yüzden dedi ki, “Suların ortasında gökkubbe
olsun ve gökkubbede gelecekte Korsanlar için güvenli limanlar
sağlayacak olan girintiler oluşsun - hayır, vazgeçtim, gökkubbe
aptalca bir kelime, bunun adı kara olsun, çünkü ‘gökyüzü göründü!’
deyince, kulağa gökkubbeden bile daha aptalca geliyor — ve bu kara,
suları sulardan ayırsın. Ve bira fışkırtan bir volkan olsun, bu çok
şık bir hareket olur.” Ve volkan bira fışkırttı ve O tadına baktı ve
oldukça iyi olduğuna kanaat getirdi. O gece ve gündüz ikinci gündü.
Üçüncü Gün: Toprak ve Bitkiler
FSM uyandığında zihni bulanıktı ve nerede olduğunu bilmiyordu.
Hafifçe akşamdan kalma ve Hint Okyanusu’nda bir yerlerde, FSM
önceki gün yarattıkları hakkında kafasının biraz karışık olduğunu
gördü, içmekle hata ettiğini düşündü. Otoritesini yeniden kurmak
için bağırarak Tanrısal emirler yağdırmaya başladı ve sonra FSM
daha organize çalışmaya karar verdi. “Göğün altındaki tüm sular tek
bir yerde toplansın ve kuru kara parçası ortaya çıksın” dedi (îkinci
Gün verdiği gökkubbe emrini unutarak), ve kara parçasına Toprak
dedi (kara kelimesini de daha dün bulmuştu), ve biraraya gelen sulara
Deniz dedi. Sonra FSM Makarnâvi Uzantılarını sıcak ışığın altında
-97-
U$(\,n âvfrae-tti C'd-na-Vc^n
kuruttu ve bunun iyi olduğunu gördü, ama ufak bir problem vardı.
Dünya Kara ve Gökkubbeyle dolmuştu, böyle olmazdı. O yüzden
İkinci Gün ün Gökkubbesini yukarı çıkardı ve Cennet diye yeniden
isimlendirdi. Üçüncü Gün’ün karasını olduğu yerde bıraktı. Cennet
daha hoş bir yere benziyordu ve FSM orada yaşayıp dünyaya işe
gelir gibi gelip gitmeye karar verdi. Sonra FSM “Topraktan çimen,
buğday, pirinç ve benim Makarnâvi Uzantılarımı andıran bir şeye
çevrilebilecek ne varsa o çıksın” dedi ve bunun orijinal bir fikir
olduğunu gördü, bu da kesinlikle iyiydi. O gece, Gökkubbeyle
beraber Cennet’e taşınmış olan Bira Volkanından önceki geceye
göre biraz daha az içti. O gece ve gündüz üçüncü gündü.
Dördüncü Gün: Güneş, Ay ve Yddızlar
O gün FSM aşırı çalışmaktan dolayı biraz bitkindi. Gece boyun
ca dinlenmek için rahat bir pozisyon bulmakta zorlanmıştı, gece ge
lecekte mürekkep balıklı makarnanın olacağından daha karanlıktı.
O yüzden dedi ki, “Gökyüzünde ışıklar olsun ve iki ışık olsun: güne
hükmedecek daha büyük bir ışık ve geceye hükmedecek küçük
ışıklar.” Ve o gün erken yattı, çünkü ertesi gün için büyük planları
vardı. O gece ve gündüz dördüncü gündü.
Beşinci Gün: Büyük Patlama
Beşinci gün büyük gün olacaktı, o yüzden FSM erken kalktı.
Sonra dedi ki O, “Sular hayatla kaynasın, gökyüzü kuşlarla dolsun
ve topraktan her türden canlılar fışkırsın. Birbirlerini kucaklasınlar
ve bereketli olsunlar.” Bunun iyi olduğunu gördü ve kendisiyle
gururlandı, o yüzden o gün öğleden sonra Bira Volkanına sıkı
dadandı.
O gece geç bir saatte yataktan kayıp Gökkubenin üzerine sertçe
düştü ve bu, sevgili okuyucu, gerçek Büyük Patlamaydı. Kendini
garip hissediyordu ve o sarhoşluk halinde Cennet’te az kıyafedi,
yüksek topuklu kadınlar üreten bir fabrika ve dünyada “Adam”
adını verdiği bir cüce yaratmış olduğunu farketti. “Vay be. Bu sefer
-9 8 -
A
Makamâvi Uzvumu biraz fazla uzatmış olabilirim,” dedi ve artık
hangi günde olduğundan bile emin değildi. Tüm bu yaratma işine
bir ara vermeye karar verdi, hızlıca kutsamasını yaptı ve “Bugünden
itibaren, her Cuma günü tatil olacak,” diyerek yeni tatili ilan etti.
Cennetteki Zeytin Bahçesi
Amma velâkin bu cüce çok gürültücüydü. FSM dünyadan gelen
şikâyetlerle başedemedi ve cüceye emretti, “Bak aklıma ne geldi...
Neden biraz buğday, pirinç falan toplayıp beni andıran makarnalar
yapmıyorsun. Onların varoluş sebepleri bu. Ve ağzını o makarnayla
doldur, sessiz ve huzurlu ol. Ama zeytin ağacına dikkat et, çünkü
zeytinin kendisi iyidir ama içindeki çekirdek kaya gibi serttir ve
boğulabilir veya dişini kırabilirsin. O yüzden onun şeytan olduğunu
düşün, eğer yutarsan öleceğin kesindir, bu da seninle boşu boşuna
vakit kaybettiğim anlamına gelir, zaten daha şimdiden şüphelerim
»
var.
Adam haftanın yedi gecesi makarna yemekten pek memnun
kalmadı, böylece FSM dayanamadı ve ona tüm hayvanları getirdi.
Ve adam herbirine bir yiyecek adı verdi. Sığıra “biftek”, domuza
“jambon” , “salam” veya “pastırma” dedi. Gariptir tavuğa “tavuk”
demeyi uygun gördü. Belki de Adam yorulduğu için yaratıcılığını
kaybetmişti.
FSM adama biraz kestirmesini önerdi, o da öyle yaptı.
Uyandığında FSM, “Adamım, sana bir sürprizim var. Şuna bir bak.
Kadın!” dedi.
Cüce bir an boş boş baktı sonra dedi ki, “Bende kalabilir mi?”.
Ve FSM dedi ki, “Şu andan itibaren erkek babasını ve annesini terk
edip karısıyla yaşayacak ve ikisi tek bir et olacaklar” ve sonra FSM
kendi kendine, “İlginç olacak,” dedi.
“Sana borçlandım,” dedi cüce adam.
Çok geçmeden Adam zeytin çekirdeğiyle lanet dişini kırdı ve
FSM dedi ki: “Ben sana o kulakları beni dinlemeyesin diye mi ver
dim?” Ve Adam dedi ki, “Kulaklarım mı var benim?” Ve sonunda
-9 9 -
Dostları ilə paylaş: |