Ün ey m im arlı



Yüklə 1,2 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə25/43
tarix18.06.2018
ölçüsü1,2 Mb.
#49336
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   43

DOSYA

KENT 


ALGILAMASI 

ÜZERİNE BİR 

DENEME

Ali İhsan ÖKTEN

Doktor


Adana Tabip Odası Başkanı

“Kent, içinde barındırdığı her 

türlü insan ve her türlü yaşamla 

karmaşık, dinamik ve romantik

aynı zamanda korkutucu bir yerdir. 

Kentsel imge ve algı geliştikçe 

dikkatli ve daha eleştirel bir 

toplum yapısı ortaya çıkacaktır. 

Eksiklikleri saptadığımız noktada 

kentsel tasarım için baskı 

unsuru olabilmeliyiz. Bu kentsel 

tasarım görsel zevkin ve sanatın 

gelişmesine yardımcı olacak, sanat 

ve toplumun bir arada büyümesi 

kentten alınan keyfi daha da 

arttıracaktır.” 

Günümüzde  nasıl  görsel  bombardımandan 

kaçmak  mümkün  görülmüyorsa  modern  kent 

yaşamında  da  estetiği  olmayan  görsel  saldırı-

dan kaçmak mümkün olmamaktadır. Ancak bu 

görsel saldırıyı toplumun karmaşık yapısı içinde 

günlük faaliyetler içinde daha canlı kılmak ken-

tin  anlamını  güçlendirecektir.  Bunun  için  çev-

resel imgeyi oluşturacak yeni nesneler oluştu-

rulmalıdır. Bu yeni nesne kent bileşimini ortaya 

çıkaran farklı fiziksel özelliklere sahip olmalıdır.

Bir  kenti  algılamamızdaki  en  önemli  şey  kentin 

imgesel  varlıklarıdır.  Bu  imgesel  varlıklar  kentin 

kimliği,  yapısı  ve  anlamı  üzerinde  kişide  kentin 

tekliğini  veya  tekilliğini  belli  etmeli,  dokusal  ve 

duygusal  olarak  bir  anlam  içermelidir.  Bu  imge-

sel kent kimliğini ifade eden yapının görsel algısı 

onun anlamıyla bütünleşmelidir. Amacımız algısal 

dünyamızda kimlik ve yapıya olan gereksinimimizi 

ortaya koymak ve bunu kentin çevreyle olan ilgisi-

ne dikkat çekmektir. Kentsel veya çevresel algımızı 

genişletmek ve derinleştirmek için uzun süreli bir 

gelişimden geçmemiz de kaçınılmazdır.

Kentsel  imgelerin  kendi  yaşadığımız  yerlerdeki 

rolünü  anlayabilmek  için  bazı  kentsel  alanlara 

dikkatlice  bakmamız,  kentte  yaşayanlarla  konuş-

mamız,  görsel  gerçeklikle  imgelerin  karşılaştırıl-

ması yoluyla kent için hangi imgelerin daha güçlü 

olduğuna karar vermemiz gereklidir. Kent, içinde 

barındırdığı her türlü insan ve her türlü yaşamla 

karmaşık, dinamik ve romantik, aynı zamanda kor-

kutucu bir yerdir. Kentsel imge ve algı geliştikçe 

dikkatli ve daha eleştirel bir toplum yapısı ortaya 

çıkacaktır. Eksiklikleri saptadığımız noktada kentsel 

tasarım için baskı unsuru olabilmeliyiz. Bu kentsel 

tasarım görsel zevkin ve sanatın gelişmesine yar-

dımcı olacak, sanat ve toplumun bir arada büyü-

mesi kentten alınan keyfi daha da arttıracaktır.

Kent imgesini oluşturan öğelerin çoğu, kentle 

olan ilişkileriyle öne çıkar. Geniş görünümlü bir 

park, kentin simgesi olan bir heykel, görsel veya 

plastik  sanat  çalışmaları,  kente  özgü  binalar, 

yollar, kültür merkezleri, dinsel mekânlar, şehrin 

eski ve yeni yerleşimi arasındaki uyum kişilerin 

zihinsel algılarında iz bırakmalıdır.

Kentler tek bir birey için oluşturulmamıştır. Geç-

mişleri,  meslekleri,  mekânları,  alışkanlıkları  ve 

yaşanmışlıklarıyla pek çok insanı temsil ederler. 

Günümüzde kentler dönüşüm projeleriyle çok 

hızlı değiştiği ve yeni metropollerin oluşmasıyla 

kentli (!) toplum artık çok sık yer değiştirdiği için, 

kentle  olan  duygusal  alışverişimiz  azalmakta, 

kentin çevresini ve çehresini oluşturan imgeleri 

algılamamız azalmakta ve böylece insan kendi 

kentinde yalnız ve yabancı olmaktadır. 

Görünüşü ne kadar sıradan olursa olsun geliş-

miş  veya  gelişmemiş  kentlere  bakmak  insana 

özel bir zevk vermelidir. Ancak bu zevk kentin 

uzun zaman içinde algılanabilir olmasıyla olası-

dır. Kentlerinde nesneleri görebilecekleri gözü, 

sesleri  işitebilecekleri  kulakları,  koklayabilecek-

leri  burunları,  bir  dokuya  dokunabilecekleri 

elleri ve ne olup bittiğini anlayabilecek ve his-

sedebilecekleri  ruhları  vardır.  Bir  kent  bir  canlı 

gibi keşfedilmeyi bekler. Kente her gelenin veya 

orada yaşayanların kentin herhangi bir tarafıyla 

bir ilişkisi olmuştur ve bu ilişki onun imgesi, ha-

tırası ve anlamlarıyla yüklüdür.

Kentte yaşayan insanlar ve onların her türlü fa-

aliyetleri, şehrin fiziksel, tarihî sabit yerleri kadar 

önemlidir. Bizlerin kent algısı bütüncül olmayıp 

içinde  endişeleri  barındıran  parçalı  bir  algıdır. 

Bu  yüzden  zaman  zaman  diğer  endişesi  olan 

insanlarla birlikte oluruz.

Bir  kent  çok  çeşitli  sınıf  ve  karakterlere  sahip 

binlerce  insan  tarafından  oluşturulan  bir  yapı 

olduğundan ve sürekli olarak gelişen bir yapı-

lanması  olduğundan  algılanabilmesi  de  bir  o 

kadar farklıdır. Kentin algılanması onun sadece 

kentsel mimarisi ile ilgili değildir. Ve bu yetme-

yecektir. Bunun içine kentte yaşayanlarla birlik-

te, kentin içine müzik, edebiyat, sinema, görsel 

ve plastik sanatlar, heykel ve fotoğraf girmelidir. 

Bunlar kentin görsel niteliklerini yani kentin ta-

rihsel dokusunu korurken ona eklenecek tutarlı 

dokuların  da  oluşmasını  sağlayacaktır.  Böylece 

kent  okunaklı  bir  kent  yani  bölgeleri,  sınırları, 

yolları, yapıları kolayca ayırt edilebilen ve bunla-

rın hepsinin bütünlüklü bir doku içinde oluştur-

duğu bir alan olacaktır.

Bir kentte yaşayanlar çok kolay ve hızlı hareket 

etmelidir. Bu ancak düzenli bir çevre ile olacak-

tır. Güzel bir imge sunabilen canlı ve bütünleş-

miş bir fiziksel çevrenin sosyal rolü de farklı ola-

caktır. Bu aynı zamanda kişiye duygusal olarak 

güven duygusu da verecektir. Ancak çevredeki 

belirsizliklerin,  labirentlerin,  çarpık  sokakların 

ve  sürprizlerin  de  farklı  bir  değeri  olduğu  ka-

bul edilmelidir. Her kentin farklı bir yaşanmışlık 

hikâyesi, bir dokusu, hatta bir kokusu vardır ve 

bir  kente  bakmak,  onu  görmek  değildir.  Kenti 

düşünmek ise daha farklı bir şeydir. Kentler üst 

üste geçmiş katmanlardan oluşur. Bu katmanlar 

sadece üzerinde yaşanmış olan uygarlıkların ka-

lıntıları değildir. Kentin katmanları onu oluştu-

ran mimarisi, ekonomisi, sanatı, tarihi, sosyolo-

jisi, hukuku, sağlığı, yolları ve çevresel alanlarını 

barındıran bir bütünlüktür. Kent dediğimiz olgu 

binlerce  yıllık  birikimlerin  tüm  bu  katmanların 

birbirinden ayrılmaz bütünlüğü ile oluşur.

GÜNEYMİMARLIK |EYLÜL2013 | SAYI 13 | 



37


Yüklə 1,2 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə