Upanishadlar’in hint kutsal metinleri arasindaki yeri ve önemi



Yüklə 1,03 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə41/64
tarix30.10.2018
ölçüsü1,03 Mb.
#76453
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   64

 
 
112
Upanishad metinlerinde karma ve samsara, biri diğeri olmasızın 
düşünülemeyecek iki kavramdır. Birinin varlığını kabul etmek otomatik olarak 
diğerinin benimsenmesini zorunlu hale getirir. Bu iki inanç türü birbirinden ayrı 
düşünüldüğünde, ifade ettikleri düşünce biçimi anlamsızlaşır. Bu yüzden 
Upanishadlar’da bu iki inanç birlikte ele alınarak değerlendirilir. Bu durum, 
“Bedenleşen kişi, yaptığı  işlere göre çeşitli biçimler edinir. Bu kişi iyi veya kötü 
biçimleri kendine seçer. Kişinin bedenleşeceği formu belirleyen faktör, yaptığı işlerin 
ve karakterinin niteliğidir”
261
 ifadeleriyle özetlenebilir.  
c)  Upanishadlar’a Göre Karma–Tenasûh İnancı 
Upanishadlar’daki ana temalardan biri, doğum ve ölümün ezelî-ebedî olarak 
yaptıkları döngüsel dans fikridir. Doğum ve ölümün ebedi döngüsü samsara olarak 
adlandırılır. Bu şekilde, bireyin en iç benliği (Atman) yeniden doğar. Upanishad 
karma-samsara anlayışının temelinde, işlenen her iradi fiilin mutlaka iyi veya kötü 
bir sonuç doğuracağı ve genedoğum yasasının da buna göre işleyeceği fikri yatar.
262
 
Karma yasası gereği, bireyin yaşadığı süre içerisinde ister dini isterse dünyevi olsun 
kendi muhakemesi neticesinde gerçekleştirdiği bütün fiiller, onun hem şu andaki 
yaşam sürecini hem de ölümünden sonraki hayatını etkiler. Her ne kadar karmanın 
iki yönlü bir etkisi bulunsa da Upanishad metinlerinde bu dünyaya taalluk eden yönü 
itibariyle pek aydınlatıcı bilgiler bulunmaz. Bundan ziyade karma inancının 
                                                 
261
 Şvetaşvatara Upanishad, V, 11-12. Bu iki kavramın birlikte kullanımı Brihadaranyaka Upanishad, 
III, 2.14’de de görülür. “Mevcut durumu itibariyle öz/ruh, şu veya bu bedenle birleşmiş durumdadır. 
O  şu anda nasıl davranır ve hareket ederse, gelecek sonraki hayatları buna göre şekillenecek ve 
belirecektir. Yani iyi amel işleyen iyi, kötü amel işleyen kötü bir durumda yeniden bedenleşecektir. 
İyi, güzel davranışların neticesi iyi, kötü davranışların neticesi ise kötü olacaktır.” Yine Çhandokya 
Upanishad, V, 3,7-8; V, 10.7; Brihadaranyaka Upanishad, IV, 4.2’de de benzer kullanımlar 
bulunmaktadır. 
262
 Brihadaranyaka Upanishad, IV, 4,5. 


 
 
113
ölümünden sonraki hayat yolculuğunda ne gibi fonksiyonlar icra ettiğine temas 
edilir.
263
 
Upanishad metinlerinde tenasüh inancının, iki farklı biçimde gerçekleşeceği 
belirtilir. Buna göre ruh ya belirli mekânlara gitmek suretiyle genedoğum serüvenini 
gerçekleştirir ya da herhangi bir dış âleme gitmeksizin tekrar yeryüzünde samsara 
çarkına dâhil olur. Birinci anlayışa göre ölümle birlikte bedeni terk eden ruhlar üç 
farklı yoldan birini izlerler. Maddi bedenden ayrılan ruhun bu üç yoldan hangisini 
izleyeceği, gerek sona eren hayatında gerekse daha önceki yaşamlarında işlemiş 
olduğu amellerin neticesine bağlıdır. Ruhun seyredeceği manevi halkalar önceden 
belirlenir. Dolayısıyla ölümle birlikte bedenden ayrılan ruh, taşıdığı özelliklere 
uygun yolu seçmek zorundadır. Bu üç yoldan birincisi Devayana (Tanrılar dünyası), 
ikincisi Pitryana (Atalar dünyası)’dır. Sonuncusu ise bu iki diyara uğramadan 
şekillenen yoldur.  
ca) Birinci Yol (Devayana/Tanrılar Yurdu) 
Upanishadlar’a göre, bu dünyada iken, öte dünya (gökyüzü), yağmur, bu 
dünya (yeryüzü), erkek ve kadından oluşan hayatın beş doğuş evresini kavrayanlar 
öldükten sonra Tanrılar ülkesine gideceklerdir. Ayrıca ölümünden önceki hayatında 
ormanda inzivaya çekilen, çile ve riyazetle nefsini her türlü dünyevi istek ve 
zevklerden arındıran, Brahman’a aşkla ve sabırla tapınan, yaşantılarını ibadetle 
geçiren hakiki dindarlar, Tanrılar yurduna gitmeyi hak ederler.
264
 
 Upanishadlar’da 
Tanrılar dünyasına açılan bu yolda ruhun seyrettiği 
mertebeleri anlatan bölümler, hemen hemen benzerlik gösterir. Buna göre Tanrılar 
                                                 
263
 “Ölümden sonra, yaptıkları  işlerle (Karman) ve bilgi düzeyleriyle doğru orantılı olarak, ruhların 
(atman) bir kısmı tekrar cismani varlığın biçimlenmesi için rahimlere, bir kısmı ise değişmez 
madde’ye (Brahma) giderler.” Katha Upanishad, V.7. 
264
 Brihadaranyaka Upanishad, VI, 2.15; Çhandokya Upanishad, V, 10,1. 


 
 
114
yurduna gitmeyi hak eden ruhlar, ölü yakma töreninin ardından cenaze ateşinin 
alevine geçer. Alevden güne, günden yükselen yarımaya, ondan güneşin kuzeydeki 
altı aylık zaman dilimine, o aylardan yıla, yıldan güneşe, güneşten aya ve aydan da 
şimşeğe (başka bir yerde ‘parlaklık’ deniyor) geçer. Bu noktadan sonra bir ruh 
yaklaşarak Brahman’a yükselmeleri için onlara yoldaşlık eder.
265
 
 Bu 
mertebeler 
tanrılara ulaştıran basamaklardır ve Brahman’a açılan 
penceredir. Şimşek (parlaklık) merhalesine ulaşan ruhlar artık insan değildir. Buraya 
yükselen ruhlar tanrılık vasfını kazandıklarında insan biçimine tekrar dönmezler. 
Dolayısıyla bu tür ruhlar gene-doğum çarkından kurtularak ebedi kurtuluşa doğru yol 
alırlar.
266
 
 Kauşitaki Upanishad’da tanrılar yurduna ulaşan ruhun, buradan Brahma 
dünyasına geçerken nelerle karşılaşacağı ve ne gibi güzellikleri haiz olacağı 
hususunda aydınlatıcı bilgiler bulunur. Buna göre ölüm zamanı tanrıların yoluna 
giren kişi, buradan sırayla Agni’nin, Vayu’nun, Varuna’nın, İndra’nın, Pracapati’nin 
ve en sonunda nihai hedef olan Brahma’nın dünyasına gelir. Bu Brahma dünyasında, 
nehirler, göller, cevherler, ağaçlar, saraylar vb. insanın gözüne hoş gelen güzellikler 
vardır. Buraya giren kişi güzel elbiselerle, güzel kokularla, kolyelerle, çiçeklerle, 
meyvelerle karşılanır. Brahman’a ulaşmadan önce Ara gölüne gelir. Kişi aklıyla bu 
gölü geçer. Gerçeği bilemeyenler orada batar. Sonrasında Vicera nehrine gelir. 
Burayı da aklıyla geçen kişi iyi ve kötü işlerini bu nehrin üzerinde silkeler. İyi olan 
akrabaları iyi işlerini kötü olan akrabaları kötü işlerini alır. Kişi bütün bu safhaları 
                                                 
265
 Çhandokya Upanishad, IV, 15,5-6; V, 10.12; Brihadaranyaka Upanishad, VI, 2.15’te ruhun 
bedenden ayrıldıkta sonra izlediği yolların sıralanışında farklılık vardır. Burada geçilen yollar sırayla 
şöyle verilir: alev, gün, büyüyen yarımay, güneşin kuzeye yöneldiği altı ay, tanrıların dünyası, güneş 
ve şimşek şeklindedir. Burada yıl ve ay basamaklarından söz edilmezken buna mukabil benzer olan 
ilk dört mertebeden sonra tanrılar dünyası zikredilerek ilave yapılmış bu da sıralanışı değiştirmiştir.  
266
 Çhandokya Upanishad, IV, 15,5-6. 


Yüklə 1,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   64




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə