Upanishadlar’in hint kutsal metinleri arasindaki yeri ve önemi



Yüklə 1,03 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə37/64
tarix30.10.2018
ölçüsü1,03 Mb.
#76453
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   64

 
 
99
tanrılardan mertebe olarak yüksektedir.
227
 Bir başka yerde Tanrıların Atman’ı 
öğrenmek maksadı ile Brahma’nın huzuruna çıktıkları ve ona hürmet gösterip Atman 
hakkında sorular sordukları anlatılır.
228
 Bu durum Upanishad anlayışına göre, 
Brahman’ın diğer tanrılara göre daha bilgili ve mevki olarak da en üstte olduğunu 
göstermektedir. Hem kurtuluş için kavranılması zaruri olan Atman konusunda bilgi 
alınabilecek hem de saygıya ve itaate layık tek yüce Varlık, Brahma’dır. 
Upanishadlar’da atman-brahman özdeşliği en baskın düşünceyi 
oluşturmaktadır. Ancak bu ana doktrininin yanı sıra, evrenle Atman ya da Brahman’ı 
özdeşleştiren panteist tanrı anlayışı ve Brahman’ı kâinatın Rabbi ve kontrol edicisi 
olarak gösteren teistik tanrı anlayışı da mevcuttur. Upanishadlar’ın bazı yerlerinde 
diğer tanrıların en Yüce Tanrı olarak gördükleri Atman (Brahman)’dan yiyecek 
(öküz, at gibi) ve barınacak yer istedikleri belirtilir.
229
 Dolayısıyla bu durum 
Brahman dışındaki diğer tanrıların insanî özellikler taşıdıklarını gösterir.  Yeme, 
içme ve barınmaya ihtiyaç duymaları bu tanrıların antropomorfik bir tarzda 
düşünülmüş 
olabileceklerini 
akla 
getirmektedir. 
 
    
 Upanishadlar’ın geneli göz önünde bulundurulduğunda bu metinlerin tanrı 
tasavvurunun panteist olduğunu söylemek zordur.
230
 Özellikle sonraki dönem klasik 
Upanishadlar’da Tanrı’ya atfedilen özellikler dikkate alındığında her şeyin üzerinde 
yegâne hüküm ve güç sahibi bir tanrının varlığından söz edilir. Bu durum da teistik 
bir anlayışın var olduğunu göstermektedir. Upanishadlar’ın genelinde Tanrı 
                                                 
227
 Geniş bilgi için bkz., Kena Upanishad, III, 14-25 ve IV, 26-29. 
228
 Bkz., Maitri Upanishad, VII, 10. 
229
 Aitareya Upanishad, II, 1-2. 
230
 Swami Nikhilananda, Hinduizm, s. 38. 


 
 
100
tasavvuru hususunda en belirgin anlayış Atman-Brahman özdeşliği  şeklinde 
görülür.
231
 
 
Sonuç olarak Upanishad tanrı tasavvurunda öne çıkan temel birkaç husus 
bulunmaktadır. Bunlardan birisi, Upanishad tanrı anlayışında derecelendirme söz 
konusudur. Tanrıların güçleri, hâkimiyet alanları ve büyüklükleri konusunda 
farklılıklar vardır. Tanrıların yücelikleri konusunda, Brahman ile olan ilişkileri 
belirleyici faktördür. Tanrıların sayısı çok olmakla birlikte bunlar içerisinde Agni
Vayu ve İndra Brahman’ı ilk tanıyanlar oldukları için diğer tanrılara nazaran daha 
öndedir. Bu üçünün içerisinde de İndra önemlidir. Çünkü Brahman’a yaklaşarak ona 
ilk temas eden ve onun Brahman olduğunu ilk öğrenen tanrı İndra’dır. Brahman ise 
bu üç tanrının da üzerindedir. Zira O, üç tanrıyı da sınamış ve herşeyin üzerinde bir 
hâkimiyeti olduğunu ispatlamıştır. Bu bilgilerden hareketle Upanishad tanrı 
anlayışında şöyle bir formül çıkartılabilir: Brahman > İndra > Agni=Vayu > Diğer 
Tanrılar.  
 Klasik 
Upanishadlar’ın sonuncularından olan Şvetaşvatara Upanishad’ın 
büyük bir kısmı Tanrı konusunda detaylı bilgiler sunmaktadır. Burada bütün 
mevcudatı yaratan, idare eden, kendince belirlediği belli düzen çerçevesinde insanları 
imtihan eden, eşi-benzeri olmayan, diğer tanrıların fevkinde yegâne hâkimiyeti 
elinde bulunduran bir Yüce Varlık’tan bahsedilir. Temel Upanishadlar’ın ilkinden 
sonuncusuna gidildikçe yaratıcı gücü teke indirme çabası görülür. Bu anlamda 
Upanishadlar’ın tamamına bakıldığında Brahman’ın diğer tanrıları geride bırakarak 
adeta liderlik tahtına oturtulduğu 
görülür. 
    
                                                 
231
 S. Dasgupta, A History of Indian Philosophy, I/50. 


 
 
101
Son olarak Upanishadlar’ın hemen hemen tamamında sürekli vurgulanan 
Atman ve Brahman özdeşliği konusuna değinmek faydalı olacaktır. Bu metinlere 
göre Atman ile Brahman birbirinin aynıdır ve birdir. Bu iki tabir görünüş itibari ile 
her ne kadar çift ise de esasında tek ve aynı hakikate delalet eder. Dolayısıyla 
ortalıkta çokluk adına bir şey yoktur. En yüce güç olan Brahman, her bireyde 
parçalara ayrılmış halde yaşar. Kişide bulunan Brahman’a ‘Atman’ denir. O, her 
yerde ve her şeyin içindedir. En büyükten daha büyük, en küçükten daha küçüktür. 
İşte Upanishadlar’ın temel öğretisi, kişinin içinde bulunan Atman ile Brahman’ı 
kavramasına ve bu iki unsurun esasında bir olduğunu idrak etmesine dayanır. 
Upanishadlar’da asıl amaç olan ebedi kurtuluşu elde etme, Atman-Brahman 
ayniliğinin kavranılmasıyla mümkündür. 
b) Tanrı-Yaratılış İlişkisi 
Upanishadlar’da yaratılış konusunda önemli bilgiler bulunur. Başlangıçta bu 
dünya var olarak mevcut muydu yoksa yokluktan varlık âlemine mi geçti? Varlıkları 
yaratan ilksel madde ne idi? Yaratıkların kendisinden meydana geldiği varlık, su mu 
yoksa aşkın bir güç olan Atman/Brahman mıydı? Yaratılışla alakalı bütün bu sorulara 
Upanishad metinlerinde birbirinden farklı cevaplar verilir. Ortaya konan herbir 
açıklama kendi uslubu çerçevesinde önemli olmakla birlikte zaman zaman çelişki de 
içerir. 
ba) İlk Yaratılışta Dünyanın Durumu 
Upanishadlar ilk yaratılış esnasında dünyanın mevcut olup olmadığı 
konusunu detaylıca ele alır. Yine dünyanın nasıl yoktan var olduğu veya ezeli ise 
bunun ne anlama geldiğini açıklar. 


 
 
102
Upanishadlar’da başlangıçta bu dünyanın var olmadığını, sonradan ortaya 
çıktığını belirten anlatımlar bulunur.
232
 Başlangıçta dünya diye bir mefhum 
olmadığından varlık, var olmayandan türemiş ve ruh olarak ortaya çıkmıştır. Buna 
göre gerçekten ruh olmasa kişi ne soluk alabilir ne de yaşayabilir. Bu yüzden bu 
Ruh/Atman mutluluk sebebidir. 
Başka bir yerde dünyanın yaratılışı kozmik bir yumurtaya benzetilerek 
açıklanır. Başlangıçta mevcut olmayan bu dünya sonradan ortaya çıkmış, gelişmiş ve 
bir yumurtaya dönüşmüştür. Bu yumurta bir yıl kuluçka devresinde kaldıktan sonra 
çatlamış ve ikiye ayrılan kabuklarından biri gümüş diğeri altın halini almıştır. Gümüş 
parça bu dünyayı, altın parça ise gökyüzünü oluşturmuştur. Yumurtanın dış zarı 
dağları, iç zarı bulutları ve sisi meydana getirmiştir. Damarları nehirleri, iç sıvısı da 
okyanusları meydana getirmiştir.
233
 
Aynı Upanishad’ın başka bir bölümünde, yukarıda ileri sürülen varlığın var 
olmayandan türediği görüşüne karşı çıkılır. Burada her varlığın bir sebepten türediği 
vurgulanarak hiçbir şeyin nedensiz ve etkisiz oluşamayacağı belirtilir. Buna göre, 
bazıları başlangıçta bu dünyanın var olmadığını ve yokluktan varlığın ortaya çıktığını 
iddia etseler de başlangıçta bu dünya tek başına vardı. Daha sonra bu dünya kendi 
kendine “çok olmalıyım” diye düşündü ve ısı yaydı. Bu sefer yayılan  ısı aynı  şeyi 
düşündü ve su yaydı. Sonra su da kendi kendine “çok olmalıyım” diye düşündü ve 
yiyecek yaydı.
234
 Bu tür ifadeler ilk varlığın hususiyeti ve yaratılış konusunda önemli 
bilgiler içermektedir. Benzer şekilde Upanishad metinlerinin bir bölümünde geçen 
bir örümcek bile yoktan ağını örer, bitkiler topraktan biter, saçlar insanın 
                                                 
232
 Taittirya Upanishad, II, 7.  
233
 Çhandokya Upanishad, III, XIX, 1-2. 
234
 Çhandokya, Upanishad, VI, II, 1-4. 


Yüklə 1,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   64




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə