Demokratik Modernite



Yüklə 26,73 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə76/89
tarix21.06.2018
ölçüsü26,73 Kb.
#50576
növüYazı
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   ...   89

154
si sistemidir. Demokratik konfederalizm ulus 
devlet zihniyetine karşı devlet olmayan siyasi 
yönetim biçimidir. Demokrasi halkın kendisini 
doğrudan yönetme sistemi demektir ve toplum 
üstü sınıfın örgütü olan devletler demokrat ola-
mazlar. Devletin özü halkın değerleri üzerin-
den iktidar ve sömürü tekelleri örgütlemektir. 
Bu nedenle devlet ve demokrasi aynı kimlikte 
buluşamazlar. Günümüzde devletler demok-
rasi maskesiyle sömürgen karakterini kamufle 
ederken, halklar üzerinde en faşist uygulama-
ları geliştirmektedir. Devletler ancak halkların 
demokratik sistemlerine saygı duyabilirler. Ya 
da en ileri düzey olarak toplumsal demokrasiye 
duyarlı hale gelebilirler.
Eğer devlet halkın kendi sistemini geliştir-
mesini engellemez ve saygı gösterirse konfederal 
sistem devlet karşıtlığı yapmaz, devlet artı de-
mokrasi temelinde birlikte var olabilirler. Dev-
letin halk sistemine duyduğu saygı ortamında 
birlikte var olabilirler, fakat eğer bu ortam 
yoksa toplum devlete rağmen kendi toplumsal 
demokratik sistemini kurar. Demokratik Kon-
federalizm ne devleti kutsamak ne de devleti 
yıkmak yaklaşımını esas alır. İkisi de birer ucu 
ifade ederken halkları esas alma değil devlete 
göre pozisyon belirlemektir.  Demokratik Kon-
federalizm halkın ihtiyacına göre pozisyon be-
lirler, örgütlülük geliştirir. Demokratik Konfe-
deral sistem halk iradesine göre tüm birimlerin 
en küçükten en evrensele kadar kendi özgünlü-
ğüyle kendini örgütlemesini esas alır. 
Devlet halk iradesine saygı duyarsa bunu 
anayasal haklar temelinde somutlaştırmalıdır. 
Devlet halk iradesini tanımaz ve ezmeye kalkar-
sa, bu sefer halkın devrimci iradesi devreye gi-
rer ve kendi özgür iradesi ve sistemiyle yaşama-
yı tercih eden halk devletin saldırılarına karşı 
devrimsel mücadeleyle kendi sistemini kurum-
sallaştırır. Bugün Kürdistan’da her iki yöntem 
de iç içe işlemektedir. Kuzey Kürdistan’da halk 
devletin anayasal haklarını tanıması yönünde 
mücadele ederken, devlet anayasal çözümü ola-
bildiğince oyalamaktadır. Devlet anlayışında ne 
kadar oyalarsam o kadar kardır mantığı hakim-
dir. Oyalamak, sürecin ağırlığını, yürüten taraf-
ların etkisini “tartışmalı” hale getirecektir. Sü-
rünceme anlam dağılmasını getirecek ve umut 
kırıcı rol oynayacak, hatta zamanla sürecin içini 
boşaltacak, veya çatışma zeminine dönecektir. 
Tüm bunlar karşısında Kürt halkı devrimsel 
gücünü açığa çıkarma potansiyeline sahiptir. 
Bu potansiyelini otuz yıllık mücadele tarihin-
de defalarca göstermiştir. Özellikle günümüzde 
somut kazanımların ulaştığı düzey Kürt halkı 
açısından özgürlüğü asla vazgeçilmez kılmıştır, 
otuz yıllık mücadelenin kazandırdığı tecrü-
benin yarattığı zemin, devrimsel bir direnişin 
potansiyelini her zamankinden güçlü kılmakta-
dır. Bu konuda Kürt Halkı hem kendine güvenli 
hem de özgürlük paradigmasında nettir.
Bugün Kürtler demokratik ulus ekseninde 
kendi demokratik siyasetlerini yürütmekteler. 
Demokratik Konfederalizm ekseninde ken-
di toplumsal iradelerini sistemleştirmekteler. 
Kendi kurumlarını kurarak sistemin dayattığı 
krizleri kendi öz güçleriyle aşmaktalar. Rojava 
Devrimi konfederal sistemin somutlaşmasıdır. 
Rojava’ ya ve özellikle Kobanê’ ye saldırılar 
halkın toplumsal iradeyle kendi öz yönetimini 
inşasına saldırıdır. Merkezi hegemonya eksenli 
bir saldırıdır. Buna karşın iradeleşen halkın ne-
ler yapabileceği özellikle de Kobanê kantonun-
da açıkça ifade olmuştur. Kuzeyde ise devletin 
halkın öz iradesine saygı temelinde demokratik 
özerk sistemin inşası mücadelesi sürdüğü gibi 
devletin yaklaşımına göre devrimsel çıkışa dön-
me potansiyeli vardır. 
Kürt halkının özgür iradeyi inşası hegemon 
güçlerin tepkisini çektiği gibi özgürlük arayış-
çısı dünya halklarının da ilgisini çekmektedir. 
Rojava’ daki kanton inşası demokratik ulus ek-
seninde tüm Suriye halklarını kapsarken, sal-
dırılara karşı insanlık onuru olan tüm dünya 
halkları duyarlılık göstererek Rojava’ da devrim-
leşen Özgür Kürtlük etrafında toplanmaktadır. 
Bugün somut yaşananlar demokratik ulus çözü-
münün dünya halklarının en acil ihtiyacı oldu-
ğunu, insanlığın Rojava ekseninde toplanma-
sının temelinde bunun olduğunu ifade ediyor. 
Özgürlük ve demokrasiyi yaşam tarzı belirleyen 
insanlık her türlü egemenliği yıkacak ve halklar 
iradesinin zaferini özgürlükle taçlandıracaktır. 


155
“Düşünmezsen Yoktur” Demekle 
Hakikatler Ortadan Kalkmaz
Bêrî Dersimî
Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarından iti-
baren Beyaz Türkçülük ideolojisinin tek millet, 
tek devlet, tek vatan, tek dil, tek kültür şeklinde 
devreye giren beyaz soykırım politikası anlayı-
şının gereği, bugün de AKP hükümeti eliyle sür-
dürülmek istenmektedir. Bunun için AKP Hü-
kümetleri, gerçekleri görmezden gelerek Kürtleri 
ve sorunu yok sayabileceği yanılgısını yaşamak-
tadır. O nedenle de “Güneşi balçıkla sıvama” 
misali hakikatleri karalama yaklaşımını son on 
beş yıllık iktidarı döneminde, Kürt gerçekliği 
üzerinde uygulaya gelmiştir. Yani “Düşünmez-
sen, görmezsen yoktur” anlayışları AKP’nin en 
temel faşizan-soykırımcı yaklaşımı olmuştur. 
Başta Rumlar, Ermeniler olmak üzere uygu-
lanan jenosit ve tehcir politikaları ile istenen so-
nuca ulaşan İttihatçı faşist yaklaşım, ulus-devlet 
yolunda ilerlerken önlerine çıkan Kürt engelini 
aşmak için Dersim’de, Geliyê Zîlan’da olduğu 
gibi fiziki soykırım denemeleriyle başarılı ola-
madıkları için sistematik olarak beyaz soykı-
rıma yani kültürel soykırım politikalarını esas 
aldı. “Şark Islahat Planı” olarak da isimlendi-
rilen belgelerde, kültürel soykırımın boyutları 
çok aleni bir şekilde görülmektedir. Türkleş-
tirmek için dilinden, kültürüne, inancına, algı 
ve beğenisine kadar tüm toplumu her yönden 
asimile etme ve devşirme tarzı öngörülmüştür. 
Bu temelde çocuk ve gençlere yönelik, okuma 
adı altında yatılı okullara alma, işsizliği körük-
leyerek iş bulma adı altında şehirlere göçertme, 
vatani hizmet temelli askeri kışlalarda zihniyet 
yıkama operasyonu başlatılmıştır. Kürdistan’ın 
sistematik bir şekilde sömürülerek fakirleştiril-
mesi, yanı sıra kendi öz eğitimini yapmasının 
çok planlanarak engellenmesi temel politika 
olarak bellenmiştir. Kürdistan’daki inanca olan 
derin bağlılık suistimal edilerek, devletçi iş-
birlikçi din adamlarının fetvaları ile Kürtlerin 
Türk kökenli oldukları ve nereden geldikleri 
üzerinden bir bilinç çarpıtması yapılmıştır. Ki 
bu anlayış, AKP hükümeti eli ile İslam perdesi 
altında daha da körüklenmekte, halkın inanç-
ları sömürülmektedir. Yine kadınlara özel bir 
uygulama ile gidilmiş ve Kürt kültürünün ya-
ratıcısı ve taşıyıcısı olan Kürt kadınları önce-
likle asimile edilmeye çalışılarak, ruhta esir 
alınma planları yürütülmüştür. Yürütülen asi-
milasyonun boyutu, Şark Islahat Planı’nda dile 
getirilen şu cümlede yalın ve net bir şekilde 
kendisini göstermektedir; “Analarının yemek-
lerinin tadını, onlara unutturun.” Bir bütün 
olarak Kürdistan’da en derininden yürütülen 
bu beyaz soykırım politikaları, günümüzde de 
tüm baskı, yasaklama ve beyin yıkama yön-
temleri ile daha da inceltilmiş bir halde, hızın-
dan hiç bir şey eksiltmeden sürdürülmektedir. 
Bugün de Kürt düşmanlığı ve imha-inkâ-
rı üzerinden politika yürüten AKP Hükümeti, 
hiçbir dönemde görülmediği kadar Kürt çocuk 
ve gençlerini katletlmiş, KCK operasyonları 
adı altında on binlerce Kürt yurtseverini gö-
zaltına almıştır. Bununla da yetinmeyen AKP 
hükümetleri, sadece demokratik siyaset ve ey-
lem hakları ellerinden alınmış Kürt insanına 
ve toplumsallığına değil, Kürt topraklarına ve 
coğrafyasına da baraj, HES, karakol-kalekol 
vb. uygulamalarıyla büyük bir katliam dayat-
mıştır. O nedenle dün Roboski’de gerçekle-
şenler, bugün Cizre’de yürürlüğe konmuştur. 
Gençlerin bu kadar hedef alınması, gençlerin 
bir halkın geleceği olmasından ötürüdür. Kor-
kutma, sindirme ve kendine yabancılaştırma 
amaçlı yürütülen bu kirli özel savaş yöntemle-
rinin hepsi, algıda ve düşüncede köreltme ya-
ratma temelinde, AKP hükümeti döneminde 
tavan yapmıştır. Bütün bunlar, AKP hüküme-
tinin, Kürt gerçekliğini ve tarihi geçmişini yok 
etme ve yok sayma zihniyetinin bir sonucudur. 
En güncelinden bir örnek vermek gerekirse, 
bilindiği gibi 25 Ocak’ta AKP’nin “Diyarbakır İl 
Kongresi” oldu. Başbakan Davutoğlu’nun bura-
da yaptığı konuşma, şovenist zihniyetlerini ale-
nen ortaya koyar nitelikteydi. Davutoğlu, Kürt 


Yüklə 26,73 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   72   73   74   75   76   77   78   79   ...   89




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə