Diyanet iŞleri başkanliği yayinlari 1273 Halk Kitapları : 279 Yayın Yönetmeni Dr. Yüksel salman



Yüklə 6,82 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə34/46
tarix06.05.2018
ölçüsü6,82 Kb.
#42788
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   46

125
cirler barınırken, diğer taraftan da burası onlar için bir okul 
görevini yerine getiriyordu. Ensar’dan arzulayanlar da buranın 
gündüzlü müdavimleri durumundaydılar. Böylece 
Suffe, İslam 
toplumunun bir okulu, sayıları şartların gereği zaman içerisinde 
değişiklik gösteren 
Ashabü’s-Suffe/Ashâb-ı Suffe veya Ehlü’s-Suffe/
Ehl-i Suffe de bu okulun öğrencileri olmuşlardı. Zaman içerisinde 
şartlara bağlı olarak sayıları değişen ve 400 civarına erişebilen 
bu sahabe topluluğu, İslam’ın Medine’deki ilk dönemi ve ge-
lecekteki durumu açısından son derece önemliydi. Nitekim 
Hz. Peygamber, kendisiyle ilgili çok sayıdaki rivayette, ya Suffe 
mensuplarıyla ilgilenirken ya da Mescid’inde, çevresinden hiç 
ayrılmayan Müslümanlara bir şeyler öğretirken görülmekte/gös-
terilmekteydi. Kur’an-ı Kerim 
(el-Bakara 2/273)
’deki; 
“Kendilerini 
Allah yoluna vakfettiklerinden yeryüzünde dolaşarak geçimlerini 
sağlama imkânı bulamayan yoksullar …” ifadesiyle kastedilenle-
rin, zamanlarının tamamını Hz. Peygamberi dinleyerek onun 
yanında geçirmeleri dolayısıyla geçimlerini sağlamada zorlanan 
Ashâbü’s-Suffe olduğu bildirilmektedir. Nitekim Ebû Hüreyre 
de çok hadis rivayetinin sebebini; 
‘Muhacirler çarşıda ticaretle, 
Ensar da malları ve mülkleriyle meşgulken kendisinin Ashâbü’s-Suf-
fe’den biri olarak Resulullah’ın yanından ayrılmamasına, böylelikle 
de diğer sahabîlerin bulunamadıkları meclislere katılarak onların 
duymadıkları hadisleri duymasına’ bağlamış bulunmaktadır.
2
Cami ile Kitap/Kütüphane Birlikteliği Üzerine
Dikkatlerimizi cami ile kitap/kütüphane ikilisi üzerinde 
yoğunlaştırdığımızda, karşılaşacağımız gerçek, herhalde bu iki-
linin birbiriyle ayrılması kolay olmayan birliktelikleri olacaktır. 
İslam’ın kabulü ibadeti, ibadet ise camiyi gerektirir. Müslüma-
nın neyi, niçin ve nasıl yaptığını bilmemesi söz konusu olamaz. 
Bu nedenle de cehalet ile İslam’ın bir araya gelmesi mümkün 
değildir. Cahillik de ancak eğitim öğretimle giderilebilir. İslam 
toplumlarında fertlerin karşılaştıkları ilk eğitim öğretim kuru-

Buhârî, Büyû, 1.
   GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE CAMİ, KİTAP VE KÜTÜPHANE 
ÜZERİNE BAZI DEĞERLENDİRMELER   
CAMİ VE KİTAP.indd   125
29.09.2016   15:34:19


  CAMİ VE KİTAP  
126
mu, yani ilk okulları, büyük çapta, camiler olmuştur. Bir yerde 
okuldan söz edildiğinde akla ilk gelen kitaptır. Çünkü eğitim 
öğretimin kitapsız gerçekleşmesi mümkün olamaz. Nitekim 
Müslümanların bu alanda ortaya koydukları uygulamaları, İs-
lam tarihinin muhtelif zaman dilimleri ve geniş coğrafyalarının 
değişik yörelerinde, kolaylıkla görebiliriz. Bu bakımdan özel-
likle Endülüs’te tezahürleri görünen maddî ve manevî çevre ile 
ortaya konan performansa dikkatlerini yoğunlaştıranlar, haklı 
olarak, İslam medeniyetini bir kitap ve kütüphane medeniyeti 
olarak da nitelemişlerdir.
Özlü  ve  genel  bir  tarif  yapmak  gerekirse; 
‘yazılarak  bir 
araya getirilen bilgilere ve bunların yazıldığı malzemeye’ kitap 
denilebilir. İslam literatüründe kitap denildiğinde ise 
‘vahiy, 
mektup, belge, iki kapak arasında toplanmış bilgi, bir eserin ana 
konularından her biri’ ve doğrudan doğruya kutsal kitabımız 
Kur’an-ı Kerim anlaşılır. Bizim bu yazımızda kitap dediğimizde 
ise Kur’an yanında doğal olarak muhtelif bilim dallarındaki 
kitaplar da kastedilecektir. Çünkü bizzat kulluğumuzun şekil 
ve şartlarını öğrendiğimiz rehberimiz Kur’an-ı Kerim’i doğru bi-
çimde anlayabilmek için çok geniş kapsamlı bir bilgi birikimine 
sahip olmanın gerekeceği açıktır. Yani ben Kur’an-ı Kerim’in 
ne dediğini, beni hangi hedeflere yönlendirdiğini, nelerden ve 
nasıl sakındırdığını bilmek istiyorum diyen bir Müslüman kar-
deşimiz, kutsal kitabımız Kur’an’la birlikte, günümüzde dinî 
ve din dışı diye de nitelenen çok geniş bir perspektifte bilgi 
ve kültür sahibi olmak durumundadır. Bunun için fen, sosyal, 
sağlık ve dil bilimleri de dâhil olmak üzere muhtelif alanlarda 
bilgi birikimine ihtiyaç bulunmaktadır. Nitekim İslam tarihine 
bakıldığında, Müslümanların bu durumu daha ilk dönemlerden 
itibaren iyi kavramış ve dünyanın birçok bölgelerinin sakinle-
rinin, cehaletin karanlıklarıyla boğuştukları çağlarda, bilginin 
lüzumuna kesin olarak inanmış ve bunun için de alan ayırımına 
girmeksizin, bilime ve onun kaynağı kitaba önem vermiş, neti-
cede ortaya çıkan İslam medeniyetinin aydınlığında, kendileri 
CAMİ VE KİTAP.indd   126
29.09.2016   15:34:19


127
yanında dünyayı birlikte paylaştıkları bütün insanların da mut-
luluk ve saadetlerine önemli katkılarda bulunmuş oldukları net 
biçimde görülebilmektedir. 
Farsça’da 
kitaphane, Arapça’da ise mektebe şeklinde isimlen-
dirilen ve 
şu veya bu şekilde bir araya getirilen kitapların korunup, 
belirli kurallar içerisinde arzulayanların istifadesine sunulduğu yer 
ve kurumlar olarak’ kütüphanelerin İslam coğrafyasında ortaya 
çıkmaları, ilk fütuhat devri sonlarından itibaren mümkün ol-
muştur. Çünkü daha önce Müslümanların ellerinde, çoğaltılan 
Kur’an-ı Kerim (Mushaf) nüshaları, yazıldığı kadarıyla Hadis 
metinleri ve İslam Devleti’nin diğer devletlerle yaptığı antlaşma 
nüshaları haricinde, fazla bir yazılı malzeme ve dolayısıyla kitap 
bulunmuyordu. Bu bakımdan şayet Hz. Peygamberin sağlı-
ğında Medine’deki Mescid-i Nebevî’de ve takip eden Hulefâ-i 
Râşidîn (632-661) döneminde inşa edilen ilk dönem mescid/
camilerinde kitaplar, dolayısıyla kütüphanelerin ilk örnekleri 
yer aldılarsa, bunların Kur’an-ı Kerim ve kaydedilen Hadis me-
tinlerinden ibaret oldukları düşünülmek durumundadır.
Cemaatle namaz kılmaya gelen Müslümanların, namaz ön-
cesi ve sonrasında kutsal kitaplarını okumaları, camide Yüce 
Yaratıcı’nın rızasına uygun biçimde zamanlarını değerlendirme 
isteklerine, en uygun cevaplardan birini oluşturmuş olmalı-
dır. Bu nedenle camilerde yer alan ilk kitap Kur’an-ı Kerim 
olmuştur. Doğal olarak bu başlangıcı hadis ve ilmihal kitapları 
takip etmiştir. Nitekim Peygamber şehri Medine’nin bilinen en 
eski kütüphanesi Mescid-i Nebevî’de kurulmuştur ve burada, 
Hz. Osman zamanında çoğaltılan Mushaflardan biri, 
‘üstüva-
netü’l-muhacirîn’ adlı sütunun yanında Abbasî halifelerinden 
Nâsır-Lidînillah (1180-1225) devrinde yaptırılan küçük bir 
kürsünün üzerinde teşhir edilmiştir. Bunun dışında maksure-
nin karşısında, içerisinde Mushaf ve diğer kitapların yer aldığı 
iki büyük dolap yer almıştır.
Örneğimizde verilen kütüphane Mescid-i Nebevî’de kurul-
muş olması dolayısıyla anlamlı ise de tarih itibarıyla oldukça 
   GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE CAMİ, KİTAP VE KÜTÜPHANE 
ÜZERİNE BAZI DEĞERLENDİRMELER   
CAMİ VE KİTAP.indd   127
29.09.2016   15:34:19


Yüklə 6,82 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə