Dr. Emeran Mayer Beyin-Bağırsak

bağlantıyı doğrudan araştırmaya başlamıştır.
Nörodejeneratif bozukluklar da yükseliş göstermektedir. Sanayileşmiş
ülkelerde, 60 yaşın üzerindeki 100 kişiden birinde Parkinson hastalığı
görülmekte ve Amerika Birleşik Devletlerinde hastalık her yıl en az yarım
milyon kişiyi etkilemekte ve her yıl yaklaşık50.000 yeni vakaya Parkinson

---

ZIHİN-BEDEN BAĞLANTISI GERÇEKTİR 31
tanısı konmaktadır. Parkinson vakalarının sayısının 2030 yılına kadar 
iki katına çıkacağı tahmin edilse de hastalık süreci çok ileri evrelere ula­
şana dek klasik nörolojik bulgu ve belirtiler ile teşhis konamadığı için, 
hastalığın gerçek sıklığının belirlenmesi oldukça güçtür. Aslında son 
araştırmalar, enterik sinir sisteminin, hastalığın klasik belirtileri orta­
ya çıkmadan önce Parkinson’a özgü sinir dejenerasyonuna uğradığını 
ve hastaların bağırsak mikrobiyal yapısındaki değişikliklerin hastalığa 
eşlik ettiğini göstermektedir.
Bu arada, 2013 yılında 5 milyon kadar Amerikalı Alzheimer hasta­
lığıyla yaşıyordu ve 2050 yılına kadar bu rakamın yaklaşık üç kat artışla 
14 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Tipik Parkinson başlangıcı yaşına 
benzer şekilde, Alzheimer hastalığının ilk belirtileri 60 yaşından sonra 
ortaya çıkar ve risk yaşla birlikte artar. Hastalığa yakalanan insan sayısı 
65 yaşından sonra 5 yılda bir ikiye katlanır. Alzheimer’ın ekonomik mali­
yeti zaten çok f azla olup, mevcut eğilimler bu şekilde devam ederse, 2050 
yılına kadar hızla artarak yılda 1,1 trilyon dolara ulaşması beklenmek­
tedir. Bağırsak mikrobiyal fonksiyonunda ömür boyu süren değişimler 
insanları kabaca aynı yaşta etkileyen bu nörodejeneratif bozuklukların 
her ikisinde de rol oynuyor olabilir mi?
Bağırsak mikrobiyotası Amerika Birleşik Devletlerinde iş göremezli­
ğin ikinci en öndegelen nedeni olan depresyon ile de ilişkilendirilmiştir. 
Prozac, Paxil ve Celexa gibi depresyon tedavisinde sıklıkla kullanılan ilaç­
lar, seçici serotonin geri alım inhibitörleri olarak adlandırılırlar. Bu ilaçlar, 
psikiyatristlerin uzun süredir sadece beyinde bulunduğunu düşündüğü 
serotonin sinyal sisteminin etkinliğini artırırlar. Ne var ki günümüzde, 
vücuttaki serotoninin yüzde 95’inin aslında bağırsakta bulunan özel 
hücrelerde yer aldığını biliyoruz ve bu serotonin içeren hücreler yedikle­
rimizden, bazı bağırsak mikrobu türlerinin saldığı kimyasal maddeler­
den ve bu hücrelere duygusal durum ile ilgili bilgilendirme yapan beynin 
kendilerine gönderdiği sinyallerden etkilenirler. En dikkat çekici olan şey

---