Tasarım Delili
413
noktayı düşünsünler. Eğer evrenin başında tekillik olarak ad-
landırılan durumun ontolojik statüsünü yokluğa denk görür-
sek; o zaman Big Bang Teorisi, yokluktan varlığa geçişi de
ifade eden bir teori olur. Her durumda, ister tekilliği minicik
bir nokta, ister yokluk olarak kabul edelim; 20. yüzyılda or-
taya konan Big Bang Teorisi’nin gösterdiği evren tablosunun
tektanrılı dinlere inananların beklentileriyle, natüralist-ateist
beklentilere nazaran çok daha uyumlu olduğu gözükmektedir.
Aşağı yukarı bugünkü haline benzer bir şekilde evrenin ezelî
olduğunu zanneden natüralist-ateist beklentiye karşın; artık,
evrenin başının ontolojik statüsünün minik bir noktaya mı,
yoksa yokluğa mı denk geldiğinin tartışması yapılmaktadır.
ZORUNLU VARLIK VE BAŞLANGIÇLI EVREN
Big Bang Teorisi, evrenin başlangıç dönemlerinden arta
kalan radyasyonun tespitinden evrenin gözlemlenen genişle-
mesine, teknoloji harikası hızlandırıcı tünellerdeki deneylerde
elde edilen verilerden paradoksları çözen sağlam matematiksel
bir yapıya sahip olmasına dek birçok bilimsel dayanağa sahip-
tir. Entropi yasası ise evrenin en temel yasalarından biridir.
Evrenin bir başlangıcı olduğuna dair bilimsel verileri daha
fazla çoğaltmak mümkündür. Örneğin yıldızların sonsuza dek
var olamayacaklarının öğrenilmesi bunlardan biridir. Var olan
yıldızların ölümünü yeni yıldızlar takip etmektedir; fakat bu
süreç, yeni yıldızları oluşturacak kadar gaz bulutları olduğu
sürece devam edecektir. Bu gazların kaynağı evrenin başlan-
gıç süreci olduğu gibi, süpernovalardaki ve diğer yıldızlar-
daki patlamalar ve püskürmeler de evrendeki gaz oluşumu-
nun kaynağıdır. Bu gazlar kütle çekimi kuvvetinin etkisiyle
sıkışır, çöker ve yıldızların oluşumuna sebebiyet verir. Bu yıl-
dızlar belirli bir ömür yaşadıktan sonra kara deliklere, nötron
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
414
yıldızlarına, beyaz cücelere, kırmızı devlere dönüşüp ölürler.
Yeni yıldızların oluşumu için yeterli hammadde (gazlar) git-
tikçe azalmaktadır. Bu hammadde tükenince, artık hiç yıl-
dız oluşmamaya başlayacaktır. Yaşayan son yıldızların ölü-
müyle evren sürekli bir karanlığa gömülecektir; eğer evrenin
sonunu getiren başka bir olay daha önce yaşanmazsa.
714
Eğer
evren ezelî olsaydı, çoktan yıldız oluşumu durmuş olurdu ve
şu anda karanlığa gömülmüştük. Demek ki gözlenen yıldızlar
da evrenin bir başlangıcı olması gerektiğini göstermektedir.
Hume, maddî evrenin, her şeyin açıklamasını, Tanrı’ya ih-
tiyaç duyulmaksızın, bize sunmasının mümkün olabileceğini
söyleyerek agnostik yaklaşımını savunmuştu.
715
Hume’dan al-
dığı ilhamla agnostik yaklaşımını geliştiren Kant ise evrenin
başlangıcı olduğu ve olmadığına dair tez ile antitezin ikisinin
de doğrulanamayacağı ve yanlışlanamayacağını; bu yüzden
rasyonel bir kozmoloji kurmanın mümkün olmadığını söyledi.
Kant’ın bu görüşünü ifade eden birinci antinomisi (çatışkısı)
olarak anılan tez ile antitez şöyledir:
Tez:
Evrenin zamanda bir başlangıcı vardır ve uzayda sı-
nırlıdır.
Antitez:
Evrenin zamanda bir başlangıcı ve uzayda bir sı-
nırı yoktur; evren, zamanda ve uzayda sonsuzdur.
716
Bu tip iddialara karşı, tarih boyunca kozmolojik delilin en
güzel ifade ediliş biçimlerinden biri ‘imkân delili’ olmuştur.
İbn Sina ile beraber birçok İslam felsefecisinin kullandığı ter-
minolojiden faydalanarak argümanımı şöyle sunabilirim:
717
714 Caner Taslaman, Big Bang ve Tanrı, s. 69-72.
715 David Hume, Din Üstüne, çev. Mete Tunçay, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara
(1995), s. 170-172.
716 Immanuel Kant, The Critique of Pure Reason, çev. J. M. D. Meiklejohn, William
Benton, Chicago (1971), s. 135.
717 İbn Sina, Kitabu’ş Şifa: Metafizik, çev. Ekrem Demirli ve Ömer Türker, Litera
Yayıncılık, İstanbul (2004), s. 35-45. İbn Sina evren ezeli bile olsaydı, zorunlu var-
lık olan Tanrı’ya bağımlı olacağı için mümkün varlık olacağını düşünüyordu. Big
Tasarım Delili
415
1- Bir varlık ya zorunlu varlıktır, ya da mümkün varlık-
tır.
2- Her mümkün varlık zorunlu bir varlığa gereksinim du-
yar.
3- Sonradan var olan (maddî veya zihnin bir projeksiyonu
olarak) varlık zorunlu varlık olamaz.
4- Ya Tanrı, ya da evren zorunlu varlıktır.
5- Evrenin bir başlangıcı vardır.
6- Demek ki (1, 3 ve 5’e göre) evren mümkün varlıktır.
7- Demek ki (4 ve 6’ya göre) Tanrı zorunlu varlıktır.
Bu ‘imkân delili’nde de kritik madde, daha önceki sayfa-
larda geçen ‘hudus delili’nde olduğu gibi, evrenin başlangıcı
olduğunu söyleyen maddedir. Bu delile karşı Hume ve Kant’ın
takipçisi agnostikler, pekâlâ evrenin de zorunlu varlık olabile-
ceğini söyleyerek bilinemezci tavırlarını savunacaklardır; na-
türalist-materyalist bir anlayışı savunanlar ise evrenin zorunlu
varlık olduğunu söyleyerek ateizmlerini temellendirmeye ça-
lışacaklardır. Fakat artık bu delilin, evrenin bir başlangıcı ol-
duğunu söyleyen kritik maddesi (burada 5. madde), sadece
felsefî argümantasyonlarla—daha önce gösterildiği gibi—de-
ğil, bilimsel verilerle de desteklenmektedir.
Bilimsel veriler evrenin bir başlangıcı olduğunu göstere-
rek, hem natüralist-ateist hem de agnostik anlayışların, evre-
nin zorunlu varlık olduğu veya olabileceği ilgili yaklaşımla-
rını yanlışlamaktadır. Böylece tarih boyunca Tanrı’nın zorunlu
varlık olduğu ile ilgili iddiaya karşı ileri sürülen ciddi tek al-
ternatif geçersiz olmaktadır. Bana göre, her ne kadar ironik
bir şekilde, son birkaç yüzyılda natüralist-ateist yaklaşımın
toplumlar üzerindeki etkinliği artmış olsa da bu yaklaşımın
Bang ve Tanrı kitabımda İbn Sina ve Farabi’nin bu görüşlerini inceledim. Burada
bu filozofların görüşlerine girmeden sadece terminolojilerini kullandığıma dik-
kat çekmek isterim.
Dostları ilə paylaş: |