Nebevî Yöntem
242
ve daha salih olmak üzere toplumun tamamını kuşatacak de-
recede genişleteceğini görmekteyiz.
Mü’min bir kimsenin sağlık ve hastalıkta görülecek bir
ihtiyacının bulunması hâlinde yakından görüp gözetecek
özel/samimi arkadaşının bulunması bir zorunluluktur. Çünkü
imanî kardeşlik bağı şeffaf bir rüya değildir. Aksine onun kesif
ve yeryüzü kaynaklı ihtiyaçları da bulunmaktadır. Bütün bun-
lar eğitici üsra içinde ve dışında, cemaate hizmet edecek ikili
ilişkilerin özel olarak şekillenmesinin gerekçeleridir. Böylelikle
bu iki ilişkiler, karşılıklı hizmet ve ihtiyaçların görülmesi sure-
tiyle cemaatin hareketini kolaylaştırıp daha az zaman ve daha
az güç harcanmasını sağlar.
Arkadaşlık (Sohbet) ve Hayır Arayışı
Davet maksadıyla gezi esnasında düzenlenecek çalışma-
nın ekseninde hayır ve salah ehli kimselerin ziyaret edilmesi-
nin yer alması gerekir. Çünkü bu, ümmetin bir sünnetidir.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ashabına, nitelik-
lerini anlattığı Üveys el-Karanî’ye yetiştikleri takdirde ondan
hayır dilemelerini tavsiye etmiştir. Bu uzunca bir hadis olup
Müslim’in Fezâilu’s-Sahâbe bölümünde yer almaktadır.
140
Buhârî, Alkame’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Şam’a
geldim, iki rekât namaz kıldım sonra da ‘Allah’ım! Bana salih
bir meclis arkadaşı nasip et’ dedim. Bir grup kimsenin yanı-
na gittim, yanlarına oturdum. Derken yaşlıca bir zat geldi ve
yanıma oturdu. ‘Bu kimdir?’ diye sordum. ‘Ebu’d-Derdâ’ de-
diler. Ben, ‘Allah’a bana salih bir meclis arkadaşı nasip etmesi
için dua ettim, seni bana nasip etti’ dedim.”
141
140 Müslim, Fezâilu’s-Sahâbe 223; Ahmed bin Hanbel, I, 38.
141 Buhârî, Fezâilu’s-Sahâbe 20.
Imanın Şubeleri 243
Tirmizî de Hayseme bin Abdurrahman’nın şöyle dediğini
rivayet etmiştir: “Medine’ye geldim ve Allah’tan, bana salih bir
meclis arkadaşı nasip etmesini diledim. Bana Ebu Hureyre’yi
nasip etti. O, ‘Kimlerdensin?’ dedi. ‘Kufe’den geldim, hayır
bulmak istiyorum’ dedim.”
142
İşte onların bulmak istedikleri hayır, hayırlı kimselerle kar-
şılaşmaktı. Bu karşılaşmalar, bu oturup kalkmalar, tabi olma-
lar ve arkadaşlık, bu ümmetin arasında kalmaya devam eden
bir hayırdır.
Halkla Arkadaşlık (Sohbet)
Allah’ın erlerinin, halkı uyandırmak, eğitmek ve hayır
sahipleri nezdinde hayır almak maksadıyla halkın arasına
girmek için gerekli hazırlıkları yapmaları gerekir. Allah’ın ya-
rattıklarından herhangi bir kişiyle, Allah’a çağıran, Allah hak-
kında onunla delile dayalı olarak konuşan, Allah için kendisini
sevmek ve sevdirmek isteyen, ona Allah’ı hatırlatan her bir
oturum ve her bir konum, mutlaka mübarek bir davranıştır.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, davet uğrunda
çokça ve sürekli hareket eden biriydi. İbn Kayyim, Zâdu’l-
Meâd’da, Ebu’z-Zübeyr yoluyla Câbir’den nakledilen şu
rivayeti kaydetmektedir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem on yıl boyunca hac mevsiminde Mecenne’de ve
Ukaz’da kaldıkları yerlerde insanların arkasından gidiyor ve
“Kendisine cennetin verilmesi karşılığında Rabbimin
risaletlerini tebliğ edebilmem için bana kim eman
verir, kim beni barındırır, kim bana yardım eder?’ di-
yordu. Her yerde, her bir vesileyle ve hikmet dolu her bir
hoşluk ile insanların arkasından gitmek ve onlara ısrarla da-
vette bulunmak... İşte Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi
ve sellem’in ümmeti bu idi.”
142 Tirmizî, Menâkıb 38.
Nebevî Yöntem
244
Mü’min kimsenin, kendisini tevbe edip hayra davet et-
mek üzere insanlara gitmeye doğru iten imanî safa girmesi
sırasında kalbinde hissettiği rahmet duygusunu gereği gibi
düzenlemesi gerekir. Bu duygu gevşemeyecek şekilde düzen-
lenip koruma altına alınmalıdır. Mü’minin yeri ne olursa olsun,
insanların oturup kaktıkları yerler, toplantı kulüpleri ve toplan-
tı yerleridir. Onun, otobüste, okulda, bürosunda, atölyesinde,
komşusu ile çarşı pazarındaki bütün gidip gelmelerinde kar-
şısına çıkan herkese söyleyeceği bir sözü vardır: Onu Allah’a
çağırmak… O, fırsatların kendiliğinden doğmasını beklemez,
kendisi onları hazırlar, insanlara gider. Hiç usanmadan, güleç
bir yüzle, tatlı sözle ve güzel bir ahlâkla onların yanına gider.
Davetin kapısı sohbet (arkadaşlık)’tır. Sen, utanmayan
hak sözcüsü, insanlar kendisine geldiği takdirde asla asılma-
yan hayrın yüzü ol. Hatta insanlara giden sen ol. Hayır için
çalışan ol. Allah’ın olmanı sevdiği yerde bulun ve sevdiği ni-
telikte ol: “Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve ‘Şüp-
hesiz ki ben Müslümanlardanım’ diyen kimseden daha
güzel sözlü kim olabilir!”
143
Bu Hasletin Şubeleri
Bizler daha önceden de belirttiğimiz gibi imanın şubele-
rinden özetle söz edeceğiz. Bununla birlikte, Yüce Allah’tan
tahkikini ve basımını kolaylaştırmasını niyaz ettiğimiz Şuabu’l-
Îmân/ İmanın Şubeleri adlı eserimize başvurulabilir. Orada,
her bir şubeyi günahtan, hatadan korunmuş Nebi sallallahu
aleyhi ve sellem’in sözlerine dayanarak açıkladık ve her bir
şubenin neye delil olduğunu ortaya koyacak şekilde etraflı ha-
dislere yer verdik.
143 Fussilet 41/33.
Dostları ilə paylaş: |