722
Ömer SUBAŞI
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/5 Spring 2013
büyük bir katliam yaptı.
96
Selçuklu kuvvetlerinin Gürcü nüfuzunun etkin olduğu sahalarda baĢarısız
olmasının ardından, Sultan Mahmud b. Muhammed (1118-1131), 1123 yılında Gürcistan seferine
çıktı ve bir müddet bu bölgede kaldıktan sonra buradan ayrıldı.
97
1124 yılında Gürcüler ġirvan-ġah‟ın ikametgâhı Gülistan sarayını iĢgalinin ardından,
Dağıstan‟da ġaburan Ģehirlerine hücum ettikten sonra Haziran ayında geri dönüĢlerinde Javakhet‟i,
Göle‟yi, Kornifor‟u ve Pasinler‟i alarak Ġspir‟e ve Çoruh boylarına kadar gitti ve geçtiği yerlerdeki
bütün Türkmenleri kılıçtan geçirdi veya esir aldı. Sonra oradan Oltu‟ya geçerek Ģehri yaktı ve
ardından Trialet‟e geri döndü.
98
Oltu ve Ġspir ile Çoruh Boylarının Erzurum emirliğinden
alınmasından sonra Müslümanlardan gereği gibi korunabilmesi için Kıpçaklar, Javakheti‟den
Ġspir‟e kadar yeni aldıkları yerlere yerleĢmeğe baĢladılar. 1124 yılı, Kıpçakların en geniĢ fetihler
ile Yukarı Kür ve Çoruh boylarına rahatlıkla yerleĢtikleri bir dönemdir ve 1125 yılı itibarıyla
Kıpçaklar bu bölgelere kendi fetih hakları olarak yerleĢmiĢlerdi.
99
Hal böyle iken, Bagratlıları
yeniden Kür ve Çoruh boylarına hakim kılarak canlandıran ve onların Abhazia Kralı sıfat ve
unvanına, Kartli, Kaheti, Somkheti, Tao ile Klarceti ve ġirvan Hakimi unvanlarını da katan
Kıpçaklardır.
100
C: Türk Nüfusunun Tao-Klarceti Bölgesindeki Varlığı
Selçukluların 1048, 1054-55 ve 1056-57 yıllarındaki en erken seferleri Khaldia ve Tao‟nun
otlakları etrafında yoğunlaĢmıĢken aynı Ģekilde Alp Arslan‟ın hem 1064 hem de 1067 seferleri yine
Tao ve Somkheti‟nin yazlık otlakları yani yaylaklarda, Kur nehrini boyunca Kaheti ve Kartli‟nin
güneyindeki, kıĢlık otlaklara, yani kıĢlak olarak bilinen bölgelerde yoğunlaĢmıĢtı.
101
Alp Arslan‟ın
1064 seferinin Bizans Ġmparatorluğu ve Gürcistan üzerindeki etkileri büyük olmuĢtur. Bizans
Devleti ile Gürcü ve Ermenilerin doğudaki askeri gücünü tamamen tükenme noktasına getiren Alp
Arslan‟ın 1064 seferi sırasında Doğu Karadeniz Bölgesi‟nin en uç noktası olarak Artvin ve civarı
da Sultanın hareket sahası içerisinde olmasından dolayı, sefer sırasında Türklerin eline geçen yerler
arasında Artvin ve çevresi de bulunmaktadır. Konstaninos Dukas zamanında (1059-1067) yağma
akınları ile baĢlayan ve fetihler ile devam eden Selçuklu yayılma döneminde, Bizans
Ġmparatorunun doğu hududunu savunmayı tamamıyla ihmal etmesi sonucunda Türklerin akınları
ile Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi‟nde bulunan halk, pek ağır Ģartlara tahammül etmek
zorunda kalmıĢtır. Gürcistan‟daki durum ise Bizans‟ın konumundan daha ağırdır. Çünkü Selçuklu
hâkimiyeti ile birlikte, bu ülkenin siyasi ve askeri vaziyetinin yanı sıra, sosyal yapısında da önemli
değiĢiklikler baĢlamıĢ, ülkenin nüfusunda büyük miktarda azalma olmuĢtur. Akınlar sebebiyle
bölge halkı çevre memleketlere göç ederek ülkeyi boĢaltmaya baĢlamıĢtır. Yerlerini terk eden halkı
çiftliklerine döndürmek için krallar yoğun çabalar sarf etmiĢ ise de pek de baĢarılı olamamıĢtır. Bu
sırada Kafkasya‟ya gelen konar-göçer Türklerin bölgeye ulaĢmasının ardından sürdürmüĢ oldukları
96
Mateos, Vekayi-Nâmesi, s.269,270; Brosset, A.g.e., s.324; Ġbnu‟l Ezrak, 1153 yılında Tiflis ziyareti sırasında ki
olayları aktarırken, Abhaziya Kralı David‟in 1111 veya 1116 ( 505 veya 510) yılında büyük bir ganimetle Tiflis‟e
geldiğini Ģehri bir müddet kuĢattıktan sonra surları yıkarak zorla Ģehri aldığını belirtmektedir. Ancak aynı eserde
Ġlgazi‟nin Tiflis seferi 515 (1121) de meydana geldiği anlatılmaktadır. Ġbnu‟l Ezrak, Meyyâfârikîn ve Âmid Târihi, s.
35,36;Vardan, Türk Fütuhatı Tarihi, s.195;Minorsky,A.g.m.,p.29.
97
Brosset, A.g.e., s.324; Ġbnü‟l-Esir, El-Kâmil fi‟t-Târih, c.X, s,450.
98
Ermeni Kronolojisinde Kralın, yukarı bölgeden (Taik-Tao) ilerleyerek bulduğu Türkleri imha ettiği, Basean (Pasinler)
ve Sper‟e (Ġspir) girdiğini ve Ağustos ayında büyük bir zaferle Gürcistan‟a geri döndüğünü aktarılmaktadır. Thomson,
A.g.e., p.335,336; Vardan, Türk Fütuhatı Tarihi, s.196;
99
Brosset, A.g.e., s.326; Turan, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, s.25; Kırzıoğlu, Kıpçaklar, s.119.
100
Kırzıoğlu, Kıpçaklar, s.123.
101
Andrew C.S. Peacock, “ Nomadic Society and the Seljuq Campaigns in Caucasia”, İran & Caucasus, Vol. 9. No.2,
2005
, p. 223; Ġbrahim Yılan‟ın kendisinden yurt isteyen Oğuz boylarını Anadolu içlerine yönlendirmesi ve Sultan
Tuğrul‟un Anadolu seferi sırasında ordusunda kadın ve çocukların bulunması, artık Türklerin bu bölgelere yerleĢmeye
kararlı olduklarının kati bir göstergesidir.
XI. Yüzyılda Tao-Klarceti Bölgesinde Türk Hâkimiyeti
723
Turkish Studies
International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/5 Spring 2013
göçebe hayat tarzı ve yaylak ile kıĢlaklarının arasında devamlı harekât halinde bulunmaları,
bölgenin nüfus olarak yeniden hareketlenmesine yol açtı. Bölgeye gelen Türkler yaz aylarında
yaylak olarak Ağrı Dağı‟nın etekleri, Samtskhe, ġavĢat ve Klarceti ile Tao Bölgesi‟nde ki dağları,
devamında ise hem Gürcü ordularının saldırılarından korunmak hem de kıĢlak olarak Tao
Bölgesi‟ni kullandılar. Ancak Tao Bölgesi, kıĢ aylarındaki zor hava Ģartlarından dolayı devamlı bir
Ģekilde KıĢlak olarak kullanılmadı.
102
Sultanın Aphazia ve Kartli seferleri sonucunda önceki
dönemlerde büyük kitleler halinde Doğu Anadolu‟ya giriĢ yapan Selçuklu Türkleri artık Doğu
Karadeniz boyunca ilerlemiĢ ve bölgenin hızla TürkleĢmesine neden olmuĢtur.
Kendinden önceki Selçuklu Sultanları zamanında olduğu gibi MelikĢah döneminde de
yapılan seferler, otlak arazisi olarak bilinen Tao ve Samsvilde etrafında yoğunlaĢmıĢtı.
103
Büyük
Türk Fethi olarak da adlandırılan 1080 yılındaki Selçuklu akınları Gürcüler için ağır sonuçlar
doğurdu. Yoğun olarak tarıma dayalı ülke ekonomisi Selçuklular tarafından yapılan göçebe hayat
tarzı ve yanlarında devamlı bulundurdukları büyük hayvan sürüleri yüzünden büyük zarar gördü.
Aynı zamanda yaĢanan bu olaylar ülkenin sosyal ve ekonomik sistemini çökme aĢamasına getiren
bir tehlike doğurdu.
104
MelikĢah dönemi seferler sırasında bölge halkı güvenli dağlık alanlara ve
kalelere sığınmıĢ, ülkedeki bütün düzlük alanlar Türkmenlerin yaylağı haline gelmiĢti. Hatta
Ahmed‟in seferi sırasında Asis-Fori Bölgesi, Klarceti, deniz kıyısına kadar ġavĢat, Ardanuç, Acara,
Samtskhe, Kartli ve Kutayis havalisi tamamen Türkler eline geçmiĢ ve bu bölgeler Türk boylarının
yaylakları haline gelmiĢti. Zira Türkler, Ġlk kar yağana kadar buralarda kaldıktan sonra geri
gidiyorlar ve bahar gelince yeniden gelerek bu bölgelerde kalıyorlar, kıĢ gelince yine gidiyorlardı.
Kaynağın aktardıklarından anlaĢıldığı gibi büyük Türk kitleleri, özellikle Klarceti, ġavĢat ve
Ardanuç gibi bölgelerinde konar-göçer Ģekilde hayat tarzı sergiliyor, bu bölgeleri ise Yaylak olarak
kullanıyorlardı.
105
Gürcü bölgelerinde kendinden önce baĢlayan Türk iskânını ve hâkimiyetini sona erdirip
buralardan kaçıp dağlara sığınan Gürcü ahaliyi tekrar eski yerlerine döndürmek üzere harekete
geçen Kral David, Selçuklulara haraç ödemeyi kestikten sonra Türklerin kıĢı Gürcistan‟da geçirme
alıĢkanlıklarına son vermek istediği bilinmektedir. Bu istekleri doğrultusunda David‟in Selçukluları
Avchala, Dighomi ve Kur Nehri‟nin aĢağı kısımları ile Rioni kıyılarındaki kıĢlaklarından mahrum
ettiği iddia edilmesine rağmen
106
yine aynı kaynaktan anlaĢıldığı gibi David döneminde, Göçebeler,
bu bölgelerdeki sürekli yerleĢim yerlerini etkilemeye devam etmiĢler, devamında terk edilmiĢ,
harap olmuĢ bölgelere çadırlarını, aileleri ve çiftlik hayvanlarını yerleĢtirerek kullanıĢlı hale
getirmiĢlerdir. Onlar kıĢ geldiğinde hemen bölgeden ayrılır, yazın yüksel yerler ile kıĢın ovalar
arasında hayvanları ve aileleri ile hızlı bir Ģekilde göç etmenin en güzel örneklerini
sergiliyorlardı.
107
Kral David döneminde Türkler, daha çok kıĢlık otlak olarak bağbozumunda
(Ekim) bütün kıtaları ile Somkheti‟ye gider, ilkbaharda olduğu gibi kıĢın da çok güzel yerler olup
otlaklar, çok miktarda odun ve su, bolca muhtelif av hayvanı bulunan, her bakımdan faydalı ve
güzel yerler olan Tiflis‟den Berza‟ya kadar yayılırlar, Kur ve Ġori Nehri kıyılarında yerleĢirlerdi.
Sayısız at, koyun, katır ve deve sürüleri ile gelen Türkler, çadırlarını orada kuruyorlar ve hiçbir
Ģeyden mahrum kalmaksızın avlıyorlar, rahatlık ve sevinç içinde tatlı bir hayat sürüyorlar, Ģehirler
ile ticaret yapıyor ve aynı zamanda istedikleri zamanda bölge içerisinde dolaĢarak gerekli
102
Peacock, “ Nomadic Society and the Seljuq Campaigns in Caucasia”, p. 221; Tellioğlu,
Osmanlı Hakimiyetine,s.77-
79; Brosset, A.g.e., s.316; Allen, A.g.e.,p. 101; Tao bölgesindeki Parhal Dağlarında görülmeye değer yaylalar, doğuda
Kaçkar Dağları ve iki üç günlük yürüyüĢ ile varılan Zigana Geçidine kadar gider ve ayrıca yoğun ağaçlı dağlar
Karadeniz de ArdeĢen‟e kadar ulaĢır. Djobadze, A.g.e., p.178.
103
Peacock, “ Nomadic Society and the Seljuq Campaigns in Caucasia” p. 223.
104
Meskhia, A.g.e., p.13.
105
Brosset, A.g.e., 307; Vryonis, A.g.e., p.284.
106
Thomson, A.g.e.,p.317; Brosset, A.g.e., s.311,312; Alasania, A.g.m., s. 794.
107
Speros Vryonis, “Nomadization and Islamization in Asia Minor”, Dumbarton Oaks Papers, Vol. 29 (1975), p.51.