Yöneticiler İçin Yeni Bir Bakış İKİNCİ abdülhamid han'in liderlik sirlari


II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları



Yüklə 3,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə30/50
tarix21.06.2018
ölçüsü3,8 Kb.
#50577
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   50

II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Mehmet AYDIN
Mehmet AYDIN
II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
kuvvetli ve nüfuzlu devlet adamlarını İstanbul'da tutmayarak onları
uzak yerlerde görevlendirdi. İhtilal provaları içerisinde yer alan pa-
şalar bile hapis ve ölümle cezalandınlmayıp, mevcut görevlerine eş
görevlerle İstanbul dışına sürüldüler. Aleyhte olan işsiz aydınlar bi-
le kendilerine memuriyet verilerek İstanbul'dan uzaklaştırıldı. Mer-
hametinin çokluğundan düşmanlarını bile sıkıntı çekmelerine gönlü
razı değildi.
II. Abdülhamid Han, merhametinin çokluğu sebebiyle kanun-
lara uymayan ve bir görevden uzaklaştırılması gereken kişilere kar-
şı sürgün politikası uygular, sürgünler, ekonomik yönden mağdur
edilmez, kendilerine maaş bağlanarak sürülürlerdi. Bu tarz sürgün-
lerde bir kısmı hiçbir vazifeye sahip olmayan sadece bir maaşla ika-
mete memur edilir, birkısmı da memuriyetle gönderilirdi.
Peyami Safa'nın Babası İsmail Safa
Merhum Necip Fazıl'dan nakledelim; "Bizzat Peyami Sa-
122 fa'dan dinlediğime göre (Boer)lere İngilizler tarafından yapılan şid-
• detli zulümler üzerine bütün Avrupa İngilizler aleyhine ayaklanır-
ken, babası şair İsmail Safa, birkaç edebiyatçı arkadaşıyla İngiliz
Elçiliğine gitmiş ve aynı muamelenin Türkiye'ye yapılmasını sefir-
den istemişler... Bundan sonra Peyami Safa'nın değil, benim fikrim
olarak söyliyeyim ki, vatana hiyanet çapında ve idamlık bir suç olan
bu harekete karşı Abdülhamid, İsmail Safa'yı oğlu Peyami iki ya-
şındayken Sivas'a sürmüş ve ayda bilmem kaç altın maaş bağlaya-
rak orada oturtmuş...İsmail Safa da, Sivas'ta veremden ölmüş...
-Vay. hain Abdülhamid benim babamı öldürdü!
Peyami'nin kanaati buydu ve benden bir gün su cevabı almış-
tı:
-Abdülhamid senin babanı öldürmedi, kesesinden besledi. Ben
onunyerinde olsaydım, babanı astırırdım!.
Yine Peyami Saf a'dan dinlediğime göre, Abdülhamid bu sür-
gün hakkında hesap soran İngiliz sefirine şöyle diyor:
-Siz burada yabancı bir devletin temsilcisi misiniz, yoksa beni
murakabe etmeye memur bir fevkalade komiser mi? Huzurdan  ç ı k ı -
nız ve bir daha böyle mevzular üzerinde benden görüşme istemeyi-
niz! Aynı hareket, İngiltere'de yapılsa acaba yapana nasıl bir ceza
verirdiniz diye sormaya lüzum görmüyorum!
Peyami'ye bu naklinden sonra şöyle demiştim:
-Ne yazık ki, ben bunu bilmediğim halde Abdülhamid'i haklı
görüyorum da sen, bile bile, onu takdir etmek için elinde en büyük
vesika varken aleyhinde bulunduruyorsun!..
Peyami Safa, Abdülhamid aleyhtarları arasında en hafifi, en
zararsızıdır; ve bu aleyhtarlıkta ruh haleti herkesde daima birbirinin
aynıdır. Tek fikir ve hakikat kaygısı olmayan nefs ve şahıs kini..."
(196)
Sultan Abdülaziz ve Sultan V. Murat'ın hal'inde aktif rol oyna-
mış olan Mithat Paşa'ya karşı II. Abdülhamid Han, daha şehzadeli-
ği zamanında temkinli olmaya çalışıyordu.
Abdüla/iz Han'ın Öldürülmesi
Abdülaziz Han, Sultan Abdülmecid Hanın vefatından sonra
1861 yılında, 32 yaşında padişah oldu.
Abdülaziz Han, güçlü kuvvetli, ata sporlarından güreşe, ciride,
ava meraklı, kahraman yapılı bir hükümdardı. Halk kendisini sev-
mekte, ikinci bir Yavuz olarak görmekteydi. Üzerinde durduğu en
mühim mesele ordu ve donanmanın yeniden tanzim edilmesi, yeni
usullere göre tekamül ettirilmesiydi. Avrupa'dan elde edilen kredi-
lerin pek çoğu bu sahada sarf edildi. Donanma, dünyanın sayılı do-
nanmalarından birisi oldu. Nizamiye, ihtiyat, redif ve müstahfız
adıyla 700.000'i aşkın askeri bir kuvvet hazırladı. Bunların top ve
tüfek ihtiyaçları için de modern tesisler kurdurdu.
II. Abdülaziz Han, zeki, anlayışlı ve dünya siyasetine vakıf ol-
duğu için saltanatının ikinci yılında (1863) Mısır'ı ziyaret etti. Ka-
labalık bir heyetle beraber, Mısır'a yapılan bu gezi çok gösterişli ol-
du. Yavuz Sultan Selim'den sonra Mısır'a gelen ilk Osmanlı sulta-
nına halk çılgınca sevgi gösterilerinde bulundu. Sultan Abdülaziz.
Kahire'yi at üstünde dolaştı. Bu seyahat Mısır halkının Hilafet ma-
kamına olan  b a ğ l ı l ı k ı n ı n güçlenmesini saSladı.


II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Mehmet AYDIN
124
1867 yılında Paris'te açılan büyük bir sergiyi görmek için im-
parator Napolyon'un davetini kabul ederek Fransa'ya gitti. Oradan,
ingiltere, Belçika, Almanya, Avusturya, Macaristan yoluyla memle-
kete döndü. Bu seyahatlerinde Fransa imparatoru Üçüncü Napol-
yon, İngiltere Kraliçesi Victoria, Belçika Kralı İkinci Leopold, Prus-
ya Kralı Birinci Wilhelm, Avusturya İmparatoru ve Macaristan Kra-
lı Birinci Fransuva-Josef, Romanya Prensi Birinci Karol ile görüş-
tü. Sekiz ülkeye gitti. Beş hükümdarla görüştü. Ve bu seyahatlarının
çoğunda şehzade Abdülhamid Han'ı yanında götürdü.
Balkanlarda Rusya ve diğer devletlerin desteklemesi ile çıkan
isyanlar, devrinin en mühim hadiselerindeııdir. Rumeli ve Girit'teki
gayri müslim halkın ayaklanmaları devletin başına büyük gaileler
açtı. Karadağ, Sırp, Bulgar ve Girit isyanları ile hükümet hem nü-
fuz, hem de mali bakımdan kayıplara uğradı. Karadağ'a yapılan sa-
vaşlar kazanılarak bu mesele bir müddet için kapandı. Sırbistan'da
bazı kalelerdeki askerlerin geri çekilmesi ile anlaşma yapıldı. Gi-
rit'teki isyan, başarılı bir askeri harekat ile bastırıldı.
Mahmud Nedim Paşanın sadareti, hem dışta hem de içte dev-
letin itibarının sarsılmasına sebeb oldu. Tarafdarı olduğu Rus Sefiri
İgnatiyef'in tavsiyeleri ile hareket eden Mahmud Nedim Paşa, aldı-
ğı kararlarla Avrupa devletlerinin tepkisini çekti. Bilhassa devletin
senelik ödediği borcunu beş sene müddetle ödenmeyeceğini bildir-
mesi üzerine Avrupa'da Osmanlılar aleyhine gösteriler yapılmasına
yol açtı. Zaten Rusya'nın da istediği buydu. Nitekim, Ruslar bu ka-
rışıklıktan faydalanarak Balkanlarda Panislavizm propagandasını
yaygınlaştırıp büyük huzursuzluklar çıkardılar. 1875 yazında Bos-
na-Hersek'te isyanlar çıktı. Bunu Rusya'nın teşviki ile 1876'da Sır-
bistan'ın Osmanlı Devletine savaş ilanı takip etti. Osmanlı Devleti
sıkıntılar içinde olmasına rağmen Sırbistan'ı kısa sürede mağlub et-
ti. Ardından Bulgaristan'da karışıklıklar çıktı ise de mahalli kuvvet-
lerle bastırıldı.
Sultan Abdülaziz Han, Balkanlardaki tehlikeli gelişmeyi önle-
meye çalışırken daha önce görevlerinden azl edilmiş bulunan Hüse-
yin Avni, Midhat, Mütercim Rüşdi paşalar ile Hasan Hayrullah
Efendi ihtilal hazırlığı yapıyorlardı. Bilhassa Hüseyin Avni Paşa,
Mahmud Nedim Paşa tarafından azledilip, sürüldüğü için padişaha
Mehmet AYDIN
II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
kin bağlamıştı. "Kinim dinimdir" diyen bu adam, padişahı tahttan
indirip öldürmeye karar verdi. Londra'ya gidip İngilizlerle bu işi
planladı. İkinci adam olan Midhat Paşa ise, batı kültüründen ve din
bilgilerinden tamamen yoksun birisiydi. Tuna valiliği zamanında
yaptığı işler, bilhassa İngilizler tarafından reklam edilerek şişiril-
mişti. İçki masalarında devlete ait kararlar alırdı. Memleketi kurta-
racak tek insanın kendisi olduğuna inanırdı
Hüseyin Avni, Midhat, Mütercim Rüşdi ve Süleyman paşalar,
padişahın tahttan düşürülmesi için geniş bir propagandaya giriştiler.
Halkın gözünde Sultan'ı küçültmek için çeşitli iftiralar yaydılar. 30
Mayıs 1876 Cuma günü sabahı, saat 04.30'da harekete geçtiler. Taş-
kışla'dan gelen taburlarla, Mekteb-i Harbiyyenin 300 kadar talebe-
si, Dolmabahçe Sarayını çevirdi. Donanma da deniz tarafını kontrol
altına aldı. Sultan Abdülaziz Han kayıkla alınıp, Topkapı Sarayına
götürülerek, Sultan Üçüncü Selim Hanın şehid edildiği odaya hap-
sedildi. Sonra Fer'iyye Sarayına götürüldü.
4 Haziran 1876'da Avni Paşa, çoktan planlamış olduğu cinaye-
ti saraydan elde ettiği adamlarına yaptırdı. Cezayirli Mustafa Pehli-
van, Mabeyinci Fahri Bey, Yozgatlı Pehlivan Mustafa Çavuş ve Bo-
yabatlı Hacı Mehmed Pehlivan, Sultan Abdülaziz Hanın kaldığı
odaya zorla girdiler. Büyük mücadeleden sonra iki bileklerini kesip
dışarı kaçtılar. Avni Paşa çığlıkları duyar duymaz, Kuzguncuk'taki
yalısından Fer'iyye Sarayına geldi. Henüz ölmemiş olan Sultan Ab-
dülaziz Han, pencereden çıkartılan adi bir perdeye sarılarak yakın
bir karakola nakledildi. Ölüm raporunu imzalamak istemeyen iki
doktordan birini Avni Paşa hemen Trablusgarb'a sürdü. Diğerinin
de apoletlerini söktü. Üç pehlivana maaş bağlanarak gerçeği açıkla-
maları önlendi. Sultan Abdülaziz'in naaşım yıkayan imamlar, son-
radan verdikleri ifadelerde, Sultanın iki dişinin kırık olduğunu, sa-
kalının sol tarafının yolunduğunu, sol memesinin altında büyük bir
çürüğün bulunduğunu belirtmişlerdir. Pehlivanlar da, yaptıklarını
sonra itira.f etmişlerdir. İsmail Hami Danişmend 5 ciltlik İzahlı Os-
manlı Tarihi Kronolojisi adlı kitabında Sultanın ölüm sebebinin in-
tihar olmayıp, cinayet olduğunu 31 delil ile izah etmektedir. İntihar
eden bir kimsenin iki bileğini küçük bir makasla kendisinin derince
kesmesi adli tıbba göre mümkün değildir. Sultanın cenazesi 5 Hazi-
ran 1876 günü büyük bir merasimle kaldırıldı. Babası Sultan İkinci
Mahmud Hanın Çemberlitaş'taki türbesine defnedildi.


Yüklə 3,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə