S.E. MALOV’UN HAYATI VE İLMÎ
ÇALIŞMALARINA DAİR
*
İ.V. KORMUŞİN
D.M. NASİLOV
Ünlü Rus Türkoloğu, SSCB İlimler Akademisi Üyesi, doğumunun 100. yıl
dönümünü yakınlarda kutlayacağımız Sergey Efimoviç Malov, kendisinden sonra çok
çalışkan bir bilim adamı imajı bırakmıştır. Sergey Efimoviç, sakin yaşar ve çalışırdı.
Ancak o, ilime hizmet etmiş olduğu yaklaşık elli yıl içerisinde 10’dan fazla büyük kitap,
yüzlerce ilmî makale yazmıştır.
Günümüzde Sergey Efimoviç Malov’un arkasında bırakmış olduğu ilmî mirası
incelemek suretiyle ilim hayatında takip ettiği iki ana hattı görebiliriz. Bunlar: Eski
Türk Anıtlarının ve Çağdaş Türk dillerinin, (Ağırlıklı olarak Merkezî Asya bölgesinde
konuşulmakta olan dillerin) araştırılması işidir.
Sergey Efimoviç Malov 16 Ocak 1880 tarihinde Kazan şehrinde, Kazan Ruhban
Akademisinde profesör olarak çalışan ve aynı zamanda piskopos unvanı olan, Evfimiy
Aleksandroviç Malov’un ailesinde doğdu. Babası, oğlunu herhalde başkanlık görevini
yürüttüğü Tatarca, Tatar Etnografyası ve “Tatar Halkının Arasında Hıristiyanlığın Yayılması
Tarihi” bölümüne kendisinden sonra mirasçı bırakmayı düşünüyor olmalıydı ki; Malov’un
Türkoloji derslerine devam etmesini istedi. Papaz okulunun beşinci sınıfından (yani 1898
yılından) itibaren Sergey Efimoviç Tatarca’yı öğrenmeye başladı ve dil öğrenimini
Ruhban Akademisinde okuduğu dönem (1900-1904 yy. ) sırasında da devam ettirdi.
Akademideki eğitiminin son iki yılında kendi isteği ile Prof. Dr. N.F. Katanov’un
derslerine devam etmeye başlayan Malov, babası ile birlikte Arkeoloji, Tarih ve
Etnografya Cemaatin toplantılarına katıldı. 1903 yılın yaz tatilinde Sergey Efimoviç,
Tatarların dilini ve etnografyasını araştırmak amacı ile Kazan vilayeti Sviyaj kazasına,
Mişarların lehçesini araştırmaya ise Çistopol kazasına gitti.
Türk dillerini öğrenme merakı Sergey Efimoviç’in Sen-Petersburg Üniversitesi
Doğu Dilleri Fakültesi Arapça-Farsça-Türkçe-Tatarca Bölümünün öğrencisi olmasına
sebep oldu. Bu üniversitedeki öğrencilik yıllarında P.M. Melioranskiy, V.D. Smirnov ve
V.V. Bartold’un verdikleri seminerlere ve derslere devam etme şansı bulan Malov’un
Sen-Petersburg’daki eğitim yıllarında bütün hayatını etkileyen en önemli olay V.V.
Radloff ile karşılaşması olmuştur. Gerçekten de bu ilim adamının etkisi ve şahsî
katılımıyla Sergey Efimoviç’in Eski Türk abidelerinin dilleri ve o dönemlerde az
araştırılan Doğu Türkistan ve Merkezî Asya bölgelerinin lehçelerine olan ilgisi
oluşmuştur. Daha öğrencilik yıllarında V.V. Radloff’un danışmanlığı altında çalışmaya
başlayan Sergey Efimoviç, üniversiteden mezun olduktan sonra uzun süre Radloff ile
birlikte çalışmış ve kendi ilmî hayatında hocasının hemen her açıdan desteğini görmüştür.
1908 yılının yaz aylarında, Orta ve Doğu Asya Tarihi, Arkeoloji, Etnografya ve
Lengüistik Konseyi (Rus Konseyi) üniversite son sınıf öğrencisi olan Sergey Efimoviç’i
Tomsk vilayetine Şorların ve diğer Türk halkların lehçelerini araştırmak üzere
*
Tyurkologiçeskiy Sbornik 1975. s. 5-11.
S.E. MALOV’UN HAYATI VE İLMÎ ÇALIŞMALARINA DAİR
226
görevlendirdi. Malov’un “Sınama görevini” başarıyla yerine getirdiğini yayınlanan
rapordan anlamak mümkündür.
1909 yılında Sergey Efimoviç mezun olmuş ve V.V. Radloff, öğrencisinin
tamamen ilmî çalışmalar ile meşgul olmasını istemiştir. İlimler Akademisinin Tarih ve
Filoloji Bölümü toplantısının protokolünde: “İlimler Akademisi üyesi V.V. Radloff,
Antropoloji ve Etnografya Müzesi Türk Bölümünde yürütülen çalışmalarda. Milli
Eğitim Bakanlığı’nın bursunu kazanan, İlahiyat dalında doktorasını ve Sen-Petersburg
Üniversitesi Doğu İlimleri Fakültesinin ders programını tamamlayan, S.E. Malov’u,
Milli Eğitim Bakanlığı kadrosuna alınması ve Antropoloji ve Etnografya Müzesi Türk
Bölümünde çalışmak üzere görevlendirilmesi konusunda istekte bulunmuştur”.
Büyük olasılıkla bu yıl, hemen hemen 10 yıl sürecek olan ve ilim hayatları
boyunca bir birlerine sadık kalan iki Türkoloji uzmanının aralarındaki ilmî münasebetin
başlangıcı olmuştur.
1909-1911 yılları arasında V.V. Radloff’un ve Rus Konseyi’nin teklifi üzerine
Sergey Efimoviç Malov, Çin’in Merkezi ve Kuzey-Batısına, orada yaşayan Türk
boylarının lehçe ve yaşam tarzını araştırmak amacıyla gönderilmiştir. Bu gezi, sadece
hali hazırda konuşulmakta olan Türk lehçelerini araştırmakla sınırlı kalmadan, Sergey
Efimoviç’e zengin etnografik materyaller ve arasında “Altın Yaruk” adlı Budist
sutrasının el yazması metinlerinin de bulunduğu çok değerli bir hazine kazandırmıştır.
1913 yılında Rus Konseyi, Sergey Efimoviç’i tekrar Çin’in Kuzey-Batı bölgesine “Türk
lehçelerini araştırma alanında başlattığı lengüistik çalışmaları devam ettirmesi ve bu
bölgede yaşayan halkların yaşam tarzı ile eski dönemden kalan abideleri araştırmak
amacıyla” görevlendirmiştir. Uygurların yaşadığı bölgelere yapılan bu ikinci ilmî
seyahat 1913-1915 yılları arasında gerçekleştirilmiştir.
Evinden çok uzakta bulunan Malov, V.V. Radloff ile irtibatını kesmemiş, ulaştığı
başarıları, yaşadığı zorlukları devamlı surette hocasına izah etmiş ve Radloff’tan hemen
her konuda yardım istemiştir. Öyle ki hiç bir zaman danışmanı tarafından mahcup
edilmemiştir. S.E. Malov, V.V. Radloff’a yazdığı mektuplarda kırsal alandaki çalışma
şartlarını da anlatmıştır. Örneğin 14 Ocak 1910 tarihli Suçjou’dan yazdığı mektubunda
son zamanlarda ne ile meşgul olduğunu teker teker (metinlerin yazımı, etnografik
materyallerin toplanması; ayrıca yerel halk ve yerel yöneticiler ile olan ilişkilerini)
hocası Radloff’a anlatmıştır
14 Mayıs 1910 tarihli mektup, 3 Mayıs 1910 tarihinde Suçjou’nun yanındaki
Vunşigu köyü etraflarında el yazması metinlerin bulunduğu haberini verdiği için büyük
önem taşımaktadır. S.E. Malov’un ifade ettiğine göre, V.V. Radloff’un bir takım el
yazması metinlerin bulunduğunu duyduğundaki ilk tepkisi “çok kıymetli bir keşif”
demek olmuştur.
24 Kasım 1910 tarihinde S.E. Malov, V.V. Radloff’a Lyanhuasa’dan: “eski metinleri
okuduğunu ve hemen hemen tamamını anladığını, çağdaş Uygurca’nın leksikolojisine dair
edinilecek bilgilerin onlar için pek faydalı olmadığını, ancak bu dilin fonetiğinin
araştırılmasının Eski Uygur (Orhon) abidelerin transkripsiyonunu oluşturma işinde faydalı
olacağını” belirtmiştir. 3 Ocak 1915 yılında Yarkent’ten yazdığı mektupta “Turfan’dan
Uygur el yazıları ile ksilograflarının bulunduğunu” yazmıştır. Hotan’da ise Brahmi dilinde
yazılmış el yazması bir koleksiyon satın almıştır.
Doğu Türkistan’da bulunduğu süre içerisinde Malov diğer bilim adamlarıyla da;
örneğin bir zamanlar Türkistan’a yapılan ilmî gezilere katılan S.F. Oldenburg ile de
bağlantısını devam ettirmiştir. Bu ilişkiler, S.E. Malov’un ikinci gezisi sırasında daha da
pekişmiştir.
SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ
227
Malov 1911 ve 15 yılları arasında yapılan ilmî seyahatten döner dönmez hocası
Radloff tarafından eşsiz bir ilmî değere sahip olan “Altın Yaruk” adlı Uygurca el yazması
eser üzerinde çalışmakla görevlendirilmiştir. (Malov bu tarihi eserin el yazması
metinlerini 1909-1911 yılları arasında yapmış olduğu ilmî seyahat sırasında bulmuştur)
Bu listenin gramer formları ile leksikolojik özellikleri, sutranın Moğol saldırıları
döneminde tercüme edildiği ve dolayısıyla, “Altın Yaruk’un VII-XIII. Yüzyıllar
arasındaki Eski Türk abidelerinden birisi ve büyüklüğüne göre (235 sayfa) en irilerinden
ve önemlilerinden birisi olduğunu ispat etmektedir.
İki bilim adamının müşterek yayın çalışmaları hakkında aşağıdakileri söyleyebiliriz:
V.V. Radloff, “Altın Yaruk”’un el yazması metninin tamamını kartlar üzerine yazmıştır.
Deşifreleme sırasında, Suvarnaprabhasa sutrasının 5. ve kısmen 2. kitabının Sanskrit,
Moğol, Çin ve Tibet versiyonlarını tanımlama çalışmalarında yardım eden F.İ. Şerbatskiy,
V.L. Kotviç, A. İivanov ve B.B. Baradiyna’nın verdikleri destekler mühim rol oynamıştır.
Metnin kopyası, daha sonra ise basılmış hali defalarca orijinal el yazısı ile
karşılaştırılmıştır. V.V. Radloff: “Biz, S. E. Malov’un Orta Asya gezisinden döndükten
sonra büyük bir titizlikle baskıya verilen ve el yazması halindeki metinleri tekrar tekrar
karşılaştırdık ve en ince ayrıntılarına kadar inceleyerek en ufak yanlışlıkları dahi
giderdik. Eğer okuyucu bahsi geçen listeye bakarak basılan metni düzeltirse, el
yazısının tam kopyasını elde edecektir” diye yazmıştır. Sutranın basımı 1913 Kasım ile
Haziran 1917 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. S.E. Malov’un ikinci gezide
bulunduğu süre zarfı içerisinde, Radloff III. kitaptan (11. sayfadan) itibaren başlayarak
düzeltmeleri kendi kontrolü altına almıştır. S.E. Malov döndükten ve “Türkiye Türkçesi
Filoloji Master programı sınavına (1916) tabi tutulduktan sonra Kazan Üniversitesinde
görevlendirilmiş, aynı zamanda da düzeltmeleri okumakta yardım etmiştir. Bunu 17
Ocak 1917 tarihli Kazan şehrinden V. V. Radloff’a yazdığı mektupta, babasının evinde
kaldığını, Yeni Uygurca’ya ait materyalleri bir düzene soktuğunu ve “Altın Yaruk”un
yapılacak olan neşrine dair tashih metinlerini beklediğini ifade eden cümlelerinden
anlamak mümkündür. S.E. Malov kitabın ekinde bulunan “İmla yanlışlıklarının
düzeltilmesi, fazla kelimelerin çıkartılması, pürüzlerin giderilmesi listesini” oluşturma
işinde büyük çaba sarf etmiştir.
Bu çalışma sırasında Malov transkripsiyondaki yanlış basılan kelimeleri sayfa ve
satır numarasını belirterek yazardı. Bu notları ise V.V. Radloff kontrol ederdi, çalışma
defterinin sayfa kenarlarına alınan notlar bunun göstergesidirler.
Böylece, iki bilim adamının – öğrenci ile öğretmenin- titizlikle üzerinde durdukları
bu çalışma neticesinde Eski Uygur abidelerinin en büyüklerinden biri olan “Altun
Yaruk”un eksiksiz ve doğru metni ilim dünyasına kazandırılmıştır.
Ancak 1930 yılında basılması mümkün olan ve 1912-1915 yılları arasında V.V.
Radloff tarafından hazırlanan “Altın Yaruk’un Almanca tercümesinin bir kısmı Malov’un
gözetimi altında ve önsözü ile basılmıştır.
1928 yılında S. E. Malov, V.V. Radloff’un Pamyatniki Uygurskogo Yazıka “Uygur
Dilindeki Tarihî Anıtlar” adlı kitabını, önsözünü ve metinlere açıklayıcı sözlükleri ile birlikte
yayınlamıştır. Malov, metinlerin okunuşu ve tercümesinde gereken eklemeleri ve
düzeltmeleri yapmış ve Asya Müzesinde bulunmakla beraber V.V. Radloff tarafından sırf
çevirisi yapılan metinlere kendi okunuş tarzını vermiştir. 1904 yılında basılmaya başlanan
kitabın tamamen yayınlanması, en ince ayrıntısına kadar Malov’un ürünüdür. Çünkü V.V.
Radloff’un başladığı işi devam ettirmek ve sonuçlandırmak Malov için bir minnet borcu idi.
S.E. MALOV’UN HAYATI VE İLMÎ ÇALIŞMALARINA DAİR
228
Belki de, S.E. Malov’un Eski Türk Abidelerini araştırma ve yayınlama çalışmaları,
V.V. Radloff ile birlikte uzun yıllar boyunca yazılı mirasların yayınlama işlerinden elde
etmiş olduğu tecrübe ve alışkanlıktan kaynaklanmaktadır.
S.E. Malov tarafından Eski Türk metinlerinden alıntılar eklenen 1926 yılında
Taşkent’te camgrafiği yöntemi aracılığıyla basılan Obraztsı Drevneturetskoy Pismennosti
“Eski Türk Yazısından Örnekler” adlı kitapçığı (ilmî broşür), daha sonra basılan ve tüm
Türkologlarca tanınan Pamyatniki Drevnetyurkskoy Pismennosti “Eski Türk Yazıtları”
adlı kitabının ön hazırlığı olmuştur.
1929 yılında I. ve IV. Talas anıtlarının ve diğer Runik yazılı anıtların bazı
yerlerinin okunuşuna dair yapılan düzeltmeleri konu alan ve S.E. Malov tarafından
kaleme alınan bir makale yayınlanmıştır.
1936 yılında S. E. Malov yeniden Talas anıtlarına dönmüş, yeni bulunan VI. (Kaya
Yazıları) ile VII. (Ahşap Çubuk) anıtlarını ilim dünyasına duyurmuş, 2. 3. ve 5. anıtlar
için ise kendi tercüme varyantını vermiştir.
Bu dönemlerde S.E. Malov Eski Türk metinlerinin geniş okuma kitabı üzerinde
çalışıyordu. Ama araya II. Dünya Savaşı girmiştir ve bu kitap Türkologların eline ancak
1951 yılında geçmiştir. Burada en önemli Runik yazılı anıtlar arasındaki “KülTegin
Anıtı”, “Tonyukuk Anıtı”, “Fal Kitabı”, “Suci’den bir Hatıra” v. s. gibi eserlerin tam
metinleri basılmıştır. Uygurca el yazması eserlerden bu okuma kitabı ilk defa Rusça
yayınlanan “Maniheylilerin Nedamet Duası” ve “Altın Yaruk”un alıntıları, 8 adet
hukuki metin yayınlanmıştır. Kitapta “Kutadgu Bilig” adlı eski el yamzası eserden ve
Kaşgarlı Mahmut’un sözlüğünden bazı parçalar, Yugneki’nin eserleri yer almışlardır.
Metinlere ek olarak büyük (yaklaşık 4000 kelimelik) bir sözlük de eklenmiştir. İşbu
okuma kitabının önemini, onu takip eden Eniseyskaya Pismennost Tyurkov “Türklerin
Yenisey Yazıları” ve Pamyatniki Drevnetyurkskoy Pismennosti Mongolii i Kirgizii
“Moğolistan ve Kırgızistan’da Bulunan Eski Türk Yazıtları” adlı kitapların önemini
azımsamak mümkün değildir. S.E. Malov’un adı geçen eserleri tarihî leksikoloji ve
Türk lehçelerinin grameri alanlarında hazırlanan yüzlerce ilmî çalışma için kaynak
olmuşlardır. Onlar günümüze kadar Orhon Yenisey yazıtları ve Eski Uygur metinleri ile
temsil edilen Eski Türk lehçeleri konusunda en kolay ulaşılabilen kaynaklar olarak
kalmaktadırlar. Son yıllarda yapılan hem yerel hem de yabancı yayınlar bu kadar büyük
bir ilmî çalışmada; kaynakların yetersizliği ve 50’li yıllarda Türkoloji dünyasının
kazanmış olduğu bilgi birikimi seviyesinden dolayı mutlaka olması gereken bir takım
eksikliklere işaret etmektedirler. S.E. Malov ile onun öğretmeni V.V. Radloff’un
hatıraları için Eski Türk anıtlarının zamanın ortaya koyduğu yeni koşullar çerçevesinde
devam ettirmek ve Runik Yazıların Albümü’nün tamamen yeni baskısının yayınlanması
en doğrusu olacaktır. Millî Türkoloji’nin (biliminin) temsilcileri bu iki muhteşem ilim
adamının aldıkları pozisyonları kaybetmemelidirler.
Günümüz ilim adamlarının Millî Türkoloji bilimine sağladıkları en büyük katkı –
SSCB İlimler Akademisi Dil Bilimi Enstitüsündeki Türkologlar tarafından hazırlanan
büyük Eski Türk Sözlüğü’nün basılmasıdır. Bu sözlüğün temeli Runik ve Eski
Uygurca’ya ait materyalleri teker teker biriktiren V.V. Radloff tarafından atılmıştır. Bu
bilim adamı hayatta iken Uygurca-Almanca sözlüğü basılmaya başlamış, fakat bu
çalışma vefatından sonra devam ettirilmemiştir. S.E. Malov bu işi devam ettirmek
maksadıyla hem kendisi çalışmış hem de Büyük Eski Türkçe Sözlük üzerinde
yoğunlaşan Türkolog takımını bu iş için yönlendirmiştir. O dönemlerde oluşturulan
kartotek materyalleri, yayınlanan Eski Türk Sözlüğü kartoteğinin ana unsuru idi.
S.E. Malov , Çin’in Kuzey-Batısına yaptığı iki gezi sırasında o yörede yaşayan
Türk haklarının lehçesine ait çok geniş ve kıymetli materyal toplayabilmiştir. Bu
SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ
229
gezilerin esas lengüistik verileri, S.E. Malov’un hayatının son yıllarında 3 büyük
monografi halinde basılmıştır: Uygurskiy Yazık. Hamiyskoye Nareçiye “Uygurca Dili.
Hami Lehçesi” (1954), Lobnorskiy Yazık “Lobnorca” (1956) ve Yazık Jeltıh Uygurov.
Slovar i Grammatika “Sarı Uygur Lehçesi. Sözlük ve Gramer” (1957); vefatından sonra
basılan iki çalışma daha vardır ki bunlar: “Uygurskiye Nareçiya Sıntzyana “Sındzyan’ın
Uygur Lehçesi” (1961) ve Yazık Jeltıh Uygurov. Tekstı i Perevodı “Sarı Uygur Lehçesi.
Metinler ve Çeviriler” (1967). İlim dünyası, daha önceleri çok az araştırılan ve Türkoloji
ilminde hakkında hemen hemen hiç bilgi olmayan Türk lehçelerini kazandı. S.E. Malov
tarafından gerçekleştirilen lengüistik olguların ön incelemesi, dünyadan kopuk Çin’in
Kuzey-Batı bölgesinde yaşayan Türk halklarının lehçelerinin ne kadar zor ve ince yapıya
sahip olduğunu belli etmiştir. Böylece, dil temsilcilerinin çok uzak ilişkilerinden
kaynaklanan çağdaş Türk dillerinin karışık tabiatı hakkındaki varsayım
ispatlanmaktadır. S.E. Malov’un bir dizi Merkezî Asya bölgesinin Türk dillerine ait
araştırmaları, Türkoloji ilmine sağladığı en önemli katkılardan biridir.
S.E. Malov 150’den fazla ilmî eserin yazarıdır. Onları bu makale çerçevesinde
tanımlamak veya onlar hakkındaki görüşlerimizi ifade etmek mümkün değildir. S.E.
Malov Karakalpakça, Nogayca, Kazakça, Türkmence ve diğer dillerin gramer ve söz
dağarcıklarını inceleyen bir takım ilmî eserlerin yazarıdır. O, etnografya alanında da
kendi izini bırakmıştır. Türklerde Şamanizm geleneği hakkındaki makaleleri 1912
yılında Rus Coğrafi Kurumu’nun gümüş madalyası ile ödüllendirilmiştir.
S.E. Malov, yukarıda bahsettiğimiz alanlar dışında, ilmin çok özel alanı, Eski ve
çağdaş Rusça’da rastlanan Türkçe kelimelerinin açıklamasına, kendisinin Türk fonetiği
ve kelime hazinesi hakkında zengin ve derin bilgilere sahip olduğuna dayanarak, Türk-
Slav dil ilişkileriyle yakından ilgilenmiştir.
S.E. Malov’un önceleri yazı sistemi olmayan Türk halkları için yeni yazı
sisteminin oluşturulması ve uygulaması çalışmaları devlet nazarında vazgeçilmez bir
öneme sahiptir.
S.E. Malov eğitim alanında da başarılara ulaşmıştır. Türkî dilli cumhuriyetlerde
birçok öğrenci yetiştirmiştir. Üstadın bıraktığı miras, şimdiye kadar öğrencilerinin
gönüllerinde yaşamaktadır.
S.E. Malov – ulusal Türkoloji ilminde büyük bir evreyi simgelemektedir ve Sovyet
Türkolojisinde Radloff’un temsil ettiği gelişim süreci ile günümüzdeki parlak döneminin
ortasındaki bağlayıcı halka olmuştur.
S.E. Malov’un Hayatı ve Çalışmaları Hakkındaki Bilgiler Aşağıda
Belirtilen Kaynaklardan Alınmıştır:
Arhiv S. E. Malova (LO Arhiva AN SSSR – v obrabotke)
Biobibliografiçeskiy Slovar Oteçestvennıh Tyurkologov. Dooktyabrskiy Period. Pod red. i
s Vvedeniyem A. N. Kononova. M. , 1974, 43-44, 77, 84-86, 211-212.
Fond Russkogo Komiteta Dlya İzuçeniya Sredney i Vostoçnoy Aziyi (LO Arhiva AN
SSSR, f. 148, op. 1, №27; op. 2. № 26, 90, 94)
Fond S. F. Oldenburga (LO Arhiva AN SSSR, f. 208, op. 3, №369)
Fond V.V. Radloffa (LO Arhiva AN SSSR, f. 177, op. 1, 3 7, 13; op. 2, № 161)
Kormuşin İ. V. Pamyati Çlena-Korrespondenta AN SSSR S. E. Malova (16. 1. 1880-7.
09. 1957). K Desyatiletiyu so Dnya Smerti. -İAN, OLYA. T. 27 Vıp. 4.
1968, 381-383
Liçnoye Delo S. E. Malova (Arhiv LO İA AN SSSR, f. 77, op. 2, #96)
S.E. MALOV’UN HAYATI VE İLMÎ ÇALIŞMALARINA DAİR
230
Miliband S. D. Biobibliografiçeskiy Slovar Sovetskih Vostokovedov. M. , 1975, 327-328.
Ubryatova E.İ. S.E. Malov (K vosmidesyatiletiyu so dnya rojdeniya)-Problemı
Tyurkologii i İstorii Vostokovedeniya. Kazan, 1964, 43-55. ss.
Ubryatova E.İ. O nauçnoy i Obşestvennoy Deyatelnosti S. E. Malova. -Tyurkologiçeskiy
Sbornik. 1. M. -L. , 1951. 5-30. ss.
Ubryatova E.İ. S.E. Malov (K 75-letiyu so dnya rojdeniya) İAN OLYA. T. 14. Vıp. 1.
1955, 93-98 ss.
Çeviren: Asel TACİBAYEVA
Dostları ilə paylaş: |