1 uluslararasi azərbaycan felsefe araştirmalari fəLSƏFƏ VƏ sosial-siyasi derneğİ elmlər assosiASİyasi


Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2016, № 2



Yüklə 5,03 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə36/52
tarix26.11.2017
ölçüsü5,03 Kb.
#12669
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   52

Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2016, № 2 
 
 
- 104 - 
terir.
1
  Bu  nedenle,  temporal  oluş  temporal  yayılımı,  en  azından  nesnenin 
temporal parçalarının eşit bir şekilde varolduğunu ileri sürmesi anlamındaki 
bir yayılımı kabul etmez. Ama fizik bilimlerinin sağladığı verilere ve sağdu-
yuya dayanarak nesnelerin yalnızca şimdi varolmadıklarını, onların en azın-
dan  geçmiş  hallerinin  olduğunu,  temporal  bakımdan  geçmişe  doğru  uzan-
dıklarını, şimdi oluşlarının nedensellikle geçmişe dayandığını söyleyebiliriz. 
Ama  nedensellik  gibi  bir  bağıntının  şimdi  ve  burada  olan  nesnenin  kendi 
içinde taşındığını ileri sürmek ile onun yalnızca şimdi ve burada varolduğu-
nu ileri sürmekle aynı güçlükleri taşır. Bu durumda, burada sorulacak olan 
soru temporal geçişin kaynağının ne olduğu, bir yanılsama olup olmadığıyla 
ilgilidir.  
 
2. Temporal Geçiş Bir Yanılsama mı?  
 
Zamanın  sabit  ya  da  statik  bir  yapıda  olduğunu  savunanlar  temporal 
geçişin öznel olduğunu, bunun nesnelerin kendilerini bağlamadığını ileri sü-
rer. Bir başka söyleyişle, zamanın statik yapıda olduğunu ve zaman çekim-
lerinin  olayların  ya  da  nesnelerin  kendilerinde  içerilmediğini  savunanlar 
(Russell, Mellor, Schuster, Oaklander, Le Poidevin, Prosser bu görüşü savu-
nanlar arasındadır) temporal geçişin bir illüzyon ya da  yanılsama olduğunu 
düşünür. Temporal geçişin bir yanılsama olması iddiası, olayların meydana 
geldikleri zaman olan şimdinin de zihinden bağımsız, aşkın bir yönünün ol-
masına  ve  nesnel  bir  şimdi  belirlenimine  işaret  eder.  Temporal  oluşun  ve 
akışın olduğunu ileri sürenler için ise zihne bağımlı ya da belirlenim zemini-
ni bilinçli varlıkta bulan bir şimdi zamanı temellendirmesi sorunu karşımıza 
çıkar. Bu sorun da temporal geçiş sorununun bir diğer yönüne işaret eder.  
       Eğer  zamanın  statik  yapıda  olduğu  iddiası  kabul  edilirse,  bu  durumda 
temporal  geçiş  tasarımının  ya  da  inancının  kaynağının  ne  olduğunun  açık-
lanması  gerekir. Schuster’in  belirttiğine  göre, temporal  geçişin  yalnızca  bir 
yanılsama olması görüşü, temporal modların zamanın doğasına ait olmaması 
                                                 
1
  Değişimin  ölçüsünün  nasıl  belirlendiğiyle  ilgili  olarak  Olson,  yıllar,  aylar  ya  da  saatler 
gibi  veya  daha  az  daha  çok  gibi  terimlerin  kullanıldığını  ve  zamandaki  her  bir  anın  bu 
ölçünün bir birimine karşılık geldiğini söyler. Bkz. Olson, E. T., 2012, s. 447 


Epistemoloji 
 
 
- 105 - 
ve  olayların  kendilerinde  içerilmediğine  ilişkin  inanca  dayanır.
1
  Bu  görüş, 
hemen  görüleceği  gibi,  olayların  zamanda  önce  ve  sonra  bağıntısına  göre 
meydana geldiğini ileri süren B-teorisine yakındır. Dolayısıyla, bu bağıntıya 
göre düzenlemiş doğa, Schuster’in de vurguladığı gibi, temporal çekimleri-
miz olan geçmiş, şimdi ve geleceği  içermez.  Bu durum temporal  parçalar 
arasındaki geçişin de önünü keser çünkü burada zaman akışı yoktur.  
Bununla birlikte Schuster, her ne kadar sözü edilen temporal modların 
dünyanın zamanına ait değilmiş görünse de, onların dünyadan bütünüyle ba-
ğımsız olduklarını ileri sürmenin de güç olacağına vurgu yapar. Çünkü ya-
nılsama olduğu ileri sürülen zamanın (buna ister A-serisi, ister temporal ge-
çiş ya da temporal modlar densin) iki bileşeni olan insan ve onun nesneleri 
içinde deneyimlediği dünyayla olan bağı göz ardı edilemez. Zaman akışı dü-
şüncesinin bir yanılsama olduğunu ileri sürmek, insanın dünyayla olan tem-
poral bağının da aslında belirlenimsiz olduğu sonucuna götürür ve bunu ka-
bul etmek güçtür.
2
 
Buradaki  en  önemli  argüman  bilinçli  varlık  üzerinden  getirilir.  Buna 
göre, eğer evrende bilinçli bir varlık olmasaydı, olayların önce ve sonra ba-
ğıntısı  içinde  oldukları  söylenebilirdi  ama  onların  ne  zaman  olduğunu  ve 
temporal karakteristikleri olan geçmiş, şimdi ve gelecek belirlenimi  yapıla-
mazdı. Olayların zamanda nesnel bir yolla bağıntı içinde olduğunu savunan 
görüş açısından, zamanın bir bölümünde olan şey ya da olay zamandaki ye-
rini korur ve onun ilkin bir parçası, sonra da diğer parçası şimdi olmaz. Ama 
yine de ilk soru hala yanıtsız bırakılmıştır çünkü olayların zamanda neden a-
kış  içinde deneyimlendiği,  bunun kaynağının ne olduğu açıklanabilmiş de-
ğildir. Bununla birlikte, Schuster’e göre, nesnel zaman görüşünün ileri sür-
düğü önce-sonra bağıntısının öğeleri (t
1
-t
2
) kendilerinde bu önce ya da sonra 
olmayı taşımaz ama yine de Schuster bir öğenin gelecek ya da geçmiş olma-
sının zaman içinde konumlanmadığını ama zamana göre olduğunu belirterek 
                                                 
1
 Bkz. Schuster, 1986, s. 697 
2
 Zamanın bütünüyle statik yapıda olduğunu ve akışın bir illüzyon ya da yanılsama olduğu 
düşüncesine Arda Denkel de karşı çıkar. Ayrıntılı bilg için bkz. A. Denkel, Düşünceler ve 
Gerekçeler, İstanbul, 2003, s. 426 


Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2016, № 2 
 
 
- 106 - 
temporal oluş görüşünü destekler gibi görünür.
1
  
  Buna  karşın,  Mellor  gibi  B-teorisyenleri,  temporal  oluş  görüşüne 
olaylar  arasındaki  (t
1
-t
2
)  bağıntının  bizim  algılamamızdan  bağımsız  bir  şe-
kilde kurulduğunu ileri sürer. Mellor açısından t
1
-t
2 
arasındaki nedensel ba-
ğıntıya bizim algılamamız doğrudan dahil olmaz. Bir olayın nedeni bir baş-
ka olaydır ama bu iki olayın bizdeki algı düzeyindeki etkisi onlar arasındaki 
nedensel  bağıntıda  zorunlu  olarak  içerilmez.  Zaman  akışı  algısı,  Mellor’a 
göre, belleğimizdeki öğelerin peşpeşeliğinden başka bir şey değildir.
2
 Buna 
dayanarak, bazı  statik  zaman savunucuları,  zaman akışının  bizim  deneyim-
leme tarzımızla ilgili olsa bile bunun gerçeklikte bir karşılığının olması ge-
rektiği  savına  karşı,  olaylar  arasındaki  nedensel  bağıntıyı  göstermektedir. 
Bu durumda, olaylar arasında nedensel bağın bizdeki etkisinin zaman akışı 
ya da temporal oluş düşüncesini uyandırdığı sonucuna varılır. Ama burada 
McTaggart’ın  hep  sorduğu  bir  soru  karşımıza  çıkar:  Gerçek-liğin  serisinin 
(yani bizden bağımsız, kendisinde nasıl ise öyle gerçekleşen olaylar arasın-
daki nedensel bağıntı dizisi-C serisi) yönünün ne olduğu nasıl belirlenebilir? 
Çünkü  zaman  akışını  gelecekten  şimdiye  ve  şimdiden  geçmişe  doğru  akan 
bir yönde deneyimleriz. Nesnel ya da statik zamanın bu yönde aktığını ya da 
(bizim akış deneyimimizin kaynağı olduğu varsayımına göre) temporal olu-
şun yönüyle aynı olup olmadığını nasıl belirleyebiliriz sorusu yanıtsız kalır. 
  Temporal oluştan söz edildiği durumda, böylece, nesnel bir oluş za-
manı belirlemek gibi bir güçlükle karşılaşılır. Çünkü herkesin kendi tempo-
ral deneyimine uygun olarak gelişen bir akış ve böylece, öznel bir şimdi be-
lirlenimi  durumu  ortaya  çıkar.  Gerçeklikle  karşı  karşıya  kalan  insanın  ger-
çekliği içinde deneyimlediği şimdi zamanının belirlenimini yine kendisi ya-
par. Schuster’in  akışın  yanılsama olduğuna ilişkin argümanının diğer  yönü 
de şimdide meydana gelenin deneyiminin öznel ve yanılsamalı olabileceğiy-
le ilgilidir. Schuster yanılsamanın insan deneyimine yabancı olmadığını, in-
sanların bazı şeyleri yanlış duyumsayabildiklerini ve aynı şekilde zamanı da 
akıyor  olarak  deneyimlediklerini  düşünür.  Çünkü,  ona  göre,  nesnel  dünya 
içinde daha sonraki zamanlara ilerleyen bir şimdi ya da şuan yoktur, aynı şe-
                                                 
1
 Bkz. Schuster, 1986, s. 706 ve 707 
2
 Bkz. Mellor 1981, s. 171 


Yüklə 5,03 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə