1 uluslararasi azərbaycan felsefe araştirmalari fəLSƏFƏ VƏ sosial-siyasi derneğİ elmlər assosiASİyasi



Yüklə 5,03 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə37/52
tarix26.11.2017
ölçüsü5,03 Kb.
#12669
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   52

Epistemoloji 
 
 
- 107 - 
kilde,  gelecek  olarak  başlayan  ve  geçmiş  olarak  biten  öğeler  de  yoktur. 
Schuster yanılsamalı içeriğin edimsel bir akışının bulunabileceği yanılsama-
lı  dünyanın  karşısında  gerçek  ve  edimsel  bir  dünyanın  olmadığını,  tersine, 
yalnızca  gerçek  dünya  içinde  bir  akış  yanılsamasının  olduğunu  ileri  sürer.
1
 
Bu  türden  yaklaşımın  temelinde  nesnel  bir  şimdi  zaman  belirleniminin  ol-
maması yatar. Bize göre, bu argüman yanılsamanın gerekçelerini vermesine 
karşın  yine  de  temporal  oluşun  olmadığını  kanıtlamak  için  yeterli  değildir. 
Çünkü  herhangi  bir  şeyin  içinde  bulunduğu  temporal  aralığın,  akış  olmasa 
bile, zamanını belirlemek için onun temporal karakteristiklerine işaret edil-
miş olması gerekir. “Herhangi bir şey oluyorsa, o ne zaman oluyor?” soru-
suna yalnızca “o bir şeyden önce ya da sonra oluyor” demek onun temporal 
konumunu belirlemeye yetmez. Grünbaum’un da belirttiği gibi, zamanında 
olan bir olayı şimdi ya da şuan olarak niteleyen başka bir olay değil ama o 
olayın  t  zamanında  şimdi  olduğuna  işaret  eden  bir  bilinçli  varlığa  ve  onun 
referans bağlamına gereksinim var. 
  Grünbaum herhangi bir olaya ilişkin farkındalığımızın saat zamanıy-
la doğrudan bağıntılı olmadığını, o yolla belirlenmediğini de söyler. Çünkü, 
ona göre, bizim herhangi bir olayın t zamanında oluyor olduğuna ilişkin de-
neyimimiz ile böyle bir olaya ilişkin deneyimimizin olduğunu bilmemiz bir-
biriyle örtüşür.
2
 Başka bir şekilde anlatılırsa, ilkin  zamanında bir şarkının 
tonlarını duyarız ve bu tonu şimdi meydana gelen şey olarak niteleriz, ikinci 
olarak şarkının tonunu şimdi duyduğumuzun, bu deneyimi edindiğimizin bi-
lincinde oluruz. Bu açıdan, Grünbaum’un bu zihne-bağımlı bir şimdi zamanı 
belirlenimi görüşü Schuster’in  yukarıda belirttiğimiz temporal akışın yanıl-
sama olduğuna ilişkin görüşüne karşı bir argüman olarak görülebilir. Çünkü, 
eğer  tüm  zaman  deneyimimizin  bu  yolla  gerçekleştiği  kabul  edilirse  ve 
Schuster’de  olduğu  gibi,  tüm  bu  süreçte  bize  akış  olarak  beliren  temporal 
oluşun  da  bir  yanılsama  olduğu  iddia  edilirse,  bu  durumda,  bilinçli  varlık 
olan insanın tüm belirlenimlerinin de aynı şekilde yanılsama olabileceği gibi 
bir sonuca varılabilir ve bu durum bizi bir döngüye sokar. Zihinden-bağım-
sız nesnel ve statik bir zaman kanıtlamasını yapmak da olanaksız hale gelir 
                                                 
1
 Bkz. Schuster 1986, s. 709 
2
 Bkz. Grünbaum 1969, s. 153-154 


Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2016, № 2 
 
 
- 108 - 
çünkü  fizik  teorilerinden  türetilen  argümanların  önce  ile  sonra  bağıntısını 
şimdinin ya da şuanın kavranması olmaksızın açıklayabilmelidir.
1
 
  Bununla ilgili  olarak karşılaşılan en önemli  argümanlardan biri  zih-
ne-bağımlı temporallik içinde olayların temporal bağıntılarının belirlenim –
kaynağının fiziksel olayların olamayacağı çünkü bu türden olayların kendi-
lerinde  şimdi  bağıntısını  doğrudan  içermemesiyle  ilgilidir.  Çünkü  burada 
nesnel olarak işaret edilecek bir şimdi belirleniminin olmadığı ileri sürülür. 
Bununla  birlikte,  Gale  özgün  bir  şimdinin  olmadığını  ileri  sürenlere  karşı 
temporal  oluşun  yine  de  şimdi  üzerinden  temellendirilebileceğine  işaret 
eder. Onun da belirttiği gibi, geçmiş ve gelecek olayların belirlenimi şimdi-
ye göre  yapılır ve böylece, eğer şimdinin belirlenimi öznel ise, gelecek ile 
geçmişin belirlenimi öznel olmak durumundadır.
2
 Bu durum, temporal olu-
şun da öznel olduğu sonucuna bizi götürür. Ama Gale burada önemli bir ay-
rımın  olduğuna  dikkat  çeker.  Buna  göre,  eğer  şimdinin  herhangi  bir  yolla 
nesnel yönünden söz edilebilirse, bu durumda geçmiş ve geleceğin de (yani 
A-serisinin tamamının) nesnel bir yönü olduğu, ardışıklığı içerdiği ve deği-
şimin de nesnel bir yapıda gerçekleştiği çıkarımı yapılabilir. Böylece, şimdi-
nin  nesnel  olduğu  herhangi  bir  yolla  ileri  sürülürse,  hem  şimdiyle  birlikte 
geçmiş  ve  gelecek  hem  de  temporal  oluşun  nesnel  olduğu  dolaylı  olarak 
söylenmiş olur. Gale, Grünbaum gibi teorisyenlerin temporal oluş ya da akı-
şın (A-belirlenimlerinin) fizikle ilgili olmadığına ilişkin düşüncesinin, aslın-
da fizikçilerin  herhangi  bir olayı  ya da zamanı  özgün şimdi olarak fiziksel 
bir yolla kanıtlayamaması düşüncesine dayandığına işaret eder.
3
 
  Dolayısıyla, temporal geçişin fizik yoluyla kanıtlanamaması görüşü, 
zorunlu  olarak  temporal  oluşun  zihne-bağımlı  olduğu,  Gale’in  işaret  ettiği 
gibi,  A-belirlenimlerinin  de  zihne-bağımlı  öğeler  olduğu  sonucuna  varılır. 
Ama Gale sözü edilen A-belirlenimlerin her ne kadar fizik bilimlerince göz 
önünde  tutulmasa  da,  nesnel  özelliklerinin  olduğuna  işaret  eder.  Bunların 
başında değişim gelir. Zamandaki değişim yalnızca temporal yargılar arasın-
daki farka işaret etmez ama bir de, bu yargılarla birlikte,  akış halinde olan, 
                                                 
1
 McTaggart bunun paradoksa nede olduğunu ortaya koymuştur. 
2
 Bkz. Gale 1968, s. 189 ve 190 
3
 Bkz. Gale 1968, s. 223 


Epistemoloji 
 
 
- 109 - 
sürekli varolan ve yokolan bir doğaya işaret eder.  
 
Sonuç
 
 
Temporal  parçalar  ile  temporal  oluş  arasında  en  önemli  ayrımın,  za-
man içinde kendilerine konu ettikleri nesneyi ele alış tarzlarında çıktığı söy-
lenebilir. Herhangi bir nesne, örneğin nesnesi (bu nesne herhangi bir şey 
olabilir) zaman içine  yayılır. Bu nesnenin  her bir  temporal  parçası  (a, b, c, 
d) içinde bulundukları temporal aralıklarda varolur. İçlerinden birini çıkarır-
sak nesnesi eksik olur çünkü onun bir parçası eksiktir. Temporal parça gö-
rüşü, bu açıdan, her bir temporal parçasının zamanda varolmaya devam etti-
ğini ileri sürer. Yukarda ele aldığımız gibi, temporal oluş açısından ise, bu 
durum kabul edilemez çünkü nesneler ya da olaylar zaman içinde akış halin-
dedir. nesnesinin tamamı, bu görüşe göre, bir zamanda vardır ama tempo-
ral  karakterini  (geçmiş,  şimdi  ve  gelecek)  değiştirir.  Buna  N’nin  zaman 
içindeki  hareketi  de  denir.  Böylece,  nesnelerin  uzaydaki  hareketlerine  ben-
zer  bir  yolla  zamanda  da  hareketlerinden  söz  edilebilir.  Nesne  niteliği  ve 
özellikleri  bakımından hiç değişmese de, eğer uzaydaki  konumunu  değişti-
rirse onun uzaysal bağıntılarının değiştiği söylenir. Aynı şekilde, nesne bü-
tün uzaysal özelliklerini korusa bile, onun temporal karakteristikleri değişti-
ğinde, bu nesnenin zamanda hareket ettiğini ve temporal bağıntısını değiştir-
diğini  söyleyebiliriz.  Nesnenin  zaman  içindeki  bu  hareketi  onun  temporal 
geçişidir.  
  Böylece,  nesnelerin  temporal  geçişlerinin  yanılsama  olduğunu  dü-
şünmek,  zamanın  kendisinin  de  bir  yanılsama  olduğunu  ileri  sürmek  olur 
çünkü  herhangi  bir  şeyin  şimdi  (geçmiş  ve  gelecek)  karakteristiklerinden 
söz edilmeden onların içinde bulunduğu temporal konumun temporal karak-
terini belirlemek olanaksızdır. Her ne kadar B-teorisyenleri ya da temporal 
oluşun  bir  yanılsama  olduğunu  ve  bunun  insanın  deneyimleme  tarzına  uy-
gun olarak ortaya çıktığını ama gerçekliğin kendisinde bunun içerilmediğini 
ileri sürmüş olsalar da bunun nasıl olduğunu açıklamazlar. Bu nedenle, tem-
poral  deneyimin  nasıl  olduğunun  ayrıntılı  bir  şekilde  ele  alınması  gerekir. 
Bu da başka bir çalışmanın konusu olabilir. 


Yüklə 5,03 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə