Aristotel – 2400
- 15 -
rak, onu biraz daha açık kılmaya çalışabiliriz. Örneğin, insan nedir? sorusu-
nu ele alalım. Materyalist tutuma sahip bir fizyolog onu beden üzerinden
tanımlayacaktır; yani insanı kas, kemik, sinir ve kandan oluşan birşey olarak
görecek ve tanımlayacaktır; dolayısıyla, onun için geri kalan herşey ikincil
veya önemsiz olacaktır. Aristoteles’in kendinden önce söylenenleri dikkate
alma konusundaki tutumunu göz önüne aldığımızda ‘varlık nedir?’ sorusuna
verilen yanıtların kolayca göz ardı edilemeyeceği açıktır. Yukarıda ifade
edildiği gibi, materyalist birine göre gerçeklik, asıl var olan maddedir. Aris-
toteles bu ve benzeri anlayışların varlık nedir, sorusuna verdikleri yanıtları
göz önüne alarak maddenin ousia olarak kabul edilebileceğini; varlık nedir,
sorusunun yanıtının madde olabileceğini söyler. Başka bazıları ise, sınıfla-
mayı izleyerek, varlığın cins olduğunu iddia ederek insan nedir? sorusuna ‘o
bir hayvandır’ yanıtını verir. De Anima’da verilen örnekler daha da açıklayı-
cıdır. Diyalektikçi, örneğin, öfkeyi, incinmeye karşı gösterilen bir duygu
olarak tanımlarken, bir doğa bilimci onu, kanın kaynaması veya kalp etra-
fında dolaşan sıcak bir şey olduğunu söyleyebilir. Diyalektik öfkeyi tanım-
lamaya yönelir; diğeri ise, maddeye bakarak onu analiz etmeye çalışır. Bu
yanıtların her biri kendince haklıdır; çünkü var olan hakkında birçok tarzda
konuşulabilir.
Aristoteles var olanlar hakkında kendinden önce söylenenleri belirttik-
ten sonra, kendi yanıtına geçer ve Kategoriler’de söylediklerini tekrar eder:
ousia herşeyin kendisine yüklendiği ama kendisine hiçbirşeyin yüklenmedi-
ği şeydir (1029 a7-9). Ancak bu, burada bırakılacak bir soruşturma değildir;
aynı verilen yanıtın da yeterli olmadığı gibi. Başlangıç olarak, daha önce
söylenenleri hatırlamak, üzerine düşünmek gerekir. Şimdiye kadar (töz,
ousia) asıl anlamda varlık olarak; hayvanlar, bitkiler ve onların parçaları dü-
şünülmüştü. Bazıları da asıl varlığın hava, toprak, su, ateş ve göksel cisimler
olduğunu söylemişti. Platoncular ise, onları reddederek, asıl varolanın form-
lar ve sayılar olduğunu iddia etmişlerdi.
Şimdi; daha önce töz hakkında ifade edilen düşünceler özetlenecek
olunursa tözün dört anlamda kullanıldığı söylenebilir.
1) Öz (essence)
2) Tümel olan (Universal)
Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2016, № 2
- 16 -
3) Cins (Genus)
4) Dayanak (Substratum , Subject)
Son anlamında ousia kendinde diğer üç şeyi içerir: a) madde b) form
c) onların her ikisinden meydana gelen somut bireysel varlık.
Aristoteles var olan üzerine soruşturmayı daha sistematik bir biçimde
ilerletirken ulaştığı sonuç, varlığın ne olduğuna ilişkin bu düşüncelerin son
derece gevşek ve yetersiz olduğudur. Dayanak belirsiz, öz ve form özdeş
(1032b-2), cins ise tümelin başka bir örneği ve ifadesidir.
Töz ( ousia) adını almaya layık olarak geriye kalanlar şunlardır:
1. Madde
2. Somut bireysel varlıklar
3. Tümel
4. Öz
Töz ( ousia) adını almayı hakeden şeylerin şu iki temel kriteri
sağlaması gerekir:
1. Tüm yüklemlerin öznesi olma
2. Bağımsız bireysel bir varlık olarak var olma ( Met.1029a27-28,
1070b36)
Owens, Aristoteles’in Varlık Kuramı adlı kitabında Zeta’dan (7.kitap)
hareketle tözün ( ousia)’nın temel özelliklerini çok açık bir biçimde ifade
ederek, onları şöyle sıralar:
a) Olan, b) belli birşey olan, c) asıl anlamda olan, yani diğer herşeyin
ondan dolayı var olduğu şey d) kendinden dolayı varolan, e) bağımsız f)
dayanak g) belirlenmiş olan ( horismenon).
1
Tözün Ne olduğuna Dair Soruşturmaya Devam: Madde (Hyle,
Matter)
Aristoteles varlık üzerine yürüttüğü soruşturmanın ayrıntılarını töz
adını almayı hak eden şeylerin analizine yönelerek sürdürür.Şimdi onları tek
tek ele alarak biz de bu soruşturmaya dahil olabiliriz. Önce; maddenin ousia
olarak kabul edilmesi hakkında 1029 a 20-21’e bakabiliriz. Buna göre ‘ken-
1
Owens, Doctrine of Being, 318.
Aristotel – 2400
- 17 -
dinde olan şey, özne; ne birşeydir, ne niceliktir ve ne de başka bir kategori-
nin kendisine yüklenmesi ile belirlenmiş olandır.’(1029 a11-12). O, herşey
alındığında geriye kalandır. Bu bakımdan madde ousia olabilir ama unutul-
mamlıdır ki, madde bağımsız ve bireysel olan değildir (27-28). Dolayısıyla,
madde bilimin konusu olamaz. Ayrıca, madde doğası gereği bilinebilir de-
ğildir (1036a8-9). Bununla birlikte Aristoteles 1042 a32’de birşeyin ‘altında
duran’ olması ve ‘değişmenin altında olan’ ve ondan geriye kalan şey olma-
sı bakımından maddenin ousia olabileceğini söyler. Aristoteles felsefe tari-
hinin ve hatta bilimin yönünü değiştiren yeni bir kavrayış ışığında maddenin
ancak potansiyel anlamda varlık olduğunu öne sürer ama onun Zeta Kitabın-
da aradığı da kesinlikle potansiyel anlamda (dunamis) ousia değildir. Fi-
zik’in 1.kitabının 9.Bölümünde Aristoteles’in söyledikleri konuyu açıklar:
burada ilineksel olarak var-olmayan ile özsel olarak var-olmayan arasında
ayırım yapılır. Substratum/dayanak (hyle, matter) ilineksel anlamda olma-
yandır; belli bir anda formun yokluğudur (steresis). Aristoteles 192a3-6’da
şöyle der: ‘Madde ve yoksunluk farklı şeylerdir ki onlardan madde ilineksel
olarak var-olmayandır; ama yoksunluk özsel olarak var-olmayandır. Madde
ousiaya yakındır; bir bakıma ousiadır, ama yoksunluk kesinlikle değildir.’
Somut Bireysel Varlık Olarak Töz
Bu noktada Aristoteles’in Kategoriler’de ousia’nın ne olduğuna dair
söylediklerini hatırlamak gerekir. Çünkü; orada, asıl anlamda ousia’nın açık
ve kesin bir biçimde duyular tarafından algılanan bireysel, bağımsız biçimde
var olan şey, örneğin belli bir insan, belli bir hayvan (to de ti), olduğu
söyenir. Başka bir ifadeyle, ousia hem bilen öznenin duyularına açık olan ve
hem de bireysel olarak var olandır.Bu kavrayış Hayvanların Oluşumu’nda
da varlığını sürdürür ki sözü edilen çalışma Aristoteles’in erken çalışmaları
arasında yer almaz. Bunu ifade etmek şu bakımdan önemlidir. Bazı Aristo-
teles yorumcuları Aristoteles’in önce Platoncu ve sonra Aristotelesçi oldu-
ğunu söylerken, kimileri de tam tersini söylemektedirler. Benim ne düşün-
düğüm ise, çalışmanın sonunda açık olacaktır. Şimdi, yine Aristoteles’in
767 b32 ve 768 satırları arasında söylediklerine dönelim. Buna göre, cinsler
Dostları ilə paylaş: |