1. uluslararasi prof. Dr. Fuat sezgiN İSLÂM



Yüklə 1,57 Mb.
səhifə17/22
tarix11.12.2023
ölçüsü1,57 Mb.
#145556
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   22
E84B30BAA02147AC9E225A0CD0C74126

GAS Eseri


Fuat Hocanın en büyük eseri, Arapça Literatür Tarihi (GAS) isimli 17 ciltten oluşan kitabıdır. Bu büyük eser Bilimler Tarihini değiştirmiştir. Örnegin kitabın Coğrafya tarihi hakkındaki ciltleri ile, müslümanların Bilimler tarihindeki büyük rolünü yok sayan batılı tarihçilerin tezleri çürütülmüş ve eser, batının sahiplendiği çoğu haritanın -Marko Polo’nunkiler de dahil- müslümanlardan bilinçsiz şekilde kopya edildiğini ispatlamıştır. Tarihi degiştiren böyle bir çalışma ya pozitif ya da bulabildikleri takdirde negatif tenkitlere maruz kalmalıydı, ama Batının bu kitap karşısındaki derin sessizliği acizliklerinin göstergesi idi. Hocanın 17 ciltlik bu eserini, mesela National Library Washington ve hatta Kudüs’teki National Library of Israel dahil olmak üzere, dünyanın hangi kütüphanesine gidersek gidelim, hep en baş köşede bulabiliriz. Enstitünün bunun yanında değişik bilim dallarına ait binlerce yayınını da anmak gerekir. Hocann büyük hizmeti, değişik dallarda toparladığı kaynakları bir araya getirip kitap halinde tekrar bastırması, ayrıca bunların üzerine yapılmış ikincil literatür araştırmaları da bir araya getirerek enstitüde yayınlaması idi.
Hocanın ahlaki hassasiyetinden de bahsetmek isterim. 2010 yılında Hessen eyaleti en büyük ödülünü vermek istediğinde Hocayla beraber Alman Yahudilerinin başkanı Salamon Korn da ödül alacaklardan birisiydi. İsrail’in o dönemde Filistin’e yaptığı peşpeşe zulümleri destekleyen bu isimle aynı sahneye çıkmak istemediğinden Hoca bu ödülü reddetti. Bu hadise Alman medyalarında tartışmalara yol açtı. Bu durum, Hoca’nın bir ödül kabul ederken gösterdigi titizlik ve ahlakî hassasiyetine de bir örnek teşkil etmektedir.


  1. Hocanın Türkiye’ye Dönüşü


Türkiye hakkındaki haberleri çok yakından izlerdi ve Türkiye ile ilgili her müsbet gelişme onu çok mutlu ediyordu. Vatan sevgisi o kadar büyüktü ki, Almanlardan aldığı büyük ödüllerin sonrasında (1980’de Frankfurt şehrinin Goethe ödülü, 1982 ve 2001’de Alman devletinden Büyük Hizmet Ödülleri) Hoca bütün ısrarlara rağmen Türk vatandaşlığını hiç bırakmadı ve Alman vatandaşlığını kabul etmedi. Bu başarılar bir Alman tarafından yapıldı denmesini istemiyordu. Almanya’da bulunduğu yıllarda Hoca yaptığı çalışmalardan ve yaşadığı zorluklardan Türk halkının hiç haberdar olmamasına çok üzülüyordu. Bu buluşlarını Türk toplumuna tanıtmak ve Türk halkını bilinçlendirmek için Türkiye’de bir Bilimler Tarihi müzesi kurmaya niyetlenmişti ve bunu gerçekleştirmek için imkân arıyordu. Türk devleti değişik mekanları Hocaya sunduktan sonra Gülhane Parkı içerisinde Saray Sur Duvarına bitişik Has Ahırlar Binasını müze için teklif etti. Kapsamlı bir restorasyondan sonra çok güzel bir gelişme olarak 2008 yılında İstanbul’da Gülhane parkında sayın Cumhurbaşkanımızın da teşrifleriyle Bilimler Tarihi Müzesi açıldı. O zamanlar 80 yaşının üzerinde olan Hocanın da bizzat kartonları açarak aletleri kontrol edip yerleştirdiğini hatırlıyorum. Akabinde Fuat Sezgin Bilimler Tarihi Vakfı kuruldu ve Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’nde Fuat Sezgin Bilimler Tarihi Enstitütüsü açıldı. Hoca ve eşi Ursula Hanım ömürleri boyunca oluşturdukları muazzam kütüphanelerini de Türk milletine armağan etmek istediler. Türk Devleti bu iş için Gülhane Parkında başka bir bina daha tahsis etti ve çok güzel bir kütüphane inşa edildi. Yazık ki şu anda Hocanın kitaplarının sadece yarısı Türkiye’ye ulaştı ve yerleştirilebildi. Geri kalan kısmına Almanya hükümeti bazı bahanelerle el koymuş durumda ve dava devam etmekte. Hoca eserinin felsefeye tahsis ettigi 18. cildine başlamıştı, ama ömrü bunu tamamlamaya vefa etmedi.
Hoca bu cilde hazırlık olarak el notları tutmuştu ve konuyla ilgili araştırmasını da oldukça ileriye götürebilmişti. Hoca bana “bu bilgiler Batı dünyasını çok sarsacak diyordu; çünkü Batıyı Batı yapan Alman filozofların da temelinin İslam düşünürlerine dayandığını söylemişti, hatta “Almanları Alman yapan, aydınlanma reformunun baş düşünürü Immanuel Kant bile İslam bilimlerine, özellikle Gazzâlî’ye dayanıyor,” demişti. Bu şu bakımdan da mühimdir ki, batılıların müslümanlara karşı zaman zaman ileri sürdükleri İslamda aydınlanma devri olmadığına dâir tenkidi çürütmektedir; çünkü İslamın kendisi dünyada bir aydınlanma yaratmıştır. Fakat bir gün içinde, Hocanın bu çarpıcı eserinin notları ile beraber çalışma odasının âniden mühürlenmesi ile bu notlara Alman makamları tarafından el konuldu. Olaydan şimdiye kadar iki sene geçti ve bu mühim notlardan hiçbir iz yok.

Arzumuz ve duamız bu kitapların ve Hocanın notlarının bir an önce ülkemize ulaşması. Hoca bütün bu çalışmalarıyla İslam Bilimler Tarihi sahasını en baştan oluşturdu, zeminini ve malzemesini hazırladı, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’nde kurduğu İslam Bilimler Tarihi enstitüsü, vakıf, müze ve son olarak kütüphane ile bu konuda İstanbul’u dünya çapında bir merkez haline getirdi. Bunların hepsi Hocamızın bizlere hediyesi ve mirasıdır. Hocamıza minnettârız.





Yüklə 1,57 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə