18 GÜRBÜZ ERGİNER
tığını ve geniş bir alana nasıl yayıldığını; bazı d u r u m l a r d a o n u n yavaş
y a v a ş nasıl o r t a d a n kalktığını da keşfedebiliriz. Fiziksel ayırd edici
özellikler tarihsel açıdan araştırılırken, bir topluluk içinde bu özellik
lerin ilk defa o r t a y a çıkışlarının ve söz konusu t o p l u l u ğ u n yapısal ba
k ı m d a n t a m a m e n farklı b a ş k a topluluklarla t e m a s a geldiğinde bu özel
liklerin nasıl bir değişime uğradığını da görebiliriz. İ n s a n atalarının
evrimini k a n ı t l a y a n fosil kalıntılar zincirinden bazı halkalar eksiktir.
Bu da insanın insan biçiminin evrim sürecinin yeniden kurulmasında
boşluklar o l u ş t u r m a k t a d ı r . B u n a karşın gene de şu sorular sorulabilir
ve yanıtlanabilir: İ n s a n ı n ilk atası nerede ve ne z a m a n o r t a y a çıktı?
Bu insan ataları neye benziyorlardı ve b u n l a r ı n birbirleriyle olan ben
zerlikleri ya da birbirlerinden farklılıkları nelerdi ? İ n s a n ı n y e r y ü z ü n d e
yaşadığı süre içinde değişmiş olan fiziksel özellikleri nelerdi?
B u g ü n insanlar dış görünümlerindeki farklılıklarına karşın temel
yapılarıyla hepsi birbirlerine benzerler. Onların t a m a m ı , t a r i h i oldukça
iyi bilinen t e k bit t ü r e , h o m o sapiens t ü r ü n e aittirler. T a r i h öncesinin
erken dönemlerinde b a ş k a t ü r l e r de o r t a y a çıkmıştır. Eğer z a m a n içinde
yeterince geriye gidersek insanın henüz o r t a y a çıkmadığı bir dönem
buluruz. Şurası gerçektir ki, g ü n ü m ü z insanı insan biçiminde o l m a y a n
d a h a eski biçimlerden o r t a y a çıkmıştır. E v r i m sürecinin incelenmesiyle,
insanın insan o l m a y a n bir a t a d a n geliştiğini ve yavaş yavaş fakat
sürekli olarak seyreden değişme sürecinin insan v ü c u d u n d a o r t a y a
çıkardığı değişmelerin de biyolojik antropolojinin bir dalını oluşturdu
ğ u n u görürüz. Bu t ü r a r a ş t ı r m a l a r d a n , insanın yavaş yavaş diğer
h a y v a n l a r d a n nasıl farklılaştığını, o n u n b u g ü n beliren bedensel özel
likleri nasıl edindiğini, insanların k e n d i aralarında nasıl bir farklılaş
m a y a uğradıklarını ve insan biçimlerinin sınırsız çeşitliliğine yol açan
bazı faktörleri de öğrenebiliriz.
i n s a n d a k i evrimsel değişimin incelenmesi b ü y ü k ölçekli evrim
(macroevolution) ve k ü ç ü k ölçekli evrime (microevolution) ayrılır.
H e r ikisi de y a ş a m biçimlerinin genel evriminin ilkelerinin ve y a ş a m ı n
ne'liğiyle ilgili bazı bilgilerin bilinmesini gerektiril. B u n u n l a birlikte
biyolojik antropolog çalışmalarını, insana en yakın, y a n i insanın ait
olduğu p r i m a t l a r , m a y m u n l a r ve insanımsı m a y m u n l a r ı içine alan
y a ş a m biçimleri üzerinde yoğunlaştırır. Canlıyla fosil biçimlerin karşı
laştırılması, evrime ve insanın birçok ayırd edici biyolojik özelliklerinin
önemine ışık t u t m a k t a d ı r . B u g ü n , insanın ve insanımsı m a y m u n dav
ranışının incelenmesi üzerine yoğunlaşan özel ilgi, insanın sosyal yaşa
mının çoğu yönlerine ve k ü l t ü r ü n ü n o r t a y a çıkışma ışık tutabilir.
ANTROPOLOJİNİN KONUSU VE ALANI 19
i n s a n l a r t e k başlarına yaşamazlar, onlar sürekli olarak çevreleriyle
alışveriş içindedirler. Bu çevre (environment) sadece toprağı, denizi,
havayı, d ü n y a n m diğer birçok fiziksel özelliklerini içermekle kalmaz,
aynı z a m a n d a insanla aynı d ü n y a y ı paylaşan diğer canlı varlıkların
t o p l a m ı d ı r da. İ n s a n ı n incelenmesi, hiçbir z a m a n ve hiçbir şekilde
o n u n çevresi ve o n u n y a k ı n ilişkilerini görmezlikten gelerek t a m a m -
l a n a m a z . Çevrenin nasıl etkilediğini ve insan yapısına çevre etkisinin
nasıl süregittiğini t a m anlamıyla bilmek isteriz. Biyolojik antropolo
jinin ü ç ü n c ü önemli aşaması, insanın içinde yaşadığı çevresiyle karşı
lıklı ilişkilerin ve bu karşılıklı ilişkilerin insanın biyolojik doğası üzerine
olan etkilerinin incelenmesidir. Böylece, insan biçimlerindeki farklı
l a ş m a y a yol a ç a n çevre koşullarının bilgisini de b u n a ekleyebiliriz.
Biyolojik antropolojinin en önemli ve nisbeten yeni dalı, i n s a n d a
o r t a y a çıkan biyolojik değişikliklerin b u g ü n k ü süreçlerinin incelenme
siyle ilgilidir. Bu k o n u n u n d a h a eski bir aşaması, e m b r i y o d a n erişkin
olma d u r u m u n a k a d a r insan gelişiminin ve bu gelişmede farklı çevre
koşullarının etkilerinin incelenmesiydi. Y a k ı n geçmişteki son evre
i n s a n genetiğidir. Bu ise kalıtım mekanizmasının; kalıtımın değişme
türlerinin; insanın birey ya da t ü r olarak yeni koşullara biyolojik u y u m
biçimlerinin incelenmesini içerir.
B u g ü n genetikte ya da kalıtımın incelenmesindeki en önemli
ilerlemelerin bazıları, insan topluluklarının analizinden elde edilir.
Açıktır ki, insan t e k başına y a ş a m a z . 0, bir aileye, ve bir klana, bir
devlete ya da bir ulusa aittir. Birbirinden ayrılmış klanlar, devletler
ve uluslar arasında belli ölçüde karşılıklı etkileşimler vardır. Bu ger
çekte insanın yapısını etkileyebilir ve onu değişmeye uğratabilir.
Nisbeten soyutlanmış halklar, diğer h a l k l a r d a n fiziksel biçim bakı
m ı n d a n gözle görülür ölçüde çok yavaş değişirlerken, yapıları açısından
çok farklı halklarla t e m a s eden topluluklar bedensel yapıları bakı
m ı n d a n nisbeten hızlı değişebilirler. Ayrı özelliklere sahip t o p l u m l a r
arasındaki temaslar, insanlar arasındaki farklılıkların anlamı ve doğası
ile ilgili sorunları bir anda durdurabilir. Böylece, örneğin biyolojik
antropolog, aşağıdaki t ü r d e n soruların yanıtlarına gerek duyabilir.
F a r k l ı türlerdeki insanların birbirlerine karışıp melezleşmeleri ne z a m a n
o l d u ? İnsanların bazı türleri diğerlerine b a k a r a k doğuştan ü s t ü n mü
d ü r ? İnsanlar arasında yapı, huy, zeka, özel yetenek ya da genel
davranış y ö n ü n d e n herhangi bir ilişki v a r m ı d ı r ?
Biyolojik antropolojinin oldukça yeni bir dalı, davranışların
evrimsel açıdan incelenmesidir. İ n s a n ı n da biyolojik olarak ait olduğu