CAPPADOCIA JOURNAL OF HISTORY AND SOCIAL SCIENCES VOL.13-october 2019
ISSN-2199-353X
Online only at http://www.cahij.com/
23
kullanılacağını açıklamıştır (Ho, 2014: 275). Böylelikle paranın değeri yükselse de basılan miktar
yetersiz kalmıştır. Bu yeni ufak gümüş vazo şekilli paralar 14. yüzyılın son dönemlerine kadar
yürürlükte kalmış, 1401 yılında ise kaldırılmıştır (Ho, 2014: 276). Vazo
şekilli bu gümüş paradaki
değer düşüşü, bir yandan ekonomik zorlukları şiddetlendirirken, öte yandan ise Goryeo
Hanedanlığından Joseon Hanedanlığına geçiş sürecini hızlandırmıştır (Ho, 2014: 274).
Sonuç
Tarihsel geçmişi Paleolitik/Neolitik Çağ’dan Tunç Çağı’na geçildiği M. Ö. 1000 yılına dayanan
Kore batıda Çin,
doğuda Japonya, kuzeyde ise Rusya gibi büyük güçler tarafından çevrelenmiştir.
1500 yıl boyunca sadece üç hanedanlık tarafından yönetilmiştir. Özellikle Goryeo Hanedanlığı
sürecinde ülke ticareti önemli ölçüde canlanmıştır. Çin ile karşılıklı olarak gerçekleştirilen ticarette
Koreli tüccarlar ülkelerine ipek, seramik, tıbbi bitkiler, parfüm ve müzik enstrümanları getirmiştir.
Seramik üreticiliği Kore’de halen devamlılığını muhafaza etmekte olan bir sanat dalı olmakla
birlikte en ünlü Kore seramikleri ise Goryeo ve Joseon Hanedanlık dönemlerine ait seramiklerdir. Bu
bağlamda en revaçta olan çeşidi ise ‘seladon’ sırlı seramikler olmuş; inanç
kültürüyle ilgili olarak
ortaya çıkan bir renk kimliğini sembolize eden seladon seramikler Çin’de kutsal sayılan yeşim taşının
rengine öykünülerek üretilmiştir. Kore’nin ortaçağ endüstriyel hayatında önemli etkileri bulunan
Konfüçyanizm öğretisi seladon seramiklerinin üretimine de yansımıştır. Konfüçyanizmin daha sade ve
süssüz bir şekil almasına neden olduğu seladon seramikler sıradan halka nispeten büyük ölçüde saray
halkı tarafından tercih edilmekteydi. Zaman içerisinde seramik üretimi doğrultusunda kurulan seramik
rotası ise bir yandan Çin porselenlerinin ticaretine yol açarken, aynı zamanda
Kore seramikçiliğinin
bir porselen endüstrisine dönüşümünü sağlayacak bilgileri de edinmeyi kolaylaştırmıştır. Osmanlı
sarayına da, içerisine konulan yemeğin zehirli olup olmadığına göre renk değiştirmesiyle girmeyi
başarabilen bu seramikler günümüzde Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenmektedir.
İlk kez 1364’te Güney Çin’den getirilerek ekilen pamuk, tekerlekli dokuma tezgâhının icadının
neticesinde kumaş çeşitlerindeki artışla ülkede giyim alanında adeta bir devrim yaşanmıştır. Barutun
güçlü patlayıcı toplar şekline dönüşmesinin sırrını ise 14. yüzyılda bir tüccardan öğrenen Kore’de
sulama, saban sürme gibi tarımsal teknolojiler Yuan Çin tarafından pirinç ekimine dair kitaplar
aracılığıyla tanıtılmıştır. Tarih boyunca gerek coğrafi konum ve şartların,
gerekse Çin kültürünün
günümüze yansıyan etkilerinin şekillendirdiği Kore, Ortaçağ’da ekonomik ve endüstriyel anlamda
oldukça önemli bir yere sahip idi.
Dostları ilə paylaş: