Sultan II. Abdülhamid’in Eğitim Politikalarının Mali Bir Veçhesi: Evkâf-ı Münderisenin Maarife Terki
TAED
57* 1853
mektebi inşa ve giderlerinin temin edilmesini mümkün kılmadığı anlaşılmaktadır.
51
Erzurum’da
evkâf-ı münderise gelirleri çok yüksek olmadığı için mektep binalarının tamiri için bu vakıfların
yanı sıra zebhiye vergisi zammının maarife terk edilen kısmı kullanılmıştı (1908).
52
Münderis vakıf gelirlerinin tahsis edildiği alanlardan biri de maaşlardı. Ancak gelir
kontrolü konusunda yaşanan sıkıntılar maaşların aksamasını da gündeme getirmekteydi.
Örneğin 1888 yılında Erzurum Mektep-i Rüşdiyesi coğrafya ve resim öğretmeni olan
Abdülhamid Efendi’nin maaşı münderis vakıf gelirlerinden karşılanıyordu. Bu gelirlerin
toplanamamasından dolayı bir yıldır maaş alamayan öğretmene hazineden ödeme yapılması
valilik tarafından istenmişti. Maarif Nezâreti bu durum karşısında münderis vakıf gelirlerinden
ödeme yapılması imkânsız ise ileride gereği yapılmak üzere başka muallimlerle durumun idare
edilmesi tavsiyesinde bulunmuştu.
53
Maaşlar konusunda tespit edilen bir başka örnek de Musul
Vilayetine aittir. Burada eğitim öğretim faaliyetlerinin artmasından dolayı bir kâtip istihdam
etme mecburiyeti hâsıl olmuş ve 500 guruş maaşla uygun birinin istihdamı kararlaştırılmıştı.
Maarif Nezâretinden bu tasarrufa yönelik verilen cevapta kâtibin maaşının hisse-i ianeden
karşılanmasının örneği olmadığı belirtilerek bu iş için münderis vakıf gelirlerinin kullanılması
istenmişti.
54
Bağdat Vilayeti maarif meclisi kâtibinin 500 guruş tutarındaki maaşının evkâf-ı
münderiseden karşılanması uygun bulunmuştu.
55
Bir yıl sonra (1890) Bağdat’tan Nezârete
gönderilen bir başka yazıda evkâf-ı münderise gelirleri ile kâtip istihdam edilmesinin kanunen
yanlış olduğu belirtilerek kâtiplere bu tahsisattan verilen maaşın kesilerek elde edilen birikimle
iki iptidâî mektep açıldığı belirtilmişti.
56
Evkâf-ı münderise komisyonlarında görev alan
kâtiplerin maaşları konusunda bir standardın olmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü Kastamonu’dan
Maarif Nezâretine gönderilen 1894 tarihli bir yazıda; esasen bu vakıf gelirlerinin ilkokulların
masraf ve muallimlerinin maaşlarından başka bir yere sarf edilmesinin uygun olmadığı
belirtilmişti. Ancak bu vakıfların resmi kaydının yapılması, takibi, hasılatın tespiti, gelir ve
giderlerin kaydedilmesi gibi işlemleri yapan ve bir taraftan da resmi sorumluluğu bulunan
51
BOA. MF. MKT. 1061/62 (1326.Ca.4/4 Haziran 1908). Bu kayıtta toplam 95.589 guruş gelirin 40.000 guruşu
zebhiye resmine yapılan zamdan, 45.294 guruşun da münderis vakıflardan, kalanının ise diğer kalemlerden temin
edildiği belirtilmektedir. Gösterilen gider kalemleri ile birlikte düşünüldüğünde gelir ve giderlerin başa baş olduğu ve
daha fazla bir tasarruf yapılamadığı anlaşılmaktadır.
52
BOA. MF. MKT. 1078/22 (1326.N.17/13 Ekim 1908).
53
BOA. MF. MKT. 101/49 (1306.M.8/14 Eylül 1888).
54
BOA. MF. MKT. 101/98 (1306.M.22/28 Eylül 1888).
55
BOA. MF. MKT. 106/12 (1306.C.4/5 Şubat 1889).
56
BOA. MF. MKT. 117/28 (1307.N.2/22 Nisan 1890).
1854
* TAED
57
Yakup KARATAŞ
kâtiplere bu gelirlerden yeterli miktar maaş verilmesi gerektiği ifade edilmişti. Nezâret
Kastamonu’nun bu haklı isteğine olumsuz bir yanıt vermemekle birlikte vilayetteki münderis
vakıf kayıtlarının ve defterlerinin bir an önce gönderilmesini isteyerek süreci uzatma gibi bir
tutum içine girmiş ve “ileride icabına bakılacaktır” gibi bir ifadeyle idare-i maslahat yolunu
tercih etmiştir.
57
Devletin mali açıdan sıkıntıda olduğu dönemlerde genişleyen maarif bürokrasisinin
finansmanında münderis vakıf gelirlerinin oldukça kullanışlı olduğu anlaşılmaktadır. Mesela
Musul’da maarif kâtibi olan bir görevlinin birikmiş maaşlarının (4.212 guruş) ödenmesinde
sıkıntı yaşandığı için kaynak aranmış ve belediye gelirlerine müracaat edilmişti (1891). Ancak
bunu uygun bulmayan nezâret, münderis vakıf gelirlerinin arttığı bir zamanda ödenmek
suretiyle icabına bakılmasını tavsiye etmişti.
58
Bir başka örnekte ise Maraş Rüştiye
mektebindeki bir öğretmenin maaşına yapılacak zam için münderis vakıf gelirlerinin
kullanılmasına izin istenmiştir.
59
Bu izne nezâretçe ne yolda cevap verildiği tespit edilememiş
ise de bu vakıf gelirlerinin hayli geniş bir çerçevede tasarruf edildiği anlaşılmaktadır. Bir başka
örnekte ise Aydın’da açılan bir kız iptidâî mektebinde görevlendirilecek bir bayan öğretmenin
400 guruşluk maaşı için evkâf-ı münderiseye müracaat edilmiştir. Vakıf gelirlerinin ayrıca bir
dikiş nakış hocasına maaş vermeye yetmeyeceği belirtilerek bir de dikiş nakış hocası talebinde
bulunulmuştur.
60
Maaşlarla ilgili bir başka kayıtta ise Erzurum Darülmuallimin’inde
öğretmenlik yapan ve Serfice (Manastır Vilayeti) Mülki İdâdî Mektebine tayini çıkan bir
öğretmenin Erzurum’daki görevinden 12.604 guruş 30 para alacağı olduğu ve bunun
ödenmesinin nasıl yapılacağı sorulmuştu. Yapılan inceleme sonunda öğretmenin Erzurum’daki
maaşlarının, o zamanlar münderis vakıf gelirlerinden karşılandığı ve kalan bakiyenin keza
Erzurum’dan ve aynı gelir kaleminden ödenmesi gerektiği ifade edilmişti (1901).
61
Ancak bu
öğretmene tahsis edilen Erzurum vakıflarından iki münderis vakfın kayıtlarının zamanında ve
layıkıyla tutulmamış olmasından dolayı öğretmenin birikmiş maaşının ödenmesi süreci
uzamıştır.
62
Bu örneklerde kâtipler ve öğretmenler konu edilmiş ise de maarif müdürleri
maaşlarının dahi münderis vakıf gelirleriyle takviye edildiği anlaşılmaktadır. Zira 1889 yılında
Kudüs-i Şerif maarif müdürünün maaşı olan 2.000 guruşun bundan böyle iane hissesinden
57
BOA. MF. MKT. 210/20 (1311.Z.8/12 Haziran 1894).
58
BOA. MF. MKT. 129/78 (1308.Za.27/4 Temmuz 1891).
59
BOA. MF. MKT. 120/39 (1308.M.14/30 Ağustos 1890).
60
BOA. MF. MKT. 127/13 (1308.Ş.5/16 Mart 1891).
61
BOA. MF. MKT. 559/1 (1319.M.30/19 Mayıs 1901).
62
BOA. MF. MKT. 618/20 (1319.Z.21/11 Mart 1902).