Osmanlı Pedagoglarında Disiplin, Ödül ve Ceza Fikirlerine Dair Örnekler
TAED
57* 1871
Aferin: Bu belge dersine çalışan, görevlerini yapan, okul kurallarına riayet eden, hâl ve
hareketlerine dikkat edenlere verilmekteydi. Muavine yahut öğretmenler aferin alacak olan
öğrencinin isimlerini ve aferin verilme sebebini yazmaktaydılar.
Tahsin: Dört aferine bedel olan bu belge dersine olağanüstü çalışanlara, kitap ve
defterlerini temiz tutanlara, bütün görevlerini yapanlara verilmekte olan bir belgeydi. Bu belge,
müdürün onayı ile muavine, öğretmenler veya mubassıra tarafından sınıf defterine
yazılmaktaydı.
İmtiyaz: Sekiz aferin veya iki tahsine bedeldi. Öğretmenler, muavine ve mubassıranın
çok memnun olduğu öğrencilere verilirdi. Bu belgeyi ancak müdür verirdi.
Bir öğrenciye verilen aferin belgesinin adedi on beşi, tahsinin adedi ikiyi, imtiyaz adedi
biri geçemezdi. Deftere yazılan belgeler muhakkak verilmeliydi.
Levha-i iftihar: Camlı ve süslü olan bu levhaya, bir ay zarfında on beş aferin, iki tahsin
ve bir imtiyaz belgesi alan öğrencilerin isimleri celi hat ile yazılıp okulun en fazla göze çarpan
bir yerine asılırdı.
Mükâfat: Bir sene boyunca iki defa levha-i iftihara isimleri yazılanlara ve yıl boyunca
elli aferin toplayarak müdüriyete getirenlere maddi ve manevi değeri yüksek bir kitap hediye
edilirdi (Altın, 2009, s. 135).
Ödül bazen Maarif Nezaretinin yüksek bürokratları veya eşlerinin katılımı ile
gerçekleşmekteydi. 5 Kasım 1883 yılında yapılan ödül töreninde yöneticilerle birlikte dönemin
Maarif Nazırı Mustafa Paşa’nın hanımı da bulunmuş ve bir konuşma yapmıştı (Cevad, 2002, s.
201).
Dârülmuallimât’ta ceza konusunda ise şu şekilde bir uygulama vardı:
Ceza işlenen suça göre, yediye ayrılmaktaydı (Salname-i Maarif-i Umumîye,1317, s.
327). Bunlar şöyle sıralanıyordu:
1.
İhtar ve tembih.
2.
Tekdir.
3.
Tevkif.
4.
Alenen tekdir.
5.
İhbar ve şikâyet.
6.
Geçici ihraç.
7.
Kesin ihraç.
1872
* TAED
57
Hamza ALTIN
İhtar ve tembih: Müdür tarafından belirlenecek müdîre, muavine veya muallime
tarafından öğrenciye yapılan nasihatten ibaret idi. Derslere gereken özeni göstermemek,
görevlerini yapmamak, “Küçük yaramazlıklarda bulunmak” bu cezanın verildiği durumlardı. Bu
hâllerde muavine, mubassıra veya öğretmenlerden biri sınıf listesinde ceza alan öğrencinin
isminin karşısına “Falan sebepten ihtar ve tembih cezası verildi.” ibaresi yazılarak
imzalanmaktaydı (Altın, 2009, s. 135).
Tekdir: Müdür veya onun tensibi ile müdîre odasına çağrılan öğrenciye uyarı ve
nasihatte bulunulur. Derslere çalışmamak, daha önce yapılan ihtar ve tembihe kulak asmamak,
gürültü ve yaramazlık yapmak hâllerinde uygulanan ceza idi. Ceza, nedeniyle birlikte, sınıf
defterine işlenerek imzalanırdı.
Tevkif: Öğrenciyi yemek teneffüsünden mahrum edip bir muavine veya mubassıranın
gözetiminde, tahsis edilen bir dershanede ona yazı yazdırmaktır. Tembih ve tekdir cezalarının
yetersiz görüldüğü hâllerde verilen bir ceza idi. Bu ceza da diğerleri gibi imza ve kayıt altına
alınmaktaydı.
Alenen tekdir: Sicil defterine okul müdürü tarafından, “Falan sene talebattan falan
hanım şu sebepten dolayı tekdir-i aleniye müstahak görüldü.” yazılarak bu ibarenin müdür
yahut onun isteğiyle, müdîre tarafından dershanede öğrencilerin önünde, alenen okunması
şeklinde cereyan eden cezadır. Bu ceza, öğrencilerin önceki cezalara rağmen düzelmemesi ve
suçlarında ısrar etmesi, arkadaşlarıyla kavga etmesi, aşırı yaramazlık yapması hâllerinde
uygulanmakta olan bir ceza türü idi. Ceza, muallim, muallime, muavine veya mubassıra
tarafından sınıf defterine kayıt ve imza edilirdi.
İhbar ve şikâyet: Yukarıda bahsedilen cezalardan uslanmayıp dersine çalışmayan ve
kabahatlerinde ısrar eden öğrenciler için uygulanan cezadır. Bu durum, müdür tarafından
velisine yazılı veya sözlü olarak ihbar ve şikâyet olunur.
Geçici ihraç: Ceza alan öğrenciyi işlediği kabahate göre bir haftadan bir aya kadar
okuldan uzaklaştırma cezasıdır. Cezayı alan öğrencinin velisine bu durum, okul idaresi
tarafından yazılı olarak bildirilir.
Kesin ihraç: Öğrenciye verilen cezaların en ağırıdır. Bu ceza bütün, uyarı ve cezalara
rağmen hiçbir şekilde düzelmeyen öğrenciler için uygulanır. “İhlal-i edep ve intizama cüret
edenler”, maarif nezaretine bildirilerek okuldan uzaklaştırılırlar, nezaretten aksi yönde bir emir
gelmedikçe de okula alınmazlar.
Osmanlı Pedagoglarında Disiplin, Ödül ve Ceza Fikirlerine Dair Örnekler
TAED
57* 1873
Geçici ve kesin ihraçta işlenen kabahat, sınıf defterine yazılmamayı gerektirecek kadar
ağır ise müdüriyete bu durumu bildirir bir rapor yazılır. Sınıf defterine ise “ Falan hakkında
müdüriyete ayrıca bir rapor takdim kılınmıştır.” ibaresi yazılmaktaydı.
Geçici ve kesin ihraç dışındaki cezaların “Kabil-i af” olanlarını öğrencilerin telafi etme
şansları vardı. Bunun için de çeşitli sayıda aferin veya tahsin almalıydılar. Cezaların affı için
öğrencilerin alması gereken “Evrak-ı takdiriyeler” şunlardı:
İhtar ve tembih: Bir aferin.
Tekdir: İki aferin.
Tevkif: Bir tahsin veya dört aferin.
Alenen tekdir: Bir tahsin ve bir aferin veya beş aferin.
İhbar ve şikâyet: Bir imtiyaz, iki tahsin veya sekiz aferin.
Bir haftalık ders sürecinde sekiz defa ihtar ve tembih veya dört tekdir veya iki tevkif
veya iki tekdir-i aleni, cezasına çarptırılan öğrenci peder veya velisine şikâyet olunurdu. Ayrıca,
bir ay süresince bir iki defa şikâyet olunan öğrenci geçici ihraç cezasına çarptırılırdı (Altın,
2009, s. 137).
1. Pedagogların Disiplin ile İlgili Görüşleri
Osmanlı pedagoglarının kafa yordukları kavramlardan biri de disiplindi. Eğitim-öğretim
kurumlarında düzenin, intizamın korunması, rutin işlerin yürütülmesi için disiplinin her
hâlükârda sağlanması gerekmekteydi. Bu konuda Halide Edip, Talim ve Terbiye isimli eserde,
intizam ahlakının bozulmaması ve disiplinin sağlanması için ceza ve ödülü bir araç olarak
görmekteydi. Talebelerin iyi davranışın karşılığında ödül, kötü davranışın karşılığında ceza
görmelerini istemekteydi. Aksi takdirde disiplin konusunda zafiyet oluşacağını ileri sürmekteydi
(Edip, 1327, s. 180).
Trabzon’da yayınlanan, Usûl-i İbtidaî Yahut Muallimlere Rehnüma isimli eserin
müellifi Abdullah Vehbi Bey’e göre, muallim ders ve teneffüs zamanlarının çizelgelerini
yapmalı ve bu çizelgeye sadık kalmalıdır. Aksi takdirde disiplini sağlamak güçleşir. Ayrıca
kendi özel işleri için ders saatlerini değiştirmemeli ve teneffüs sürelerini uzatıp kısaltma
yoluna gitmemelidir (Vehbi, 1315, s. 7). Eğer böyle bir durum vaki olursa öğrenciler
düzensizliğe ve başıboşluğa alışabilirler (Vehbi, 1315, s. 8). Disiplin ile ilgili diğer bir sorun
yaş meselesidir. Ona göre eğitim-öğretimin düzeni açısından, İlkokula başlayan öğrencilerinin
Dostları ilə paylaş: |