17.03.2018
AK PARTİ İSTANBUL ARNAVUTKÖY 4. OLAĞAN İLÇE KONGRESİ, İSTANBUL
Değerli yol arkadaşlarım, Arnavutköy’ün saygıdeğer güzel insanları hepinizi hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.
Sizin şahsınızda bütün Arnavutköy’ü, bütün İstanbulluları sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Teşkilatımızın bütün mensuplarını, AK kadınları, AK gençleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
4. Olağan Kongremiz hayırlı uğurlu olsun. AK Parti’nin başarısının sırrı, teşkilatlardır. Teşkilatın geleneği de istişaredir. Biz istişareyle bugünlere geldik. İstişareyle birbirimizi tamamladık, ortak akıl ile milletin gönlüne girmeyi başardık. AK Parti teşkilatı, dünya siyaset tarihinin en dinamik teşkilatlarından biridir. AK Parti henüz bir yılını doldurmuşken iktidar olmuş ve yapılan on iki seçimde çıtayı daha da yükseğe çıkararak bugünlere gelmiştir. Gençlik Kollarımız, Kadın Kollarımız başka hiçbir partide görülmeyen bir sahiplenmeyle bu davayı zirveye çıkarmıştır. Sizlerle gurur duyuyoruz değerli kardeşlerim.
-Başbakan bizi Afrin’e götür- Gençler, gördüm ama Afrin’dekiler işi bitirdi, bir dahaki sefere gideriz, bir dahaki sefere, enerjinizi saklayın. 2019’a hazır mı gençler? -Hazırız- Yeni bir destan yazacak mıyız? -Evet- Arnavutköy’de çıtayı daha da yükseğe çıkaracak mıyız? -Evet- Maşallah, Arnavutköy işi bitirmiş maşallah.
AK Parti teşkilatları milletle buluşmasaydı bu hareket bu kadar başarılı olamazdı. Özellikle gençler, size teşekkür ediyorum. Siz Türkiye’nin bugünüsünüz, yarınısınız, aydınlık geleceğisiniz, sizlerle gurur duyuyoruz.
Recep Tayyip Erdoğan’ı sahiplenen AK kadınlarımıza şükranlarımı sunuyorum. AK kadınlar davamızı nakış nakış işleyerek bugünlere getirdiniz. Bu ülkenin aydınlık geleceğinde, aydınlık ufkunda siz kadınlarımızın büyük emeği var. -Türkiye seninle gurur duyuyor- Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Sizlerin yaktığı meşalenin ışığında ülkemizi uçurumun kenarından kurtardık. Büyük Türkiye hedefine en önce destek vererek, Türkiye’nin hem aklı oldunuz hem vicdanı oldunuz. Ortak aklı oluşturup millî iradeye sahip çıktınız. Allah ne muradınız varsa versin.
Şimdi 2019’a yeni bir heyecanla yürüyoruz. AK kadınlar, AK gençler; hazırlıklar tamam mı? -Tamam- Sandığa mührümüzü vuracak mıyız?-Evet- Yeni bir zafere var mısınız? -Evet- Arnavutköy’ü cadde cadde, sokak sokak arşınlayacak mıyız? Evet- Sağ olun, var olun, Allah sizlerden razı olsun.
Değerli kardeşlerim; AK Parti kurucu değerlerinden, milletine olan gönül bağından taviz vermeden kendini yeniliyor, tazeleniyor, geleceğe hazırlanıyor. İşte Arnavutköy’de de bugün bir bayrak değişimi var. AK Parti bayrak değişimi başka türlü olmaz. Hani bayrak yarışı var ya, bayrağı biri getirir, yolun ortasında başka bir arkadaşa teslim eder, bayrağı veren orada durur, bayrağı alan koşarak hedefe doğru yürür. Ama AK Parti’de bu böyle değildir. AK Parti’de bayrağı alan da, bayrağı veren de aynı hızla, aynı kararlılıkla koşmaya devam eder. Hedefe doğru emin adımlarla ilerler. Her kongremizde aşkımıza, sevdamıza sadakatimiz, güvenimiz daha da artıyor. Her kongremiz, toplumun bütün kesimleriyle daha fazla kaynaştığımız bir şölene dönüşüyor. Türkiye’yi karış karış geziyor, tek referansımız olan milletimizle buluşuyoruz.
Bugün Şişli’de, Küçükçekmece’de ilçe kongrelerimizi yaptık, şimdi de Arnavutköy’deyiz, Arnavutköy Kongresi’ndeyiz. Arnavutköy’de başından beri görev alan bütün arkadaşlarıma yaptıkları hizmetlerden dolayı çok teşekkür ediyorum. Görev alacak kardeşlerimizi de şimdiden tebrik ediyorum. Allah yâr ve yardımcımız olsun.
Değerli kardeşlerim; bu nöbet değişimleri partimize güç katıyor. AK Parti bu güçle Türkiye için yeni atılımlar, yeni hedefleri kendinin önüne koyuyor. Teşkilatımız, hareketimiz, davamız, kongrelerimizden daha da güçlenerek çıkıyor. Allah birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin. Türkiye’nin AK Parti’yle, AK Parti’nin de aziz milletimizle yürüyecek daha çok yolu var. Önümüzdeki ilk menzil seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, milletvekilliği seçimleri ve belediye seçimleri, üç seçim bizi bekliyor. Arnavutköy hazır mısın?-Evet- Yeni bir destan yazmaya var mısın? -Varız-
Gençler, sizlere güveniyoruz, inanıyoruz. O gür sesinizle şu salonu titretin bakalım, 2019’da gece gündüz çalışacak mıyız? -Evet- AK kadınlar, hanımefendiler; 2019’da yeni bir zafere hazır mıyız? -Evet- Maşallah, Allah sizlerden razı olsun.
Son yerel seçimde, belediye seçiminde Arnavutköy yüzde 52’yle “AK Parti” dedi. Son genel seçimde, 1 Kasım’da 52 yetmez dediniz, yüzde 63 destek verdiniz. Bu da yetmez dediniz, Cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 65’e çıkardınız. Yüzde 65 de yetmez dediniz, son referandumda yüzde 67’ye çıkarttınız. Arnavutköy adım adım çıtayı daha da yükseğe çıkarıyor. 2019’da yeni bir rekora hazır mısınız Arnavutköy? -Evet- Sizleri şimdiden tebrik ediyorum.
Referandum öncesi son mitingimizi Arnavutköy’de yapmıştık, ne muhteşem mitingdi, ne büyük coşkuydu. Elhamdülillah sonucunu da sandıklarda gördük, yüzde 67’yle rekor kırdınız, sağ olun, var olun değerli kardeşlerim.
AFRİN’DE, EL BAB’DA, FIRAT’IN DOĞUSUNDA, BATISINDA TERÖR KUŞAKLARI DEĞİL KARDEŞLİK KORİDORU OLACAK.
15 Temmuz hain darbe girişiminde Cumhurbaşkanımızın, Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle meydanlara inen Arnavutköy’dü, Arnavutköy’ün yiğit insanlarıydı. Aklını, vicdanını satmış olan alçak FETÖ örgütüne karşı büyük bir mücadele verdik. O gece ay yıldızlı bayrak inmedi, ezanlar dinmedi, alçaklara meydanları dar ettiniz. Sağ olun, var olun. En zor zamanda Türkiye’nin lideri, adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında durdunuz. İstiklal mücadelemizde bizimle beraber oldunuz. Bu birlik ve beraberliğimize, hukukumuza asla zarar verdirtmediniz.
Değerli kardeşlerim, sevgili gençler; Mehmetlerimiz, aslanlarımız Afrin’de destan yazıyor. Artık Afrin’in büyük bir kısmı kontrol altına alındı. Şu anda bunun yanı sıra biliyorsunuz daha önce Cerablus, Azez, Bab gibi bölgeleri içine alan 2 bin kilometrekarelik alan da terörden temizlenmişti. Bugün o bölgelerde değerli kardeşlerim, yüz kırk bin mazlum Suriyeli huzur içerisinde, barış içerisinde kendi yuvalarında yaşıyor. Aynı şekilde Afrin’de de kontrol sağlanmakla birlikte oradan evinden barkından gitmek zorunda kalan bütün kardeşlerimiz tekrar evlerine dönecek.
-Türkiye bizimdir bizim kalacak- Hayrola gençler, Türkiye’ye talip olan mı var? O kimin haddine. -Gençlik seninle gurur duyuyor- Bu ülke 780 bin kilometrekare vatan toprağıyla, seksen bir milyon vatan evladıyla, ay yıldızlı bayrağıyla bizimdir, ebet bizimdir.
Afrin’de, El Bab’da, Fırat’ın doğusunda, batısında terör kuşakları değil kardeşlik koridoru olacak. Fırat’ın batısında da, doğusunda da hiçbir terör unsurunu asla bırakmayacağız. Bu konuda dostlarımızın daha dikkatli olmasını bekliyoruz. Çünkü şunu bilmelerini istiyoruz: PKK’nın kan kardeşi PYD’dir, YPG’dir, DEAŞ da bunlar gibi kanlı terör örgütüdür. Buradan açıkça söylüyorum; terörün iyisi kötüsü olmaz, terör terördür. PKK neyse DEAŞ da aynısıdır. El Kaide neyse FETÖ de aynısıdır. Türkiye’nin hiç kimsenin toprağında gözü yok. İşte El Bab’da, Cerablus’ta bunu gördük. Oralarda şimdi Suriyeli kardeşlerimiz yaşıyor. Afrin’de de aynısı olacak. Afrin’de de işimiz bitince yerlerinden yurtlarından ayrılmak zorunda kalan Araplar, Kürtler, Türkmenler, bütün kardeşlerimiz tekrar dönecekler, topraklarına yerleşecekler. Çünkü biz bölgede huzur istiyoruz, daha fazla sivil zarar görmesin istiyoruz. Değerli kardeşlerim; Türkiye’nin yarını bugününden daha güzel olacak, hiç merak etmeyin.
ARNAVUTKÖY; ULAŞIMIN, EKONOMİNİN MERKEZİ OLMAYA GÜNDEN GÜNE İLERLİYOR.
Değerli yol arkadaşlarım; Türkiye, eski Türkiye değil artık, krizlerle vaktini tüketen bir Türkiye değil artık. Demokrasisiyle, kalkınmasıyla tartışılan bir Türkiye değil. Türkiye son on altı yılda AK Parti’yle gelişimi, değişimi ve kalkınmayı elhamdülillah başardı. Türkiye bütün sorunlarını çözerek emin adımlarla 2023’e doğru yürümeye devam ediyor. Ekonomimiz nereden nereye geldi, bunu İstanbul bilir, Arnavutköy bilir.
Ekonominin lokomotifi özel sektörü hep destekledik. Ülkemizi dünyanın on altıncı, Avrupa’nın altıncı büyük ekonomisi haline getirdik. İhracatımızı 160 milyar dolara çıkarttık. Sanayi üretimimiz daha geçen yıla göre yüzde 12 arttı. 2017’de, bir buçuk milyon kardeşimize yeni iş, aş imkânı sağladık. Sağlam temellere dayanan istikrarlı yapımız, küresel kuruluşların dikkatini çekti. Birlikte nice engelleri aşarak bugünlere geldik.
On altı yıl boyunca Türkiye’nin her tarafına büyük hizmetler yaptık. Aynı şekilde İstanbul’da da, Arnavutköy’de de çok büyük hizmetlere imza attık. İstanbul, Türkiye’nin özeti, Türkiye’nin gözbebeği. İstanbul’a yaptığımız hizmetler saatlerce anlatsak bitmez. Ama bu fırsatı bulmuşken birkaç önemli projeden bahsetmeden geçersek olmaz.
Arnavutköy genç bir ilçe, ama yeni İstanbul’un şekillendiği en önemli yer. Dünyanın en büyük havalimanının yükseldiği ilçe. Dünya projesi Kanal İstanbul’un yapılacağı yer Arnavutköy. Onun için Arnavutköy’ün geleceği çok parlak. AK Parti iktidarı olarak Türkiye’yi hızlı trenle tanıştırdık, on beş milyondan fazla insanımız hızlı trenle seyahat etti.
Marmaray projesiyle iki kıtayı denizin altından birleştirdik. Artık Üsküdar’dan Sirkeci’ye dört dakikada geçiliyor. Evet, Marmaray açıldığından bugüne kadar, 2013’ün sonundan bugüne kadar iki yüz elli milyon İstanbullu burada seyahat etti.
Avrasya, Marmaray’ın ikiz kardeşi, denizin 106 metre derinliğinden geçiyor, arabalar için ve iki kıtayı üç dakikaya indirdik. Kazlıçeşme’den Göztepe’ye sadece 15 dakikada geçiyorsunuz. Dedelerimiz, atalarımız, Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethederken gemileri karadan indirdi, onun torunu Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları trenleri, arabaları denizin altından geçirdi. İşte bize de bu yakışır.
Kuzey Marmara Otoyolu, işte burada devam ediyor. Bir ucu Tekirdağ’a, bir ucu Sakarya’ya, inşaatlar tüm hızıyla yürüyor.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü, dünyanın en geniş köprüsünü de İstanbul’a biz kazandırdık, AK Parti iktidarı kazandırdı. İstanbul’dan İzmir’e otoyol 421 kilometre. Elli yıldır konuşulan Osmangazi Köprüsü’nü de AK Parti geldi, onu da bitirdi. İnşallah bir buçuk yıl içerisinde İzmir-İstanbul arası üç saatin altına düşüyor, hayırlı uğurlu olsun.
Yarın 18 Mart, 18 Mart ne demek? Çanakkale geçilmez destanını yazan Çanakkale Deniz Zaferi’nin 103. yıl dönümü. İnşallah yarın Çanakkale’de Cumhurbaşkanımızla beraber dünyanın en uzun asma köprüsünün, Çanakkale 1915 Köprüsü’nün de temelini atıyoruz, ilk harcını koyuyoruz, hayırlı uğurlu olsun.
Arnavutköy, ulaşımın, ekonominin merkezi olmaya günden güne ilerliyor. Arnavutköy’ü projelerle, hizmetlerle desteklemeye devam ediyoruz. Belediye Başkanımız az önce söyledi, metro müjdesini verdi. Biz de gereken desteği vereceğiz ve mutlaka bu müjdenin gereğini yapacağız.
8 kilometrelik Arnavutköy Çevre Yolu’nun birinci bölümü tamamlandı, ikinci bölümüne de devam ediyoruz.
İçinde yeni belediye binası, kültür merkezi, nikâh sarayı, bilim sanat merkezinin olduğu Arnavutköy yeni yönetim projesini tamamladık, hayırlı uğurlu olsun. 50 bin metrekarelik Arnavutköy Yaşam Projesi’ni hayata geçirdik. Hadımköy Kent Meydanı Projesi’nin inşaatına başladık. 4 adet kapalı pazar yeri tamamladık, dört tanesinin de inşaatı yakında başlayacak.
Son bir yılda üç tane yeni aile sağlığı merkezini Arnavutköy’e kazandırdık. 2002’den bugüne kadar güzel ilçemiz Arnavutköy’e tam kırk beş tane okul yaptık, öğrencilerimizin hizmetine verdik. Beş okul, bir de spor salonunun inşaatı devam ediyor. İnşallah yedi okul, iki spor salonu, bir pansiyon, iki atölye binası daha yapacağız çünkü Arnavutköy her şeyin en iyisine layık.
Değerli kardeşlerim; Türkiye gelişiyor, Türkiye büyüyor. Artık hedeflerimiz daha büyük. Bir asırdır Türkiye’ye biçilmeye çalışılan roller artık dar geliyor. Aydınlık bir gelecek için 2019 seçimlerinin çok önemli olduğunu biliyorsunuz. Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle zafer ipini bir kez daha göğüsleyeceğiz, değil mi Arnavutköy? -Evet- Millî, yerli ittifakla akıl ve sağduyuyu on altı yıl olduğu gibi bir kez daha iktidara taşıyacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha güzel İstanbul’u, Arnavutköy’ü sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.
Kongremizin hayırlı uğurlu olmasını Mevla’mdan niyaz ediyorum. Allah yâr ve yardımcımız olsun. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun değerli kardeşlerim.
18.03.2018
18 MART ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VE ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN 103. YILI TÖRENİ, ÇANAKKALE
Bugün tarihin akışını değiştiren Çanakkale Deniz Zaferi’nin 103. yıl dönümünü idrak ediyoruz. 1915 te bütün dünyaya “Çanakkale geçilmez!” dedirten destanı yüreklerimizde yeniden hissetmek için buradayız. Sözlerimin başında Çanakkale şehitlerimiz başta olmak üzere; bu vatan için ay yıldızlı bayrağımız için şahadet şerbetini içen bütün şehitlerimizi rahmetle, şükranla yâd ediyorum.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bütün bu ülkeye hizmet edenlere şükranlarımı sunuyorum.
Bugün Afrin’de vatan mücadelesi müdafaası yapan teröre karşı göğsünü siper eden Mehmetçiğimizi Çanakkale şehitlerinin huzurunda sevgiyle selamlıyorum.
Vatanseverlik, fedakârlık, cesaret gibi yüksek faziletlerin kahramanca sergilendiği Çanakkale Savaşları, hem Türk, hem de dünya tarihi bakımından büyük bir öneme sahiptir. Anafartalar’da, Conk Bayırı’nda, Arıburnu’nda, Seddülbahir’de, Çanakkale cephesinin her noktasında eşsiz bir destan yazılmıştır. Bu destanı Anadolu’dan, Rumeli’den, Bağdat’tan, Şam’dan, Halep’ten, Mostar’dan, Hicaz’dan, Osmanlı coğrafyasının dört bir yanından kalkıp gelen yiğitler yazmıştır. Devrin sömürgeci, işgalci güçlerine karşı Çanakkale’de verilen mücadele birçok milletin istiklal mücadelesine de ilham olmuştur.
Burada kazılan zafer, çökertilmek istenen imparatorluğun Cumhuriyetle yeniden şahlanışına, milletimizin dünya sahnesinde yeniden yükselişine zemin hazırlamıştır. Biz en zor zamanlarda dik durmayı, yeniden şahlanmayı, yeni başlangıçlar yapmayı başaran bir milletin evlatlarıyız. Çanakkale destanı bu yeniden dirilişin göstergesidir. Kut’ul Amare’de, Hicaz müdafaasında, İstiklal Savaşı'nda Çanakkale Savaşı’nın devamı yazılmıştır. Varını, yoğunu, gencecik evlatlarını istiklal uğruna feda eden bu yüce millet, milli mücadele zaferiyle yeniden ayağa kalkmış, güçlü bir devlet olarak bugünlere ulaşmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Allah’ın izni, milletimizin birliğiyle ilelebet payidar olacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanım, tarihteki bütün savaşların kendine has askeri ve siyasi özellikleri var. Çanakkale Savaşlarını diğerlerinden ayıran özellik, Mehmetçiğin aynı zamanda insani değerleri ayakta tutmak için verdiği gayrettir. Karşılıklı siperlerin uzaklığının 10 metreye kadar indiği bir cephe düşünelim, her metrekareye 6 bin mermi düşmüş, toplamda beş yüz binden fazla insan hayatını kaybetmiş. Bütün bu zorluklara rağmen savaşlar arasında, ilişki kaybolmamış. Askerimiz karşısındakini düşman olarak değil, kendisi gibi ümitleri, hayalleri, özlemleri olan insan olarak görmüştür. Bu sebeple kâh hasmını omuzlayarak tedavi bölgesine taşımız, kâh matarasındaki bir yudum suyu ikram etmiştir. Doktorumuz, hemşiremiz hem Mehmetçiği, hem de yaralı düşman askerlerini iyileştirmek için cansiperane gayret göstermiştir. Fakat ne hazindir ki, bizim bu hassasiyetimize karşılık karşı taraf hastanelerimizi bombalamaktan çekinmemiştir. Savaş hukukunu hiçe sayan bu tutum vicdanlarda mahkûm olmuştur.
Çanakkale’de bize karşı savaşan milletlerle dostluklar geliştirebilmişsek, bunun arkasında milletimizin engin hoş görüsü, barışa ve dostluğa dayalı anlayışı yatmaktadır. Ülkemiz bugün de liderliğinizde bölgesel ve küresel krizleri çözmeye yönelik barışçıl, uzlaştırıcı bir siyaset takip etmektedir. Bizler hiçbir zaman kavganın, çatışmanın yanında yer almadık, “asıl olan barıştır.” dedik, daima barışı, uzlaşmayı savunduk. Çanakkale ruhuyla bölgemizde ve dünyada barışı, adaleti, refahı tesis etmenin mücadelesini verdik. Birleşmiş Milletlerde İslam İşbirliği Teşkilatı’nda ve diğer kurumlarda üstlendiğimiz sorumluluklar, barış, adalet mücadelemizin bir nişanesidir.
Buradan bir kez daha tekrar ediyorum, Türkiye olarak bizim hiçbir ülkenin toprağında gözümüz yok. Biz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi, yurtta sulh ve cihanda sulh istiyoruz. Bunu tesis etmek için bütün gayretimizle çalışıyoruz. Ancak takdir edersiniz ki, barışı, huzuru, güvenliği sağlamanın da bir bedeli var. Bir ülkede yaşanan istikrarsızlık, ekonomik ve siyasi sorunlar bütün bölgeyi, hatta dünyayı etkisi altına biliyor. Suriye’de son yedi yılda yaşananlar bunu en iyi şekilde gösteriyor. Türkiye de uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanarak teröre karşı Afrin’de, Fırat Kalkanı bölgesinde Özgür Suriye Ordusu mensuplarıyla başarılı bir harekât yürütüyor. Güvenlik güçlerimiz terör karşısında gösterdiği cesaret ve dirayet her türlü takdirin üzerindedir. PKK, PYD, DEAŞ terör örgütlerinin hem ülkemize, hem de Suriyeli kardeşlerimize yönelik baskı ve zulümleri kısa süre içerisinde bitecektir inşallah. Kimse işi yarım bırakacağımızı düşünmesin.
Sayın Cumhurbaşkanım, Çanakkale Zaferi aziz milletimize muazzam güven duygusu aşılamış, Türkiye için el ele verdiğimiz takdirde her türlü zorluğun üstesinden geleceğimizi göstermiştir. Bugün de aynı sabrı, aynı dayanışmayı gösteriyor, geleceğin güçlü Türkiye’si için milletçe bir mücadele yürütüyoruz. Milletin inancı hiçbir beşeri güce boyun eğmeme iradesi önünde çıkan engelleri aşmamızda en büyük rehberimizdir.
Rabbimiz yardımcımız oldukça aşamayacağımız hiçbir zorluk yoktur. Yeter ki daima bir olalım, beraber olalım, birlikte Türkiye olalım. Yeter ki adaletten, merhametten asla taviz vermeyelim.
Ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde 2023 hedeflerine doğru emin adımlarla ilerliyor. Kalkınma yolunda çok önemli mesafeler kat ettik. Bugün gelişen dünyanın saygın ülkeleri arasında yerimizi aldık. Büyüyen ekonomimiz, güçlü demokrasimiz, etkin dış politikamız dünyanın yükselen değerleri arasında yerini alıyor. Türkiye dev projeleri ve sosyal alanda yaptığı reformlarıyla bölgenin parlayan yıldızı olmaya devam ediyor. İnşallah Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünü kutlarken ülkemizin yeni başarılarına hep birlikte şahit olacağız. El ele, gönül gönle vererek aziz şehitlerimizin bize emanet ettiği bu vatanı özgürlüklerle muasır medeniyetler seviyesinin ötesine birlikte taşıyacağız.
Bu duygularla Çanakkale Deniz Zaferi’nin 103. Yıl dönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde başta Anafartalar Komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehitlerimize şükranlarımızı, minnetlerimizi sunuyoruz. Gazilerimize hayırlı, uzun ömürler diliyoruz.
Saygılarımı arz ederim Sayın Cumhurbaşkanım.
18.03.2018
1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ VE MALKARA–ÇANAKKALE OTOYOLU KULE TEMEL BETONU VE KULE KAZIK ÇAKIM TÖRENİ, ÇANAKKALE
Sayın Cumhurbaşkanım, Çanakkale’nin güzel insanları, hanımefendiler, beyefendiler; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Gününüz aydınlık, geleceğiniz mübarek olsun.
Bugün Çanakkale tarihi bir gün yaşıyor. Bugün 18 Mart Deniz Zaferi’nin 103. yıl dönümü. İşte bugünü daha da anlamlı hale getirmek için Türkiye’nin mega projelerinden bir tanesi, dünyanın en uzun asma köprüsünün temelini atıyoruz. Çanakkalemize hayırlı, uğurlu olsun.
Geçen yıl hazırlıklarını yaptık, bugün az sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın uğurlu elleriyle denizin içindeki köprü temelinin ilk harcını koyacağız.
Çanakkale Köprüsü, dünyanın en uzun asma köprüsü. İki kule arasındaki açıklık tam 2023 metre. Ne demek? 2023’e giderken, Cumhuriyetimizin 100. yılına doğru Türkiye’ye, Çanakkale’ye, şehitler diyarına en uzun köprüyü armağan etmek demektir; hayırlı uğurlu olsun.
Sayın Cumhurbaşkanım, bugün bir başka mutluluğu daha yaşıyoruz. Siz Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünde kutlamalarda müjdeyi verdiniz. Aslanlarımız, Mehmetçiklerimiz Afrin’de destan yazdı, teröristleri oradan söküp attı, ay yıldızlı bayrağımızı göndere çektiler. Kahramanlarımıza buradan selam gönderiyoruz, tebrik ediyoruz.
Türkiye içeride ve dışarıda terörle mücadelesini kararlılıkla sürdürürken, diğer yandan dünyanın en büyük projelerini de yapmaya devam ediyor. Son 10 yılda dünyada yapılan 10 tane büyük proje var, bu 10 projenin 6 tanesini Türkiye yaptı. Türkiye’ye de yakışan budur.
Bunlar hangileri mi? Söyleyeyim; İzmir-İstanbul Otoyolu, Osmangazi Köprüsü, dünyanın en büyük havalimanı yeni İstanbul havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, Boğaz’ın altından geçen trenler için, araçlar için yaptığımız geçitler ve nihayet en uzun asma köprüsü Çanakkale Köprüsü. Türkiye’ye de, Çanakkale’ye de bu yakışır, hayırlı, uğurlu olsun.
Çanakkale’de düşmana Çanakkale geçilmez dedik, 7 düvele burada dur dedik. Ama şimdi artık hizmet zamanı dedik. Çanakkale’yi hava yoluyla, deniz yoluyla ve nihayet o güzel gerdanlığıyla geçecek bu eseri de Çanakkalemize armağan ediyoruz.
Bu proje yap-işlet-devlet projesi, yani bizim bütçemizle yapılmıyor. Yapacaklar, işletecekler, sonunda da teslim edecekler Kore ve Türk firmaları; Daelim, Yapı Merkezi, SK ve Limak grubundan oluşuyor. Bakın, Türkiye’nin ekonomisi için "sıkıntılar var, zorluklar var." diyenlere bu büyük proje en güzel cevabı veriyor. İşte bu proje için finansmanın yüzde 70’i yabancı bankalardan olmak üzere ve Türk bankalarıyla sağlandı. İşte Türkiye’ye güveni gösteren budur. 1 milyar 700 milyon avro kredi ihtiyacı varken, 2 milyar 700 milyar avrodan fazla talep geldi, talep edenlerin bir kısmını da alamadık. İşte bu Türkiye’nin gücünü gösteriyor, Türkiye’ye olan güveni gösteriyor.
Sayın Cumhurbaşkanım, değerli vatandaşlarım; inşallah Türkiye emin adımlarla 2023’e, Cumhuriyetimizin 100. yılına büyük eserlerle yürümeye devam edecek. Türkiye’ye güvenmeye devam edin değerli kardeşlerim.
İnşallah daha güzel eserlerin açılışında bulunmak üzere hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bu eserin hayata geçmesinde emeği geçen başta talimatlarıyla Cumhurbaşkanımıza, Bakanımıza, Karayolları Genel Müdürlüğümüze, yüklenici firmalara ve Çanakkale Milletvekillerimize teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Allah’a emanet olun, sağ olun, var olun.
19.03.2018
“TÜRKİYE-AZERBAYCAN ŞEHİT ÇOCUKLARI KUCAKLAŞIYOR” PROJESİ KAPSAMINDA AZERBAYCANLI
ŞEHİT ÇOCUKLARINI KABUL, ANKARA
Türkiye-Azerbaycan Şehit Çocukları Kucaklaşıyor projesi kapsamında sizleri misafir ediyoruz.
Bu projeyi başından beri destekliyoruz. Bu projeyle canları pahasına büyük kahramanlık göstererek, mücadele vererek hayatlarını seve seve veren şehitlerimizin hatıralarını yaşatmak en büyük, en ulvi görevlerimizden biridir.
Türkiye-Azerbaycan daima iyi günde, zor günde birbirine destek veren iki ülke. Yukarı Karabağ sorununun bu ilkelere uygun olarak, uluslararası hukuk çerçevesinde çözülmesi için de Türkiye olarak elimizden gelen desteği verdik, vermeye devam ediyoruz. Ermeni işgalinin tamamen sona erdirilmesi ve işgal altındaki toprakların Azerbaycan’a dönmesi, buradan giden göçkünlerin yerlerine yerleşmesi mutlaka hakkın, adaletin tecellisi için şarttır. 25 yılı aşan bir süre bu topraklar hukuksuz olarak işgal altındadır ve bu da kabul edilemez bir şeydir. Devletimiz, Türk milleti bu haklı davada her zaman Azerbaycan’ın yanındadır, yanında olmaya devam edecek; Azerbaycanlı kardeşlerimizin Zeytin Dalı Harekâtı’nda, Afrin Operasyonu’nda bizlerin yanında olduğu gibi.
Afrin’de kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz, güvenlik güçlerimiz âdeta bir destan yazdı, Türkiye’nin başına bela olan terör örgütünü oradan söküp attı, temizledi. Şimdi oraya oranın yerlileri, Arap kardeşlerimiz, Kürt kardeşlerimiz, Türkmen kardeşlerimiz rahatça gelip yerleşecekler.
Geçen hafta Necdet Bey’le Bakü’deydik, Nizami Gencevi toplantısına katıldık. Cenap pesident Sayın İlham Aliyev’le görüşmeler yaptık. Orada gördüğümüz tablo muhteşemdi, Azerbaycan sokaklarında insanlar, biz de Afrin’e gelmek istiyoruz, biz de gelip Türk gardaşlarımızla beraber savaşmak istiyoruz, mücadele etmek istiyoruz, kime sorulsa bunu söylüyor. Büyükelçimizin, her gün Azeri kardeşlerimizden Afrin’e gitmek için müracaat edenler var dediğini duydum. Bir kez daha Türk-Azerbaycan dostluğunun, gardaşlığının ne kadar önemli bir şey olduğuna şahit oldum.
Yine bu ziyaret esnasında Dağlık Karabağ gazisi Yüzbaşı Kamil Musavi’yle görüştüm, bir gözünü ve bir ayağını kaybetmiş. Gazimiz o görüşmede bize, Afrin’e gitmek istediğini söyledi. "Niye gitmek istiyorsun?" dediğimizde söylediği şey çok manidar; "insan gözsüz, ayaksız yaşayabilir, ama vatansız yaşayamaz" dedi. Bu ifade hakikaten her şeyi anlatıyor.
Türk-Azerbaycan dostluğunun ve gardaşlığının ne kadar derin, ne kadar samimi olduğunu bütün cümle âleme gösteriyor.
Sizler şehitlerin bize bir emanetisiniz, sizlere gözümüz gibi bakmak mükellefiyetimiz var. Onun için hem Azerbaycanlı şehit yakınları, hem de Türkiye’deki şehit yakınlarının daha çok çeşitli vesilelerle bir araya gelmesi, kaynaşması, birbirinizi çok daha iyi tanımanız mutlaka gerekiyor. Bunun için de elden ne geliyorsa, ne lazımsa yapacağız, bundan da emin olabilirsiniz.
Dostları ilə paylaş: |