Başbakan diyor ki mart 2018


AK PARTİ İSTANBUL ARNAVUTKÖY 4. OLAĞAN İLÇE KONGRESİ, İSTANBUL



Yüklə 0,9 Mb.
səhifə10/19
tarix25.06.2018
ölçüsü0,9 Mb.
#51149
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   19

17.03.2018

AK PARTİ İSTANBUL ARNAVUTKÖY 4. OLAĞAN İLÇE KONGRESİ, İSTANBUL

Değerli yol arkadaşlarım, Arnavutköy’ün saygıdeğer güzel insanları hepinizi hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.

Sizin şahsınızda bütün Arnavutköy’ü, bütün İstanbulluları sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Teşkilatımızın bütün mensuplarını, AK kadınla­rı, AK gençleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

4. Olağan Kongremiz hayırlı uğurlu olsun. AK Parti’nin başarısının sırrı, teşkilatlardır. Teşkilatın geleneği de istişaredir. Biz istişareyle bugünlere geldik. İstişareyle birbirimizi tamamladık, ortak akıl ile milletin gönlüne gir­meyi başardık. AK Parti teşki­latı, dünya siyaset tarihinin en dinamik teşkilatlarından biri­dir. AK Parti henüz bir yılını doldurmuşken iktidar olmuş ve yapılan on iki seçimde çıta­yı daha da yükseğe çıkararak bugünlere gelmiştir. Gençlik Kollarımız, Kadın Kollarımız başka hiçbir partide görülmeyen bir sahiplenmeyle bu davayı zirveye çıkarmıştır. Sizlerle gurur duyuyoruz değerli kardeşlerim.

-Başbakan bizi Afrin’e götür- Gençler, gör­düm ama Afrin’dekiler işi bitirdi, bir dahaki sefe­re gideriz, bir dahaki sefere, enerjinizi saklayın. 2019’a hazır mı gençler? -Hazırız- Yeni bir des­tan yazacak mıyız? -Evet- Arnavutköy’de çıtayı daha da yükseğe çıkaracak mıyız? -Evet- Maşallah, Arnavutköy işi bitirmiş maşallah.

AK Parti teşkilatları milletle buluşmasaydı bu hareket bu kadar başarılı olamazdı. Özellikle gençler, size teşekkür ediyorum. Siz Türkiye’nin bugünüsünüz, yarınısınız, aydınlık geleceğisiniz, sizlerle gurur duyuyoruz.

Recep Tayyip Erdoğan’ı sahiplenen AK kadınlarımıza şükranlarımı sunuyorum. AK kadınlar davamızı nakış nakış işleyerek bugünle­re getirdiniz. Bu ülkenin aydınlık geleceğinde, aydınlık ufkunda siz kadınlarımızın büyük emeği var. -Türkiye seninle gurur duyuyor- Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Sizlerin yaktığı meşa­lenin ışığında ülkemizi uçurumun kenarından kurtardık. Büyük Türkiye hedefine en önce des­tek vererek, Türkiye’nin hem aklı oldunuz hem vicdanı oldunuz. Ortak aklı oluşturup millî ira­deye sahip çıktınız. Allah ne muradınız varsa versin.

Şimdi 2019’a yeni bir heye­canla yürüyoruz. AK kadınlar, AK gençler; hazırlıklar tamam mı? -Tamam- Sandığa müh­rümüzü vuracak mıyız?-Evet- Yeni bir zafere var mısınız? -Evet- Arnavutköy’ü cadde cadde, sokak sokak arşınlaya­cak mıyız? Evet- Sağ olun, var olun, Allah sizler­den razı olsun.

Değerli kardeşlerim; AK Parti kurucu değer­lerinden, milletine olan gönül bağından taviz vermeden kendini yeniliyor, tazeleniyor, gelece­ğe hazırlanıyor. İşte Arnavutköy’de de bugün bir bayrak değişimi var. AK Parti bayrak değişimi başka türlü olmaz. Hani bayrak yarışı var ya, bayrağı biri getirir, yolun ortasında başka bir arkadaşa teslim eder, bayrağı veren orada durur, bayrağı alan koşarak hedefe doğru yürür. Ama AK Parti’de bu böyle değildir. AK Parti’de bayra­ğı alan da, bayrağı veren de aynı hızla, aynı karar­lılıkla koşmaya devam eder. Hedefe doğru emin adımlarla ilerler. Her kongremizde aşkımıza, sevdamıza sadakatimiz, güvenimiz daha da artı­yor. Her kongremiz, toplumun bütün kesimle­riyle daha fazla kaynaştığımız bir şölene dönüşüyor. Türkiye’yi karış karış geziyor, tek referansımız olan milletimizle buluşuyoruz.

Bugün Şişli’de, Küçükçekmece’de ilçe kong­relerimizi yaptık, şimdi de Arnavutköy’deyiz, Arnavutköy Kongresi’ndeyiz. Arnavutköy’de başından beri görev alan bütün arkadaşlarıma yaptıkları hizmetlerden dolayı çok teşekkür ediyorum. Görev alacak kardeşlerimizi de şim­diden tebrik ediyorum. Allah yâr ve yardımcı­mız olsun.

Değerli kardeşlerim; bu nöbet değişimleri partimize güç katıyor. AK Parti bu güçle Türkiye için yeni atılımlar, yeni hedefleri kendinin önüne koyuyor. Teşkilatımız, hare­ketimiz, davamız, kongreleri­mizden daha da güçlenerek çıkıyor. Allah birliğimizi, dirli­ğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin. Türkiye’nin AK Parti’yle, AK Parti’nin de aziz milletimizle yürüyecek daha çok yolu var. Önümüzdeki ilk menzil seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, milletvekilliği seçimleri ve belediye seçimleri, üç seçim bizi bekliyor. Arnavutköy hazır mısın?-Evet- Yeni bir destan yazmaya var mısın? -Varız-

Gençler, sizlere güveniyoruz, inanıyoruz. O gür sesinizle şu salonu titretin bakalım, 2019’da gece gündüz çalışacak mıyız? -Evet- AK kadın­lar, hanımefendiler; 2019’da yeni bir zafere hazır mıyız? -Evet- Maşallah, Allah sizlerden razı olsun.

Son yerel seçimde, belediye seçiminde Arnavutköy yüzde 52’yle “AK Parti” dedi. Son genel seçimde, 1 Kasım’da 52 yetmez dediniz, yüzde 63 destek verdiniz. Bu da yetmez dediniz, Cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 65’e çıkardı­nız. Yüzde 65 de yetmez dediniz, son referan­dumda yüzde 67’ye çıkarttınız. Arnavutköy adım adım çıtayı daha da yükseğe çıkarıyor. 2019’da yeni bir rekora hazır mısınız Arnavutköy? -Evet- Sizleri şimdiden tebrik edi­yorum.

Referandum öncesi son mitingimizi Arnavutköy’de yapmıştık, ne muhteşem miting­di, ne büyük coşkuydu. Elhamdülillah sonucunu da sandıklarda gördük, yüzde 67’yle rekor kırdı­nız, sağ olun, var olun değerli kardeşlerim.

AFRİN’DE, EL BAB’DA, FIRAT’IN DOĞUSUNDA, BATISINDA TERÖR KUŞAKLARI DEĞİL KARDEŞLİK KORİDORU OLACAK.

15 Temmuz hain darbe girişiminde Cumhurbaşkanımızın, Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle meydanlara inen Arnavutköy’dü, Arnavutköy’ün yiğit insanlarıydı. Aklını, vicda­nını satmış olan alçak FETÖ örgütüne karşı büyük bir mücadele verdik. O gece ay yıl­dızlı bayrak inmedi, ezanlar dinmedi, alçaklara meydanları dar ettiniz. Sağ olun, var olun. En zor zamanda Türkiye’nin lideri, adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında durdunuz. İstiklal mücadelemizde bizimle beraber oldunuz. Bu bir­lik ve beraberliğimize, hukukumuza asla zarar ver­dirtmediniz.

Değerli kardeşlerim, sevgili gençler; Mehmetlerimiz, aslanlarımız Afrin’de destan yazıyor. Artık Afrin’in büyük bir kısmı kontrol altına alındı. Şu anda bunun yanı sıra biliyorsu­nuz daha önce Cerablus, Azez, Bab gibi bölgeleri içine alan 2 bin kilometrekarelik alan da terör­den temizlenmişti. Bugün o bölgelerde değerli kardeşlerim, yüz kırk bin mazlum Suriyeli huzur içerisinde, barış içerisinde kendi yuvalarında yaşıyor. Aynı şekilde Afrin’de de kontrol sağlan­makla birlikte oradan evinden barkından gitmek zorunda kalan bütün kardeşlerimiz tekrar evle­rine dönecek.

-Türkiye bizimdir bizim kalacak- Hayrola gençler, Türkiye’ye talip olan mı var? O kimin haddine. -Gençlik seninle gurur duyuyor- Bu ülke 780 bin kilometrekare vatan toprağıyla, sek­sen bir milyon vatan evladıyla, ay yıldızlı bayra­ğıyla bizimdir, ebet bizimdir.

Afrin’de, El Bab’da, Fırat’ın doğusunda, batı­sında terör kuşakları değil kardeşlik koridoru olacak. Fırat’ın batısında da, doğusunda da hiç­bir terör unsurunu asla bırakmayacağız. Bu konuda dostlarımızın daha dikkatli olmasını bekliyoruz. Çünkü şunu bilmelerini istiyoruz: PKK’nın kan kardeşi PYD’dir, YPG’dir, DEAŞ da bunlar gibi kanlı terör örgütüdür. Buradan açık­ça söylüyorum; terörün iyisi kötüsü olmaz, terör terördür. PKK neyse DEAŞ da aynısı­dır. El Kaide neyse FETÖ de aynısıdır. Türkiye’nin hiç kimsenin toprağında gözü yok. İşte El Bab’da, Cerablus’ta bunu gördük. Oralarda şimdi Suriyeli kardeşlerimiz yaşı­yor. Afrin’de de aynısı olacak. Afrin’de de işimiz bitince yer­lerinden yurtlarından ayrıl­mak zorunda kalan Araplar, Kürtler, Türkmenler, bütün kardeşlerimiz tek­rar dönecekler, topraklarına yerleşecekler. Çünkü biz bölgede huzur istiyoruz, daha fazla sivil zarar görmesin istiyoruz. Değerli kardeşle­rim; Türkiye’nin yarını bugününden daha güzel olacak, hiç merak etmeyin.

ARNAVUTKÖY; ULAŞIMIN, EKONOMİNİN MERKEZİ OLMAYA GÜNDEN GÜNE İLERLİYOR.

Değerli yol arkadaşlarım; Türkiye, eski Türkiye değil artık, krizlerle vaktini tüketen bir Türkiye değil artık. Demokrasisiyle, kalkınma­sıyla tartışılan bir Türkiye değil. Türkiye son on altı yılda AK Parti’yle gelişimi, değişimi ve kal­kınmayı elhamdülillah başardı. Türkiye bütün sorunlarını çözerek emin adımlarla 2023’e doğru yürümeye devam ediyor. Ekonomimiz nereden nereye geldi, bunu İstanbul bilir, Arnavutköy bilir.

Ekonominin lokomotifi özel sektörü hep destekledik. Ülkemizi dünyanın on altıncı, Avrupa’nın altıncı büyük ekonomisi haline getirdik. İhracatımızı 160 milyar dolara çıkart­tık. Sanayi üretimimiz daha geçen yıla göre yüzde 12 arttı. 2017’de, bir buçuk milyon kar­deşimize yeni iş, aş imkânı sağladık. Sağlam temellere dayanan istikrarlı yapımız, küresel kuruluşların dikkatini çekti. Birlikte nice engelleri aşarak bugünlere geldik.

On altı yıl boyunca Türkiye’nin her tarafına büyük hizmetler yaptık. Aynı şekilde İstanbul’da da, Arnavutköy’de de çok büyük hizmetlere imza attık. İstanbul, Türkiye’nin özeti, Türkiye’nin gözbebeği. İstanbul’a yaptığımız hizmet­ler saatlerce anlatsak bitmez. Ama bu fırsatı bulmuşken bir­kaç önemli projeden bahset­meden geçersek olmaz.

Arnavutköy genç bir ilçe, ama yeni İstanbul’un şekillendiği en önemli yer. Dünyanın en büyük havalimanının yükseldiği ilçe. Dünya projesi Kanal İstanbul’un yapılacağı yer Arnavutköy. Onun için Arnavutköy’ün geleceği çok parlak. AK Parti iktidarı olarak Türkiye’yi hızlı trenle tanıştırdık, on beş milyondan fazla insanımız hızlı trenle seyahat etti.

Marmaray projesiyle iki kıtayı denizin altın­dan birleştirdik. Artık Üsküdar’dan Sirkeci’ye dört dakikada geçiliyor. Evet, Marmaray açıldı­ğından bugüne kadar, 2013’ün sonundan bugüne kadar iki yüz elli milyon İstanbullu burada seya­hat etti.

Avrasya, Marmaray’ın ikiz kardeşi, denizin 106 metre derinliğinden geçiyor, arabalar için ve iki kıtayı üç dakikaya indirdik. Kazlıçeşme’den Göztepe’ye sadece 15 dakikada geçiyorsunuz. Dedelerimiz, atalarımız, Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethederken gemileri karadan indirdi, onun torunu Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaş­ları trenleri, arabaları denizin altından geçirdi. İşte bize de bu yakışır.

Kuzey Marmara Otoyolu, işte burada devam ediyor. Bir ucu Tekirdağ’a, bir ucu Sakarya’ya, inşaatlar tüm hızıyla yürüyor.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü, dünyanın en geniş köprüsünü de İstanbul’a biz kazandırdık, AK Parti iktidarı kazandırdı. İstanbul’dan İzmir’e otoyol 421 kilometre. Elli yıldır konuşu­lan Osmangazi Köprüsü’nü de AK Parti geldi, onu da bitirdi. İnşallah bir buçuk yıl içerisinde İzmir-İstanbul arası üç saatin altına düşüyor, hayırlı uğurlu olsun.

Yarın 18 Mart, 18 Mart ne demek? Çanakkale geçilmez destanını yazan Çanakkale Deniz Zaferi’nin 103. yıl dönümü. İnşallah yarın Çanakkale’de Cumhurbaşkanımızla beraber dünyanın en uzun asma köprüsünün, Çanakkale 1915 Köprüsü’nün de temelini atıyoruz, ilk harcı­nı koyuyoruz, hayırlı uğurlu olsun.

Arnavutköy, ulaşımın, ekonominin merkezi olmaya günden güne ilerliyor. Arnavutköy’ü projelerle, hizmetlerle desteklemeye devam edi­yoruz. Belediye Başkanımız az önce söyledi, metro müjdesini verdi. Biz de gereken desteği vereceğiz ve mutlaka bu müjdenin gereğini yapacağız.

8 kilometrelik Arnavutköy Çevre Yolu’nun birinci bölümü tamamlandı, ikinci bölümüne de devam ediyoruz.

İçinde yeni belediye binası, kültür merkezi, nikâh sarayı, bilim sanat merkezinin olduğu Arnavutköy yeni yönetim projesini tamamladık, hayırlı uğurlu olsun. 50 bin metrekarelik Arnavutköy Yaşam Projesi’ni hayata geçirdik. Hadımköy Kent Meydanı Projesi’nin inşaatına başladık. 4 adet kapalı pazar yeri tamamladık, dört tanesinin de inşaatı yakında başlayacak.

Son bir yılda üç tane yeni aile sağlığı merkezi­ni Arnavutköy’e kazandırdık. 2002’den bugüne kadar güzel ilçemiz Arnavutköy’e tam kırk beş tane okul yaptık, öğrencilerimizin hizmetine verdik. Beş okul, bir de spor salonunun inşaatı devam ediyor. İnşallah yedi okul, iki spor salonu, bir pansiyon, iki atölye binası daha yapacağız çünkü Arnavutköy her şeyin en iyisine layık.

Değerli kardeşlerim; Türkiye gelişiyor, Türkiye büyüyor. Artık hedeflerimiz daha büyük. Bir asırdır Türkiye’ye biçilmeye çalışılan roller artık dar geliyor. Aydınlık bir gelecek için 2019 seçimlerinin çok önemli olduğunu biliyor­sunuz. Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle zafer ipini bir kez daha göğüsleyeceğiz, değil mi Arnavutköy? -Evet- Millî, yerli ittifakla akıl ve sağduyuyu on altı yıl olduğu gibi bir kez daha iktidara taşıyacağız.

Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha güzel İstanbul’u, Arnavutköy’ü sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.

Kongremizin hayırlı uğurlu olmasını Mevla’mdan niyaz ediyorum. Allah yâr ve yar­dımcımız olsun. Sağ olun, var olun, Allah’a ema­net olun değerli kardeşlerim.



18.03.2018

18 MART ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VE ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN 103. YILI TÖRENİ, ÇANAKKALE

Bugün tarihin akışını değiştiren Çanakkale Deniz Zaferi’nin 103. yıl dönümünü idrak ediyoruz. 1915 te bütün dünyaya “Çanakkale geçil­mez!” dedirten destanı yüreklerimizde yeniden hissetmek için buradayız. Sözlerimin başında Çanakkale şehitlerimiz başta olmak üzere; bu vatan için ay yıldızlı bayrağımız için şahadet şer­betini içen bütün şehitlerimizi rahmetle, şükranla yâd ediyorum.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bütün bu ülkeye hizmet edenlere şükranlarımı sunuyorum.

Bugün Afrin’de vatan müca­delesi müdafaası yapan teröre karşı göğsünü siper eden Mehmetçiğimizi Çanakkale şehitlerinin huzurunda sevgiy­le selamlıyorum.

Vatanseverlik, fedakârlık, cesaret gibi yüksek faziletlerin kahramanca sergilendiği Çanakkale Savaşları, hem Türk, hem de dünya tarihi bakımından büyük bir öneme sahiptir. Anafartalar’da, Conk Bayırı’nda, Arıburnu’nda, Seddülbahir’de, Çanakkale cephesinin her noktasında eşsiz bir destan yazılmıştır. Bu destanı Anadolu’dan, Rumeli’den, Bağdat’tan, Şam’dan, Halep’ten, Mostar’dan, Hicaz’dan, Osmanlı coğrafyasının dört bir yanından kalkıp gelen yiğitler yazmıştır. Devrin sömürgeci, işgalci güçlerine karşı Çanakkale’de verilen mücadele birçok milletin istiklal mücadelesine de ilham olmuştur.

Burada kazılan zafer, çökertilmek istenen imparatorluğun Cumhuriyetle yeniden şahlanı­şına, milletimizin dünya sahnesinde yeniden yükselişine zemin hazırlamıştır. Biz en zor zamanlarda dik durmayı, yeniden şahlanmayı, yeni başlangıçlar yapmayı başaran bir milletin evlatlarıyız. Çanakkale destanı bu yeniden dirili­şin göstergesidir. Kut’ul Amare’de, Hicaz müda­faasında, İstiklal Savaşı'nda Çanakkale Savaşı’nın devamı yazılmıştır. Varını, yoğunu, gencecik evlatlarını istiklal uğruna feda eden bu yüce mil­let, milli mücadele zaferiyle yeniden ayağa kalk­mış, güçlü bir devlet olarak bugünlere ulaşmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Allah’ın izni, milletimizin birli­ğiyle ilelebet payidar olacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanım, tarihteki bütün savaşların ken­dine has askeri ve siyasi özel­likleri var. Çanakkale Savaşlarını diğerlerinden ayı­ran özellik, Mehmetçiğin aynı zamanda insani değerleri ayakta tutmak için verdiği gay­rettir. Karşılıklı siperlerin uzaklığının 10 metreye kadar indiği bir cephe düşünelim, her metrekareye 6 bin mermi düşmüş, toplamda beş yüz binden fazla insan hayatını kaybetmiş. Bütün bu zorluklara rağmen savaşlar arasında, ilişki kaybolmamış. Askerimiz karşısındakini düş­man olarak değil, kendisi gibi ümitleri, hayalleri, özlemleri olan insan olarak görmüştür. Bu sebeple kâh hasmını omuzlayarak tedavi bölgesine taşı­mız, kâh matarasındaki bir yudum suyu ikram etmiştir. Doktorumuz, hemşiremiz hem Mehmetçiği, hem de yaralı düşman askerlerini iyileştirmek için cansiperane gayret göstermiştir. Fakat ne hazindir ki, bizim bu hassasiyetimize karşılık karşı taraf hastanelerimizi bombalamak­tan çekinmemiştir. Savaş hukukunu hiçe sayan bu tutum vicdanlarda mahkûm olmuştur.

Çanakkale’de bize karşı savaşan milletlerle dostluklar geliştirebilmişsek, bunun arkasında milletimizin engin hoş görüsü, barışa ve dostluğa dayalı anlayışı yatmaktadır. Ülkemiz bugün de liderliğinizde bölgesel ve küresel krizleri çözmeye yönelik barışçıl, uzlaştırıcı bir siyaset takip etmek­tedir. Bizler hiçbir zaman kavganın, çatışmanın yanında yer almadık, “asıl olan barıştır.” dedik, daima barışı, uzlaşmayı savunduk. Çanakkale ruhuyla bölgemizde ve dünyada barışı, adaleti, refahı tesis etmenin mücadelesini verdik. Birleşmiş Milletlerde İslam İşbirliği Teşkilatı’nda ve diğer kurumlarda üstlendiğimiz sorumluluk­lar, barış, adalet mücadelemizin bir nişanesidir.

Buradan bir kez daha tekrar ediyorum, Türkiye olarak bizim hiçbir ülkenin toprağında gözümüz yok. Biz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi, yurtta sulh ve cihanda sulh istiyoruz. Bunu tesis etmek için bütün gayretimizle çalışıyoruz. Ancak takdir edersiniz ki, barışı, huzuru, güvenliği sağlamanın da bir bedeli var. Bir ülkede yaşanan istikrarsızlık, ekonomik ve siyasi sorunlar bütün bölgeyi, hatta dünyayı etkisi altına biliyor. Suriye’de son yedi yılda yaşananlar bunu en iyi şekilde gösteriyor. Türkiye de uluslararası hukuktan doğan hakları­nı kullanarak teröre karşı Afrin’de, Fırat Kalkanı bölgesinde Özgür Suriye Ordusu mensuplarıyla başarılı bir harekât yürütüyor. Güvenlik güçleri­miz terör karşısında gösterdiği cesaret ve dirayet her türlü takdirin üzerindedir. PKK, PYD, DEAŞ terör örgütlerinin hem ülkemize, hem de Suriyeli kardeşlerimize yönelik baskı ve zulümleri kısa süre içerisinde bitecektir inşallah. Kimse işi yarım bırakacağımızı düşünmesin.

Sayın Cumhurbaşkanım, Çanakkale Zaferi aziz milletimize muazzam güven duygusu aşılamış, Türkiye için el ele verdiğimiz takdirde her türlü zorluğun üstesinden geleceğimizi göstermiştir. Bugün de aynı sabrı, aynı dayanışmayı gösteriyor, geleceğin güçlü Türkiye’si için milletçe bir müca­dele yürütüyoruz. Milletin inancı hiçbir beşeri güce boyun eğmeme iradesi önünde çıkan engel­leri aşmamızda en büyük rehberimizdir.

Rabbimiz yardımcımız oldukça aşamayacağı­mız hiçbir zorluk yoktur. Yeter ki daima bir ola­lım, beraber olalım, birlikte Türkiye olalım. Yeter ki adaletten, merhametten asla taviz vermeyelim.

Ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde 2023 hedeflerine doğru emin adımlarla ilerliyor. Kalkınma yolunda çok önemli mesafeler kat ettik. Bugün gelişen dün­yanın saygın ülkeleri arasında yerimizi aldık. Büyüyen ekonomimiz, güçlü demokrasimiz, etkin dış politikamız dünyanın yükselen değer­leri arasında yerini alıyor. Türkiye dev projele­ri ve sosyal alanda yaptığı reformlarıyla bölgenin parlayan yıldızı olmaya devam edi­yor. İnşallah Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümünü kutlarken ülkemizin yeni başa­rılarına hep birlikte şahit olacağız. El ele, gönül gönle vererek aziz şehitlerimizin bize emanet ettiği bu vatanı özgürlüklerle muasır medeni­yetler seviyesinin ötesine birlikte taşıyacağız.

Bu duygularla Çanakkale Deniz Zaferi’nin 103. Yıl dönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde başta Anafartalar Komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehit­lerimize şükranlarımızı, minnetlerimizi sunuyo­ruz. Gazilerimize hayırlı, uzun ömürler diliyoruz.

Saygılarımı arz ederim Sayın Cumhurbaşkanım.

18.03.2018

1915 ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ VE MALKARA–ÇANAKKALE OTOYOLU KULE TEMEL BETONU VE KULE KAZIK ÇAKIM TÖRENİ, ÇANAKKALE

Sayın Cumhurbaşkanım, Çanakkale’nin güzel insanları, hanı­mefendiler, beyefendiler; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Gününüz aydınlık, geleceğiniz mübarek olsun.

Bugün Çanakkale tarihi bir gün yaşıyor. Bugün 18 Mart Deniz Zaferi’nin 103. yıl dönümü. İşte bugünü daha da anlamlı hale getirmek için Türkiye’nin mega projelerinden bir tanesi, dün­yanın en uzun asma köprüsünün temelini atıyoruz. Çanakkalemize hayırlı, uğurlu olsun.

Geçen yıl hazırlıklarını yaptık, bugün az sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın uğurlu elleriyle denizin içindeki köprü temelinin ilk harcını koyacağız.

Çanakkale Köprüsü, dünyanın en uzun asma köprüsü. İki kule arasındaki açıklık tam 2023 metre. Ne demek? 2023’e giderken, Cumhuriyetimizin 100. yılına doğru Türkiye’ye, Çanakkale’ye, şehitler diyarına en uzun köprüyü armağan etmek demektir; hayırlı uğurlu olsun.

Sayın Cumhurbaşkanım, bugün bir başka mut­luluğu daha yaşıyoruz. Siz Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünde kutlamalarda müjdeyi verdiniz. Aslanlarımız, Mehmetçiklerimiz Afrin’de destan yazdı, teröristleri oradan söküp attı, ay yıldızlı bayrağımızı göndere çektiler. Kahramanlarımıza buradan selam gönderiyoruz, tebrik ediyoruz.

Türkiye içeride ve dışarıda terörle mücadelesi­ni kararlılıkla sürdürürken, diğer yandan dünya­nın en büyük projelerini de yapmaya devam ediyor. Son 10 yılda dünyada yapılan 10 tane büyük proje var, bu 10 projenin 6 tanesini Türkiye yaptı. Türkiye’ye de yakışan budur.

Bunlar hangileri mi? Söyleyeyim; İzmir-İstanbul Otoyolu, Osmangazi Köprüsü, dünyanın en büyük havalimanı yeni İstanbul havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, Boğaz’ın altından geçen trenler için, araç­lar için yaptığımız geçitler ve nihayet en uzun asma köprüsü Çanakkale Köprüsü. Türkiye’ye de, Çanakkale’ye de bu yakışır, hayırlı, uğurlu olsun.

Çanakkale’de düşmana Çanakkale geçilmez dedik, 7 düvele burada dur dedik. Ama şimdi artık hizmet zamanı dedik. Çanakkale’yi hava yoluyla, deniz yoluyla ve nihayet o güzel gerdanlığıyla geçe­cek bu eseri de Çanakkalemize armağan ediyoruz.

Bu proje yap-işlet-devlet projesi, yani bizim bütçemizle yapılmıyor. Yapacaklar, işletecekler, sonunda da teslim edecekler Kore ve Türk firma­ları; Daelim, Yapı Merkezi, SK ve Limak grubun­dan oluşuyor. Bakın, Türkiye’nin ekonomisi için "sıkıntılar var, zorluklar var." diyenlere bu büyük proje en güzel cevabı veriyor. İşte bu proje için finansmanın yüzde 70’i yabancı bankalardan olmak üzere ve Türk bankalarıyla sağlandı. İşte Türkiye’ye güveni gösteren budur. 1 milyar 700 milyon avro kredi ihtiyacı varken, 2 milyar 700 milyar avrodan fazla talep geldi, talep edenlerin bir kısmını da alamadık. İşte bu Türkiye’nin gücü­nü gösteriyor, Türkiye’ye olan güveni gösteriyor.

Sayın Cumhurbaşkanım, değerli vatandaşla­rım; inşallah Türkiye emin adımlarla 2023’e, Cumhuriyetimizin 100. yılına büyük eserlerle yürümeye devam edecek. Türkiye’ye güvenmeye devam edin değerli kardeşlerim.

İnşallah daha güzel eserlerin açılışında bulun­mak üzere hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyo­rum. Bu eserin hayata geçmesinde emeği geçen başta talimatlarıyla Cumhurbaşkanımıza, Bakanımıza, Karayolları Genel Müdürlüğümüze, yüklenici firmalara ve Çanakkale Milletvekillerimize teşekkür ediyor, hepinizi sev­giyle, saygıyla selamlıyorum.

Allah’a emanet olun, sağ olun, var olun.

19.03.2018

TÜRKİYE-AZERBAYCAN ŞEHİT ÇOCUKLARI KUCAKLAŞIYOR” PROJESİ KAPSAMINDA AZERBAYCANLI



ŞEHİT ÇOCUKLARINI KABUL, ANKARA

Türkiye-Azerbaycan Şehit Çocukları Kucaklaşıyor projesi kapsamında sizleri misafir ediyoruz.

Bu projeyi başından beri destek­liyoruz. Bu projeyle canları pahasına büyük kahra­manlık göstererek, mücadele vererek hayatlarını seve seve veren şehitlerimizin hatıralarını yaşatmak en büyük, en ulvi görevlerimizden biridir.

Türkiye-Azerbaycan daima iyi günde, zor günde birbirine destek veren iki ülke. Yukarı Karabağ sorununun bu ilkelere uygun olarak, uluslararası hukuk çerçevesinde çözülmesi için de Türkiye ola­rak elimizden gelen desteği verdik, vermeye devam ediyoruz. Ermeni işgalinin tamamen sona erdiril­mesi ve işgal altındaki toprakların Azerbaycan’a dönmesi, buradan giden göçkünlerin yerlerine yer­leşmesi mutlaka hakkın, adaletin tecellisi için şart­tır. 25 yılı aşan bir süre bu topraklar hukuksuz olarak işgal altındadır ve bu da kabul edilemez bir şeydir. Devletimiz, Türk milleti bu haklı davada her zaman Azerbaycan’ın yanındadır, yanında olmaya devam edecek; Azerbaycanlı kardeşlerimizin Zeytin Dalı Harekâtı’nda, Afrin Operasyonu’nda bizlerin yanında olduğu gibi.

Afrin’de kahraman Silahlı Kuvvetlerimiz, güven­lik güçlerimiz âdeta bir destan yazdı, Türkiye’nin başına bela olan terör örgütünü oradan söküp attı, temizledi. Şimdi oraya oranın yerlileri, Arap kar­deşlerimiz, Kürt kardeşlerimiz, Türkmen kardeşle­rimiz rahatça gelip yerleşecekler.

Geçen hafta Necdet Bey’le Bakü’deydik, Nizami Gencevi toplantısına katıldık. Cenap pesident Sayın İlham Aliyev’le görüşmeler yap­tık. Orada gördüğümüz tablo muhteşemdi, Azerbaycan sokaklarında insanlar, biz de Afrin’e gelmek istiyoruz, biz de gelip Türk gardaşları­mızla beraber savaşmak istiyoruz, mücadele etmek istiyoruz, kime sorulsa bunu söylüyor. Büyükelçimizin, her gün Azeri kardeşlerimiz­den Afrin’e gitmek için müracaat edenler var dediğini duydum. Bir kez daha Türk-Azerbaycan dostluğunun, gardaşlığının ne kadar önemli bir şey olduğuna şahit oldum.

Yine bu ziyaret esnasında Dağlık Karabağ gazisi Yüzbaşı Kamil Musavi’yle görüştüm, bir gözünü ve bir ayağını kaybetmiş. Gazimiz o görüşmede bize, Afrin’e gitmek istediğini söy­ledi. "Niye gitmek istiyorsun?" dediğimizde söylediği şey çok manidar; "insan gözsüz, ayak­sız yaşayabilir, ama vatansız yaşayamaz" dedi. Bu ifade hakikaten her şeyi anlatıyor.

Türk-Azerbaycan dostluğunun ve gardaşlığının ne kadar derin, ne kadar samimi olduğunu bütün cümle âleme gösteriyor.

Sizler şehitlerin bize bir emanetisiniz, sizlere gözümüz gibi bakmak mükellefiyetimiz var. Onun için hem Azerbaycanlı şehit yakınları, hem de Türkiye’deki şehit yakınlarının daha çok çeşit­li vesilelerle bir araya gelmesi, kaynaşması, birbi­rinizi çok daha iyi tanımanız mutlaka gerekiyor. Bunun için de elden ne geliyorsa, ne lazımsa yapacağız, bundan da emin olabilirsiniz.


Yüklə 0,9 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə