Bor Minerallerinin Özellikleri ve Madenciliği



Yüklə 75,53 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix08.04.2018
ölçüsü75,53 Kb.
#36542


2 Endüstriyel Hammaddeler Sempozyumu, 16-17 Ekim 1997izmir Türkiye 

Bor Minerallerinin Özellikleri ve Madenciliği 

Ş G. ÖZKAN, H. ÇEBÎ, S. DELİCE, M. DOĞAN 



Etıbank Bor Araştırma Merkezi, 35471, Menderes, IZMIR 

ÖZET: Bu çalışmada, bor elementi ve mineralleri hakkında özet bilgilerle birlikte bor cevherlerinin 

değerlendirilmesine yönelik madencilik ve cevher hazırlama yöntemlerini içeren çeşitli derlemelere yer 

verilmiştir. Türkiye'nin maden ihracatında önemli bir paya sahip bor madenlerinin daha iyi tanıtılabilmesi için 

hazırlanan bu makalede, madencilik camiası için çok yararlı olacağına inandığımız ve her biri farklı 

kaynaklarda yer alan teknik bilgilerin bir araya getirilmesi amaçlanmıştır. 

ABSTRACT: In this study, a brief information on elemental boron and boron minerals was presented while 

mining and mineral processing methods for evaluation of boron ores were investigated from several references. 

This paper covers the introduction of boron ores which dominates Türkiye's minerals export. The paper aims to 

gather technical information which we believe it will be useful for mining industry. 



1. GENEL BİLGİLER 

/ / Tanım ve Tarihçe 

Yer kabuğunda 51. yaygın element olarak boratlar ve 

borosilikatlar halinde yer alan bor elementi, yaklaşık 

3 ppm'lik konsantrasyon değerine sahiptir. Kimyasal 

sembolü "B" olup, periyodik cetvelde IHA grubunun 

metal olmayan tek elementidir. Atom numarası 5, 

atom ağırlığı 10,81 ve özgül ağırlığı 2,30-2,46 olan 

bor elementinin amorf bir toz halindeki rengi koyu 

kahverengi ve çok gevrek, sert yapılı monoklinik 

kristal halinin rengi ise sarımsı kahverengidir. Ergime 

noktası yaklaşık 2300 °C'dir. Elementlerin periyodik 

cetvelindeki MA grubunda karbon ve silisyum 

elementlerine benzerliği en fazla ve oksijene karşı 

afinitesı çok yüksek olan bir elementtir. Doğada 

sırasıyla % 19,10-20,31 ve % 79,69-80,90 oranında 

, 0

B ve "B ile gösterilen iki adet dengeli izotopa 



sahiptir. Bor izotoplarının doğada bulunuş miktarları 

bölgelere göre farklı olmasına rağmen, bilinen bor 

yataklarındaki

  I 0


B miktarı A.B.D. California'da 

düşük. Türkiye'de ise yüksektir. 

Elementel bor 1808 yılında Fransız Kimyacısı Gay 

Lussac, Thenard ve ingiliz Kimyacısı Sir Humphry 

Davy tarafından aynı zamanda elde edilmiştir. Bu 

bilim adamları saflığı % 50'den fazla olrp ayan koyu 

renkli ve yanıcı özellik gösteren bor elementini elde 

etmeyi başarmışlardır. 1895 yılında Henri Moissan 

borik oksit ve magnezyumu indirgeme işlemine tabi 

tutarak yaklaşık % 86 saflıkta ve yüksek miktarda 

elementel bor elde edebilmiştir Moissan prosesi 

günümüzde de ticari olarak düşük saflıkta bor 

elementi eldesinın temelini oluşturmaktadır. 1909 

yılında Weintrauss BCI3 bileşiğim bir elektrik ark 

ocağında ergiterek % 99 saflıkta bor elementi elde 

etmiştir. Bu tarihten sonra da yüksek saflıkta bor 

elementi eldesi için yeni yöntemler geliştirilmesine 

devam edilmektedir. 

Bor içeren doğal minerallere genel olarak boratlar 

denilmekte ve boratlar insanoğlu tarafından binlerce 

yıldır kullanılmaktadır. Arapça'da boraks anlamına 

gelen "baurach" sözcüğüne 2000 yıl öncesinden 

kalan eski İran ve Arabistan'daki el yazmalarında 

rastlanılmaktadır. Boraks dekahidrat kimyasal 

bileşiğinin doğal hali olan tinkal ise Sanskritçe'de 

boraks anlamına gelen tincana'dan türemiştir. 

Boratların M.Ö. 300 yıllarından kalan Çin 

seramiklerinde ve Babil uygarlığı zamanından önce 

altın dökümü için ergitıcı olarak kullanıldığı 

bilinmektedir. Marco Polo 13. yüzyılın sonlarında 

boraksı Tibet'ten Avrupa'ya getirmiş ve bu tarihlerde 

boraks lehimleme ve sırlama malzemesi olarak 

224 



Özkun, (/.$., Çebı, H., Delice, S., Doğan, M 

kullanılmaya başlamıştır. Türkiye'deki boratlar ise 

13. yüzyıldan bu yana bilinmesine rağmen son 

zamanlara kadar çok az miktarda kullanılmıştır. 1772 

yılında İtalya'nın Tuscany bölgesindeki sıcak su 

kaynaklarında doğal borik asit olan sasolit minerali 

keşfedilmiştir. 1836 yılında ise Şili ve Arjantin'deki 

boratlar bulunmuş ve bu yataklar 19. yüzyılın 

sonlarına kadar Dünyada bor elde edilen en büyük 

kaynaklar haline gelmiştir. 1864 yılında A.B.D.'nin 

California ve Nevada eyaletierindeki bor madeni 

yatakları keşfedilmiştir (Cebi ve Yersel, 1994), 

(Konuk ve Yersel, 1993), (Lyday, 1995), (Özkan, 

1994), (Roskill, 1995). 



1.2. Önemli Bor Mineralleri ve Doğada Bulunuş 

Şekilleri 

Oksijene olan yüksek afinitesinden dolayı bor 

elementi yer kabuğunda serbest halde bulunmaz. 

Doğadaki yaklaşık 150 mineralin bor elementi 

içerdiği bilinmesine rağmen, ticari açıdan 

değerlendirilen bor mineralleri tinkal, kolemanit, 

probertit, üleksit, kernit ve szaibelyite olarak sınırlı 

sayıdadır. Bu mineraller ve bunlara ait önemli 

özellikler Çizelge l'de verilmektedir. 

Ticari bor minerallerinin en önemlilerinden olan 

tinkal ya da doğal boraks dekahidrat, doğada 

genellikle renksiz ve saydam olmasına rağmen 

bünyesindeki diğer bileşenlere göre pembe veya 

sarımsı gri renkler de taşıyabilir. Sertliği 2-2,5 olup, 

dilinimi nadiren iyi, gevrek ve konkoidal kırınımlıdır. 

Monoklinal ve kristal yapısı kısa prizma şeklindedir. 

Özgül ağırlığı 1,72 olup, maden yataklarında killerle 

ara katkılı üleksit ve tinkalkonit ile birlikte bulunur. 

En önemli özelliği suda kolaylıkla çözünmesidir. 

Çizelge 1 : Ticari Önem Taşıyan Bor Mineralleri (Özkan, 1994) 

MİNERAL 

Sasolit 


Tinkal 

Kernit (Razorit) 

Kolemanit 

Üleksit 


Probertit 

Inyoit 


Hidroborasit 

Borasit 


Szaibelyite 

Datolit 


KİMYASAL FORMÜL 

B(OH), 


N a

7

0 . 2 B



7

0 , 10H


7

Na



7

0.2  B


7

0

3



 4 H

7

Ö 



2Ca0.3 820^5  H

7



Na,0.2Ca0.5 B

7

0^ 16H



2

Na



7

0.2Ca0.5 B

7

0^ 10  H


7

2Ca0.3 B



2

0} 13  H


7

CaO.MgO.3  B



7

0

s



 6  H

7



MR,B

7

OnCl 



MgB0

7

(OH) 



Ca

7

B



4

Si

7



0|

2

-2H



7

B



7

0-i % 


56.4 

36.5 


51.0 

50.8 


43.0 

49.6 


37.6 

50.5 


62.2 

41.4 


26.7 

BULUNDUĞU YERLER 

İtalya'daki volkanik sular 

Türkiye, A.B.D., G. Amerika 

A.B.D., G. Amerika 

Türkiye, A.B.D., G. Amerika 

Türkiye, A.B.D., G. Amerika 

A.B.D., Türkiye 

A.B.D., Türkiye 

B.D.T. (Rusya) 

Potas yataklarında yan ürün 

B.D.T. (Kazakistan), Çin 

B.D.T. (Kazakistan, Rusya) 

Kolemanit minerali monoklinaldir ve bir çok yatakta 

parlak kristaller halinde ve oyuklar içinde yer alır. 

Beyaz-gri ve yeşilimsi gri gibi tipik renkleri vardır. 

Sertliği 4-4,5 ve özgül ağırlığı 2,52 olup suda hemen 

hemen hiç çözünmemesine rağmen asitte çok kolay 

erir. 25 °C'de sudaki çözünürlüğü yaklaşık 0.81 

g/l'dir. 400 °C'nin üzerinde ısıtıldığı zaman 

çatırdayarak pudra halinde kavrulur (dekrepitasyon). 

Üleksit tek tek büyük kristallerden ziyade ipek gibi 

lif demetleri oluşturur. Beyaza çalan hafif şeffaf bir 

mineral olup görünüşüne uygun olarak pamuk gülü 

olarak da adlandırılır. Sertliği 2,5 ve özgül ağırlığı 

1,96'dır. Üleksit soğuk suda az, sıcak suda ve asit 

içerisinde kolayca çözünür. 25 °C'de sudaki 

çözünürlüğü 7.60 g/l"dir. Kernit monoklinal 

olmasına rağmen kristal şekli genellikle yarılma ile 

kaplanır. Yarılma iki yönde mükemmel olsa da diğer 

yönlerde bunun aksidir. Dağınık, kıymık lifler 

halinde kolayca ezilir. Doğada renksiz, saydam ve 

uzunlamasına iğne şeklinde küme kristaller halinde 

bulunur. Sertliği 2,5-3 ve özgül ağırlığı 1,91'dir. 

Soğuk suda az çözünür. 

Dünyadaki önemli borat yatakları denizsel olmayan 

kil ve kireç taşı tabakaları arasına sıkışmış evaporitler 

halinde oluşmuşlardır. Bor kaynağı bölgelerdeki 

volkanik aktiviteye bağlıdır. Yüksek oranda bor 

içeren akışkanlar volkanik kaynaklar tarafından 

yatakların bulunduğu yere taşınır ve çözünmüş halde 

bulunan bor. burada buharlaşmaya bağlı olarak 

çökelmeye başlar. Bor. burada çökeldikten sonra kil 

ve kireç taşı çökellerinin oluşturduğu bir tabakanın 

altında kalarak jeolojik ortama yerleşir. Çözünürlüğü 

225 



2. Endüstriyel Hammaddeler Sempozyumu, 16-17 Ekim 1997 İzmir Türkiye 

yüksek olan boratlar, eğer üzerleri örtülü değilse 

yüzey suları ile çok kolay çözünmüş hale gelirler. 

Bununla birlikte, jeolojik olarak tersiyer yaş 

öncesinde denizsel olmayan ortamlarda oluşan bor 

yataklarının yokluğu, örtü tabakasının çözünmeden 

korunmak için yeterli olmadığı sonucunu doğurur. 

Denizsel olmayan boratlar genellikle tinkal ve 

kolemanit gibi sodyum ve kalsiyumca zengin ve 

ticari olarak işlenen bor mineralleridir. Denizlerdeki 

buharlaşmaya bağlı olarak oluşan borat yatakları 

diğer minerallerin de işlendiği yerlerde önem kazanır. 

Permıyen yaşlı potas yatakları bazen borca 

zengindirler. 

Böyle yatakların oluştuğu denizsel bölgelerde deniz 

altındaki volkanik damarlar aracılığıyla da bor 

elementi ortama taşınmaktadır. Denizsel borat 

yataklarının en yaygın bileşeni magnezyum boratlar 

olup, szaibelyite minerali bu yataklarda ticari önem 

kazanır. 

Boratların çok yüksek çözünürlüğe sahip olmalarına 

bağlı olarak, bor elementi tuzlu bataklık 

çamurlarında da yer almaktadır. Bu çamurlar sadece 

içerdikleri bor için işletilmeseler dahi, burada yer 

alan boratlar diğer minerallerin çözelti madenciliği 

yoluyla eldesinde ara ürün olarak değerlendirilirler. 

Bor mineralleri genellikle senozoik yaşlı kuşaklarda 

oluşmaktadır. Bununla birlikte, borlu sahalarda 

volkanik kayaçlara da rastlamak mümkündür. Bu 

volkanik kayaçlar genellikle dasit ve andezitlerdir. 

Sedimanter tabaka görüntüsü veren tüf ve volkanik 

küllerden ibaret arakatlara da yer yer rastlanmaktadır. 

Bütün bu tabakaların en üstünde altere olmuş 

kalkerler bulunur. Bunların bor minerallerine 

kalsiyum verdiği ve bu suretle ramplase veya absorbe 

oldukları kabul edilmektedir. Stratigrafık bakımdan 

bor yataklarında en üstte kalker ve daha sonra sıra ile 

marn, volkanik arakatlı cevherli killer, taban 

marnları, volkanik tüfler. dasit ve andezit gelir. 

Andezitler en altta olmalarına rağmen genç 

kayaçlardır. Mevcut sedimanların sonradan altına 

girerek mineral izasyona sebep oldukları 

anlaşılmaktadır. Bor yataklarının oluşumu genel 

olarak pegmatit-pnömatolitik, ekskalatif-sedimanter 

ve sedimanter devre olmak üzere üç grupta 

incelenebilir. 

Pegmatit-pnömatolitik devrede bor içeren silikat 

mineralleri oluşmaktadır. Özellikle turmalin ve 

plutonitlerin kalkerle olan kontakt zonlarında oluşan 

aksinit ve ludwigite mineralleri bu devrede yer 

alırlar. Pnömatolitik devre bor elementi magmanın 

hafif uçucu kısımlarında büyük rol oynar. 

Ekskalatif-sedimanter devre, bor içeren sıcak su 

kaynaklarından oluşmaktadır. Plutonik hidrotermal 

ve subvolkanik devrede bor oluşumuna 

rastlanmamasına rağmen volkanik-ekskalatif safhada 

önemli miktarda bor bulunmaktadır. Çabuk uçucu ve 

yüksek buhar basınçlı ortamda bor elementi borik 

asite bağlı olarak oluşmaktadır. Volkanik 

ekskalasyonlarda meydana gelen borik asit göl suları 

içerisinden geçerken alkalilerle reaksiyona girerek 

sodyum ve kalsiyumlu boratları oluşturur. 

Sedimanter devrede oluşan bor minerallerinin ana 

kayaçları konsantrasyona uğradıkları bölgelerin 

yakınlarındaki genç volkanik kayaçlar ve asidik 

ekstrüzif kayaçlar olup, bor mineralleri bir çok 

şekilde yer değiştirmek zorunda kalmışlar, primer 

yataklarından akarsular tarafından eritilerek 

sürüklenip göl ve denizlere karışmışlardır, iklimin 

değişmesine bağlı olarak buharlaşmanın sonucunda 

çökelmiş ve boraks göllerinde toplanmışlardır 

(Lyday, 1995), (Özkan, 1994), (Özkan ve Lyday, 

1995), (Roskill, 1995). 

2. BOR MADENCİLİĞİ 

2.1. Madencilik Yöntemleri 

Doğadaki bor cevherlerinin işlenmesi, diğer 

endüstriyel hammaddelerin madenciliğinde olduğu 

gibi genellikle sığ derinliklerden, pazara yakın olan 

yataklardan ve çıkarılan mineralin kullanım alanının 

genişliğinden kaynaklanan faktörlerin teknik, 

ekonomik ve sosyal etkenler de göz önünde 

bulundurulması ile gerçekleştirilir. Günümüzde yerin 

460 m altına kadar inilerek ekonomik olarak bor 

mineralleri madenciliği yapılabilir. Çizelge 2'de 

işletilebilir borat yataklarına ait minimum 

gereksinimler gösterilmektedir. Bor minerallerinin 

işletilmesi maden yatağında bulunan yararlı 

minerallere duyulan talep ve maden yatağına 

uygulanabilecek en uygun kazı yöntemi gibi 

faktörlerin göz önünde bulundurulmasıyla 

gerçekleştirilir. Günümüzde bor madenleri genellikle 

sığ derinliklerden açık işletme yöntemleriyle 

işletilmektedirler. Ancak, A.B.D. ve Türkiye'deki 

birkaç bor madeninde kapalı işletme yöntemleri 

uygulandığı da bilinmektedir. Açık ve kapalı işletme 

yöntemlerinin yanı sıra A.B.D.'deki göl sularından ve 

çözelti madenciliği yoluyla derin bor yataklarından 

bor işletilebilmektedir. Açık işletmelerde genellikle 

delme, patlatma, gevşetme, dekapaj ve 

basamaklandırma işlemleri uygulanmaktadır. Kapalı 




Ozkan, G $., Çebı, H,, Delice, S, Doğan, hA 

işletmelerde ise bor minerallerinin yataklanmasına 

bağlı olarak geri dönümlü ilerletimli uzun ayak 

yöntemi daha yaygın olarak uygulanmaktadır (Cebi 

ve Yersel, 1994), (Lyday, 1995). (Roskill, 1995). 

Çizelge 2: Ekonomik Olarak İşletilebilir Bor Yataklarına Ait Özellikler (Özkan, 1994) 

Mineraller 

Tinkal 


Kolemanit 

Kompleks Göl Çamurları 

Üleksit 

Kapasite 

(Milyon ton) 

1.0-5.0 


0.5-2.0 

Çok büyük 

0.5-1.0 

Minimum Tenor 

(B,0, %) 

10 


15 

20 



Maksimum 

Derinlik (m) 

460 

460 


460 

460 


2 2 Cevher Hazırlama ve Zenginleştirme Yöntemleri 

Bor minerallerinin her biri için uygulanan cevher 

hazırlama ve zenginleştirme yöntemi, üretilecek bor 

ürünü için piyasada oluşan genel eğilime ve talebe 

bağlı olarak değişebilir. Bor cevherlerine uygulanan 

cevher hazırlama yöntemleri genel olarak kırma, 

öğütme, eleme ve sınıflandırma işlemlerini kapsar ve 

diğer endüstriyel ham maddeler için uygulanan 

yöntemlerle benzerlikler gösterir. Örneğin, iri kırma 

işlemleri için çeneli kırıcılar kullanılırken, ince kırma 

işlemleri için çekiçli ve şoklu kırıcılar tercih 

edilmektedir. Tüvenan bor cevherleri genellikle 

yüksek tenörlü olduğundan sadece kırma, eleme ve 

sınıflandırma işlemleri yoluyla da kolayca 

zenginleştirilebilmektedirler. 

Bor cevherleri için uygulanan en eski ve önemli 

cevher zenginleştirme yöntemi optik ayırma ya da 

eski adıyla tavuklama işlemidir. 

Tavuklarr yönteminde, tüvenan bor cevherleri 100 

mm tane boyunun altına kırıldıktan sonra 25 mm'lik 

elekte elenir ve -100 + 25 mm tane sınıfı bir bant 

üzerinden geçirilir. Bantın çevresindeki işçiler 

tarafından ayırımı yapılan faydalı bor minerali ile 

yantaş arasındaki renk, özgül ağırlık v.b. gibi 

özelliklerden faydalanılarak zenginleştirme işlemi 

gerçekleştirilir. Piyasa talebine göre tane aralığı 

rahatlıkla değiştirilebilir. Yüksek B2O3 içerikli ve iri 

taneli bor cevherleri için tavuklama ya da triyaj 

işlemi halen Türkiye'deki birçok tesiste 

uygulanmaktadır. 

Tavuklama işleminden önce 25 mm tane boyutunun 

altında kalan tüvenan bor cevherleri için kullanılan 

en yaygın yöntem aşındırarak yıkama ve boyuta göre 

sınıflandırma işlemleridir. Bu işlemler genellikle orta 

boydaki tane sınıfı için etkin olmakta, ancak taneler 

inceldikçe verim ve tenor değerlerinde istenilen 

değerlere ulaşılamamaktadır. Bor mineralleri, maden 

yataklarında genellikle killer ile birlikte 

bulunduğundan ve karmaşık tabakalı yapı gösteren 

bu yataklarda selektif madencilik yöntemleri 

uygulanamadığından, tüvenan bor cevherleri iri 

boyutta yantaşlarından kolayca arındırılmasına 

rağmen, tane boyutu inceldikçe killerin bor 

mineralleri yüzeyine daha fazla yapışması yüzünden 

aşındırarak mekanik dağıtma ve yıkama işlemi ile 

faydalı bor minerali ve yantaşları olan killer 

birbirinden ayrılabilmektedir. Ayırma işlemi için 

aktarma tamburu, spiral klasifıkatör, pervaneli 

aşındırma hücreleri ve hidrosiklon gibi cihazlar 

kullanılmaktadır. Bor mineralleri genellikle yantaşla 

benzer özgül ağırlığa sahip olmakla birlikte, eğer 

maden yatağında faydalı bor mineralinden daha hafif 

ya da ağır mineraller mevcutsa özgül ağırlık farkına 

dayalı ağır ortam zengileştirme işlemi de bu 

cevherlere uygulanabilmektedir. Jig ve ağır ortam 

tamburu gibi aygıtlar kullanan özgül ağırlık farkına 

dayalı işlemler genellikle iri tane sınıflarında verimli 

olabilmektedir. Klasik cevher hazırlama ve 

zenginleştirme yöntemleri ile çok ince tane 

boyutundaki bor cevherlerinin değerlendirilmesi pek 

mümkün olmamaktadır. Tavuklama, aşındınmlı 

yıkama ve sınıflandırma işlemlerinde çok ince tare 

boyutunda ve  B

2

0



3

 içeriği yüksek malzeme artıl 

olarak tabir edilmektedir. Tesislerin verimlerin 

büyük ölçüde düşüren bu ince taneli bor 

cevherlerinin değerlendirilmesi için flotasyon, 

elektrostatik ve manyetik ayırma yöntemlerinin 

uygulanabilirliği konusunda araştırmalara halen 

devam edilmektedir (Konuk ve Yersel, 1993), 

(Özkan. 1994), (Özkan ve Lyday, 1995), (Poslu ve 

Arslan, 1995) 

227 



2 Endüstriyel Hammaddeler Sempozyumu, 16-17 Ekim 1997 İzmir Türkiye 

2 3 Metalurjik 

Yöntemleri 

ve Kimyasal Zenginleştirme 

Bor cevherlerinin bazı sanayi kollarında rafine bor 

bileşiklerine dönüştürülmesi gerekmekte ve bu da 

metalurjik ve kimyasal işlemlerden geçirilmesini 

gerektirmektedir. Bu yöntemler genellikle ön 

metalurjik işlemler olan kalsinasyon ve kavurma ya 

da hidrometalurjik süreçler olan çözündürme, katı-

sıvı ayırımı, kristalizasyon, evaporasyon, solvent 

ekstraksiyon ve ergitme gibi işlemlerdir. 

Kolemanit cevherinden borik asit eldesinde, 

kolemanitin ısıtıldığında çatırdayarak patlaması olayı 

olan dekrepitasyon ya da kalsinasyon işlemi 

kullanılmaktadır. Konsantre kolemanitin direkt 

olarak sülfürik asitle çözündürülmesi yerine 

dekrepite edildikten sonra çözündürülmesi yoluyla 

daha verimli sonuçlar alınabilmektedir. Kolemanitin 

dekrepitasyon işlemi için genellikle 450-500 °C'lik 

sıcaklıklar kullanılmakta, kristal suyu bu yolla 

ayrışan ve toz haline gelen malzeme belli tane 

boyutunda elenerek kalsıne ürün elde edilmektedir 

Tınkal cevherlerinden rafine boraks deka ve 

pentahidrat eldesi için ise tinkalin sıcak suda kolayca 

çözünmesinden faydalanılmaktadır. Konsantre tinkal 

once yaklaşık 90-100 °C'deki sıcak su içinde 

çözündürülmekte, daha sonra kristalizatör 

aracılığıyla kontrollü soğutma yoluyla, isteğe bağlı 

olarak boraks deka yada pentahidrat elde 

edilmektedir (Konuk ve Yersel, 1993). (Lyday. 

1995), (Özkan, 1994), (Özkan ve Lyday, 1995), 

(Poslu ve Arslan, 1995). 

Thesis, 208 s., The University of Birmingham, 

Birmingham, İngiltere 

Özkan, Ş.G. ve Lyday, P.A, 1995, Physical and 

Chemical Treatment of Boron Ores, SME Annual 

Meeting, Phoneix, Arizona, A.B.D. 

Poslu, K. ve Arslan, İ.H., 1995, Dünya Bor 

Mineralleri Üretiminde Türkiye'nin Yeri, Endüstriyel 

Hammaddeler Sempozyumu, s. 33-42, izmir 

Roskill Information Ltd., 1995, The Economics of 

Boron, Londra, ingiltere 

KAYNAKLAR 

Çebı, H. ve Yersel, E., 1994, DPT VII. Beş Yıllık 

Kalkınma Planı, Özel ihtisas Alt Komisyonu, 

Endüstriyel Hammaddeler Raporu (Bor Madenleri), 

Etibank Bor Araştırma Merkezi Yayını, Sayı:14, 

izmir 


Konuk, I. ve Yersel, E., 1993, Borik Oksit, Borik 

Asit ve Boratlar, Etibank Bor Araştırma Merkezi 

Yayını. Sayı. 10, izmir 

Lyday. P.A.. 1995. Boron Annual Review, U.S 

Bureau of Mines. Washington. A.B.D. 

Özkan, Ş.G., 1994, Flotation Studies of Colemanite 



Ores from the Emet Deposits of Türkiye, Ph.D. 

228 

Yüklə 75,53 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə