234
ANALİTİK PSİKOLOJİ
Komplekslerin varlığını çağrışım yöntemiyle doğrulamak kolaydır.
Yapılacak şey şudur: deneyi yapan, bir kelime söyler, cevap verecek olan
kişi, elinden geldiği kadar çabuk, o kelimenin kendinde uyandırdığı başka
bir kelimeyi söyler. Tepki süresi ölçülür. Basit kelimelere verilecek
cevabın, «güç» kelimelere verilecek cevaptan daha çabuk yer alacağı bek
lenir. Aslında durum başkadır. Çoğu zaman basit kelimelere verilen cevap
süresi beklenmedik bir uzunluk gösterirken, güç kelimeler hemen cevap
landırılmaktadır. Daha inceden inceye yapılan araştırmalar kışkırtıcı
kelime, güçlü bir duygusal havası olan bir muhtevaya dokunduğu zaman
tepki süresi uzamaktadır. Tepki süresinin uzamasından başka burada
ayrıntısına giremeyeceğim, karakteristik başka bozukluklar yer almak
tadır. Duygusal havalı içerikler, genellike, cevap veren kimsenin
başkasının bilmesini istemediği olaylarla ilgilidir. Çoğu zaman bu yüzden
zihinde geri itilmiş acı anili olaylar, bazan da kişinin kendisinin de bilme
diği olaylar söz konusudur. Bir kışkırtıcı kelime bu çeşit bir kompleksle
karşılaştfmı, o kimse hiçbir cevap bulamaz, ya da o kadar çok şey gelir ki
aklına, hangisini söyleyeceğini bilemez, bu yüzden makine gibi kışkırtıcı
kelimeyi tekrarlar ya da sonradan hemen başka bir kelimeyi ye-rine koy
acağı bir kelimeyle cevap verir vb. Deney bittikten sonra, kişi kışkırtıcı
kelimelerin her birine verdiği cevapları hatırlamaya çalışır, ama komplek
slere bağlanan kelimelere verdiği cevaplan pek iyi hatırlayamaz. Bazı
özellikler, bağımsız kompleksin özel niteliklerini açıkça göstermektedir;
tepkisel davranışta bir bozukluğa sebep verir, cevap verme olanağını yok
eder, ya da hiç olmazsa, oransız bir gecikmeye neden olur, ya da uygun
suz bir tepki gösterir; çoğu zaman da cevabın anısını yok ettirir. Böylece
davranışı bozarak bilinçli iradeyi engeller. Komplekslerin bağımsızlığın
dan söz etmemiz bu yüzdendir. Bu deneyi bir sinir veya akıl hastasına
soracak olursanız, tepkiyi bozan, komplekslerin, psişik bozukluğun ana
muhtevasıdır aynı zamanda. Tepki anormallikleri yanında birtakım belir
tiler de kışkırtılmış olmaktadır. Kişinin, bazı kışkırtıcı kelimelere,
görünürde anlamsız, tutarsız sözlerle cevap verdiği, sanki yabancı bir
kimse tarafından söyleniyormuş gibi beklenmedik bir şekilde unuttuğu
durumlara tanıklık etlim. Bu sözler bağımsız komplekse aitti. Dış bir
uyarı bunları uyardı mı, bu bağımsız kompleksler birden zihinsel
RUHLARA İNANCIN PSİKOLOJİK TEMELLERİ
235
karışıklık, ruhsal depresyonlar, endişe halleri vb. doğurur, bazan da bir
samlar halinde belirir. Kısacası öyle bir davranıştır ki bu, spiritlere inancın
bunun güzel bir ifadesi olduğu izlenimi uyanıyor insanda.
Bu karşılaştırmayı daha da ileri götürebiliriz. Bazı kompleksler
bireysel hayattaki acılı, çetin yaşantılardan doğar. Bunlar uzun süreli
psişik yaralar açan duygusal nitelikteki yaşantılardır. Bir felaket yaşantısı
örneğin, bir insanda yüksek değerli nitelikleri yok edebilir. Bundan kişisel
nitelikteki bilinçdışı kompleksler doğar. Böyle bir durumda, bu ilkel kişi
ruhun kaybından söz eder — hakkı da vardır— çünkü psişenin bazı
bölümleri gerçekten yitmiştir. Bağımsız komplekslerin bir kısmı bu cins
kişisel yaşantılardan ileri gelmektedir. Ama bambaşka bir kaynaktan
geldiği de olur. Birincisini tanımak ne kadar kolaysa — çünkü herkesin
görebileceği dış yaşamla ilgilidir— İkincisini kavramak da o kadar güç ve
karanlıktır, çünkü daima ortak bilinçdışının içeriğine ait algılar veya
izlenimlerle ilgilidir. Genellikle bu iç algılar dış nedenlerin yardımıyla
boşuna aklileştirmeye çalışılmaktadır. Bunlar bireyin önceden hiçbir
zaman bilincine varmamış olduğu akıldışı muhtevalardır, dış bir neden
araması boşunadır. Yabancı bir spiıitin önemli olduğunu belirten kanısı
ile ilkel kavram bunu çok iyi göstermektedir. Bu iç olayların şu iki durum
da belirdiğini gözlemlemiş bulunuyorum; bir dış olay, kişiyi, o ana kadar
ki bütün yaşam kavramının yıkılmasına neden olacak derecede kışkırttı
mı; ya da herhangi bir neden yüzünden ortak bilinçdışının içerikleri, ona
bilinci etkileyecek gücü veren bir kuvvet şiddeti kazandığı zaman. Bu
durum, öyle sanıyorum ki, bir ulusun, ya da geniş bir halk topluluğunun
yaşamında toplumsal, siyasal ya da dinsel nitelikte derin bir değişiklik yer
aldığında ortaya çıkmaktadır. Bu gibi bir değişiklik, aynı zamanda
psikolojik davranışın değişikliğinin de belirtisidir. Derin tarihsel değişik
likleri sadece dış şartlara bağlamaya alışık olduğumuz doğrudur. Ama
öyle geliyor ki bana, bu dış şartlar bilinçdışında hazırlanmış, dünya ve
yaşam karşısındaki yeni davranışın sayesinde yer aldığı basit fırsatlardır.
Genel siyasal, toplumsal ve dinsel koşullar, ortak bilinçdışını şu bakımdan
etkiler; dünya konusunda üstün gelen kavramı veya yaşam karşısındaki
davranışı bastıran bütün etkenler ortakbilinçdışında yavaş yavaş toplanır
ve böylelikle içeriğini canlandırır. Bu durumda çoğu zaman güçlü bir
236
ANALİTİK PSİKOLOJİ
sevgisi olan birey, ya da birçok kimse, ortak bilinçdışındaki değişiklikleri
algılar, aktarılabilecek düşüncelere çevirirler. Derken bu düşünceler
çabuklukla yayılırlar, çünkü benzer değişimler öteki kimselerin bilinç-
dışında da yer almış bulunmaktadır. Bir yandan beliren karşı koymaya
rağmen yeni düşünceleri kabul konusunda genel bir eğilim vardır. Yeni
düşünceler sadece eskilerin düşmanlan değildir; aynı zamanda ekseri eski
davranışça pek benimsenmeyecek bir biçimde çıkarlar ortaya.
Ortak bilinç içerikleri her canlandığında, bu olay bilinç üstüne son
derece güçlü bir etkide bulunur. Daima bir karışıklık yer alır. Ortak bilinç-
dışının yeniden canlanmasının nedeni yaşamdan beklenen ve umulan
şeylerin iflası ile, bilinçdışının gerçeğin yerini alması tehlikesi büyüktür.
Marazi bir durum çıkar ortaya. Öte yandan ortak bilinçdışının harekete
getirilmesinin nedeni halkın bilinçdışındaki psikolojik süreçleriyse birey
ister istemez tehdit altında gibi duyacaktır kendini, ya da hiç olmazsa,
yönünü şaşırmış gibi olacaktır, ama bundan doğan durumda, hiç olmazsa
birey için marazi bir taraf yoktur. Yine de bütün bir halkın zihin duru
munu bir psikoza benzetebiliriz. Bilinçdışını aktarılabilecek bir dile
çevirme başarıldı mı bir kez, sonuç sağlamdır, bilinçdışındaki içgüdüsel
kuvvetler bu çevirme sayesinde bilince aktarılmakta, sonuçları ağır bir
şevk duyulabilecek yeni bir güç kaynağı olmaktadırlar.
Spiritler, ille de kötü ve tehlikeli değillerdir; düşüncelere çevrildiler
mi, iyi sonuçlar doğurabilirler.
Spiritler kaybolan adaptasyonun yerine geçen, ya da bir halk toplu
luğunda yetersiz olmuş olanın yerine yeni bir davranış koymaya çalışan
ortak bilinçdışının kompleksleridir. Spiritler böylece marazi fikirler, ya da
henüz bilinmeyen yeni düşünceler olmaktadır.
Ölülerin spiritleri şöyle biçim bulmaktadır; ölüyü ailesine bağlayan
bütün afektif bağlar, Ölümden sonra gerçek kullanılışını kaybetmektedir;
böylece hemencecik bilinçdışında kaybolmaktadır, orada bilince hiçbir
mutlu etkide bulunmayan bir ortak muhtevayı harekete getirmektedir. Bu
yüzden Batak’lar ve daha birçok ilkeller, ölür ölmez, göçüp gidenlerin
kötü bir karaktere büründüğünü ve daima şu ya da bu yoldan canlıların
kötülüğüne çalıştıklarını söylemektedirler. Bunun nedeni, herhalde
ölülere fazla bağlı kalmanın insanları yaşama daha az uygun yaptığım
Dostları ilə paylaş: |