ORTAK BİLİNCİN ARKETİPLERİ
183
özel bir yer vermek gerek. Bu konuda gerekli bilgi için
Psychology and
Alchemy (Psikoloji ve Simya),
Psychology and Religon (Psikoloji ve Din)
ve The Secret o f ihe Golden Flower (Altın Çiçeğin Gizi) adlı Richard
VVilhelm ile yayımladığımız kitaba başvurun.
Doğaüstü işlev gelişigüzel, amaçsız, hedefsiz hareket etmez, esas
insanın ortaya çıkarılmasına yöneliktir. Bir kere doğal bir süreçtir, bazı
durumlarda bireyin bilgisi veya yardımı olmadan seyrini izler, bazan
muhalefet karşısında istediğini zorla gerçekleştirir. Bu sürecin anlamı ve
amacı ta başka embriyonik tohum plazmasında gizli kişiliği her yönü ile
gerçekleştirmektedir; başlangıçtaki potansiyel tamlığın üretimi ve açığa
çıkarılmasıdır. Bilinçdışının bu uğurda kullandığı simgeler, insanlığın
tamlığı, bütünlüğü ve mükemmelliğini ifade etmek için her zaman kul
lanmış olduğu simgelerin aynıdır: bu simgeler, genelde, dörtlük ve
daireden ibarettir. Bunun için bu sürece ben individuation (bütünleşme)
süreci dedim.
Doğal individuation süreci, tedavi yöntemim için hem bir örnek hem
de bir ilke oldu benim için. Nevrotik bir bilinçli davranışın bilinçdışı
telafisi, bilinçli zihnin tekyanlılığının etkin ve sağlıklı bir biçimde düzel
tebilecek bütün unsurlarını içerir, tabii bu unsurlar bilinç düzeyine
çıkarıldığı, yani anlaşılıp bilinçle, birtakım gerçekler olarak bütünleştiği
takdirde. Pek seyrek olarak, bir düş öyle bir yoğunluk kazanır ki, yarattığı
şok bilinçli zihni yerinden oynatır. Genelde düşler, bilinç üzerinde radikal
bir etkide bulunmayacak kadar zayıftır ve anlaşılmaz. Dolayısıyla, telâfi,
bilinçdışında yeraltına iner ve etkisi olmaz. Ama gene de, hiç etkisi olmaz
değildir. Ancak, bilinçdışı muhalefetimiz tutarlı bir şekilde görmezlikten
gelinir ve bilincimizin niyetlerini karşı konmaz bir şekilde engelleyen a
razlar ve durumlar ayarlar. Tedavinin amacı demek ki düşleri ve bilinç-
dışının bütün diğer tezahürlerini elden geldiğince anlamak ve değerlendir
mektir; önce, zaman ilerledikçe daha tehlikeli bir hal alan bir bilinçdışı
muhalefetin oluşumunu önlemek, sonra da telâfinin iyileştirici etkeninden
elden geldiği kadar yararlanmaktır.
Bu işler, bir insanın tamlığa erişebilme yeteneğine, yani sağlıklı
olm a yeteneğine sahip olduğu varsayımına dayanmaktadır. Bu
varsayımda bulunmamın nedeni, şu veya bu nedenle kendi bütünlükleri
184
ANALİTİK PSİKOLOJİ
ile karşı karşıya geldiklerinde, doyamayacak ve çabucak mahvolacak
bireylerin varoluşudur. Böyle olmasa, bile, ömrünün geri kalan yanını
parçacıklar ya da kısmi kişilikler şeklinde sefilane bir şekilde geçirirler,
sösyal veya psişik parazitizm ile desteklenirler. Bu gibi kimseler başkala
rının belasıdır, ölümcül boşluklarını güzel bir dış görünüşe bürürler. Bun
ları burada incelediğimiz yöntemle tedaviye kalkışmak boşuna olur. Bu
durumda yapılacak şey, durumu idare etmeyi sürdürmektir, çünkü gerçek
hem tahammülü güç hem de yararsız olur.
Bir vaka anlattığımız gibi tedavi edildiğinde, inisyatif bilinçdışında-
dır, ancak bütün eleştiriler, seçim ve karar bilinçli zihne aittir. Karar doğru
ise ilerlemeyi işaret eden düşlerce doğrulanır; ters durumda, düzeltme, bi
linçdışı tarafından yapılır. Tedavinin seyri, bilinçle sürekli bir konuşma
şeklinde devam eder, Düşlerin doğru yorumunun son derece önemli
olduğu söylediklerimizden anlaşılacağı üzere apaçıktır. Ama kişi yoru
munun doğruluğundan nasıl emin olacaktır? Bir yorumun doğru olduğunu
gösterecek güvenilir bir ölçüt var mıdır? Bu soruya iyi ki olumlu bir yanıt
verebilecek durumdayız. Yanlış bir yorumda bulunmuşsak, ya da şu veya
bu nedenle eksik ise, bir sonraki düş durumu ayarlayacaktır. Örneğin,
daha önceki motif daha açık bir şekilde tekrarlanacaktır, ya da yorumu
muz, alaycı bir dolaylı ifade ile sadede getirilir veya doğrudan muhalefet
le karşılaşılır. Tutun ki, bu yorumlarda isabetsiz prosedürümüzün genelde
tam bir sonuç elde edememiş olması, fuzuliliği, girişimin soğukluğunu,
kısırlığını ve boşluğunu belirtir: böylece doktor ile hasta ya sıkıntı ya da
kuşku içinde boğulur. Doğru yorum hayata can katarsa, yanlış yorum
insanı çıkmaza, direnmeye, şüpheye, karşılıklı kısırlaşmaya iter. Eskimiş
geçmiş hayallere ya da çocuksu taleplere inatla sarılmada görülebileceği
gibi, hastanın direnmesi sonucu tıkanmalar olabilir. Bazan hekim gerekli
anlayıştan yoksundur, bir keresinde başıma gelmişti, pek zeki bir hastam
vardı, bir kadın hasta, türlü nedenlerden bana antika biri gibi görünmüştü.
İyi bir başlangıçtan sonra, düşlerini yorumlamamda yürümeyen bir şeyin
farkına vardım. Yanılgımın kaynağını bulamadığım için, kuşkularımı bir
yana bırakmaya karar verdim. Seanslarımız esnasında, konuşmalarımızın
gittikçe tatsızlaştığını farkettim; boşunalığı açıktı. Sonunda hastama
açılmaya karar verdim. O da bunun farkında gibiydi. Ertesi gece şu düşü
ORTAK BİLİNCİN ARKETİPLER!
185
gördüm:
«Akşam güneşinin aydınlattığı bir vadiden geçen bir köy yolun
da yürüyordum. Sağımda, dik bir tepenin doruğunda bir şato vardı, en
Iepedeki kulenin üzerinde, bir tür korkuluk üstünde bir kadın oturmuştu.
Onu iyi görebilmem için boynumu iyice geriye kanırmam gerekti, öyle ki
sonunda boynum çıt etti.» Düşümde bile kadının hastam olduğunu
tanımıştım.
Bundan şunu çıkardım, düşte bu denli yükseğe bakmam gerektiğine
göre, gerçekte hastamı herhalde çok horgörmüştüm. Kendisine yorumu
ile birlikte düşümü anlattığımda, durum birdenbire değişmişti, tedavi de
dörtnala ayağa kalkmıştı. Çok pahalıya mal olsa dahi bu çeşit yaşantılar,
düşün telâfi mekanizmasının güvenilirliğine sarsılmaz bir inanca götür
mektedir.
Bütün bu tedavi yönteminde söz konusu edilen sayısız sorunlara son
on yılki emeğimi ve araştırmamı hasrettim. Analitik psikolojinin şimdiki
durumunun ancak genel görünümü üzerinde duracağım, alabildiğine dal
budak salmış bilimsel, felsefî ve dini ayrıntılı tartışmalara girmeyeceğim.
Bunun için okuru yukarda adı geçen yapıtlara göndermem gerekir.