124
D
Ü Ş Ü N C E
D
Ü N Y A S I N D A
T
Ü R K İ Z
«Tatar-Başkurt Cumhuriyeti» kurma projesinde aktif
rol aldı.
Ekim İhtilali onu Marksist tarihçi olarak
hazırladı. Lenin hakkında İş,
Kızıl Armiya gibi
gazetelerde çok sayıda makale yazdı ve Lenin’in bazı
eser ve makalelerinin Tatarcaya çevrilmesini organize
etti. Komünist Partisine bağlı olarak oluşturulan parti
tarihi bölümünü kurdu. 1922 yılında
Puti Revolyutsii
(Devrim Yolu) dergisini çıkarmaya başladı.
1924 yılının Şubat ayında Moskova’da toplanan
Tatar-Başkurt Öğretmenler Kurultayı’na katıldı. Bu
toplantıda milli mekteplerin geliştirilmesi, eğitimin
ıslah edilmesi ve yeni programların hazırlanması
meseleleri üzerinde çalıştı. 1925-1927 yılları arasında Tataristan Cumhuriyeti Eğitim
Bakanlığında görev yaptı.
İbrahimov, 1926’da Bakü’de düzenlenen Türkoloji Kurultayı’na Tataristan
delegelerinin başkanı olarak katıldı. Kurultayın en önemli tartışma konularından olan
Türk/Müslümanların alfabelerini değiştirerek Latin alfabesine geçmeleri fikrine şiddetle
muhalefet etti. O, Türk/Müslümanların alfabe değiştirmelerini, Rus harflerine geçişin bir
basamağı olarak görüyor ve “
Bizde Rusçuluk hareketi güçlü olacak, bizdeki Latin meselesi Rus
elifbasına girmeye bir basamak, bir hazırlık olacaktır. Biz ilmi, tekniği yukarı olan Rus medeniyeti
denizinde yaşıyoruz, bizde şimdi de Rusçuluk taraftarları çok, onlar da Rus harflerine geçme
taraftarıdırlar.” diyerek bu fikre şiddetle karşı geliyordu.
Mart 1927’de verem hastalığı nedeniyle tedavi için Kırım’a gitti ve 1927-1938 yılları
arasında Kırım ve Yalta’da yaşamaya mecbur kaldı. Ağır hasta olmasına rağmen 1938
yılında tutuklanarak Kazan’a getirildi ve hapishane revirinde vefat etti.
Alimcan İbrahimov’un 1927’de yazdığı “
Tatar Medeniyeti Nindi Yol Bilen Baraçak?”
adlı küçük
risalesi, milliyetçi ve Rus karşıtı izler taşımaktadır. Bazı eserlerde, bu küçük
risalenin onun sonunu hazırladığı belirtilse de Stalin terörünün hemen hemen bütün
Tatar aydınlarını çeşitli zamanlarda yok ettiği hatıra getirilirse, Alimcan’ın da planın bir
parçası olarak sonunun hazırlandığı fikri daha akla yatkındır (Abdullah Battal Taymas
onun Arap alfabesini savunması neticesinde gözden düştüğünü belirtmektedir). Diğer
Tatar aydınları gibi o da, Tatarların millî bağımsızlığına önem vermek, devrim öncesi
Tatar kültürünü yüceltmek, Tatar aydınlarının rolünü aşırı abartmak, solculara saldırmak-
sağcıları görmezden gelmek, Rus komünistlerini Çarlık jandarmasıyla kıyaslamak gibi
suçlardan mahkûm edilmişti.
Stalin’in ölümünden (1953) sonra SSCB halkları üzerindeki baskının biraz
hafiflemesi neticesinde, Alimcan İbrahimov aklandı (1954). Eserleri ve yaşamı bu
tarihten itibaren ele alınmaya başlandı. Eserleri Rusça, Tatarca, Kazakça, Özbekçe gibi
Alimcan
İbrahimov’un
1927’de yazdığı
“Tatar Medeniyeti
Nindi Yol Bilen
Baraçak?” adlı
küçük risalesi,
milliyetçi ve
Rus karşıtı izler
taşımaktadır.