D ü Ş Ü n c e d ü n ya s I n da



Yüklə 1,74 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə23/113
tarix22.07.2018
ölçüsü1,74 Mb.
#58351
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   113

53
S
İ Y A S E T   V E  
K
Ü L T Ü R  
D
E R G İ S İ
“Ben sevdiğim mermer sineli yârin,
Diyorlar koynunda yabancı el var.
Bakıp ufuklara, uzak yollara 
Ağlıyormuş mavi gözler akşamlar.
Ah, ey solgun yüzlü, İstanbul
Mavi gözlerin pek baygın İstanbul”
Gence’li bir gencin bu muhteşem şiiri yazabilmesi için yüreğinin İstanbul’da 
atması ve Türklüğü dalları yeryüzüne yayılmış ulu bir çınar olarak tasavvur etmesi 
gerektir.
Kazan ve Kuzey Türklüğünün 20. Yüzyıl Türk Aydınlanmasına Katkıları
Kazan ve Kuzey Türklüğü Türk milletinin aydınlanma ve ortak bir gelecek 
inşa  etme  ülküsünün  yeşerdiği  20.  yüzyıldaki  mücadelesine  büyük  destek 
vermişlerdir. Belki o tarihlere kadar hiç görülmediği şekilde Kuzey ve Batı Türklüğü 
birbirlerini takip etmeye, araştırmaya, anlamaya ve yakınlaşmaya çalışmışlardır. İki 
kesim için de zor bir dönemdir zira. Kuzey Türkeli tamamen işgal altında ve dinini, 
kültürünü kaybetme tehlikesiyle yüz yüzedir. Türkistan cılız bazı direnişlere karşın 
parçalanmıştır ve büyük kısmı Rus işgali altındadır. Son bağımsız Türk kalesi olan 
Osmanlı da yolun sonuna gelmiştir. Böylesi bir ortamda fikri olarak Türk Birliği ve 
kardeşliği belki daha önce hiç olmadığı kadar aydınlar tarafından açık ve yüksek 
sesle ifade ediliyordu.
Elinizdeki eserde Kuzey Türklüğü ile ilgili ayrıntılı bilgiler veren yazılardan 
da görüldüğü üzere özellikle Kazan, Türk aydınlanmasında büyük ve önemli bir 
yere sahiptir. Bugün bile başucu eserlerden olan “Üç Tarz-ı Siyaset” kitabının yazarı 
Yusuf Akçura  bu  eserini  Kazan  yakınlarındaki  köyünde  kaleme  almış  ve  oradan 
Mısır-Kahire’de  bulunan  Ali  Kemal’in  çıkardığı  “Türk”  gazetesine  göndermiştir. 
Akçura  (2005)    hatıralarını  anlatırken  Rusya’da  bulunduğu  çocukluk  yıllarında 
İstanbul  hakkında  menfi  şeyler  söylendiğinde  nasıl  üzüldüğünü  anlatır.  Paris’te 
aldığı üniversite eğitimi dışında hayatı merkez İstanbul olmak üzere Tataristan ve 
Kırım  arasında  geçer.  Bu  çalışmada  da  sıkça  alıntı  yapılan  “Türkçülüğün  Tarihi” 
kitabı yine dönemini anlatan önemli eserlerden bir tanesidir. Ayrıca Ziya Gökalp 
ile karşılaştırıldığında Türkçülüğün “din vurgusu görece daha az olan” kanadını 
temsil ettiği de söylenebilir.
Başkurdistanlı Zeki Velidi Togan yine Kuzey Türklüğünün Türk Aydınlanma-
sına hediye ettiği bir büyük şahsiyettir. Bilim ile aksiyonu kişiliğinde buluşturabilen 
nadir şahsiyetlerdendir. Türkiye’de “Tarih biliminin ve Türkiyat’ın kurucusudur” 
dense  yeridir.  Tarih  metodolojisi  ve  Türk  Tarihine  ilişkin  eserleri  bugün  bile 
aşılabilmiş  değildir.  Dahası,  zamanının  bütün  siyasi  gelişmelerinin  merkezinde 
olmuş bir eylem adamıdır aynı zamanda. Birçok Avrupa ülkesi, Türkistan, Petersburg 
ve  nihayet  İstanbul’a  düşen  yolunda  hep  ilim  ve  siyaset  vardır.  Özellikle  Sovyet 
Devrimi sonrası Başkurdistan’ın bağımsızlık mücadelesi; ardından Türkistan’daki 


54
D
Ü Ş Ü N C E  
D
Ü N Y A S I N D A  
T
Ü R K İ Z
“Basmacı  Hareketi”  tamamen  içerisinde  olduğu  siyasi  gelişmelerdir.  Basmacı 
Hareketi’nin yürütülmesinde Enver Paşa ile ters düşer. Enver Paşa’nın şahadetinin 
ardından Türkistan Bağımsızlık Hareketi güç kaybeder. Yerel ve birbirinden kopuk 
hareketler zaman zaman alevlense de özellikle Stalin ile birlikte çaresiz çırpınışlara 
dönüşürler ve en nihayet boğulurlar. Bu durumu yakından takip eden Türkiye’deki 
bilim çevreleri Zeki Velidi’yi Türkiye’ye davet ederler. Sovyetlerde mücadele şansı 
kalmadığını anlayan Velidi’nin yolu İstanbul’a düşer ve ilmi ve siyasi mücadelesine 
Türkiye’de  devam  eder.  Türk  Tarihine  dair  görüşleri,  1930’ların  başında  resmi 
görüşe dönüşen “Eti-Hitit” merkezli yorumlarla çelişir. Türklerin Asyatik bağlarını 
önceleyen  tezlerinde  ısrar  edince  de  gözden  düşer.  Zamanın  Millî  Eğitim  Bakanı 
dahil  resmi  çevrelerin  eleştirileri  karşısında  başta  Nihal  Atsız  olmak  üzere  kimi 
Türkçüler, Togan’ın yanında yer alır. İş nihayetinde 1944’teki Turancılık Davası’ndan 
yargılanıp 10 yıl ceza almasına kadar gider. Türkçülerin kurulmasında büyük emek 
verdikleri Türkiye Cumhuriyeti artık Türkçüleri idama mahkûm eden bir anlayış 
tarafından yönetilmeye başlanmıştır. Bu tarihin bir cilvesi olsa gerektir…
 Kuzey Türklüğü denince akla gelen kişilerden bir tanesi de Sadi Maksudi 
Arsal’dır. Zeki Velidi ile birçok açıdan örtüşen bir hayat hikâyesine sahiptirler. Sadri 
Maksudi,  Gaspıralı’yı  “manevi  babası”  olarak  bilir.  Eğitiminin  biçimlenmesinde 
ve  yürütülmesinde  etkili  olan  abisi  Ahmet  Hadi  o  dönem  Kazan’ın  en  ünlü 
kurumlarından  olan  “Allamiye  Medresesi”nde  müderristi  ve  aynı  zamanda 
Gaspıralı’nın  açtığı  yoldan  ilerleyen  bir  Ceditçi  idi.  Bu  etki  nihayet  Sadri 
Maksudi’nin  yolunu  Bahçesaray’a  ve  Zincirli  Medrese’ye  düşürecektir.  Gaspıralı 
Sadri Maksudi’ye İstanbul’a uğrayıp oradan eğitim için Paris’e geçmesini önerir. Bu 
arada zaten Rusça ve Osmanlıcayı öğrenmiştir. Fransa’ya gidince Hukuk ve Edebiyat 
eğitimi de alır. Rusya’ya dönünce siyasete girer. Meclise seçilir ve idari görev alır. 
İyi bir konuşmacıdır. Tolstoy hayranıdır aynı zamanda ve Tolstoy’u ziyaret ederek 
sohbet  eder.  Tolstoy  kendisinden  “Akıllı  Tatar  Çocuğu”  olarak  söz  eder.  1924’te 
Atatürk’ün daveti ile Türkiye’ye gelir (Akçura 2008). Ankara Hukuk Fakültesinin 
kurucu hocalarındandır. İstanbul Hukuk Fakültesinde de görev yapmıştır. Türk Dil 
Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun kurulmasında etkili görevler üstlenir. Siyasete 
ilgi duyar. Türkiye’de de birkaç dönem milletvekili seçilir. En son 1950’de Demokrat 
Parti’den Ankara milletvekili seçilir. Hukuk, Hukuk Tarihi, Türk Tarihi ve Türk Dili 
üzerine  önemli  eserleri  vardır. Ancak  “Milliyet  Duygusunun  Sosyolojik  Esasları” 
eseri milliyetçi camianın başyapıtlarından kabul edilir.    
Kuzey  Türklüğü  söz  konusu  olduğunda  gizli  bir  kahramandan  daha  söz 
etmek gerekir: Musa Carullah. Ömrü arayışlarla geçen; Turan ve İslam coğrafyasında 
nerede  bir  ışık  görse  oraya  koşup  giden;  İslam  dünyasının  aydınlanabilmesi  için 
“eğitim, toplumsal hayatın düzenlenmesi ve özellikle kadınının cemiyetteki yerinin 
belirlenmesi”  konularında  keskin  görüşleri  olan  bir  aydındır.  Cemalettin  Afgani 


Yüklə 1,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   113




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə