80
Dyer ve diğerleri (1990), 229 DS’lu çocuk üzerinde yaptıkları
kapsamlı çalışmada; hipotoninin, kas ve eklemlerdeki sensori
yapılardan gelen proprioseptif geri bildirim üzerinde yıkıcı
etkileri olduğunu iddia etmişlerdir. Propriosepsiyon, müsküloskeletal
sistemden (kaslar, tendonlar, kapsüller, bağlar, eklemler)
kaynaklanan bilgidir ve bununla bilinçli bir postür ve hareket imajı
oluşturulur; böylece kontrol edilir (Bernards&Bouman, 1976). Bu
nedenle, DS’lu çocuklardaki hipotoni, postür ve hareketle ilgili bilgiyi
etkileyebilir; ko-kontraksiyon ve postüral reaksiyonların uygunluğu
üzerinde negatif etkileri olabilir. DS’lu 30 çocuğu engelli olmayan
çocuklarla karşılaştırmaya dayanan çalışmada, Parker ve James
(1985) DS’lu çocuk grubunda, ortalama olarak daha fazla eklem
mobilitesi olduğunu; hem çalışma grubu hem de kontrol grubunun
artan yaşla birlikte mobilitesinin azaldığını göstermişlerdir. Her iki
grupta da, eklemlerdeki dokunun olgunlaşmasındaki biyolojik
süreçte esaslı bir farklılık olmadığı sonucuna varmışlardır. Ancak,
paternde değişiklik vardır. Engelli olmayan çocuklar artan yaşla
birlikte mobilitede tutarlı bir düşüş gösterirken, DS’lu çocuklar
özellikle 5 ila 10 yaşları arasında daha fazla düşüş göstermişlerdir.
Parker ve James bunu (1985) tonusun azalmasına bağlarlar.
Livingstone ve Hirst (1986) DS’lu çocukların sıklıkla bir ya da daha
fazla hipermobil ekleme sahip olduğunu rapor etmişlerdir ama
eklemlerin gevşekliği ile ilgili kapsayıcı bir soru bulunmamaktadır.
Parker ve James gibi (1985), onlar da, müsküler hipotoni ile bir ilişki
olmasının daha muhtemel olduğunu düşünmüşlerdir. Artmış eklem
mobilitesi postüral kontrole negatif anlamda katkıda bulunabilir.
Ko-kontraksiyonun yetersizliği ile birlikte, bu eklemlerin stabilitesini
etkileyebilir. Eklem algılayıcılarından gelen proprioseptif bilginin
etkilenmesi olasıdır. Bununla birlikte postür ve haraket kaydını
etkilemesi de mümkündür.
Literatür, DS’lu çocukların motor problemlerine yönelik kapsamlı
araştırmalar göstermektedir. Engelbert&Lauteslager (2000) DS’lu
çocukların bozukluğa özgü motor gelişim profilleri olduğu
sonucuna varmışlardır. Motor becerileri göreceli olarak yavaş
gelişmekte ve motor beceri aşamalarını kazanmakta da geç
kalmaktadırlar (Cunningham, 1982). Ancak, motor bozukluğun
4.3.4 Hipotoni, eklem hareketliliği ve
propriosepsiyon
4.3.5 Sentez
81
zihinsel olandan göreceli olarak daha büyük olduğu ortaya
çıkmaktadır (Carr, 1970). Engelsiz çocuklarla karşılaştırıldıklarında,
motor becerilerin elde edilmesi sırasında da farklılık saptanmıştır
(Dyer ve diğerleri, 1990). Başka şekilde zihinsel özrü olan insanlarla
karşılaştırıldıklarında spesifik motor problemleri vardır
(Connolly&Michael,1986). Sonuç olarak engelsiz çocuklarda
gözlenmeyen, spesifik postüral ve hareket paternleri
tanımlanmaktadır. (Lauteslager, 1995). Literatür, DS’lu çocukların
motor davranışlarının gelişiminde meydana gelen iki ana problem
olduğunu gösterir. Bir tarafta yer çekiminin kuvvetine karşı postür
geliştirme ve adapte etmede ortaya çıkan problemler; diğer tarafta
ise hareketin kalitatif öğelerinin gelişiminin eksikliği vardır. Buna
örnek olarak denge, rotasyon, lateral fleksiyon ve ekstansiyon gibi
gövde kontrolünün şekilleri verilebilir. Motor problemler, “postüral
kontrol sistemindeki bozukluklar” olarak tanımlanabilir. Postüral
kontrolün denetimi vücudun, motor davranış sırasındaki postürünü
korumasına ve adapte etmesine izin veren, kendi işlemlerinin
koordinasyonu olarak tanımlanabilir. Her bir çocuğun azalmış
postüral tonusu bulunur. Bunun sonucunda da ko-kontraksiyonların
ve denge reaksiyonlarının yeterliliği negatif şekilde etkilenir. Bunlar
da postür ve hareket üzerinde kusurlu proprioseptif geri besleme ve
artmış eklem mobilitesiyle bağlantılıdır.
Birincil
- azalmış postüral tonus
İkincil
- ko-kontraksiyonların yetersizliği
- denge reaksiyonlarının yetersizliği
- azalmış propriyosepsiyon
- eklemlerde atmış mobilite
Sonuçları
- postür ve hareket pozisyonlarını temin etme ve
korumada problemler
- motor becerinin kalitatif şekillerinin gelişiminde
yetersizlik
- yetersiz uygun motor beceri
Tablo 4.2. Postüral kontrol sisteminde bozukluklar.
Bu, koşullu biçimde tüm reaksiyonların temelind nöroanatomik ve
nörofizyolojik sistemlerle kombinasyon içindedir. Motor
wproblemlerin gelişimsel bir perspektife yerleştirilmesi gerekir. Tek
bir motor evrede görülen problemler tek başlarına durmazlar ama
82
bir önceki evrelerde gelişirler ve motor gelişimin ileri evrelerinde
de sonuçları olur. Bu bağlamda, postür ve hareketin stabilize
edilmesinde meydana gelen problemler; statik ve simetrik
motor beceriye, telafi hareketlerine ve böylece gövde rotasyonu
ve denge gibi kalitatif motor öğelerin bozuk gelişimine yol açar.
Örneğin yüzüstü pozisyondaki ekstansiyon gelişiminin yokluğu,
gövde ve kalçaların oturma ve ayakta durma pozisyonlarındaki
ekstansiyon becerisini etkileyecektir.
DS’lu çocuğun postüral kontrolü zaman içinde arttığından, postür
kontrolü becerisi de artar. Ancak postür kontrol
becerisi, başlangıçta yeterli bir postür meydana getirip onu
stabilize etmesi için yeterli değildir. Ama, çocuk belli motor
becerilerin gelişimi için hazırdır ve şimdilik motor
becerilerine, elverişli telafi mekanizmalarını entegre eder. Bu
motor gelişim büyük ölçüde DS’lu çocuklara özgü bir yapıya
sahiptir. Örneğin karakteristik özelliklerinden biri de, DS’lu çocuğun
motor davranışın rotasında kullandığı postüral destektir. Örnek
vermek gerekirse; oturuş sırasında gövdenin postürü ellerle
desteklenir, ve emekleme sırasında çocuk bacaklarını kaldırmak
yerine yerde kaydırır. Asimetrik motor aktiviteler simetrik motor
davranış gerektirdiğinden, daha yeterli postüral kontrol sistemi
gerektirir. DS’lu çocuklar postüral kontroldeki bozukluklarını
simetrik motor aktivitelerle telafi ederler. Tanımlamak gerekirse;
denge reaksiyonları asimetrik hareketler gerektirir (lateral gövde
fleksiyonu ve gövdenin rotasyonu). DS’lu çocuğun denge tepkileri
yetersizdir ve uygun olmayan şekilde gelişir. Çocuk, bunu postürü
destekleyen yüzeyi genişleterek ve bu genişletilmiş alanda hareket
ederek telafi eder. Örneğin, bacakları iyice açılmış şekilde oturur
ve gövdeyi bu genişletilmiş destekleme yüzeyinin dışına hareket
ettirmez. Bunun motor davranışın dinamikleri üzerinde negatif
etkileri vardır. Hareket edebilme yeteneği ve hareketin çeşitliliği,
yeterli postüral kontrol gerektirir. DS’lu çocuğun postüral kontrol
seviyesi yetersizdir. Motor davranışı statik ve tekdüze şekilde
gelişir.
Dostları ilə paylaş: |