Dr. Emeran Mayer Beyin-Bağırsak



Yüklə 5,78 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə47/173
tarix11.12.2023
ölçüsü5,78 Mb.
#148344
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   173
Emeran Mayer - Beyin-Bağırsak Bağlantısı - Paloma Yay cs

niruha bastiyi
yaygın bir 
şekilde kullanıyorlardı. Doğu Asya’da, Çinli ve Koreli şifacılar da kirli 
bir bağırsağın tehlikelerinden dolayı endişe duymaktaydılar. Yüksek 
kolesterol, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, alerjiler ve kanser 
gibi sayısız soruna neden olabileceğini düşündükleri “iç rutubet” tehli­
kesini düzeltmek için, lavmanı ve kolonik irigasyonu [kalın bağırsağın 
içini suyla yıkamayı] önermekteydiler.
Batı tıbbının kurucularının otointoksikasyonun vücudu nasıl etki­
lediğine dair başka fikirleri vardı, ancak onlar da bunun kesinlikle iyi 
olmadığını kabul etmekteydi. Hipokrat Yeminine adını veren Antik 
Yunanistan’ın ünlü hekimi Hipokrat, ateşi ve diğer bedensel rahatsızlıkları 
tedavietmekamacıyla lavman kullanımını önermekteydi. Hipokrat, tüm 
hastalıkların bağırsaklardan başladığına ilişkin ifadelerin sahibi olarak 
da biliniyor. Eski Yunanlar, Mısırlıların içimizde çürüyen gıdaların has-


MİKROP SOHBETİ: BAĞIRSAK-BEYIN DİYALOGUNUN TEMEL BİLEŞENİ 89
talik yaratan toksinlere yol açtığı fikrini benimsemişlerdi. Sağlığı koru­
mak için dengelenmesi gereken dört sıvı salgı fikrini de ortaya çıkaran 
bu antik Mısır düşüncesi, Ortaçağ boyunca geçerliliğini sürdürmüştür.
Neden insanlar bağırsaklarımızın derinliklerinde pusu kurmuş teh­
likelerle ilgili olarak bunca uzun zamandır takıntılı davranmaktalar? 
Klinikte gördüğüm farklı etnik geçmişe, eğitim düzeyine ve sosyoe­
konomik yapıya sahip pek çok hasta da bu fikre kuvvetle inanmakta. 
Mide-bağırsak kanallarındaki bazı müphem ve büyük ölçüde bilimsel 
geçerliliği olmayan süreçlerin kendilerinde çeşitli sindirim problemle­
rine ve sağlıkla ilgili başka sorunlara yol açtığını düşünmekteler. Yıllar 
geçtikçe, bu tür kuşku duyulan süreçler arasına bağırsaklardaki Candida 
maya enfeksiyonları, alerjiler ve her çeşit diyet bileşenlerine karşı aşırı 
duyarlılık, “sızıntılı” bağırsak durumu ile son zamanlarda sıkça konuşu­
lan bağırsak mikrobiyotasının dengesizliği de katıldı. Bu kişilerin çoğu 
yukarıda sayılan şüpheli rahatsızlıklarla mücadele etmek için yüksek 
oranda kısıtlayıcı diyetler, gıda takviyeleri ve hatta antibiyotikler gibi ge­
nellikle pahalı, sıkıcı ve külfetli rutinleri uygulamaya başlarlar. Sindirim 
problemlerinde hiçbir azalma olmadığından yakınarak hâlâ kliniğime 
geldikleri için, denedikleri tedavilerin gerçekten iyi sonuç verip vermedi­
ğini yada sadece hastaların endişelerini mi giderdiğini merak ediyorum.
İnsanlar, denetimlerinin dışında gelişen sağlık tehditlerine karşı kor­
ku ve endişelerini azaltmak için bilimsellikten uzak her türlü açıklama 
ve ritüele sarılmışlardır. Özellikle meyve suları ve temiz bir bağırsak 
hedefleyen özel diyetler gibi diyetle temizlenme ritüelleri, kendi içlerin­
de çelişki oluştursa da hâlen revaçtadır. Günümüzde, bu temel kaygılar, 
popüler yazarların yediklerimizin içinde bulunan tehlikeler hakkında 
popüler yayınlarda yer alan her gün değişen iddialarının yer aldığı bit­
mek tükenmek bilmeyen hikâyeleri ile çarpıcı bir şekilde artmakta. Öte 
yandan bilimsel araştırmalardan, bağırsaklarımızdaki mikropların ve 
bunların üretebilecekleri birçok maddenin yarattığı korkuda gerçeklik


90 BEYİN-BAĞIRSAK BAĞLANTISI
payı olduğunu da biliyoruz. Tıpkı insan toplumunda bulunan suçlular
dolandırıcılar ve bilgisayar korsanları gibi mikroskopik dünyada da oyunu 
kuralına göre oynamayan kötü mikroplar var. Bu geçici mikroorganiz­
maların bazıları, özellikle de parazitler ve virüslerin, kendi gündemleri 
(genellikle üreme ile ilgili) vardır ve bunları yerine getirmek için sağlı 
ğımızı yok sayabilir, hatta sabote edebilirler. Kendi bencil yararları için 
duygusal işletim programlarını kullanmak amacıyla en gelişmiş bilgisayar 
sistemimiz olan beynimizi hack’lemeyi öğrenmişlerdir.
Bu mikropların ne kadar karmaşık bir yapıya sahip olabileceğini 
göstermek için, yaklaşık 15 yılönce San Francisco’daki bir psikiyatri 
toplantısında duyduğum muhteşem bir hikâyeyi paylaşmak isterim. 
Kronik stresin beynimiz üzerindeki olumsuz etkileri konusunda önde 
gelen uzmanlardan biri olan Robert Sapolsky, o toplantıda 

Yüklə 5,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   173




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə