olabilir. Kendilerinden sayıca çok daha fazla olsa da (sadece bağırsakları
nızda bulunan mikropların sayısı yeryüzündeki insan sayısından 100.000
kat daha fazladır) insanlar bu gözle görülmeyen mikroorganizmaların
varlığından yaklaşık 300 yıl ön ce HollandalI bilim insanı Antonie van
Leeuvvenhoek’un mikroskop üzerinde önemli iyileştirmeler yaptığında
haberdar olabilmiştir. Leeuvvenhoek, dikkatle baktığında dişlerin üze
rinde canlı mikroorganizmaları gözlem lem iş ve bunlara “mikroskobik
hayvan” anlamına gelen “
animalcule
” adını vermiştir.
Bu mikroorganizmaları tanımlama ve özelliklerini belirleme beceri
mizdeki çarpıcı teknolojik değişiklikler, o zamandan beri süregelmiş ve
bu ilerlemenin büyük kısmı son on yılda gerçekleşmiştir. Bu olağanüstü
ilerlemede İnsan Mikrobiyomu Projesi (The Human Microbiome Project)
önemli bir rol oynamıştır. Bu proje, biz insanlarla birlikte yaşayan mik
roorganizmaların tespit edilmesi ve özelliklerinin saptanması amacı ile
ABD National Health Institute (Ulusal Sağlık Enstitüsü) Ekim 2007’de
başlattığı bir girişimdir. Proje, genetik ve metabolik tabiatımızın mik-
robiyal bileşenlerini ve bunların normal fizyolojim ize ve hastalıklara
yatkınlığımıza nasıl katkıda bulunduklarını anlamak için tasarlanmıştır.
Geçtiğimiz on yıl boyunca, bağırsak mikrobiyomu konusu hemen her
tıp uzmanlığına, hatta psikiyatri ve cerrahi gibi çok farklı alanlara dahi
yayıldı. Görünm eyen m ikrop toplulukları bitkiler, hayvanlar, toprak,
derin denizlerdeki volkan ağızları ve üst atmosfer de dâhil olmak üzere
dünyamızda her yerdedir, bu nedenle okyanuslarda, toprakta ve orman
ZİHİN BEDEN BAĞLANTISI GERÇEKTİR 23
larda yaşayan mikropları araştıran bilim insanları da mikroorganizmalar
dünyasının büyüsünden nasibini alır. Beyaz Saray bile mikropların dünya
iklimini, besin arzını ve insan sağlığını nasıl etkilediklerinin keşfedil
mesi için 2015 yılında ülkenin dört bir yanından bilim insanlarını bir
araya getirerek bu konuya katıldı. Bu kitap yazılırken, Başkan Obama,
insan beyni ile ilgili çalışmalara milyarlarca dolar yatırımın yapıldığı
2014 yılı Beyin Girişimine benzeyen ulusal bir Mikrobiyom Girişimi’ni
başlatmayı planlamaktaydı.
Mikrobiyotamızdan elde ettiğimiz yararlar, biz insanlar için sağlık
açısından derin sonuçlar doğurur. Dökümü en iyi yapılmış faydalardan
bazıları, bağırsaklarımızın kendiliğinden halledemeyeceği gıda bileşen
lerinin sindirimine, vücudumuzun metabolizmasının düzenlenmesine,
gıdalar ile aldığımız tehlikeli kimyasalların işlenmesine ve detoksifi-
kasyonuna (zehirsizleştirilmesine), bağışıklık sisteminin eğitilmesine
ve düzenlenmesine yardımcı olmasıdır. Sahip olduğumuz mikrobiyota
ayrıca tehlikeli patojenlerin istilasını ve çoğalmasını önlemede de yar
dımcı olur. Öte yandan, bağırsak mikrobiyomunda (bağırsak mikro-
biyotası ile bunların ortak genleri ve genomları) oluşan bozukluklar ve
değişiklikler, inflamatuar bağırsak hastalığı, antibiyotik bağlantılı ishal
ve astım gibi çok çeşitli hastalıklarla ilişkili olup, bunlar otizm spektrum
bozukluğunda ve Parkinson hastalığı gibi nörodejeneratif beyin hasta
lıklarında bile rol oynuyor olabilirler.
24
BEYİN-BAĞIRSAK BAĞLANTISI
NÖROGELİŞİMSEL
NÖRODEJENERATİF
HASTALIKLAR
HASTALIKLAR
SEKİL 2. BAĞIRSAKLARDAKİ MİKROPLARIN ÇEŞİTLİLİĞİ VE BEYİN
HASTALIKLARINA YATKINLIK
Bağırsaklarda bulunan mikropların çeşitliliği ve sayısı kişinin
Dostları ilə paylaş: |