Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
398
tasarımlanmış olduğundan yola çıkılarak itirazlar getirilince;
bu iddia, Evrim Teorisi’nin canlıları sadece doğa içinde kala-
rak açıklayabileceği ile savuşturulmaya çalışılmaktadır; sanki
ateist bir Evrim Teorisi anlayışının kesinliğiyle ilgili iddialar
natüralist önkabulden bağımsız temellendirilebilirmiş gibi! Bu
kısır döngülü mantık üç maddede şöyle gösterilebilir:
1- Ateist bir Evrim Teorisi ile canlıların doğa içinde kalı-
narak açıklanabilmesi natüralizmin doğru bir felsefe olması-
nın birçok şartından biridir.
2- Ancak natüralizmi bir önkabul olarak aldığımızda ateist
bir Evrim Teorisi anlayışının doğru olduğu anlaşılmaktadır.
3- Ateist bir Evrim Teorisi anlayışı sayesinde doğruluğu
belli olan (1. maddeye göre) natüralizm sayesinde ateist bir Ev-
rim Teorisi anlayışının doğruluğu bellidir (2. maddeye göre).
Bu kısır döngülü mantığın bir cümleyle ifadesi ise şudur:
“Ateist bir Evrim Teorisi anlayışının doğruluğuna muhtaç olan
natüralizmin doğruluğuna, ateist bir Evrim Teorisi anlayışı
doğru olabilmek için muhtaçtır.”
Burada savunulan tasarım delili, natüralizmin yanlışlığını
göstermektedir. Sonuçta, tasarım delili Evrim Teorisi’ni değil
natüralizmi (bu arada ateist-natüralist bir Evrim Teorisi anla-
yışını da) yanlışlar ama Evrim Teorisi de böylece natüralist-
ateist felsefeden boşanmak zorunda kalır.
CANLILIĞIN ŞARTLARI,
NATÜRALİZM VE TASARIM DELİLİ
Canlıların var olabilmesi, canlılardan önce evrenin ve bu
evrende birçok önkoşulun oluşabilmesine bağlıdır. Natüraliz-
min doğruluğu, sadece canlıların değil, canlılardan önceki bü-
tün önkoşulların da tesadüfen, bilinçli bir müdahale olmaksı-
zın oluşmuş olmasına bağlıdır. Natüralizmin iddia ettiği gibi
Tasarım Delili
399
canlıların sadece doğa içinde kalınarak açıklamasının yapıla-
bilmesi için sadece ateist bir Evrim Teorisi anlayışının doğru
olması değil, aşağıda geçen beş şıkta ifade edilenlerin hepsi-
nin de doğa içinde kalınarak, doğa-dışı bir sebep olmaksızın
açıklamasının yapılabilmesi gerekir. Ancak o zaman, canlı-
ların, doğa içinde kalınarak, natüralizme (ateizme ve mater-
yalizme diye de okuyabilirsiniz) uygun açıklamasının yapıla-
bildiği söylenebilir.
Önümüzdeki sayfalarda natüralizm ile tasarım delili ara-
sındaki çatışkıyı, beş şıkta toplayarak, şu hususlar üzerinden
değerlendireceğim:
1- Maddenin Kendiliğinden Varlığına Karşı Maddenin
Yaratılışı
: Natüralizme göre maddî evrenin varlığı, evren-dışı
bir sebebe atıf yapılmaksızın açıklanmalıdır. Teist görüşe göre
ise maddî evren Tanrı tarafından yaratılmıştır. Buna göre ev-
renin, öncesi olmayan bir zamanda başlangıcı vardır. Bert-
rand Russell, Tanrı’nın varlığı hakkında Copleston ile girdiği
bir tartışmada “İşte evren karşımızda ve hepsi budur”
702
diye-
rek, karşımızda duran evrenin bir açıklamaya ihtiyacı olma-
dan, her şeyin açıklamasını içinde barındırdığını söylemek is-
temişti. Evrenin bir başlangıcı olması, evrenin kendi dışında
bir açıklaması olmasını gerektirir. Bu konu evrenin sonsuz
geçmişi olamayacağına dair felsefî argümanlar, Big Bang Te-
orisi ve entropi yasası ışığında ele alınacaktır.
703
2- Doğa Yasalarının Kendiliğinden Varlığına Karşı
Doğa Yasalarının Tasarımı:
Natüralizme göre madde ken-
diliğinden var olduğu gibi, maddeye içkin olan doğa yasa-
ları da kendiliğinden vardır. Tasarım delili ile doğa yasala-
rının ve sabitlerin bir tasarım ürünü olduğunu, eğer bilinçli
702 Bertrand Russell, Why I Am Not a Christian, Routledge, New York (2004).
703 Bu konuyu Big Bang ve Tanrı kitabımda daha ayrıntılı bir şekilde ele aldım: Ca-
ner Taslaman, Big Bang ve Tanrı, İstanbul Yayınevi, İstanbul (2003).
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
400
bir yaratma olmasaydı, doğa yasalarının ve sabitlerin belirli
bir şekilde olmasına ihtiyaç duyan canlılığın oluşmasının da
mümkün olmadığını savunacağım: Çekim gücü yasası, Pa-
uli dışarlama ilkesi gibi fiziksel yasaların varlığı ve madde-
nin yapısını oluşturan kuvvetlerin hassas bir şekilde ayarlan-
masıyla canlılığın varlığı mümkün olmuştur. Doğa yasalarının
tasarımı ile ilgili konu, ilk olarak 1970’li yıllarda ortaya ko-
nan İnsancı İlke (Anthropic Principle) yaklaşımıyla bir arada
ele alınacaktır. Bir yandan İnsancı İlke yaklaşımı ve bu konu-
daki farklı görüşler tanıtılırken, bir yandan da doğa yasaları-
nın hassas ayarı ile ilgili örnekler verilecektir.
3- Fizikî Dünyadaki Tesadüfî Oluşumlara Karşı Fizikî
Dünyadaki Tasarımlar:
Natüralizme göre maddî evrendeki
tüm oluşumlar salt doğa yasaları çerçevesinde oluşur, bu olu-
şumlara etki eden doğa-dışı bir bilinç ve kudret yoktur. Ateist-
natüralist düşünürler ‘zorunluluğun’ ve ‘tesadüfün’ bileşimi ile
evren ve canlılar hakkındaki her şeyin açıklanabileceğini sa-
vunmuşlardır.
704
Bir önceki şıkta ele alınan ‘zorunluluk’ denen
alandır; bu alanın ayırt edici yönü, maddeye içkin olan ve ev-
renin her yerinde geçerli olan yasaları ve sabitleri konu edin-
mesidir. Bu şıkta ele alınan ise ‘tesadüf’ denen alandır; bunun
ayırt edici yönü, maddeye içkin olmayan, bu evrende, başka
türlüsünün olmasının da mümkün olduğu oluşumları ele al-
masıdır. Örneğin tamamen aynı yasalar altında, Evren’in, ga-
laksilerin oluşumuna imkân veren bu hızda genişlemeyeceğini
veya canlılığa olanak veren Güneş Sistemi ve Dünya’daki has-
sas ayarların gerçekleşmeyeceğini düşünebiliriz. Teizm, doğa
yasalarının yanında tüm evrensel oluşumların da Tanrı tarafın-
dan meydana getirildiğini savunur. İnsancı İlke ile ifade edilen
canlılığın var olabilmesi için evrende gerekli hassas ayarlar,
704 Örnek olarak bakınız: Richard Dawkins, Climbing Mount Improbable, W. W.
Norton, New York (1997), s. 3-37; Jacques Monod, Rastlantı ve Zorunluluk, çev.
Vehbi Hacıkadiroğlu, Dost Kitabevi, Ankara (1997), s. 17-29.
Dostları ilə paylaş: |