Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
52
Bacon’ın metodolojisinin kendi çalışmalarındaki etkisini ifade
etmişlerdir. O, kurtuluşu Yunan felsefesinin etkisinden kurtul-
makta ve tümevarım metodunun benimsenmesinde bulmuş-
tur. Deneysel bilimin ve metotların başlangıcı Bacon’dan önce
olsa da, Bacon yine de yeniçağ pozitivizminin babası kabul
edilir. Bilimsel açıklamaların, gayesel açıklamalar değil, ne-
densel açıklamalar olduğunu söyledi ve metafizik ile bilimi
ayırmaya çalıştı. Yapılan deneylerde karşımıza çıkan kurama
aykırı örneklerin göz ardı edilmemesi gerektiğini, kuramların
bunlardan dolayı düzeltilmesi gerektiğini vurguladı.
DESCARTES, MATEMATİK,
MEKANİZM VE GAYESELLİK
Descartes’a (1596-1650) göre doğruyu keşfetmenin yolu ma-
tematikten geçer. Hiçbir alanda bulunmadığı kadar aklı doğru
kullanmanın kuralları matematikte bulunur.
100
Descartes’ın
sisteminde, geometri, en zor ispatlara ulaşabilmek için baş-
vurulacak en güvenli yoldur.
101
Descartes Tanrı’nın varlığını
kanıtlamada matematiksel yöntemini kullandığı gibi,
102
doğa
bilimlerinde de onun yönteminin temeli matematiktir.
Francis Bacon gibi Descartes da bilimsel araştırmalarda
gayesel nedenlerin araştırılmasına gerek olmadığını ifade et-
miştir. Gayesel nedenlerin bilimden dışlanmasının dine karşı
bir hakaret olmadığını, tam tersine Tanrı’nın evrendeki gaye-
lerini bilme iddiasının bir kibir ve Tanrı’ya karşı hürmetsizlik
olduğunu düşünmüştür.
103
O, evrendeki gayeselliği (teleolojiyi)
100 Rene Descartes, Aklın Yönetimi İçin Kurallar, çev: Müntekim Ökmen, Sosyal
Yayınları, İstanbul (1999), s. 20-24.
101 Rene Descartes, Metod Üzerine Konuşma, çev: K.Sahir Sel, Sosyal Yayınları, İs-
tanbul (1984), s. 22.
102 Rene Descartes, Meditasyonlar, çev: Aziz Yardımlı, İdea Yayınları, İstanbul
(1996), s.154-168.
103 Rene Descartes, Meditasyonlar, s. 169-176.
Evrim Teorisi Ortaya Konmadan Önceki Felsefe, Bilim ve Biyoloji Tarihi
53
inkâr etmemekte, fakat bilimin araştırmalarının, sadece so-
nuçları nedenlerle açıklaması gerektiğini (mekanik açıklamayı
kullanmasını), nedenleri sonuçla açıklamaya çalışmamasını
(gayeselliği kullanmamasını) söylemiştir. Bu da evrende ga-
yeselliğin varlığını kabul etmek ile bilimde gayeci açıklamayı
kullanmanın birbirlerinden farklı olduğunu göstermektedir.
Bilimdeki mekanik anlayışın Tanrı inancına zıt bir görüş
olduğunu söyleyenler olmuştur. Oysa görülüyor ki Descartes
gibi mekanik evren görüşünün yaygınlaşmasında etkin bir-
çok kişi, Tanrı’ya inanmaktadır ve mekanik yaklaşımın dine
zıt olmadığını ifade etmişlerdir. Descartes, Tanrı’nın doğa-
sında değişim olmamasını evrendeki mekanik işleyişin (doğa
kanunlarının işlemesinin) garantisi olarak görür ve Tanrı’nın
evrenin varlığını sürekli olarak muhafaza ettiğini savunur.
104
Descates’ın bu görüşleri, Tanrı’nın rolünü, sadece evrensel olu-
şumları başlatmakla sınırlı ‘deist’ bir çerçevede değerlendir-
diği iddialarının haksızlığını göstermektedir.
Gayesel yaklaşımda sonuçların gerçekleştirilmesi için ne-
denlerin işletildiği söylenir. Örneğin evin oluşması için tuğ-
laların üst üste konduğunu veya Dünya’nın Güneş’e mesafe-
sinin bu şekilde ayarlanmasının canlıların var olabilmeleri ve
varlıklarını sürdürebilmeleri için olduğunu söylemek gayeci
açıklamalardır. Fakat tuğlaların üst üste konması süreciyle evin
yapımını anlatmak veya Dünya ile Güneş arasındaki mesafe-
nin mevcut şekilde ayarlanmasıyla canlıların oluşumu için ge-
rekli ortamın oluştuğunu söylemek mekanik açıklamalardır.
Gayeselliğin sorusu ‘niçin’dir. “Niçin tuğlalar birleşir?”
veya “Niçin Dünya Güneş’e bu mesafededir?” gayeci nedeni
öğrenmeyi amaçlayan sorulardır. Mekanik açıklamanın sorusu
ise ‘ne’ ve ‘nasıl’dır. Tuğlaların nasıl birleştiği veya Dünya’nın
104 Rene Descartes, Metod Üzerine Konuşma, s. 44.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
54
Güneş’e uzaklığının ‘ne’lere yol açtığı mekanik açıklama ile
anlatılır.
Mekanik açıklamayı benimseyen ilkçağın atomcularına
benzer ateistler olduğu gibi, Descartes ve Francis Bacon gibi
teistler de vardır. Gayeci açıklamayı yaygın olarak kullanan
pek çok teist olduğu gibi, biyolojide gayeci açıklamadan kaçın-
manın zorluğu karşısında birçok ateist biyolog da gayeci ter-
minolojiyi kullanmaktadır. Sonuçta dinsel açıdan kritik nokta,
süreci gerçekleştiren bilinçli bir ‘Güç’ün (Tanrı’nın) varlığının
kabul edilip edilmemesidir.
Teist ile ateist arasındaki karşıtlık, bilinçli müdahale ile te-
sadüf karşıtlığında aranmalıdır; farklılığı mekanik açıklama
ile gayesellik karşıtlığında aramak bizi hatalı sonuçlara götü-
rür. Teistler evreni, Tanrı’nın yarattığı bir varlık olarak gör-
dükleri için, evrendeki sebeplerin bilinçli bir şekilde bir sonuç
için çalıştırıldığını kabul ederler. Bu, yapacağı evin tasarımı
zihninde olan bir kişinin, tuğlaları üst üste zihnindeki ev ta-
sarımına (gayeye) göre yerleştirmesine benzer. Kısacası teist,
evrenin ve canlıların Tanrı’nın planına (gayesel nedene) göre
yaratıldığını kabul ettiği için, mutlaka evrende bir gayeselliğin
varlığını kabul eder. Fakat bu, teistin, bilimde gayeci yakla-
şımı mekanik yaklaşıma tercih ettiği anlamını taşımaz. Çünkü
teist mekanik işleyişi de reddetmez, fakat evrendeki meka-
nik işleyişin arkasında Tanrısal bilincin olduğunu kabul eder.
Özellikle biyolojide gayeci açıklama ile mekanik açıklama-
lar çok iç içe geçer. Örneğin gözdeki her tabakanın fonksiyon-
larıyla görme işlevinin nasıl gerçekleştiği (mekanik açıklama)
ile bu tabakaların hangi işe yaradığı (gayeci açıklama) gözle
ilgili bir konu işlenirken ayırt edilemeyecek kadar iç içedir.
Bir teistin mekanik açıklamalardan rahatsızlık duyması için
hiçbir sebep bulunmamaktadır. Bilakis mekanik açıklamalar
sonucu elde edilecek veriler canlıların bilinçli bir tasarımın
Dostları ilə paylaş: |