Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
196
YANLIŞLAMACILIK VE EVRİM TEORİSİ
Popper, Darwinizm’in veya başka bir teorinin canlılığın
kökenini açıklayamayacağı kanaatindedir.
406
Kendisinin bili-
min ilerlemesine dair görüşüne benzerliğinden dolayı sempati
duyduğu bu teorinin değerli olduğunu da düşünür. Bu teori-
nin metafizik olmakla beraber pratik yararlarının olduğunu
söyler; örneğin bakterilerin penisiline karşı adaptasyonu do-
ğal seleksiyon ile açıklanabilmektedir.
407
Fakat penisiline karşı
koyabilen bakterilerin varlığını sürdürmesi ve karşı koyama-
yanların elenmesi; yeni bir bakteri türünün oluşumunu izah
edememektedir, sadece belli bir bakteri türünde doğal seleksi-
yonun ne kadar etkili olduğu gözlenmektedir. Bakteriler, ilaç-
lara bağışıklığı, yeni genetik materyal oluşumuyla sağlamazlar.
Bağışıklığın birinci kazanılma yolu, antibiyotiğe karşı koyan,
zaten var olan genlerin, bakteriler arasında transfer edilme-
sidir. İkinci yol ise, mutasyonla deformasyona uğrayan bak-
terinin moleküllerinin yapısı değiştiği için; antibiyotiğin, bu
moleküllere yapışamadığından, bu bakteriye zarar vereme-
mesidir. Bu durum, evin anahtarını çalan hırsızın (antibiyoti-
ğin), evin (bakterinin) kilidi bozulduğu (molekül mutasyonla
deforme olduğu) için içeri girip eşyaları çalamamasına (bağı-
şıklık kazanma) benzemektedir. Evi koruyan, evdeki bir ya-
pının bozulmasıdır. (Bu sebeple Biyokimyager Michael Behe,
Dawkins’in “silahlanma yarışı” yakıştırmasını eleştirerek tesa-
düfi evrimi “Silahlanma yarışı değil, siper savaşı” olarak tas-
vir eder.) Oysa Evrim Teorisi’nin iddiası açısından asıl kritik
olan husus, doğal seleksiyonla, yeni özelliği olan türlerin, cins-
lerin, familyaların ve takımların oluştuğunun gösterilebilme-
dir.
408
Doğadaki oluşumları açıklamada, doğal seleksiyonun de-
ğerli bir açıklayıcı mekanizma olmasından, doğal seleksiyonun
406 Karl R. Popper, Darwinism as an Metaphysical Research Program, s. 145-146.
407 Karl R. Popper, Darwinism as an Metaphysical Research Program, s. 148.
408 Michael Denton, Evolution A Theory in Crisis, s. 79-92.
Evrim Teorisi'nin Değerlendirilmesi
197
türlerin oluşumunu açıklayabildiğine sıçrama yapmak yanlış
olacaktır. Doğal seleksiyon ile Evrim Teorisi’nin aynı şeyler-
miş gibi sunulması çok yaygın yapılan bir yanlıştır
Marcel Schützenberger, Evrim Teorisi’nin yanlışlanama-
yacağını ateşböceklerini örnek vererek şöyle anlatmaktadır:
“Ateşböcekleri ışık üreterek bir araya gelirler ve bundan haz
aldıklarına eminim. Neden yalnız ateşböceklerinin bunu yaptı-
ğını bilmek ilginç olurdu. Onların neden ışığı icat ettiğini açık-
layabilecek genel bir sebep var mı? Bu canlı türü çiftleşmek
için diğer türlerin kullanmadığı bu kadar kompleks bir me-
kanizmaya neden ihtiyaç duymuştur? Her özel soru için bana
özel bir cevap verebilirsiniz, fakat ben iddia ediyorum ki Ev-
rim Teorisi’nin durumunda, baştan hangi özel açıklamayı ya-
pacağınızı belirleyebilecek hiçbir genel ilke yoktur. Bir teori-
nin yanlışlanamayacak bir teori olması işte budur.”
409
Evrim Teorisi’nin bilimsel bir teori olduğuna dair savun-
malarıyla ünlü Micheal Ruse şöyle demektedir: “Evrimin bü-
tünü görünemiyor olabilir. Ama o bir gerçektir, hem de iyi
ortaya konmuş bir gerçektir; 8. Henry’nin kızı Elizabeth’in
İngiltere kraliçesi olması ve göğsümde kalbimin atması kadar
gerçektir.”
410
Ruse’un bu aşırı savunması ile Evrim Teorisi’nin
bilimsel kriterler açısından değerlendirilmesi arasında ciddi
bir fark vardır. Ruse’un kalbinin atıp atmadığı gözlemle doğ-
rulanabilir, yanlışlanmaya da açıktır. Elizabeth’in kraliçeliği
ile ilgili geçmişte yaşayanların tanıklığı, bunu ileten yazılı
belgeler ve resimler vardır. Evrim Teorisi, gözlenen canlıla-
rın mevcut biyolojik durumundan ziyade kökeniyle alakalı
olduğu için, doğal tarihe dayalı evrimsel açıklama, insanlık
409 Marcel Schützenberger, Mathematical Challenges to The Neo-Darwinian In-
terpretation of Evaluation, ed: P.S. Moorhead, M.M. Kaplan, Wistar Institute
Press, Philedelphia (1967); Aktaran: Duane T. Gish, Creation Scientists Answer
Their Critics, s. 36-37.
410 Michael Ruse, Taking Darwin Seriously, Basil Blackwell, New York (1989), s. 4.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
198
tarihinden örneklere -Elizabeth örneği gibi- benzetilerek,
teorinin bilimsel kriterlere uygunluğunun tarih bilimi ile
benzer olduğu söylenmek istenmektedir. Oysa Elizabeth ör-
neğindeki gibi tarihsel vakalar birçok ayrı kanaldan gelen
yazılı veya resimli belgelere dayanır, Evrim Teorisi için bu
tarzda bir belge gösterilemez. Hiç kimse, sırf günümüzdeki
insanları ve toplumları inceleyip de, yazılı belgeler olma-
saydı, Aristoteles veya İskender hiç bilinmeseydi, geçmişte
Aristoteles’in veya İskender’in yaşadığını çıkarsayamaz. Ev-
rim Teorisi’nin, Elizabeth ile ilgili tarih biliminin anlatımla-
rının epistemolojik desteğinin aynısına sahip olabilmesi için
-Michael Ruse’un iması budur- yazılı belgelere karşılık gele-
cek bir desteğe sahip olması gerekirdi; oysa bu şekilde her-
hangi bir desteği bulunmamaktadır.
Bazıları fosillerin bu tarihsel belgelere karşılık geldiğini dü-
şünebilir. Aslında Evrim Teorisi’nin savunulmasında fosiller,
genel kitlenin sandığından daha az önemli olmuştur. Darwin
ve ondan sonra birçok bilim insanı, Evrim Teorisi’ni, yaşayan
canlılardan yola çıkarak yaptıkları soyut akıl yürütmelerle for-
müle etmeye çalışmışlardır. Fosiller, ölmüş canlı hakkında bilgi
verir, fakat bu canlının nasıl türediğini söylemez; fosillere da-
yalı çıkarım da tamamen soyut akıl yürütmelere dayanır. Fo-
siller, beraberlerinde canlının soy ağacı ve nasıl türediği ile
ilgili belgelerle bulunmazlar. Hiçbir fosil, kendi soy ağacı ve
hayat hikâyesi ile gömülü değildir. (Kitabın ilerleyen sayfala-
rında ‘fosiller’ konusu kısaca işlenecektir.) Tüm bunlar Evrim
Teorisi’nin, tarih biliminin sahip olduğu epistemolojik desteğe
sahip olmadığını gösterir. Biyolojik yapıların kompleksliğin-
den ve çeşitliliğinden kaynaklanan zorlukların yanında can-
lıların tarihinin uzun ve tekrarlanamayan bir süreçle ilgili ol-
ması, bu konuyla ilgili zorluklara sebep olmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |