1 uluslararasi azərbaycan felsefe araştirmalari fəLSƏFƏ VƏ sosial-siyasi derneğİ elmlər assosiASİyasi



Yüklə 5,03 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə40/52
tarix26.11.2017
ölçüsü5,03 Kb.
#12669
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   52

Din fəlsəfəsi 
 
 
- 117 - 
almaktadır.  Bunun  karşısında  ise,  inançlarının  doğruluğu  ve  müntesiplerini 
kurtuluşa  erdirme  bakımından  pek  çok  dinin  eşit  hükümde  olduğu  mevzisi 
olarak  dini  çoğulculuk  diğer  uçta  yer  almaktadır.  Dini  kapsayıcılık  denilen 
mevzi ise inançların doğruluğu bakımından dini dışlayıcılığa, insanların kur-
tuluşa ermesi bakımından çoğulculuğa benzeyen orta bir noktada bulunmak-
tadır. Şimdi dinin, Tanrı’nın veya nihâî Gerçekliğin ve onun bizimle ilişkisi-
nin ne olduğu hususunda aklî bilgimizin kapsamına ve derinliğine dair var-
sayımlara dikkat ederek bu yaklaşımlara göz atalım.  
Dinî çeşitliliği anlamlandırmada ilk akla gelen ve muhtemelen en tabiî 
olan  yaklaşım  dışlayıcılıktır.  Dinî  dışlayıcılık,  belirli  bir  dinin  inançlarını 
doğru  kabul  etmek,  diğer  dinlere  ait  olup  hak  dinin  öğretileriyle  çelişen 
inançları  yanlış saymak ve kurtuluşun tek bir din içinde gerçekleştiğini be-
nimsemek demektir. Dinlerin aslî inançlarında birbirleriyle çelişen öğretile-
re sahip olduğu dikkate alınırsa, bir dinîn öğretisi benimsendiği zaman, bu 
öğreti ile çelişen diğer inançlar yanlış sayılacaktır. Mesela, ilahın şahsî ke-
mal  sıfatları  ile  muttasıf  bir  varlık  olduğu  kabul  edildiği  zaman,  onun 
Taoizm’deki veya Budizm’deki gibi gayr-i şahsî  bir mutlak olduğu şeklin-
deki  dinî öğretilerin  yanlış  sayılması  gerekecektir. Tanrı’nın  mutlak surette 
bir ve bedenlenmekten münezzeh olduğu kabul edildiği zaman, Hristiyanlık-
taki aslî öğretiler yanlış sayılacaktır. Bu yaklaşımın en tabiî seçenek olarak 
görünmesinin  sebebi  gündelik  hayatımızı  yönlendiren  sağduyuya  ve  bilgi-
mizin diğer alanlarına daha uyumlu olmasıdır. Gündelik hayatta da, mesela 
eğer  “2013  yılında  Galatasaray  futbol  takımı  şampiyon  olmuştur”  hükmü 
doğru  ise,  bununla  çelişen  bir  iddia  olarak,  “2013  yılında  Beşiktaş  futbol 
takımı şampiyon olmuştur” iddiası yanlış sayılır.  
Dışlayıcı yaklaşımda kimlerin kurtuluşa ereceği veya kurtuluşun nasıl 
ve hangi ölçüte göre olacağı sorusuna verilen cevap da tek bir dini esas alır. 
Buna  göre  ancak,  hak  dinin  müntesipleri  kurtuluşa  erecektir.  Hak  dinin 
müntesipleri dışındaki insanlar kurtuluşa eremezler. Kurtuluş terimi insanla-
rın erişeceği mutluluk halini ifade etmek için vazʿ edilmiş türsel bir terim-
dir. Aslında dinlerin her birinde bu mutluluğun mahiyetine ve zamanına dair 
farklı öğretiler bulunabilir. Müslümanlar için bu Allah’ın rızasını kazanmak 
ve  cennete  gitmek  iken,  Budistler  için  Nirvana’ya  erişmek,  doğum  ölüm 


Fəlsəfə və sosial-siyasi elmlər – 2016, № 2 
 
 
- 118 - 
çemberinden kurtulmaktır. Her bir dinde bu dünya hayatından sonrası  hak-
kında farklı öğretiler olsa da, her bir dinin öğretileri çerçevesinde, insanların 
kurtuluşu  için  belli  şartlar  koşulmuştur.  Dışlayıcı  yaklaşımın  Hristiyanlık 
bağlamındaki formülleştirmesine bir örnek olarak II. Vatikan konsili önce-
sindeki  Katolik  mevzi  zikredilebilir.  Buna  göre,  “sadece  putperestler  değil 
aynı zamanda Yahudiler, heretikler, ayrılıkçılar da dâhil olmak üzere, Kato-
lik  Kilisesi’nin  dışındaki  hiç  kimse  ebedî  hayata  iştirak  edemez.  Hayatları 
sona  ermeden  Kiliseye  katılmadıkları  takdirde,  onlar  “şeytan  ve  onun  me-
lekleri  için  hazırlanmış  olan  sürekli  ateşe”  duçar  olacaktır.”  (Clarkson, 
1955: 78’den akt. Rowe, 2007: 182)  
İslam dininin dışlayıcı bir yorumu, ilâhî kelam olarak Kur’an’daki öğ-
retilerin  hakikî  anlamda  doğru  olup  onlarla  çelişen  inançların  yanlışlığını, 
Muhammed’in  (a.s.)  peygamberliğinin  cihanşumûl  olduğunu  ve  kurtuluşa 
ermek için yapılması gereken şeylerin Kur’an’da belirtilmiş olduğunu kabul 
etmeyi  gerektirmektedir.  İslam  dininin  dışlayıcı  bir  surette  anlaşılmasını 
destekleyecek, pek çok Kur’an ayeti zikredilebilir. Mesela, Kur’an’da “Bu-
gün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak İs-
lam’ı beğendim” (Maide 5: 3); “Doğrusu Allah katında din, İslâm’dır” (Âl-i 
İmrân  3:  19)  buyurulmaktadır.  Peygamberi  ziyarete  gelen  Hristiyan  bir 
grupla  yapılan  bazı  tartışmalar  üzerine  indirilen  “De  ki,  siz  gerçekten  Al-
lah’ı  seviyorsanız  bana  uyun  ki,  Allah  da  sizi  sevsin  ve  suçlarınızı  bağış-
lasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır. De ki, Allah’a ve Pey-
gamber’e itaat edin! Eğer aksine giderlerse, şüphe yok ki Allah kâfirleri sev-
mez” (Âl-i İmrân 3: 31-32) gibi ayetler bu bağlamda zikredilebilir. 
Dinî çeşitlilik vakıası karşısındaki ikinci seçenek dini çeşitliliğin kap-
sayıcı  bir  şekilde  anlaşılmasıdır.  Kapsayıcı  yaklaşıma  göre,  belli  bir  dinin 
öğretileri nihâî olarak muteber ve aslîdir ve nihâî kurtuluş da o dinin öğreti-
leri  çerçevesinde  gerçekleşir.  Muayyen  bir  dinin  inançları  doğru  olsa  da, 
Tanrı’nın lütfu her şeyi kuşatmış olduğu ve Tanrı’da kullarını kurtuluşa er-
dirmeyi irade ettiği için, Tanrı’nın kendisini çeşitli yollarla farklı dinlerde de 
vahyedebileceği  ve  diğer dinler aracılığı  ile de Tanrı’nın  kurtuluş  bahşede-
ceği kabul edilmektedir (Peterson v.d., 2006: 398-399). İnsanlar resmen ni-
hâî olarak doğru inançları içeren hak dinin müntesibi olmasalar bile, hak di-


Din fəlsəfəsi 
 
 
- 119 - 
nin kurtuluş için koyduğu miyara, ölçütlere uygun bir hayat yaşamaları şar-
tıyla,  onların  da  kurtuluşa  erebilecekleri  kabul  edilmektedir.  Dışlayıcılıkta 
olduğu gibi belli bir din hak kabul edildiği için dinî çeşitliliğe dair kapsayıcı 
izahların getirilmesi, her bir din bağlamına göre değişebilmektedir. Kapsayı-
cı bir anlayışta, dışlayıcılığa yöneltilen ilahî rahmetin kendi cemaatine mah-
sus kılınması, insanların içinde yaşadıkları toplumun dinine tabi olması gibi 
eleştirilere cevap olabilecek ögeler bulunmaktadır.  
İslam dünyasında kapsayıcılığı andıracak çizgilerin orta çağlara kadar 
izi sürülebilir. Kelam uleması arasında geçen hararetli tartışmalardan, insa-
nın bir peygamberin mesajına erişmemiş olduğu zaman sorumlu olup olma-
dığı ve ne gibi meselelerden sorumlu olduğu tartışmaları bu bağlamda hatır-
lanmalıdır.  Ayrıca,  bir  kimsenin  bir  peygamberin  mesajına  erişmiş  olması-
nın  şartlarına  dair  tartışmalar  da  hassaten  önemlidir.  Kapsayıcı  tavırda  bir 
taraftan belli bir dinin inançlarının hak olduğu kabul edilmekte, bir taraftan 
da  insanların  hak  dinin  inançlarına  bağlanmaktaki  sorumluluklarının  tarih-
sel-sosyal ve epistemolojik şartları dikkate alınmaktadır. Bir açıdan insanla-
rın hak dinin mesajına erişebilme şartlarının farklılığı ve buna bağlı olarak 
kurtuluş  için  gerekli  sorumluluklarının  farklılık  taşıyabileceği  dikkate  alın-
mıştır.  Meseleye  böyle  bakıldığı  takdirde,  İmam  Gazâlî’nin  insanların  so-
rumlu tutulmasında veya azaba uğratılmasında onların içinde yaşadıkları ta-
rihsel toplumsal şartların önemli olduğu şeklindeki görüşleri (Gazâlî, 1994: 
95-99) kapsayıcı bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir.  
Dışlayıcılık  ve  kapsayıcılık  seçeneklerinden  birini  savunmamız  için 
Tanrı ve onun ne olduğuna dair akli bilgimizin onun dâhili sıfatlarını bilme-
yi gerektirmediğini söyleyebiliriz. Dini dışlayıcılığın veya dini kapsayıcılı-
ğın epistemolojik zemini aşağı yukarı gündelik hayatımızda bilgi iddialarını 
değerlendirirken takip ettiğimiz yola uygundur. Daha teknik bir düzeyde bü-
tün felsefî muhakememizde dayandığımız temel sezgimize dayanır. Bir hü-
küm doğru ise onunla çelişik olan hükümler doğru olamaz. Buna göre Tanrı 
hakkında, onun bizimle ilişkisi  ve bizden istediği  şeyler hakkında bir dinin 
hükümleri  doğru  ise  onunla  çelişik  olan  diğer  hükümler  yanlış  olacaktır. 
Dışlayıcılığı  ve  kapsayıcılığı  birbirinden  tefrik  etmemizi  sağlayan  husus, 
doğru  inançlara  sahip  olma  ile  kurtuluşa  erme  arasında  kurulan  ilişkidir. 


Yüklə 5,03 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə