141
SANAT & TASARIM DERGİSİ
* Greater Municipality Symphony
Orchestra of Eskişehir, Eskişehir / TURKEY
esindir29@gmail.com
ABSTRACT
Techniques of blowing the clarinet vary in our country and other countries in the world.
This variety stems from the diversity in the playing schools, which appeared and were
adopted in Europe during the historical development of the clarinet. The misapplication
of these techniques may cause some problems for the clarinet performers.
This study aims
to explain how to reach at the right embouchure based on the playing positions and their
common characteristics. In addition to this, how clarinet performers develop the embo-
uchure; problems that they encounter in producing tone; reasons
for these problems and
solutions proposed for them have been explored.
Key Words: Embouchure, Blowing Technic, Playing School, Blowing Position, Tone
Production.
PROBLEMS ENCOUNTERED IN CLARINET EMBOUCHURE
AND THEIR SOLUTIONS
Elif SINDIR*
142
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
GİRİŞ
Klarinet yorumcuları, klarinetten doğru ve kulağa hitap eden sesi elde etmek amacıyla özel
bir üfleme tekniği kullanmaktadır. Bu üfleme tekniği dünyada “ embouchure” olarak adlandı-
rılmaktadır. Fransızca “la bouche” (ağız) sözcüğünden türeyen bu terim, çalgı üfleme yönte-
mi anlamına gelmektedir (Brymer, 1976:123). Dudakların ve onu çevreleyen yüz kas-larının
ağızlığın etrafında, diyaframın da yardımı ile bir basınç yaratarak enstrümanın içine hava gön-
derme tekniğidir. Klarinetin tarihsel gelişimi süresince klarinet ve klarinet materyal-leri bir
evrim süreci geçirmiş ve yorumcular bu sürece fiziksel olarak uyum sağlamak zorunda kal-
mıştır. Örneğin modern klarinetlerdeki uygulamanın aksine, 18. yüzyılda, klarinetin atası olan
“chalumeau”da kamış, üfleme yerinin ön kısmına yerleştirilmiştir (Pino,1980: 194). Yo-rumcu
buna göre obua ve fagotta olduğu gibi çift dudak üfleme yöntemini kullanmıştır.
Bu üfleme yön-
temi, 1820’de üfleme yerinin değişimiyle 21. yüzyıla kadar kullanılmaya devam etmiştir. Çift
dudak yönteminin pürüzsüz bir ton üretemediğini savunan Carl Baermann (1810-1885), tek
dudak üfleme yöntemini kullanan ilk klarinet ustası olmuştur (Gerber, 2015). 21. yüzyılda da
dünyanın çeşitli bölgelerinde bu yöntemi kullananlar bulunmaktadır. Üfleme kısmının yorum-
cunun dudak hizasına yerleştirilmesinden sonra, tek dudak yöntemi kul-lanılmaya başlanmış-
tır. Bu metodda, üst dudak serbest ancak alt dişler alt dudağı örter bir şe-kilde üflenmektedir.
21. yüzyılda klarinet eğitiminde ve yorumculuğunda dünyada en çok kullanılan üfleme yöntemi
bu olmuştur.
Klarinette üfleme yöntemi, dudakların ve çalgıyı üfleyebilmek için gereken yanak kaslarının
çalgıya diyafram kasının da desteğiyle hava akışını sağlayan üfleme tekniğidir. Ağız boşluğunun
boyutu, dudak kaslarındaki
gerilim ya da gevşeklik, dilin pozisyonu ve işlevi, diyaframdan gelen
havayı doğru bir şekilde çalgıya göndermek, klarinet tonu üretmede önemli rol oynayan faktör-
lerdir. Üfleme metodu doğru ise çalgının çalan kişiye verdiği tepki başarılı olmaktadır. Üfleme
yöntemi birtakım hatalar içeriyorsa çalgının tonu, kontrolü ve entonasyonu (ses kararlılığı) so-
runlu olabilmektedir.
1.1. KLARİNETTE ÜFLEME YÖNTEMİNİN ÇEŞİTLERİ
a. Tek Dudak Üfleme Yöntemi
Tek dudak üfleme metodunda alt dudak alt dişleri örtmektedir. Üst dişler ise direk olarak
ağızlığın üst kısmına yerleştirilmektedir. Bu çalışma tek dudak üfleme yöntemi baz alınarak
yapılmıştır.
b. Çift Dudak Üfleme Yöntemi
Bu üfleme metodunda, alt dişler ve alt dudak tek dudak yöntemiyle aynı işlevi gör-mekte,
buna ek olarak üst dişler direk olarak ağızlığa değil üst dudak tarafından kapatılarak ağızlıkla
üst dişler arasına sıkıştırılmaktadır. Çift dudak üfleme yöntemi acı verici ve kondisyon açısın-
dan uzun süre sürdürülemeyen bir süreç olduğundan dolayı, dünyada
çoğunlukla klarinetçiler
arasında tek dudak üfleme yöntemi tercih edilmektedir.
143
SANAT & TASARIM DERGİSİ
1.2. ÜFLEME POZİSYONU OLUŞTURULMASI
a. Klarinetin baril ve ağızlık kısmı birleştirilir.
b. Dudaklar sağlam bir şekilde kapatılır, çene aşağı ve ileri doğru hareket ettirilir.
c. Öndeki üst ve alt dişler yatay ve dikey, bunun yanında aralarında 1 cm. mesafe olacak
şekilde aynı hizada olmalıdır.
d. Bu pozisyonda ağız kapalı, alt dudak alt dişleri örtecek şekilde kıvrılmalıdır. Bu noktada
dudağın ne kadar kıvrılması gerektiği büyük önem teşkil etmektedir. Alt dudak çizgisinden
itibaren alt dudağın alt dişleri kapatması doğru bir üfleme pozisyonu için yeterli olmaktadır
(Pino, 1969: 54).
Görsel 1. Klarinet Üfleme Pozisyonu
e. Klarinet üflerken alt dişleri örten alt dudak bir çemberin alt yarısını
oluşturduğunu düşü-
nerek, kamış ve ağızlığın birleştiği noktaya denk gelecek şekilde ağızlığa dayanmalıdır (Gerber,
2010). Dudaklarda hissedilen dikey bir oval şekil olmalı ve alt dişler alt dudağa kenetlenmiş
olmalıdır (Pino, 1980: 62).
f. Kapalı olan ağıza baril ve ağızlık yukarıda belirtildiği gibi, aynı zamanda vücuda 35-40
derece açı verecek şekilde ve üst dişleri de ağızlığın uç kısmına temas edecek şekilde yerleşti-
rilmelidir. Bu noktada ön alt ve ön üst dişlerin birbirine paralel olmasına özen gösterilmelidir.
1.3. ÜFLEME YÖNTEMİNİN VE TON ÜRETİMİNİN OLUŞTURULMASI
Klarinette ton üretiminin oluşmasını sağlarken sadece dudak pozisyonu değil, bunun ya-
nında diyafram da hava akışını kesintisiz bir şekilde dudağa gönderen
ve ton üretimini ortaya
çıkmasını sağlayan en önemli etkendir. Diyafram kasının doğru kullanılması etkileyici ve güzel
tona sahip olmak açısından önem taşımaktadır.
a. Dudakların kenarlarından nefes alındıktan sonra bel çevresini genişletecek şekilde nefes
alınır.
b. Dudakların kenarları ağızlığı çevreleyecek şekilde nefes alınır.
c. Ağızlığın içine nefes verilir ancak bunu yaparken sıkı bir şekilde genişlemiş olan bel çevre-
sinin içindeki hava, dudak pozisyonu ve esnetilmiş boğaz ve dil kasının pozisyonu korunmaya
özen gösterilir. Diyafram kası ile desteklenmiş hava akışı eşit ve
düzenli bir şekilde damaktan