144
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
ağız boşluğuna ve ağızlığa gönderilir (Pino; 1980: 131 ).
d. Hava akışının temposu aşamalı olarak arttırılır. Tempo yükseldikçe kamış titreşime uğra-
yacak ve ton üretilecektir.
1.4. TON ÜRETİMİNİ SAĞLAYAN ETKENLER
Çift dudak ve tek dudak üfleme pozisyonunun kontrolünde, dudağın yerleştirilmesine ek
olarak ton üretimini etkileyen 3 faktör bulunmaktadır (Brymer; 1976: 55).
a. Çene kasları : Sadece kamışa yapılan baskıyı değil yatay yönde tınlamayı sağlayan oyuntu-
nun ölçüsünü dilin hareketi ile yükselterek ya da alçaltarak isteğe göre ayarlamaktır.
b. Yanak kasları: Ağızın oyuntusuna göre şekillenmektedir. Dudakların kontrolünü sağlama-
sı açısından sabit olmalıdır. Diyaframdan gelen basınç sırasında hava kolonunu içermesi gerek-
mektedir.
c. Dil: Bir kas yapısı olan dil de ton üretiminde gerekli olan diğer kaslarla aynı ölçüde gerilim
ve gevşeme oranına sahiptir (Brymer, 1969: 58). Kamış aracılığıyla sese girişi hazırlar ve stacca-
to (sesleri kesintili olarak tane tane çalış) çeşitlerini üretir.
2. YÖNTEM
Bu çalışmada, 25 yıllık bir çalıcılık deneyiminin sonucunda, yanlış üfleme tekniği ile klarinet
çalmanın zorlukları ve sonuçları ortaya konmuş, bu yanlışların nasıl düzeltileceği açıklanmıştır.
Bu doğrultuda, güzel ton üreten, doğru üfleme yönteminin nasıl oluşturulması gerektiği örnek-
lerle betimlenmiştir.
Görsel 2. Dudak ve Yanak Kasları
145
SANAT & TASARIM DERGİSİ
Görsel 3. Doğru bir üfleme pozisyonunda alt dudağın çeneye yerleştirilme noktası
2.1 Üfleme Yönteminde Karşılaşılan Problemler
a. Klarinet üfleme yönteminde en göze çarpan sorunlardan bir tanesi alt dudak ve alt çene
ilişkisidir. Bu noktada önemli olan alt dudağın ne ölçüde kıvrılması gerektiğidir. Bunun doğ-
ruluğunu test etmek için işaret parmağını alt dudağa bastırmak ve dişlerin temas ettiği yerden
itibaren alt dişleri alt dudakla örtmektir (Campione, 1999). Bunun sonucunda çene düz bir po-
zisyon almalıdır. Klarinete yeni başlayan öğrencilerde alt çenede kasların güçsüzlüğü sebebiyle
çenede gamzeli bir pozisyon olabilmektedir. Ayna karşısında uzun ses çalışması bu soruna çö-
züm getirmektedir. Bu yöntem dudakların köşelerinden hava kaçırılmasının da önemli oranda
kontrol altına alınmasını sağlamaktadır (Gerber, 2010).
b. Alt dudağın gereğinden fazla dişlerin üzerini kaplaması üfleme metodu problemlerinden
bir tanesidir. Bu durumda çene yüze oranla daha altta kalır ve perdeli, küçük bir ton üretilmiş
olur. Tiz sesler daha metalik tınlamakta, bunun yanında üfleme esnasında çalgıdan kulağa hoş
gelmeyen birtakım sesler çıkmasına neden olmaktadır (Campione, 1999). “Staccato” veya sese
giriş kamışa direkt olarak değil, dudak aracılığıyla elde edilmektedir. Bu da “staccato”nun net
tınlamamasına neden olmaktadır. Üfleme pozisyonunda düz bir çene elde etmek amacıyla çoğu
zaman çalıcılar bu yanlışa düşebilmektedir.
Görsel 4. Doğru ve yanlış klarinet üfleme pozisyonu
146
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
Görsel 5. Alt dudağın serbest bırakılması
Diğer taraftan alt alt dudağın alt dişleri yeteri kadar kapatamaması ise üflerken rahatsız edici
bir hisse neden olmakta ve bu üfleme pozisyonunda da kontrol edilemeyen sesler oluşmasının
önüne geçilememektedir.
c. 20.yy’a kadar klarinet üflenirken dudakları “e” şeklinde düşünmek, bu dönemin kla-
rinetçileri arasında çok kullanılan bir üfleme metodu olmuştur. Tersine gülerek çalmak ve du-
daklarda “e” şeklinin oluştuğunu düşünmek tonu olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bunun
yanında, “e” pozisyonuyla büyük bağlı aralıklar üflenirken, bağın bölünmüş bir şekilde tınladığı
gözlenmektedir (Campione, 1999).
d. Klarinet çalıcılarının karşılaştığı ortak sorunlardan biri, doğası gereği alışkın olduğu ısır-
ma davranışını çalgıyı üflerken de sergilemektir. Ancak bu, kamışın titreşimini azalttığından
dolayı ton esnekliğinin de eksilmesine yol açmaktadır. Çift dudak üfleme yöntemini bir süreli-
ğine kullanmak bu sorunun önüne geçerek tonda olumlu anlamda bir rahatlama sağlamaktadır
(Gerber 2010).
e. Çalgıyı üflerken dudakların köşelerinin geriliminin ve baskısının dinamik çeşitlilik içeri-
sinde değişmememesi gerekmektedir. Bu durum kasların güçsüz olduğu anlamına gelmektedir.
Kas gücünü geliştirmek amacıyla uzun ses çalışması yapılmalıdır. Uzun sesler tiz çalgı aralığın-
da “forte” (kuvvetli) dinamiğinde başlamalı ve pes çalgı aralığında “decrescendo” (sesi gittikçe
söndürerek) dinamiği ile söndürülmelidir (Gerber 2010).
Şekil 1. Tiz çalgı aralığından başlayan 12’li uzun ses çalışması
147
SANAT & TASARIM DERGİSİ
Diğer bir çalışma ise oktav ve onikili aralıkların “piano” (hafif) dinamiğinden itibaren “cres-
cendo” (sesi gittikçe kuvvetlendirerek) yapılması, tiz notalarda dudak köşelerinden ve diyaf-
ramdan daha fazla basınç uygulamaktır. Bu şekilde üflenirken dudak basıncının doğru noktada
olmasını sağlamak için başparmak desteği ile çalgı ağızdan içeriye doğru itilmeli ve “a” ve “o”
gibi vokal pozisyonlarla destek verilmelidir (Gerber, 2010).
f. Üfleme pozisyonu doğru entonasyonu (ses kararlılığı) yakalamak açısından da oldukça
önemlidir. Pozisyon fazla esnek ise çalgının pesleşmesine neden olmaktadır. Alt çene ile üfleme
pozisyonuna verilen basınç tizleşmeyi kolaylaştırmaktadır. Bağlı notaların önce “forte”, sonra
“piano” ve tersi şekilde çalınması bu problemin çözümünde yardımcı olmaktadır. Eğer çalgı tiz-
leşirse çeneyi geri çekmek ve diyaframdan fazladan hava göndermek bu problemin çözümünde
önemli rol oynamaktadır. Bu çalışma yapılırken entonasyon cihazı kullanmak önemlidir.
g. Üfleme yönteminde dilin pozisyonu gerektiğinde kamışa 1 saniyenin altında bir süre içe-
risinde dokunacak ve staccato üretecek şekilde geride durmalıdır. Dilin fazla geride dur-ması,
hem dilin hem de üfleme için gerekli organların da gerilmesine yol açabilmektedir. (Brymer
1969) Yanaklar tarafından oluşturulan kas çeperi, damak, ön dişler, dil altı, titreşen kamış geniş
bir ağız boşluğuyla çevrelenmelidir. Bu da yine “a” ve “o” gibi vokal pozisyonları kullanarak ve
üfleme pozisyonunu dikey oval bir şekilde düşünerek mümkün olabilmektedir.
h. Dudak kenarlarından hava kaçırılması da klarinetçilerin karşılaştığı problemlerden bir
tanesidir. Bu dudak ve yanak kaslarının yorgun olmasından kaynaklanmaktadır. Bunu en-
gellemek için ayna karşısında ikinci oktav sol sesini üflemek ve boştaki sol elin parmakları ile
hava kaçırılan bölgeye basınç uygulayarak çalışmak yeterli olabilmektedir. Bazen dudaklardan
çıkan hava sesi klarinetçiler tarafından tercih edilen bir ses olabilmektedir.
Dostları ilə paylaş: |