Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ İKTİsat anabiLİm dali



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə15/42
tarix14.05.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#44066
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   42

39 
 
 
sözleşmelerde olduğu gibi”, “piyasanın adil ve serbest rekabetine bırakılmalıdır ve asla 
yasamanın müdahaleleriyle denetlenmemelidir” (ibid, s. 78). 
İngiltere’de  Sanayi  Devrimi  öncesinde  yoksul  yardımı,  toplumca  üstlenilmesi 
gereken,  daha  çok  dinsel  ve  ahlaki  değerlerce  tanımlanan  bir  görev  olarak  kabul 
ediliyordu (Kovancı, 2003: 257). 1601 tarihli Yoksul Yasası ile, çalışamaz durumda 
olanlara yardım edilmesi, çalışabilir durumdakilere ise iş bulunması kararlaştırılmıştı. 
Yasanın,  kilise  bölgeleri  dâhilinde  işleyeceği  öngörülmüştü,  yani  yoksul  yardımları 
için  vergi,  yerel  olarak,  ilgili  kilise  mıntıkasından  toplanacak,  işsize  iş  bulma 
sorumluluğu da bu bölgede olacaktı. Kilise bölgeleri arasındaki yardım miktarlarının 
farklılığı,  yoksulları  yardımın  fazla  olduğu  yere  gitmeye  teşvik  etmişti.  Bu  yüzden 
1662 yılında, Adam Smith’in serbest piyasa düzenine aykırı görerek eleştirdiği İskan 
Yasası (The Act of Settlement) çıkarıldı. Bu yasayla, yoksulların bağlı bulundukları 
kilise mıntıkasından çıkmaları yasaklandı. 
1795’te  İskan  Yasası,  kapitalizmin  ihtiyaç  duyduğu  özgür  emek  piyasasının 
varlığına  engel  olduğu  için  kaldırıldı.  Fakat  yerine,  “Sanayi  Devriminin  en  canlı 
döneminde, 1834’e kadar İngiltere’de bir emek piyasasının yaratılmasını engelleyen” 
Speenhamland  Yasası  getirildi  (Polanyi,  2011:  125).  Bu  sistemle,  hanenin  ihtiyaç 
duyduğu  gelir,  ekmek  fiyatı  ve  hane  halkı  sayısına  bağlı  olarak  belirlenecek  ve  bu 
asgari gelir çalışmayan kişiler için bu miktarın ödenmesi, çalışanlar içinse bu miktarın 
altında kalan ücretlerin desteklenmesi yoluyla sağlanacaktı. Asgari geçim miktarının 
herkes  için  sağlanmasını  hedeflediği  ölçüde  Speenhamland  sistemi,  “yaşam  hakkı” 
denilebilecek ekonomik ve sosyal bir uygulamayı getirdi (Polanyi, 2011: 127). Fakat 
bu sistemin  etkisi,  ücretlerin  geçimliğin  altına düşmesi  oldu.  İşçinin  geçimini  ücret 


40 
 
 
desteklemeleri  yoluyla  garantileyen  bu  sistemin  varlığında  işverenler,  işçilere 
yaşamlarını sürdürmeye yetecek olandan az ücret veriyorlardı. 
Yaşamını  emeğiyle  kazanmadığı  sürece,  işçi  değil  muhtaçtı.  Onun  yapay  olarak  bu 
duruma düşürülmesi, Speenhamland’in doğurduğu en iğrenç sonuçtu (ibid, s. 152).  
Ricardo,  Bentham,  Malthus  ve  Senior,  bu  yasaları  piyasaya  müdahale  olarak 
görüyor  ve  kaldırılmasını  istiyorlardı.  Ricardo  ve  Bentham  görememiş  olsa  da, 
Polanyi’nin rekabetçi emek piyasasının kurulmasını ve böylece sanayi kapitalizminin 
bir  sosyal  sistem  olarak  var  olmasını  engellediğini  söylediği  (Polanyi,  2011:  133) 
Speenhamland  sistemi  1834’te  kaldırıldı.  Yoksullar  Yasası  Reformu  uygulamaya 
kondu: “Yaşam hakkı” sona erdirildi.  
1834  reformu,  Speenhamland’la  gelen  çalışma  evi  dışında  (outdoor  relief)  da 
verilen  yardımın,  sadece  çalışma  evi  kapsamında  (indoor  relief)  verilmeye 
başlanmasını  öngörüyordu.  Kritik  olan  ise  yardım  alabilecek  kişilerin  belirlenmesi 
yöntemiydi:  “En  az  tercih  edilebilirlik”  ilkesi  doğrultusunda,  yardım,  en  kötü 
durumdaki bağımsız işçinin durumundan daha iyi olmayan koşullarda verilecekti. Bu 
ilke,  yardıma  ihtiyaç  duyan  kişiyi  otoritelerin  çabası  olmadan  seçecekti.  Çünkü 
koşullar, geçinmek için başka alternatifi olan insanların kesinlikle tercih etmeyeceği 
kadar kötüydü. Böylelikle getirdiği tek standart en az tercih edilebilirlik olan reform, 
geçinmek  için  gereken  minimum  seviyenin  ekmek  fiyatı  ve  ailenin  büyüklüğü  gibi 
objektif standartlarla belirlendiği ve bu geçim düzeyinin sağlanmasının garantilendiği 
Speenhamland sistemine tamamen karşıttı (Himmelfarb, 1985: 163). 
Ricardo, kitabının 1821 yılında yapılan üçüncü baskısına “Makineler Üzerine” 
başlıklı bir bölüm ekledi. Bu bölümde, daha önce, makinelerin toplumun her kesiminin 
çıkarına  olduğunu  düşündüğünü,  fakat  bu  düşüncesinde  yanılmış  olduğunu  yazdı. 
Aslında, “insan emeğinin yerini makinelerin alması, emekçi sınıfın çıkarını genellikle 


41 
 
 
oldukça  zedelemektedir”  (Ricardo,  2008:  349).  Makineler  ile  emek  sürekli  rekabet 
hâlindedir; makinelerin kullanımı, daha önce o işi yapan işçilerden bir kısmının işten 
çıkarılmasına neden olur. Dolayısıyla, 
makinelerin  kullanılmasını  kendi  çıkarlarına  zararlı  gören  emekçi  sınıfın  bu  fikri  bir 
önyargıya ya da yanılgıya dayanıyor değildir, tersine siyasal iktisadın doğru ilkeleriyle 
uyumludur (ibid, s. 352). 
Adam  Smith’in  toplumunun  ilerlemesinin,  sermayesinin  artışının  işçilerin 
durumunu iyileştireceği konusundaki iyimser beklentisi, Sanayi Devriminin ilerlediği, 
makinelerin  üretimde  giderek  insanların  yerini  aldığı  dönemde  yazan  Ricardo’da 
görülmez.  Ricardo’ya  göre  çalışan  sınıfın  durumunun  iyileşmesinin  tek  yolu, 
tüketimlerini artırarak doğal ücreti eskisine göre daha fazla refah sağlayacakları bir  
düzeye  yükseltmektir.  Yakın  arkadaşı  Malthus  da  bu  konuda  Ricardo  ile  aynı 
fikirdedir. 
 
Ricardo’nun  çağdaşı  ve  yakın  arkadaşı  olan  Thomas  Robert  Malthus  (1766-
1834), 1798 yılında İngiltere’de, döneminde ses getiren ve hâlâ sıkça okunmakta ve 
tartışılmakta  olan  eseri  An  Essay  on  the  Principle  of  Population  (Nüfusun  İlkeleri 
Üzerine Deneme)’ı yayınladı. 
Kitap  şu  cümleyle  başlar:  “Toplumun  gelecekteki  ilerlemesiyle  ilgilenen  bir 
araştırmanın, konuyu ele alış tarzı 1-insanlığın mutluluğa doğru ilerleyişini şimdiye 
kadar engellemiş olan sebeplerin ve 2-bu sebeplerin gelecekte tamamen ya da kısmen 
ortadan kaldırılma olasılığının araştırılmasıdır” (Malthus, 1995: 13). Bu sebep, bütün 
canlıların,  onlar  için  üretilen  besinlerden  daha  hızlı  çoğalma  yönündeki  süregelen 
eğilimidir (ibid, s. 14).  
II.4. Thomas Robert Malthus 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə