170
Uygulamada genel boşanma nedenlerinden evlilik birliğinin temelinden
sarsılması aynı zamanda özel boşanma nedenlerini de kapsamına aldığından, özel
boşanma nedenlerine dayalı olarak açılan davaların nadir olarak ortaya çıktığını
görmekteyiz. Nitekim, Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü‟nün yaptığı boşanma
nedenlerine dayalı araştırmaya göre 1997-2003 yılları arasında Türkiye‟de
boşanmaların ortalama % 94’ü evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak
gerçekleşmiştir. Bu nedenle özel boşanma sebeplerinin nispileştirilmesi eğiliminin
sonucu olarak Alman ve İsviçre Hukuklarında özel ve genel boşanma sebeplerinin
aynı çatı altında toplanması Türk Hukukunda da hukuki işleyiş açısından çok daha
uygun olacaktır.
Eski Medeni Kanunu’muzda 1988 yılında kabul edilen 3444 sayılı yasayla
yapılan değişikliğe kadar daha ağır kusurlu eşe evlilik birliğinin temelinden
sarsılmasına dayalı olarak dava açma imkânı tanınmamıştı. Anılan yasayla yapılan
değişiklikten sonra kusur evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı davalar
bakımından tali planda tutularak daha ağır kusurlu eşe de dava açma hakkı
tanınmıştır. Bu düzenleme geçerliliğini yeni Medeni
Kanunumuzda aynen korumuşsa
da Yargıtay uygulamada tamamen kusurlu olan eşe dava açma hakkı tanımamaktadır.
Yargıtay’a göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak boşanmaya
karar verilebilmesi davalının az da olsa kusurlu olmasına bağlıdır.
Önceki Medeni Kanun zamanında doktrinde oldukça tartışmalı olan eşlerden
birinin diğerinden daha fazla kusurlu olmasına karşın dava açmış olması halinde,
davacının daha fazla kusurlu olduğunun def’i yoluyla mı ileri sürüleceği yoksa itiraz
olarak hâkim tarafından kendiliğinden mi dikkate alınacağı tartışmasının; 3444 sayılı
kanunla EMK Md. 134’de itirazın doğrudan doğruya davalıdan gelmesi gerektiği, bu
anlamda esas olarak bir def’i olduğu sonucu çıkacak şekilde yapılan düzenlemenin
4271 Türk Medeni Kanunumuzca 166/II. maddede aynen korunması karşısında, artık
bir
anlam ifade etmediği, burada bir def’inin bulunduğu söylenebilir.
Hâkim, davacı daha kusurlu olsa bile, şu ya da bu sebeple boşanmak
istemeyen, sırf davayı uzatmak ya da karşı tarafı bıktırıp ondan çıkar sağlamak için