301
AVRASYA DOSYASI
3
‹spanya’n›n kurdu¤u bu düzen için bkz.: Serhat Erkmen, Ba¤›ms›zlaflma Sürecinde Latin Amerika’da
Milliyetçilik, yay›nlanmam›fl
yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2001. Ayr›ca
John Fisher, Commercial Relations Between Spain and Spanish America in the Era of Free Trade 1778-1796,
(Liverpool: University of Liverpool Press, 1985).
Üçüncü olarak bölge ülkeleri arasında İspanyolca ve Portekizce en
çok kullanılan dillerdir. Bunlara ek olarak İngilizce ve Fransızca da kul-
lanılmaktaysa da bir dil birliğinden söz etmek mümkündür. Ortak dilin
bu ülkeler arasındaki uyuma katkısına ek olarak bu ülkelerin kullandığı
resmi dillerin dünyada en konuşulan en yaygın diller olması da önemli
bir noktadır.
Dördüncü kolaylaştırıcı unsur bölge ülkelerinin benzeri toplumsal ve
ekonomik yapılara sahip olmalarıdır. Bazı ülkeler bölge içinde
ekonomik üretim açısından gruplar oluşturabilmektedir. Bu da ortak
çıkarlarını bir arada savunma ihtiyacını arttırmaktadır. Örneğin muz
üreticisi ülkeler, ya da ekonomisi madenciliğe dayanan ülkeler ortak
tavır geliştirebilmektedirler.
Son olarak hemen hemen tüm Latin Amerika ülkelerinin bölgesel
bütünleşmeden ve örgütlenmeden umduğu çok büyük yararlar vardır.
Ayrıca birleşme hayali sömürge döneminden günümüze neredeyse tüm
siyasi hareketlerin öncelikli hedefleri arasında yer almıştır.
Zorlaştırıcı Unsurlar
Yukarıda sayılan unsurların önemli bir kısmı şaşırtıcı bir şekilde
zorlaştırıcı unsurlar haline de dönüşebilmektedir. İlk olarak uzun bir
tarihi geçmiş tarihi sorunlar anlamına da gelebilmektedir. Ayrıca
kolonileşme sürecinde gelişen ilişki ağı ilerleyen dönemlerde Latin
Amerika devletlerine yük de oluşturabilmektedir. İç yapıdaki zorlaştırıcı
sosyal ve siyasal ilişki ağına ek olarak bölgenin en önemli sömürgeci
devleti olan İspanya yönetimde olduğu dönemde bölgesel ticareti
engelleme politikası gütmüştür. Bu dönemde sömürgelerin kendi
aralarında ilişkiye girmeleri engellenmiş, ticaret doğrudan İspanya
üzerinden yapılmak zorunda kalınmıştır. Bu da bölgesel ticaretin alt
yapısına önemli bir darbe vurmuştur.
3
İkinci olarak benzer ekonomik yapılara sahip olmak ülkeleri zaman
zaman rakip haline de sokabilmektedir.
Ülkelerin bir çoğunun sadece
bir ya da birkaç ürüne ya da madene bağlı olması esneklik gücünden
yoksun olmalarına neden olabilmekte ve uzlaşmayı zorlaştırabilmekte-
dir.
302
SEDAT LAÇ‹NER/LAT‹N AMER‹KA’DA ...
Latin Amerika ülkelerinin ekonomileri oldukça istikrarsız bir yapıya
sahiptir ve çoğu zaman alınan kararlar ekonomik kriterlerden çok siyasi
ya da sosyal güdülerle alınmaktadır. Diğer bir deyişle Latin Amerika
ekonomileri hakkında öngörüde bulunabilmek oldukça güçtür.
Enflasyon oranları, para birimlerinin diğer paralar karşısındaki
değerleri, dış ticaret açıkları vb. sürekli olarak ani değişimler geçirmek-
tedir. Sözü edilen belirsizlikler entegrasyon girişimlerinde en isten-
meyen durumlardandır. Eğer entegrasyon üyeleri diğer üyelerin para
biriminin kısa vadede nasıl bir değişim geçireceğini tahmin edememe-
si işbirliğinden çok gerginlik ve rekabet hakim olur ve güvensizlik en-
tegrasyonların gelişimi engeller. Brezilya’nın para biriminin değerini
düşürmesinin ardından Arjantin ve Brezilya arasında yaşanan gerginlik
ve bunun MERCOSUR’a yansımaları bu tespitleri doğrulamaktadır.
Adı geçen ülkelerin toplumsal yapısı oldukça sorunludur. Gelir
dağılımdaki bozukluk ve ahlaki yozlaşma kontrolü güç bir oluşuma
neden olmaktadır. Bu da önceden tahmin edilmesi zor dönemsel pat-
lamalara neden olmakta ve bölgesel istikrarı sekteye uğratmaktadır.
2000 Arjantin Krizi, 2002-2003 Venezüella krizlerinde olduğu gibi.
4
Toplumsal yapıya ek olarak siyasi yapı da sorunludur. Bir çok Latin
Amerika ülkesinde ordunun olağandışı rolü ve sivil kurumların yeterin-
ce gelişmemiş olması sorunları arttırmakta, uluslar arası örgütlenme
açısından sürekliliği zorlaştırmaktadır.
Bölgesel entegrasyon ve uluslararası örgütlenme açısından bir diğer
sorun ise bazı ülkelerin (Brezilya gibi) coğrafi, ekonomik ve diğer açılar-
dan diğerleriyle kıyaslanamayacak büyüklükte olmaları, buna karşın
diğer bazı ülkelerin ise (Belize gibi) çok küçük ve zayıf olmaları ilişkiler-
de gerekli olan eşitlik ilkesini zedeleyebilmektedir. Bu güç farkına
karşın bölgede bölgesel entegrasyonu sürükleyecek bir ülkenin bulun-
muyor olması da dikkat çekicidir. Brezilya, Arjantin ya da Meksika
Avrupa bütünleşmesinde Almanya’nın ya da Fransa’nın oynamış olduğu
rolü üstlenmekten uzak ülkelerdir. Buna karşın Brezilya’nın tüm Güney
Amerika’da hakim güç olma arzusu ve buna direnişler bölgesel enteg-
rasyonu zaman zaman engelleyici bir unsur olarak görülmüştür.
Şaşırtıcı bir şekilde Brezilya bu iddiaların tersini savunmaktadır.
Brezilya’ya göre bu ülkenin tüm gayretleri Latin Amerika’da yabancı
güçlerin (özellikle ABD’nin) etkilerinin sınırlandırılmasına ve bölgenin
entegre olarak daha güçlü ve zengin olması yönündedir. Bilindiği üzere
4
Ad› geçen krizler son derece farkl› nedenlerden ortaya ç›km›fllard›r ve muhtevalar› da oldukça farkl›d›r. Di¤er
bir deyiflle ayn› kategoride olduklar› için örnek gösterilmemifllerdir. Aksine Latin Amerika’da birbirinden farkl›
neden ve yap›larda çok say›da krizin ç›kabilece¤i geçmifl deneyimlerle ispat edilmifltir.