62
Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
ki yaşamın şekillenmesinde önemli
rolü olan Magnetosfer,
kuşağı gibi manyetik alanlar da Dün-
ya’nın ayrılmaz bir parçasıdır. Zira
bu alanlar yerkürenin çekirdeğindeki
plazmanın elektrodinamikleri sonucu
oluşurlar. Ayın etkisi okyanusların
seviyelerini etkilerken, Dünya’nın
çekimi de binlerce kilometre uzakta
etkilidir.
Bütün bu ilişkilerden bağımsız ve ya-
lıtılmış olarak pi sayısı çap kare for-
mülü ile hesaplanan dünya çevresi,
yapay ve geometrik bir sınırdır. İlişki
bütünlüğü ile alındığında uzayla ara-
mızda sınır
yoktur
Benzer şekilde bir ağacın, gövde, dal
ve yapraklarının geometrik boyutla-
rını belirlemek mümkündür. Ancak
bu boyutların yalıtılmışlığından sıy-
rılıp, kökleri toprak ve suyla, güne-
şi yapraklarla, yapraklardan salınan
oksijeni hava, bulutlar ve yağmurla
ilişkili olarak gördüğümüzde, ağacın
üzerinde yeryüzü ile gökyüzü arasın-
da kesintisiz bir devran ve dönüşü-
mün gerçekleştiğinin farkına varırız.
Ağaç bu şekilde tüm devinimleri ile
evrenle ilişki bütünlüğünde görüldü-
ğünde, boyutları geometrik sınırların
ötesindedir.
Bir mumyanın sınırları belirlenebilir,
ölçü ile ilgilidir ama bir canlının sı-
nırlarını cetvelle ölçmek pek olanaklı
değildir.
Aynı maddenin farklı halleri arasında
bir sınırdan bahsedebilmek olanaklı
mıdır?
ifadesi, suyun sıvı
halde kalabileceği fizikî aralığı ta-
nımlar. Ama
gerçekte, dışardan gelen
bir etkinin, ısının suda yaptığı deği-
şimi veya suyun ısıya buz, sıvı ve
buhar olarak verdiği tepkiyi gösterir.
Bir tür
diyebile-
ceğimiz bu geçişli durumlarda, aynı
maddenin sıvı, buz ve buhar gibi
farklı halleri söz konusudur. Dönü-
şümler ise halden hale geçişten fark-
lıdır.
Dönüşen, dönüştüğü şeyden hem
yapı hem özellik itibarı ile farklıdır.
Karbonun oksijene, oksijenin demire
dönüşmesi gibi.
Elementlerin hepsinin farklı proton,
nötron ve elektron sayısı vardır ve
bütün elementler tek bir hidrojen ato-
munun nükleer ve termal dönüşümle-
ri sonucu oluşmuştur. Karbondan de-
mire, uranyumdan altına hemen tüm
elementler yıldızların
içinde veya
patlamalarında ortaya çıkan
çok yüksek sıcaklıklarda oluşan sen-
tez ve
larla meydana gelmiştir.
Dönüşme ve hal değiştirmenin ger-
çekleşmesi için gereken etki ara-
lıkları ve şartları, sınır kavramı ile
örtüşmez. Bu noktalar sınır gibi bir
kesintiyi değil değişimin gerçekle-
şeceği “geçiş “değerini ifade eder.
Su 100 derecede buhar haline
geçer.
Burada yüz derece bir sınırı değil, bir
geçişi ifade eder. Yıldızların içindeki
nükleer tepkimeler yeterli zaman ve
yükseklikte ısıyı sağlayınca karbon,
geçişli olarak oksijene ve giderek de-
mire dönüşür.
Burada sınır ve kesinti değil, geçişli
bir akış veya seyir sayesinde, serbest-