69
S
İ Y A S E T V E
K
Ü L T Ü R
D
E R G İ S İ
Turar Rıskulov
Milliyetçi komünizmin Türkistan’daki en
önemli temsilcisi, Turar Rıskulov’dur. Rıskulov,
Türk birliği fikrine belki de en fazla inanan ve
Stalin’e karşı en cesur çıkışları yapan önder
olmuştur (Coşkunarslan 1999: 58). Sultangaliyev’in
yargılandığı toplantıda onu üstü kapalı bir şekilde
savunan Rıskulov, Sovyetlerin milliyetler siyasetini
devrimin ilk yıllarından itibaren çok açık bir şekilde
tenkit eden liderlerin başında gelmiştir. Sovyetlerin
“Basmacıları”
15
ezmek adına Türkistan’da terör
estirmesi ve Türkistan’a saldıran Kızıl Ordu
birliklerinin içinde yer alan Ermeni Taşnaksutyun
Partisi’nin adamlarının Türklere karşı büyük
katliamlar gerçekleştirmiş olması, bütün yerli
komünistleri kızdırmış, Sovyetlere karşı tepki
giderek arttırmıştır. Turar Rıskulov, 18 Ekim 1919’da
yaptığı bir konuşmasında, Moskova’nın Türkistan’a
yönelik politikalarının Rus komünistlere karşı
güvensizlik doğurduğunu, Müslüman topluluğun
gasp ve eziyet objesi olarak kalmaya devam ettiğini
açık bir şekilde ifade etmiştir (Koñıratbayev 1994:
107-108).
Türkistan’daki Rıskulov’un başını çektiği milliyetçi komünizm,
“Rıskulovculuk” olarak nitelendirilmiş ve V. V. Kuybişev, “Rıskulovculuk”u şu
şekilde tanımlamıştır:
“Rıskulovculuk; bu Şura Hükümeti’nin Türkistan’da yürüttüğü
milliyetler siyasetine karşı çıkmaktır. Onların gerçek talebi Türkistan’da yaşayan bütün
milletlere eşitlik sağlamaktır... Rıskulov önderliğindeki ileri gelenler Avrupa (Avrupa’dan
kasıt Rusya’dır) sömürgeciliğinin zulmünden kurtulmak ve milletin kendi kendisini
yönetmek maksadını amaçlamışlardır.” (Koñıratbayev 1994: 102-103).
Gerçek anlamda bir Türkçü ve Türkbirlikçi olan Turar Rıskulov, Türkistan
Cumhuriyeti’nin başkanı olduğu sırada eski Alaş-Ordacıları önemli görevlere
getirmiştir. Alaş-Orda Millî Hükûmeti’nin
16
kurucularından Ahmet Baytursun’u
Maarif Komiserliğine, Alaş-Orda’nın bakanlarından Halil Dosmuhammedov’u Halk
Komiserler Meclisi içinde yayınlarla ilgili bölümün başına getirmiştir (Coşkunarslan
2004: 142-143).
Rıskulov, Moskova’yı çileden çıkaracak görüşlerini, 17 Ocak 1920 tarihinde
Türkistan Komünist Partisi’nin V. Kongresi ve Müslüman Bürosu Örgütleri III.
Konferansı’nda dillendirir. Bu konferansta “Millî Meseleler ve Millî Komünist
Bölgeler” başlıklı bir rapor sunan Rıskulov’un savunduğu görüşlerinden bazılarını
şu şekilde sıralamak mümkündür:
Turar Rıskulov,
18 Ekim 1919’da
yaptığı
bir konuş-
masında, Mosko-
va’nın Türkistan’a
yönelik politikala-
rının
Rus komü-
nistlere karşı gü-
vensizlik
doğur-
duğunu, Müslü-
man topluluğun
gasp
ve eziyet
objesi
olarak
kalmaya devam
ettiğini açık bir
şekilde ifade
etmiştir
70
D
Ü Ş Ü N C E
D
Ü N Y A S I N D A
T
Ü R K İ Z
1. Sırderya, Cetisu, Fergana, Semerkand ve Zakaspi vilayetlerinden oluşan
Türkistan Kırgız, Kazak, Özbek, Türkmen, Karakalpak, Kıpçak, Tatar, Uygur,
Dungan, vs. ile beraber Türk asıllı olmayan Tacik ve Yahudiler dâhil edilerek Türk
halklarının vatanı olarak kabul edilsin. Rus, Yahudi, Ermeni ve diğer unsurlar
göçmen olarak kabul edilsin.
2. RSFSR (Rossiyaka Sovetskaya Fedaratsiya Sotsialitiçeskih Respublik)
Anayasasının 2. maddesine göre Türkistan Otonom Cumhuriyeti, Milli Meclis
Cumhuriyeti olarak kabul edilsin. Burada kendi kendini idare eden halk, yerli
Türk halkıdır. Dolayısıyla “RSFSR’nin Türkistan Cumhuriyeti”nin adı, coğrafi
özelliği yönünden onun millî niteliğine uysa da, düşüncenin aydınlığa kavuşması
için RSFSR’nin Türkistan Cumhuriyeti yerine “RSFSR’nin Türk Cumhuriyeti” diye
adlandırılması gerekir. Bununla beraber ülkedeki hükümet teşkilatlarının adını
tekrar değiştirmek lazımdır.
3. Şimdiki Sosyalist kuruluş esnasında sadece toprak açısından değil, bununla
birlikte halklar arasında da sınırlar yavaş yavaş yok olacağı zaman Türkistan, sadece
beş vilayetten oluşan bir coğrafya olarak sınırlandırılmasın. Aksine Türk Meclis
Cumhuriyeti’ne dahil olmak isteyen diğer cumhuriyetlerin
kabul edilmesine imkan
tanınsın (Rıskulov, Türk Meclis Cumhuriyetini kurarak ileride bu cumhuriyetin
dışında kalan Tataristan, Başkurdistan, Nogay toprakları ve Azerbaycan’ın da
yavaş yavaş birleşmesini sağlayarak ileriki bir aşamada Türk Asıllı Halkların Millî
Konfederasyonu’nun kurulmasını planlamıştır. Bu madde ile Sultangaliyev’in
kurmak istediği “Turan Cumhuriyeti”ne yol açılmış olacaktı.).
4. Emekçiler ve ezilmiş halkları enternasyonal yoluyla birleştirmek için, Türk
halklarının Tatar, Başkurt, Kırgız, Kazak, Kırgız, Özbek, vs. olarak bölünüp küçük
cumhuriyetler kurma fikrini komünist propaganda yoluyla yok etmek ve bütünlük
amacı için RSFSR’ye katılacak diğer Türk halklarını, Türk Meclis Cumhuriyeti
etrafında birleştirmek gereklidir. Bu mümkün olmadığı takdirde ayrı Türk halklarını
coğrafyalarına göre kendi aralarında birleştirmek gereklidir. (Burada kastedilen,
Türkistan’ın dışında kalan Türk bölgelerinin kendi aralarında birliğe gitmelerinin
gerekliliğidir. Örneğin Tataristan ve Başkurdistan’ın ayrı ayrı cumhuriyetler değil,
Sultangaliyev’in de savunduğu gibi, Tatar-Başkurt Cumuriyeti olarak kurulması
gibi) (Coşkunarslan 2004: 143-144)
Yaptığı konuşma ve sunduğu raporlarda Türkistan’da yerli halktan oluşan
bağımsız bir ordu kurulması gerekliliğine de dikkat çeken Rıskulov, Türkistan’ı
yerli Türk asıllı halkların tarihi vatanı olarak nitelendirir ve Türklerle Türk olmayan
Müslümanların dışında kalanların göçmen olarak kabul edilmesini teklif eder.
Türkistan Cumhuriyeti’nin adının “Türk Meclis Cumhuriyeti” ya da “RSFSR’nin
Türk Cumhuriyeti” olarak değiştirilmesini talep eden Rıskulov, Türk Meclis
Cumhuriyeti’nin sınırlarının diğer Türk cumhuriyetlerinin katılımı için her zaman
açık olacağını ilan eder. “Türk Meclis Cumhuriyeti”nin dilinin Türkçe olması ve devlet