89
S
İ Y A S E T V E
K
Ü L T Ü R
D
E R G İ S İ
“Tatarlarda Sınıflar Tarihi”, “Pugaçev İsyanı” ve üç
ciltlik “Tatar Edebiyatı Tarihi” (amcasının oğlu Ali
Rahim’le birlikte) adlı eserleri yayımlamıştır.
1925’te Neriman Nerimanov’un Azerbay-
can’da millî kadroların yetiştirilmesi projesi kapsa-
mında Azerbaycan’a davet edilen Gubaydillin,
1926-1927 yıllarında Azerbaycan Üniversitelerinde
Azerbaycan tarihi okutulmaya başlanması üzerine,
bu üniversitelerde dersler vermiş, asistanlar yetiştir-
miştir. 1926’da Bakü’de düzenlenen Türkoloji Kongre-
si’ne “Türk-Tatar Halklarının Tarihi Edebiyatının
İnkişafı” başlıklı bildiriyle katılan Gubaydillin’in
Azerbaycan’ı Öğrenme Cemiyeti’nin haberleri
arasından yayımladığı “Hazarların Menşei Hakkın-
da Kayıtlar” adlı eseri, 1937’de önüne karşı devrimci
edebiyat eseri olarak getirilmiş, suçlanmasına
neden olmuştur (Coşkunarslan 1996: 47-48).
1926’dan sonra “Tatar Tarihi”, “Tatar Burju-
vaziyası Tarihinden”, “Kazan Tatarlarında Feodal
Sınıfın Yıkılması Tarihinden” adlı makaleleri
Moskova’da yayımlanan Gubaydillin, Azerbaycan
Devlet Üniversitesi Şark Tarihi Fakültesi’nin doçenti
ve Yüksek Pedagoji Enstitüsü İçtimaiyet-Tarih
Şubesi’nin dekanı olmuştur. Bu dönemde Hüseyin
Cavid, Abdullah Şaig, Bekir Sıtkı Çobanzade, Tağı
Şahbazı, A. N. Samoyloviç gibi isimlerle yakın
dostluklar kurmuştur ve bu ve buna benzer isimler Sovyet yönetimince daha sonra
“pantürkist” ve “karşı devrimci” olarak nitelendirilmiştir. 1927’de çalışmalarını
hızlandıran ve “Özbek Halkının Menşei Problemi”, “Pugaçev ve Tatarlar”, “Volga
Boyu Tatarlarının Sosyal İnkişafının Merhaleleri”, “Azerbaycan Beyleri ve Onların
Aslı Kendlileleri” ve “Tatarlar Karışıklık Devrinde” adlı eserlerini yayımlayan
Gubaydillin, aynı yıl profesör unvanını almaya hak kazanmıştır.
Türkistan’daki üniversiteler tarafından defalarca ders vermesi için davet alan
Gubaydillin, bu sayede Türk Dünyası’nda gezip görmedik bir yer bırakmamış,
bu “Turan” seyahatleri ileriki yıllarda başına bela olmuş, bu geziler
nedeniyle
pantürkizmin esas ideologu olmakla suçlanmıştır (Coşkunarslan 1996: 48).
1927-1928 yılları arasında çok sayıda makalesi yayımlanan Gubaydillin’in
çalıştığı Şarkşinaslık Fakültesi, kısa sürede bütün Rusya’da en güçlü şarkiyat
merkezlerinden birisi hâline gelmiştir. Fakültede okutulan dersler, dersleri veren
hocalar (Bekir Sıtkı Çobanzade, Gaziz Gubaydillin, Y. Ratgavzer, P. Fridolin, V.
Türkistan’daki
üniversiteler
tarafından
defalarca ders
vermesi için
davet alan
Gubaydillin, bu
sayede Türk
Dünyası’nda
gezip görmedik
bir yer
bırakmamış,
bu “Turan”
seyahatleri
ileriki
yıllarda başına
bela olmuş, bu
geziler nedeniyle
pantürkizmin
esas ideologu
olmakla
suçlanmıştır
90
D
Ü Ş Ü N C E
D
Ü N Y A S I N D A
T
Ü R K İ Z
Zummer, A. Zeküzade, M. Halfin, M. İbrahimov, V. Barthold, Samoyloviç, N. Marr)
ve fakültede izlenen Türkleştirme politikaları Sovyet yönetimini rahatsız etmiş,
Kasım 1928’de Azerbaycan Komünist Partisi Bakü Komitesi, Şarkşinaslık Fakültesi’ni
gereksiz bularak fakülteyi Pedagoji Enstitüsü ile birleştirmiştir (Coşkunarslan 1996:
49).
1931’den itibaren Stalinci baskılara maruz kalmaya başlayan Gubaydillin’in
eserlerinin basımı yavaşlamış, eserleri çeşitli bahanelerle yayım planlarından
çıkarılmıştır. Makaleleri dergi merkezlerinde aylarca bekletilen Gubaydillin,
hakkında çıkan eleştiri yazıları ve “Nerimanovculuk”la suçlanması nedenleriyle
Kazan’a dönmüştür. Kazan’a döndükten sonra da ağır eleştiriler alan Gubaydillin,
baskılardan bir nebze de olsa kurtulabilmek için kendi eserlerini eleştiren bazı
yazılar yazıp “Kızıl Tataristan” gazetesinde yayımlatmıştır.
26
1935’te yeniden Bakü’ye dönen ve 1936 yılının sonlarından itibaren
Azerbaycan Devlet Üniversitesi Sovyet Halkları Tarihi kürsüsünde ders vermeye
başlayan Gubaydillin, 18 Mart 1937’de tutuklanmıştır. Altı kez sorgulanan ve
pantürkist bir örgüte üye olmak, pantürkizmin ideologu olmak, Sultangaliyev’in
karşı devrimci teşkilatının üyesi olmak, Türkiye, Japonya ve Almanya yararına
çalışmak gibi suçlarla itham edilen Gubaydillin, 12 Ekim 1937’de kurşuna dizilerek
öldürülme cezasına çarptırılmıştır. Ziya Bünyadov, 13 Ekim 1937’de kurşuna
dizilerek öldürülen Gubaydillin hakkındaki kararı, KGB arşivlerinden şu şekilde
aktarmaktadır:
“16 Eylül 1937’de G. S. Gubaydillin, Azerbaycan SSR CM’nin 73, 64, 63-1, 69 ve 70.
maddelerinde yazılı suçlara iştirakına, yani:
1. Millî
cumhuriyetlerin SSRİ’den silahlı mücadeleyle ayrılmasına hazırlanan ve
birleşik Türk-Tatar devletinin kurulması için çalışan umumittifak karşı devrimci pantürkist
teşkilat merkezinin üyesi olduğuna,
2. Pantürkist teşkilatta dolaylı bir şekilde faaliyet gösterdiğine ve Kırım, Tataristan,
Özbekistan ve Azerbaycan’da yeni yeni üyeler kazandırdığına,
3. Zarar verici-yıkıcı grup meydana getirdiğine ve Azerneftkombinatın madenlerine
zarar verici bir dizi emirler verdiğine,
4. Türk, Alman ve Japon gizli servislerinin casusu gibi faaliyetler gösterdiğine dair
suçlanmış ve itham kararı tertip edilmiştir.
11 Ekim 1937’de SSRİ Yüksek Mahkemesi Savaş Kollegiyası Seyir Sessiyası’nın
hazırlık toplantısının protokolü tertip edilmiştir. Burada beyan olunmuştur:
1. Suçlama kararı onaylansın ve işe 1 Aralık 1934 yılı kararına uygun olarak SSRİ
Yüksek Mahkemesi Savaş Kollegiyasında bakılsın.
2. Gaziz Salihoviç Gubaydillin’in işi Azerbaycan SSR
CM’nin 73, 64, 63-1, 69 ve
70. maddelerine göre mahkemeye verilsin.
3. İşe bağlı mahkeme toplantısında avukatsız, savcısız ve şahitsiz bakılsın.
12 Ekim 1937’de SSRİ Yüksek Mahkemesi Savaş Kollegiyası Seyyar Sessiyası’nın