127
S
İ Y A S E T V E
K
Ü L T Ü R
D
E R G İ S İ
Abdullah Tukay tarafından yazıldığı düşünülen ve çarlık idaresini sert tenkit eden “bu
hayata kalben razı olan kişi Müslüman da değil, mümin de değil, insan da değil demek
istiyorum” ifadesi yüzünden Kamil büyük bir ceza ödemek zorunda kaldı ve valinin
emriyle derginin yayını sonra verildi.
Rusya’da Birinci Duma’nın dağıtılmasından sonra basın üzerindeki kontroller
daha da sıklaşmış, Uralsk şehrindeki sosyalist gruplar dağıtılmıştı. Uralsk şehrinde
yaşayan bazı mutaassıp gruplar, Kamil’e ve onun çıkarmakta olduğu gazete ve dergilere
hücum yapmaya başladılar. Valiye yapılan müracaatlar neticesinde Kamil’in naşirlik ve
muharrirlik izinleri iptal edildi, babası ve kendisi mahkemeye verildi. Uralsk şehrinde
yaşayan Murtaza Gubaydullin isimli bir zengin Mu’tilerin Terakki isimli neşriyat şirketini
satın alarak Mu’ti ailesini bu zor durumdan kurtardı. Ancak kısa bir müddet sonra dergi
ve gazetelerin en önemli yazarı olan Abdullah Tukay’ın zenginlere karşı aşırı kini ve
düşmanlığını gören Murtaza Gubaydullin yayıncılık işinden çekilmeye karar verdi.
Kamil Mu’ti ve babası mahkemeye verildi, mahkeme Kamil’i bir buçuk yıl,
babasını da altı ay Petropavlovks şehrindeki siyasi hapishaneye gönderme yönünde karar
verdi, böylece babasının mollalık belgesi elinden alınacak ve medresesi de kapatılacaktı.
Kamil Saratov şehrinde bulunan üst mahkemeye temyize gitti ve davayı kazandı. Ayrıca
yayınına son verilen Fikir’in yerine Yeni Turmış isimli bir gazete çıkarmaya karar verdi.
11 Kasım 1907’de çıkmaya başlayan bu gazete de Şubat 1909’da şehrin valisinin emriyle
kapatıldı. Kamil bu arada yeni kurulmuş olan Tatar tiyatro grubunun problemleri ile
de ilgilenmeye başladı. Moskova’ya turneye çıkmış olan Tatar tiyatro gurubu seyirci
azlığından zarara uğramış, grubun lideri olan Kudaşev ekibi Moskova’da bırakarak
Petersburg’a gitmişti. Artistler Moskova’da zor durumda kalmışlardı. Durumdan
haberdar olan Kamil dostlarından topladığı yol parasını Moskova’ya göndererek artistleri
Uralsk şehrine davet etti. Şehirde bir bina tutarak sahne hazırlattı, Tatar gurubu Uralsk
şehrinde yeniden eserler sahnelemeye başladılar. “Seyyar Truppası” isimli bu grup, Tatar
tiyatrosunun ilk meşhur grubudur.
Yeni Turmuş’un kapatılması, Uralsk şehrindeki baskı ortamından etrafındaki
dostlarının dağılması, babasının da artık siyasî ve içtimaî meselelere karışmaması
neticesinde Kamil tamamen yalnız kaldı. Artık yeni bir gazete ve dergi için hükûmete
müracaat etmenin de manası yoktu, nasıl olsa izin verilmeyecekti. Kamil çaresiz kalmıştı.
Yeniden medrese açarak eğitim işine başladıysa da vali şehirden onu sürgün etti. Kamil
Ocak 1909’dan itibaren Saratov şehrinde yaşamaya başladı. Edebî ve müzik geceleri
düzenleyerek yaşamını idame etmeye çalıştı. Saratov Konservatuarı öğretim üyelerinden
Prof. R. Rudolf’dan özel müzik dersleri aldı ve R. Rudolf, Kamil’in 20 şarkısını besteledi.
Ancak Saratov şehrinde konser vermesine izin verilmediğinden Kazan’a gitti. Kazan’da
da konser için izin alamadığından tiyatro grubu Seyyar’a katıldı ve artistlik yapmaya
başladı. Rusya Müslümanları arasında ilk konserler Kamil tarafından düzenlendi. Kamil
kendi yazdığı şarkıları okuyordu. 1917 ihtilaline kadar geçimini konserler düzenleyerek
temin etti. Rusya’da Müslümanların yaşadığı bütün şehir ve büyük köyleri dolaşarak
1500 civarında konser düzenledi.
128
D
Ü Ş Ü N C E
D
Ü N Y A S I N D A
T
Ü R K İ Z
1916 yılında askere alındı ve Petrograd şehrinde hasta bakıcı ve aynı şehrin posta
idaresinde tercüman olarak görev yaptı. Müslüman askerlere konserler düzenledi. 1917
İhtilali’nden sonra Lenin’in meşhur Doğu Halkları Bildirgesi’ni Tatarcaya tercüme etti
ve 1917 İhtilalinden sonra çıkan ilk Tatarca gazete olan Yarlı Halk’ın redaktörlüğünü ve
Müslüman İşleri Merkez Komiserliği’nin Çulpan isimli gazetesini çıkardığı gibi Halk
Komiserliği’nin dış işleri bürosunda tercüman olarak çalışmaya başladı. 1918 yılından
itibaren Samara Müslüman Komiserliği’nde matbuat komiseri olarak görev yaptı ve
bu şehirde çıkmakta olan Kineş gazetesinin redaktörlüğünü yürüttü. Samara’nın Aklar
ve komünistler arasında birkaç defa el değiştirmesi sırasında Yana Küç, Biznen Fikir
gazetelerinin baş muhabirliğini yaptı.
1919 yılında Samara’dan Uralsk şehrine gönderildi ve Komünist Partisi’nin
uyuşturulmasında görev aldı. Uralsk’ta Tatarca olarak İhtilal Bayrağı isimli gazeteyi
çıkarmaya başladı. Ancak şehrin Aklar tarafından ele geçirilmesinden sonra Ural
taraflarına giderek Başkurt tümenlerinin kurulmasında oğlu Hamit ile birlikte görev
yaptı. Uralsk’ın tekrar komünistler tarafından ele geçirilmesinden sonra Yana Fikir isimli
gazeteyi çıkarmaya başladı. Görevli olarak Kazakistan’ın çeşitli şehirlerindeki Komünist
Partisi’nin oluşturulmasında görev yaptı. Uralsk’a döndükten sonra hakkında yapılan
bazı şikâyetler üzerine partiden çıkarıldı. Mahkemede suçsuz olduğu ispat edilmesine
rağmen partiye tekrar alınmadı. Uralsk’tan Kazan’a gitmek zorunda kaldı ve burada
Halk Maarif Komiserliği’nde tercüme, radyo programları ve konserler vermeye başladı.
Bu yıllarda sahne eserleri yazmaya başladı: Tuzak, Güreş, Şeytan Öne. Uylap Tabuci isimli
piyesi basılamadı. Tuzak altı perdelik iç savaşı anlatıyor. 1935 yılında hastalık nedeniyle
emekli edildi. 1937 yılında Bil-Belotserkovskiy’in Ştorm isimli eserini Tatarcaya tercüme
etti ve eser sahnelendi. Moskova’da Tatar Opera Stüdyosu Müdürü ve Çaykovkski
Konservatörlüğünde parti sekreteri oğlu Hamit, “halk düşmanı” ilan edilerek hapse
atıldı ve Kamil’in emekli maaşına el konuldu. 1937 yılında yazdığı “Ben nasıl şarkıcı
oldum” isimli hatıratında vefatından önceki yıllarda çektiği sıkıntıları anlatmaktadır. 26
Ocak 1941’de hastalıktan vefat etti.
Tatarlar arasında sosyalist neşriyatın kurucularından olan ve aynı zamanda Tatar
tiyatro edebiyatının en önemli yazarı Aliasker Kemal 07.01.1879’da Kazan’da doğdu.
Ailesi fakir olduğu için çocukluk yıllarını annesinin köyü olan Aşağı Masra’da geçirdi
ve medrese eğitimine de bu köyde başladı. Köydeki medreseye bir kış devam ettikten
sonra babası onu Kazan’a getirerek dönemin meşhur medresesi olan Osmaniye’ye verdi.
Babasının sık sık ev değiştirmesi nedeniyle Kazan’ın birçok medresesinde eğitim gören
Aliasker Kemal, 1893-1900 yılları arasında ise meşhur din alimi ve Usul-i Ceditçi Alimcan
Barudî’nin Muhammediye Medresesi’nde okudu. Babasının müsaadesiyle medresede
okuduğu sırada bir Rus okuluna da devam ederek Rusça öğrendi ve Rus edebiyatıyla
tanıştı. Kışları medresede okuyan Aliasker Kemal, yaz günlerinde İdil-Ural bölgesinin en
önemli ticaret şehirlerinden olan Nijni Novgorod panayırına giderek babasına yardım
ediyordu. Bu panayır şehrindeki hareketli yaşam, tiyatro ve sirkler onun küçük yaştan
Dostları ilə paylaş: |