129
S
İ Y A S E T V E
K
Ü L T Ü R
D
E R G İ S İ
itibaren mizah yönünün gelişmesine büyük bir katkı
sağladı.
Medresedeki öğrencilik yıllarında okuduğu
Bilik,
Risale-i Azize,
Biçare Kız,
Reddi Biçare Kız gibi
eserler ve dönemin meşhur Tatar yazarları olan Musa
Akyiğitzade, Zahir Bigiyev ve Kayum Nasirî’nin eserleri,
İsmail Gaspıralı’nın
Tercüman gazetesi, onun edebiyata
olan ilgisini arttırdı. 1898’de ilk eseri olan
Behitsiz İgit
(Bahtsız Genç) isimli ilk eserini ve daha sonra da
Öç
Bedbehit (Üç Bedbaht) isimli ikinci eserini yazdı.
Behitsiz
İgit gerek muhtevası ve gerekse üslubu bakımından
Tatar tiyatro eserlerinin ilk numunelerindendir. Eser
oldukça sade bir dille yazıldığından halk tarafından
büyük bir ilgiyle karşılandı. Çünkü bu dönemde
Tatar yazarları dilde Türkçü ve Tatarcı olmak üzere iki
guruba ayrılmışlardı. Türkçü yazarların eserleri ancak
entelektüel ve okumuş çevreler tarafından takip edilebiliyordu. Normal halk bu yazarların
eserlerini anlamakta güçlük çekiyordu. Bu nedenle Aliasker Kemal’in halk dilinde yazdığı
bu ilk tiyatro eseri halk tarafından beğenildi. Yazar eserin sonunda kahramanlardan birini
“bazı kişiler bu kitabı özellikle sokak dilinde yazılmış diyerek tenkit edip güleceklerdir.
Lakin ne ziyan? Gülsünler, bütün halkın anlayacağı sokak dilinde yazılacak kitaplar
nasip olsun” şeklinde konuşturarak, eserlerini halkın anlayacağı bir üslupla yazacağını
belirtiyordu. Eserin konusunu gündelik hayattan, özellikle zengin ve mutaassıp Tatar
ailelerinin üzüntülü, komik ve gizli yaşamından alan Aliasker Kemal, güldürü tarzının
ilk güzel örneğini verdi. Aynı yıl Namık Kemal’in
Zavallı Çocuk isimli eserini
Kızganıç Bala
ismiyle Tatarcaya tercüme etti. Aliasker Kemal’in Namık Kemal’den yaptığı bu tercüme,
Tatarcaya tercüme edilen ilk drama eseridir.
Medreseyi tamamladıktan sonra 1901’de zengin bir ailenin kızı olan Ayşe
Hanım’la evlendirildi. Kazan’da cami sayısı az olduğundan medrese mezunu genç imam
adaylarının iş bulması imkânsız gibiydi. Bu nedenle zengin kayınpederin yaptıracağı
camiye imam olarak atanmak diğer bütün medrese mezunları gibi, Aliasker Kemal
için de en kısa yoldu. Aliasker Kemal, kayınpederinin cami yaptırmaya karar vermesi,
ailesinin bütün arzu ve teşvikine rağmen imamlık yapmayacağını bildirdi. Bunun üzerine
ailesinin ve kayınpederinin yardımlarıyla Maarif Kütüphanesi isimli bir yayınevi açarak
kitap basım ve ticareti ile uğraşmaya başladı. Bu yıllarda İstanbul’a giderek Namık Kemal
ve diğer Türk yazarlarıyla tanıştı. İstanbul’dan dükkanı için eserler satın alarak Kazan’a
döndü. Almanya’da matbaa eğitimi görmüş olan arkadaşı Mahmut Almaev ile birlikte,
daha çok medrese öğrencilerine hitap eden
Terakki isimli bir gazete çıkarmaya başladı.
Öğrencilik yıllarında babasının yanında gittiği Nijni Novgorod panayırına kitap tüccarı
Namık Kemal’in
Zavallı Çocuk
isimli eserini
Kızganıç Bala
ismiyle Tatarcaya
tercüme etti.
Aliasker Kemal’in
Namık Kemal’den
yaptığı bu tercü-
me, Tatarcaya
tercüme
edilen ilk
drama eseridir.