467
Bağımsızlık yıllarında televizyon ve radyo yayınlarında da gelişmeler
olmuştur. Karakalpakistan (Nökis) TV bağımsızlıktan sonra yayın alanını
genişletmiştir. Önceden sadece bir saat yapılan televizyon yayınları günümüzde
artırılmıştır. Televizyonda Aile, Bayterek, Gençler Kanalı, Tarih ve Kader, Keşki
Diydar vb. programlar yayına girmiştir. Böylece millî kültür içerikli programlara
ağırlık verilmiştir.
Resim 98: Karakalpak Türkleri ile Türkiye Türklerinin etkileşimi konusunda programlar
yapan Karakalpakistan televizyonu çalışanları. Nökis–2003. (Fotoğraf: Salih Yılmaz Arşivi)
Karakalpakistan’da basın adına yapılan en büyük reform, devlet
televizyonunun 2002 yılında teknolojik donanımlarla yenilenmesidir. Bu sayede
Haziran 2002 tarihinden itibaren her sabah “Selâmünaleyküm Karakalpakstan” adlı
program yayına başlamıştır. Karakalpakistan devlet radyosunda ise halk müzikleri,
sanat müzikleri, yabancı müzikler dışında millî kültür unsurları sunulmaktadır. Fakat
buna rağmen millî televizyon ve radyonun izlenme oranı şehirlerde çok düşüktür.
Çünkü şehirlerde genelde Rus televizyonları izlenmektedir. Millî televizyonlar
sadece köylerde izlenebilmektedir. Bunun nedeni de Rus televizyonlarının köylerde
çekmemesidir.
468
F- ÇEVRE
Dünyanın en büyük çevre felâketlerinden birisi olan Aral Gölü’nün kurumaya
başlaması Sovyet dönemi politikalarının bir neticesidir. Karakalpakistan’ın ekonomik
durumu da Aral Gölü ile yakın bağlantılıdır. Karakalpakistan’daki büyük çevre
sorunlarının en önemlilerini Aral Gölü’nün kurumasıyla meydana gelen kuraklık,
çevre problemleri ve pamuk üretimi dolayısıyla uygulanan yanlış tarım politikaları
oluşturmaktadır. Aral Gölü, Kazakistan ve Özbekistan arasındadır. Hazar, Surerior-
Michigan-Huron (Amerika) ve Victoria (Afrika) göllerinden sonra dünyadaki en
büyük dördüncü göldür. Bu gölü besleyen Amuderya ve Sırderya nehir sularının % 90
oranında sulama amacıyla kullanılmaya başlanmasıyla göle dökülen akarsular hemen
hemen yok denebilecek düzeye inince Aral Gölü ortadan kaybolmaya başlamıştır.
995
1917–1960
yılları arasında Aral Gölü henüz kurumaya başlamamıştır. 1960–
1970 yılları arasında Aral Gölü’nün çekilmeye başladığı fark edilmiştir. 1960–1970
yıllarında sadece gölün, suları çekilmekle kalmamış, Amuderya Nehri’nin suları da
pislenmiş ve Karakalpakistan ekonomisi krize girmiştir. Ekonomik krizin aşılabilmesi
amacıyla tarıma ağırlık verilmiştir. Bu amaçla yeni su kanalları yapılmış, su
kanallarının uzunluğu 2500 km’ye ulaşmıştır.
1960 yılında ülkede bulunan tarım arazilerinin %68,8’i pamuk ekimine
ayrılmıştır. Karakalpakistanlıların %90’ı tarımla uğraşmıştır. İkinci Dünya Savaşı
(1941–1945) yıllarında ülkede ekmek, un, şeker, çay, sıvı yağ ve diğer gıda ürünleri
karne ile verilmiştir. Halkın büyük çoğunluğu da bu gıda maddelerini alamamıştır.
1943–1944 yıllarında ülkede tifo salgını baş göstermiş, hastalıktan ve açlıktan
ölenlerin sayısı savaşta ölenlerden üç kat daha fazla olmuştur. Hastalıklardan ve
açlıktan ölenlerin sayısı yaklaşık 90.000 kişidir. İkinci Dünya Savaşı’ndaki kayıpları
da hesapladığımızda sayı 124.000 kişiye ulaşmaktadır.
996
995
Salih Yılmaz, “Aral Gölü Çevre Felâketi ve Orta Asya”, Avrasya Etüdleri, T. C. Başbakanlık
TİKA, sayı: 18, Ankara 2000, s. 94.
996
Sabır Kamalov, “Vklad karakalpakstantsev v pobedu vo vtoroy mirovoy voyne” (İkinci Dünya
Savaşı’nda Karakalpakların Payı), Faşizm Ustidan Kozonilgan Falabada Özbekistonning Tarihiy
Hissasi, AN FAN, Taşkent 1996, s. 327.
469
Resim 99: Aral Gölü Kurtarma Projesi Başkanı Yusuf Kamalov ve Salih Yılmaz’ın Acı
Göl ziyareti. Nökis–2003. (Fotoğraf: Salih Yılmaz Arşivi)
Resim 100: Aral Gölü Kurtarma Projesi Çalışanları (UDASA); soldan sağa: Aydost, Salih
Yılmaz, Natalia, Timur. Nökis–2003. (Fotoğraf: Salih Yılmaz Arşivi)
470
Resim 101: Aral Gölü’nün kurumasıyla güçlükle yapılmaya çalışılan balıkçılık–2003.
(Fotoğraf: Salih Yılmaz Arşivi)
Resim 102: Aral Gölü’nün kurumasıyla çöle dönüşen göl sahası–2003. (Fotoğraf: Salih
Yılmaz Arşivi)
471
Resim 103: Aral Gölü’nde balıkçıların hazırlıkları–2002. (Fotoğraf: Salih Yılmaz Arşivi)
Resim 104: Aral Gölü’nün kurumasıyla ortaya çıkan gemi mezarlığı–1995. (Fotoğraf: Salih
Yılmaz Arşivi)
472
Aral Gölü çevre felâketinin ortaya çıkmasıyla 1960 yılından itibaren eski
dönemde olduğu gibi salgın hastalıklar ve açlık görülmeye başlamıştır. Aral Gölü
sadece Karakalpakları ilgilendiren ve onları besleyen bir göl olmamıştır.
Karakalpakların yanında Özbekler, Kazaklar ve Türkmenler de bu felâketten
etkilenmişlerdir. Bu Türk kavimleri Aral Gölü ve çevresinin tarıma müsait
olmasından dolayı tarihte buralara yerleşmişler ve oluşumlarını da burada
tamamlamışlardır. Rusya’nın Türkistan’a girmesiyle buralarda araştırmalar yapan
Voyekov, XIX. yüzyılın sonlarında Aral Gölü hakkında şöyle yazmıştır: “Aral Gölü
gereksiz bir göldür. Onu kurutmak bizim daha çok işimize gelebilir.”
997
Voyekov’un
bu önerisi Çarlık Rusyası tarafından gerçekleştirilemese de Sovyetler Birliği
döneminde gerçekleştirilmiştir. Bir zamanlar Sovyetler Birliği’nin Su-İktisadîye
Bakanlığı birinci müsteşarı “Aral güzel ölmelidir.” dedikten sonra “Halk denizsiz-
gölsüz yaşamayı öğrenmeli.” diye beyanatta bulunmuştur.
998
Bu da göstermektedir ki
devlet adamları insanlara önem vermekten çok paraya önem vermişlerdir. Buna
karşılık biyoloji profesörü Koboloviç “Bizler bir nesilde koca bir denizi yeryüzünden
yok eden dünyadaki yegâne memleket olduk.”
999
diyerek Aral’ın durumunu açık bir
şekilde izah etmektedir.
Sovyet-Rus
uzmanı Fedoroviç’in deyimiyle “ İnsanlık tarihinde ilk defa bir göl
yok edilmektedir.” Sovyet hükûmetinin tehlikeleri dikkate almadan en üst düzeyde
ürün alma siyaseti ve doğal kaynakların yağmalanması sayesinde Aral Gölü
kurumaya başlamıştır. Aral Gölü’ne dökülen Amuderya ve Sırderya nehirlerinin
suları tarımda kullanılmak için yapılan kanallara aktarıldığı için Aral’a dökülen su
düzeyi azalmıştır. 1960 yılından itibaren Sovyet hükûmeti Amuderya ve Sırderya
nehirleri havzasında yeni tarım arazilerinin açılmasını ve yeni kanalların yapılmasını
emretmiştir. Bilinçsizce kullanılan toprak ve su, zamanla verimsizleşmeye ve
azalmaya başlamıştır. Aral Gölü’ne gönderilecek su miktarı da hesaplanmadığından
göl, kurumaya başlamıştır. 1960 yılından itibaren Aral Gölü’nün durumu hakkında
konferanslar düzenlenmiş ve Aral’a dökülecek su miktarının bir an önce belirlenmesi
997
A. İ. Voyekov, Sobraniye soçineniy (Eserlerin Kitabı), Pod. Redaktsiey A.V. Girgoreva, , Cilt III,
AN SSSR, Moskva 1952, s. 197.
998
Baymirza Hayıt, “Tarihte ve Zamanımızda Aral Gölü ve Çevresindeki Kültür”, Avrasya Etüdleri,
T. C. Başbakanlık TİKA, sayı:3, Ankara 1994, s. 10.
999
Ayn. mkl., s. 11.
Dostları ilə paylaş: |