İMÂm ali (A. S) R sûresi Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır


- İMÂM ALİ'nin (A.S) VELÂYETİ, ALLAH'IN SAĞLAM KALESİDİR



Yüklə 238,23 Kb.
səhifə40/56
tarix01.08.2018
ölçüsü238,23 Kb.
#59922
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   56

133- İMÂM ALİ'nin (A.S) VELÂYETİ, ALLAH'IN SAĞLAM KALESİDİR


696- Ali b. Bilâl, İmâm Ali Rızâ'dan (a.s), o da İmâm Musâ Kâzım'dan (a.s), o da İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s), o da İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s), o da İmâm Zeynü'l-Âbidîn'den (a.s), o da İmâm Hüseyin'den (a.s), o da İmâm Ali'den (a.s), o da Resulullah'tan (s.a.a), o da Cebrâîl'den (a.s), o da Mîkâil'den (a.s), o da İsrâfîl'den (a.s), o da 'Levh'den nakletmiştir; orada ise 'Kalem'den şöyle nakledilmiştir:

"Allah-u Teâlâ, buyuruyor ki: 'Ali b. Ebî Tâlib'in velâyeti, benim kalemdir. Kim benim kaleme girerse, ateşimden/azabımdan emanda kalır!"775[775]


İMÂM ALİ'NİN (A.S) HİLÂFETİ

134- İMÂM ALİ'NİN (A.S) HİLÂFETİ HAKKINDA, RESULULLAH'IN (S.A.A) AÇIK NASLARI


697- Resulullah (s.a.a): "Bilin ki Ali, vasîlerin efendisi, muttakilerin imâmı ve benim bütün insanlar üzerindeki halifemdir. O, değerli ve yüce imâmların babasıdır; ona itâat etmek bana itâat etmektir ve onu tanımak, beni tanımaktır."776[776]

698- Senetli olarak İbn Abbâs'tan, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Ben şanı yüce Rabb'ime (Mirac gecesinde) yükseltildiğimde, bana şöyle nida edildi: "Ey Muhammed!' Ben de 'Lebbeyk ey azametli Rab, lebbeyk (emrine amadeyim)' diye cevap verdim. Allah-u Teâlâ, bana şöyle vahyetti: 'Ey Muhammed, Mele-i A'lâ'da (meleklerin bulunduğu alemde) nasıl bir tartışma yaşandığını biliyor musun?' Ben 'Ey mabudum, bir bilgim yoktur' dedim. Buyurdu ki: 'Ey Muhammed, insanlar içinden kendinden sonrası için bir vezir, kardeş ve vasî seçmedin mi?' 'İlâhi, kimi seçeyim? Sen benim için seç ey mabudum' dedim. Bunun üzerine Allah bana şöyle vahyetti: 'Ey Muhammed, ben insanlar içinden, Ali b.. Ebî Tâlib'i senin için seçtim.' 'İlâhi, amcamın oğlumu mu?' dediğimde, şöyle vahyetti: 'Ey Muhammed, hiç kuşkusuz Ali, senin ve senden sonra ilmin vârisidir; Kıyâmet gününde senin 'Hamd' isimli sancağının sahibi ve havuzunun sahibi olacaktır; ümmetinin müminlerinden olarak havuzun başına gelenleri onun suyuna doyuracaktır.' Sonra Allah (azze ve celle) şöyle vahyetti bana: 'Ey Muhammed, kendime hak olarak yemin ettim ki, sana, Ehlibeyt'ine ve temiz ve tahir olan zürriyetine düşmanlık besleyen kimse o havuzdan içmeyecektir!"777[777]

699- Resulullah (s.a.a): "Hiç kuşkusuz, Ali b. Ebî Tâlib benden sonra sizin emiriniz ve aranızda halifemdir."778[778]

700- Resulullah (s.a.a): "Ali, benim vârisimdir."779[779]

701- Ebûzer-i Gıfârî, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmektedir:

"Kıyâmet gününe kadar, ben peygamberlerin hâtemi-yim ve sen de ya Ali, (vasıtasız) vasîlerin hâtemisin."780[780]

702- Resulullah (s.a.a): "Ya Ali, sen dünya kadınlarının efendisinin eşi ve gönderilmiş peygamberlerin en üstününün halifesisin."781[781]

703- İmâm Cafer-i Sâdık (a.s), babasından, onlar da babalarından şöyle nakletmişlerdir; Resulullah (s.a.a) buyurdu ki:

"Cebrâîl, bana aziz Rabb'in (azze ve celle) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Kim bir tek benden başka bir ilâhın olmadığına, Muhammed'in benim kulum ve resulüm olduğuna, Ali b. Ebî Tâlib'in benim halifem olduğuna ve onun evlatlarından olan imâmların benim hüccetlerim olduklarına yakin ederse, rahmetimle onu cennetime sokarım, affımla onu ateşten kurtarırım, komşuluğumu ona mubah kılarım, ikramımı ona vacip kılarım, nimetimi ona tamamlarım ve onu özel ve halis kullarımdan kılarım. Bana seslendiğinde lebbeyk derim ve beni çağırdığında ona icabet ederim; benden bir şey isterse, veririm, sustuğunda ise ben başlarım; bir kötülük yaptığında, merhamet ederim; benden kaçtığında onu geri çağırırım, geri döndüğünde kabul ederim ve kapımı çaldığında yüzüne açarım; eğer bir kimse de bir tek benden başka bir ilâhın olmamasına, Muhammed'in benim kulum ve resulüm olduğuna, Ali b. Ebî Tâlib'in benim halifem olduğuna şehâdet etmezse, veya buna eder de onun evlatlarından olan imâmların, benim hüccetlerim olduklarına şehâdet etmezse, benim nimetimi inkâr etmiştir; azametimi küçümsemiştir; âyetlerime ve kitaplarıma kâfir olmuştur; eğer beni kastederse, kendisine engel olurum ve benden bir şey isterse, onu mahrum bırakırım; bana seslenirse, nidasını duymam ve bana dua ederse, duasına icabet etmem; bana ümit bağlarsa, ümidini keserim; bütün bunlar benim ona (hak ettiği için) verdiğim cezalardır ve ben kullara zulmedici değilim."782[782]

704- Resulullah (s.a.a): "Ali, vasîlerin en üstünüdür."783[783]

705- Resulullah (s.a.a): "Ali, benden sonra Ehlibeyt'im ve ümmetim üzerindeki vasîmdir."784[784]

706- Resulullah (s.a.a): "Ali, vasîlerin hâtemidir."785[785]

707- İmâm Rızâ (a.s), babaları kanalıyla, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

"Ya Ali, sen benim borcumu eda edeceksin ve sen benim ümmetime halifem olacaksın."786[786]

708- Senetli bir hadiste, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Ya Ali, sen benim vasîm ve halifemsin; kim senin vasîliğini ve halifeliğini inkâr ederse, o benden değildir ve ben de ondan ve ben Kıyâmet günü onun hasmı (davacısı) olacağım."787[787]

709- Selmân-ı Fârisî, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmiştir:

"Benim vasîm olan ve sırlarımı taşıyan ve kendimden sonraya bıraktıklarımın en iyisi olan, Ali b. Ebî Tâlib'dir."788[788]

710- Resulullah (s.a.a): "Her peygamberin, bir vasîsi ve vârisi vardır; şüphesiz Ali de benim vasîm ve vârisimdir."789[789]

711- İbn Abbâs, diyor ki: Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) şöyle buyurduğunu duydum:

"Ya Ali, sen benim vasîmsin; ben Rabb'imin emriyle seni vasî kıldım. Sen benim halifemsin; ben Rabb'imin emriyle seni kendime halife olarak tayin ettim. Ya Ali, benden sonra, ümmetimin ihtilaf ettiği şeyleri sen onlara açıklayacak ve onların arasında, benim oturduğum makama oturacaksın; senin sözün, benim sözüm ve senin emrin, benim emrim sayılır; sana itâat, bana itâat, bana itâat ise Allah'a itâat sayılır; sana karşı gelmek, bana karşı gelmek, bana karşı gelmek ise Allah (azze ve celle)'ye karşı gelmektir."790[790]

712- Senetli bir hadisin, bir bölümünde şöyle nakledilmiştir.

"Ya Ali, sen benim vasîm ve halifemsin, kim senin vasîlik ve halifeliğini inkâr ederse, benden değildir. Ben de ondan değilim ve ben Kıyâmet gününde onun hasmı olacağım."791[791]

713- Muhammed b. Fırât, İmâm Muhammed b. Ali'den (a.s), o da babalarından şöyle nakletmiştir; Resulullah (s.a.a) buyurdu ki:

"Ali b. Ebî Tâlib, Allah'ın ve benim halifemdir; Allah'ın ve benim hüccetimdir; Allah'ın ve benim kapımdır; Allah'ın ve benim seçtiğim kimsedir; Allah'ın ve benim habibimdir; Allah'ın ve benim halilimdir (dostumdur) ve Allah'ın ve benim kılıcımdır."792[792]

714- İmâm Ali Rızâ (a.s), Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmiştir:

"Ey insanlar topluluğu, bilin ki hiç kuşkusuz Ali, Allah'ın halifesidir."793[793]

715- Senetli olarak Abdullah b. Abbâs'tan nakledilmiştir; Resulullah'tan (s.a.a) duydum ki şöyle buyuruyordu:

"Cebrâîl'den duydum ki şöyle diyordu: 'Celâli yüce Allah'tan duydum ki şöyle buyuruyordu: 'Ali b. Ebî Tâlib, benim yaratıklarıma halifemdir; kim ona muhalefet ederse, bana muhalefet etmiştir ve kim ona karşı gelirse bana karşı gelmiştir."794[794]

716- Resulullah (s.a.a): "İşte bu benim aranızdaki halifem olan Ali'dir. Onu dinleyin ve itâat edin."795[795]

717- Senetli bir rivâyette, Hz. Ali (a.s), Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmiştir:

"Benim aranızdaki kardeşim, vasîm ve halifem, Ali b. Ebî Tâlib'dir. O hâlde onu dinleyin ve ona itâat edin."796[796]

718- Resulullah (s.a.a): "Ya Ali, Allah bana seni kardeş ve vasî olarak seçmemi emretti. O hâlde sen benim kardeşim ve hem hayatımda, hem de vefatımdan sonra ehlime vasîm ve halifemsin; kim sana uyarsa, bana uymuştur ve kim senden yüz çevirirse, benden yüz çevirmiştir. Kim sana kâfir olursa, bana kâfir olmuştur ve kim sana zulmederse, bana zulmetmiştir."797[797]

719- Selmân-ı Fârisî, Resulullah'tan (s.a.a) nakletmiştir; buyurdu:

"Benim vasîm, halifem, kardeşim, vezirim ve kendimden sonraya bıraktıklarımın en iyisi, hiç şüphesiz, Ali b. Ebî Tâlib'dir. O benim borcumu eda edecek ve vaatlerimi yerine getirecektir."798[798]

720- Resulullah (s.a.a): "Benim dostum, vezirim, halifem ve kendimden sonraya bıraktıklarımın en hayırlısı ve borcumu eda edip vaadimi yerine getirecek olan Ali b. Ebî Tâlib'dir."799[799]

721- İbn Abbâs diyor ki; Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) şöyle buyurduğunu duydum:

"Ya Ali, sen benim vasîmsin; ben seni Allah'ın emriyle vasî kıldım. Sen benim halifemsin; ben Allah'ın emriyle seni halifeliğe tayin ettim. Ya Ali, benden sonra ümmetimin ihtilaf edeceği şeyleri sen onlara açıklayacaksın (hak ve doğru olanı ortaya koyacaksın); onların içinde benim makamıma oturacaksın; senin sözün, benim sözüm ve senin emrin, benim emrimdir; sana itâat, bana itâattir ve sana karşı gelmek, bana karşı gelmektir; bana karşı gelmek ise Allah (azze ve celle)'ye karşı gelmektir."800[800]

722- Senetli bir hadiste Hz. Ali'den (a.s), Resulullah'ın (s.a.a) kendisine hitaben şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Ya Ali, sen benim vasîmsin; senin savaşın, benim savaşımdır ve senin barışın, benim barışım; sen imâmsın ve tertemiz ve masum olan on bir imâmın da babasısın ki, yeryüzünü adaletle dolduracak Mehdi de onlardandır; ona düşmanlık besleyenlerin vay haline! Ya Ali, bir kimse seni ve evladını Allah için severse, Allah onu seninle ve evladınla haşredecektir; siz de yüksek derecelerde benimle beraber olacaksınız; sen cenneti ve ateşi bölensin; sevenlerini cennete ve düşmanlarını da (cehennem) ateşine sokacaksın."801[801]

723- Enes b. Mâlik diyor ki: "Biz Selmân-ı Fârisî'den, Resulullah'a (s.a.a) 'Vasîn kimdir?' diye sormasını istedik; o da sorunca, şu cevabı buyurdular: 'Ey Selmân, benim vasîm ve vârisim, borçlarımı eda edecek ve vaatlerimi yerine getirecek olan Ali b. Ebî Tâlib'dir."802[802]

724- Senetli bir hadiste Câbir-i Cu'fî, Câbir b. Abdullah'tan şöyle duyduğunu nakletmiştir:

"Ben Resulullah'ın (s.a.a) Ali b. Ebî Tâlib'e şöyle buyurduğunu duydum: 'Ya Ali, sen benim kardeşim, vasîm ve vârisimsin; sen hayatımda da, vefatımdan sonra da ümmetime halifemsin; seni seven, beni sevendir ve sana buğz eden, bana buğz edendir; senin düşmanın, benim düşmanımdır ve senin dostun benim dostumdur."803[803]

725- Resulullah (s.a.a), kendisinden nakledilen bir hadisin bir bölümünde, şöyle buyuruyor:

"Şüphesiz, Allah, Ali'yi bir nişane, bir imâm, bir halife ve vasî olarak tayin etmemi bana emretmiştir."804[804]

726- Senetli bir hadiste İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s), o da babasından, o da İmâm Hüseyin'den (a.s), o da babası Hz. Ali'den (a.s) şöyle rivâyet etmiştir; Resulullah (s.a.a) buyurdu ki:

"Ali b. Ebî Tâlib, Allah'ın ve benim halifemdir; Allah'ın ve benim hüccetimdir; Allah'ın ve benim kapımdır; Allah'ın ve benim seçtiğimiz kimsedir; Allah'ın ve benim habibimdir; Allah'ın ve benim dostumdur ve Allah'ın ve benim kılıcımdır; o benim kardeşim, arkadaşım, vezirim, vasîmdir; onu seven, beni sevendir ve ona buğz eden, bana buğz edendir; onun dostu, benim dostumdur ve onun düşmanı, benim düşmanımdır; onun eşi, benim kızımdır ve onun evlatları, benim evlatlarımdır; onun savaşı benim savaşımdır; onun sözü, benim sözümdür ve onun emri, benim emrimdir; o, vasîlerin efendisi ve ümmetimin en hayırlısıdır."805[805]

727- Resulullah (s.a.a): "Ya Ali, sen benim vasîm ve halifemsin; senin emrin, benim emrim ve senin nehyin, benim nehyimdir. Beni nübüvvete seçen ve yaratıkların en üstünü kılana (Allah'a) andolsun ki sen Allah'ın yaratıklarına hücceti, vahyinin emini ve kullarına halifesisin; sen her Müslümanın mevlâsı, her müminin imâmı ve her muttakinin önderisin; senin velâyetinle benim ümmetim merhume (merhamet edilmiş) bir ümmet oldu ve senin düşmanlığınla, muhalif fırka mel'un oldu. Benden sonraki (gerçek) halifeler on ikidir; onların ilki sen ve sonuncusu da Kâim'dir ki Allah onunla yer yüzünün doğularını ve batılarını fethedecektir…."806[806]

728- Selmân-ı Fârisî'den nakledilen bir hadiste şöyle geçmektedir; Resulullah (s.a.a) buyurdu:

"Ümmetimin en bilgilisi, Ali b. Ebî Tâlib'dir ve o benim vasîmdir."807[807]

729- A'meş, İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s), o da babalarından, onlar da Hz. Emirü'l-Müminin Ali'den (a.s), Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:

"Ya Ali, sen benim kardeşim, vârisim ve vasîmsin; seni seven, beni sevendir ve sana buğz eden, bana buğz edendir. Ya Ali, ben ve sen bu ümmetin iki babasıyız. Ya Ali, ben, sen ve senin evlatlarından olan imâmlar, dünyada efendiler ve ahirette padişahlarız; bizi tanıyan, Allah (azze ve celle)'yi tanır ve bizi inkâr eden, Allah (azze ve celle)'yi inkâr etmiş olur."808[808]

730- Resulullah (s.a.a): "Ali, ümmetim arasında benim halifemdir."809[809]

731- Resulullah (s.a.a): "Ali, benim vezirimdir."810[810]

732- Resulullah (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) hitaben: "Sen, benim kardeşim ve vasîmsin; benim borcumu eda eden ve benden sonra halifem olan kimsesin."811[811]

733- Selmân şöyle nakletmiştir; Allah Resulü (s.a.a) buyurdu: "Benim vasîm, Ali b. Ebî Tâlib'dir."812[812]

734- Resulullah (s.a.a): "Hiç kuşkusuz, benim kardeşim, vezirim ve ehlim arasındaki vasîm, Ali b. Ebî Tâ-lib'dir."813[813]

735- Muhammed b. Ebî Ümeyr, Süleymân b. Mihrân-'dan, o da İmâm Cafer-i Sâdık'tan, o da babalarından, Re-sulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmektedir:

"Ya Ali, sen benim kardeşimsin, ben de senin kardeşin. Ya Ali, sen bendensin, ben de sendenim. Ya Ali, sen benim vasîm, halifem ve Allah'ın, ümmetime hüccetisin; hiç şüphesiz seni seven, saadete kavuşur ve sana düşman olan, bedbaht olur."814[814]

736- Resulullah (s.a.a): "Ey Allah'ın kulları, benim kardeşim ve vasîm olan Ali b. Ebî Tâlib'e Allah'ın emriyle uyun."815[815]

737- Resulullah (s.a.a): "Ya Ali, hayatımda da, vefatımdan sonra da sen, ümmetime benim halifemsin; Şeys, Adem'e; Sâm, Nûh'a; İsmâil, İbrahim'e; Yûşa', Musâ'ya ve Şem'ûn, İsâ'ya nasıl ise, sen de bana öylesin. Ya Ali, sen benim vasîm ve vârisimsin… Ya Ali, sen Müminlerin Emiri, Müslümanların imâmı, yüzü akların önderi, ve muttakilerin reisisin."816[816]

738- Resulullah'tan (s.a.a) nakledilen bir hadiste şöyle geçmektedir:

"Allah, sizin Rabb'iniz, Muhammed sizin peygamberiniz ve Ali de sizin hidâyetçinizdir; benden sonra benim vasîm ve halifem de odur."817[817]

739- Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) işaret ettiği ve onun elini tuttuğu hâlde şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:

"Bu, benden sonra sizin aranızdaki halifemdir. O hâlde, onu dinleyin ve itâat edin."818[818]

740- Resulullah (s.a.a): "Her peygamberin bir vasîsi ve vârisi vardır; hiç kuşkusuz, Ali de benim vasîm ve vârisimdir."819[819]

741- Müsned-i Ahmed b. Hanbel'de, Hüzeyfetü'l-Ye-mânî'den naklen şöyle geçmektedir: "Dediler ki: 'Ya Resulallah, bizim için kendi yerine bir halife belirlemeyecek misin?' Şöyle buyurdular: 'Eğer siz Ali'nin velâyetini kabul ederseniz, onu hidâyet edici ve hidâyet bulmuş birisi olarak bulursunuz; o, sizi mutlaka doğru yola ulaştırır."820[820]

742- Selmân-ı Fârisî, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle duyduğunu nakletmiştir:

"Şüphesiz, benim vasîm, halifem ve kendimden sonraya bıraktıklarımın en iyisi, Ali b. Ebî Tâlib'dir; vaadimi yerine getirecek ve borcumu eda edecektir."821[821]

743- Selmân-ı Fârisî'nin Resulullah'tan (s.a.a) bir nakli ise şöyledir:

"Ali b. Ebî Tâlib, kendimden sonraya bıraktıklarımın en hayırlısıdır."822[822]

744- Ebubekir, Resulullah'tan (s.a.a) şu hadisi nakletmiştir:

"Ali, kendimden sonraya bıraktıklarımın en iyisidir; ona itâat eden, bana itâat etmiştir ve ona karşı gelen, bana karşı gelmiştir."823[823]

745- Senetli bir hadiste, İbn Abbâs'tan şöyle nakledilmiştir:

"Allah Resulü (s.a.a) bir gün Kubâ mescidinde, Ensâ-r'ın da yanında toplandığı bir sırada, Hz. Ali'ye (a.s) hitaben, şöyle buyurdu: "Ya Ali, sen benim kardeşimsin, ben de senin kardeşin. Ya Ali, sen benim vasîm, halifem ve benden sonra ümmetimin imâmısın; kim seni severse, Allah'ı sevmiştir ve kim sana düşman olursa, Allah'a düşman olmuştur; sana buğz eden, Allah'a buğz etmiştir; sana yardım eden, Allah'a yardım etmiştir ve seni yalnız bırakıp senden ayrılan, Allah'tan ayrılmıştır…"824[824]

746- Câbir'den nakledilen bir hadiste, Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

"Cebrâîl bana gelerek, dedi ki: 'Ya Muhammed, Rabb'in sana buyuruyor ki, şüphesiz Ali b. Ebî Tâlib, senin vasîn ve ehline ve ümmetine halifendir."825[825]

747- Selmân-ı Fârisî diyor ki: "Ben vefat edeceği sırada, Allah Resulü'nün (s.a.a) yanına gitmiştim. Bir ara Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: 'Ali b. Ebî Tâlib, kendimden sonraya bıraktıklarımın en faziletlisidir."826[826]

748- Resulullah (s.a.a): "Ali, kendimden sonraya bıraktıklarımın en hayırlısıdır."827[827]

749- Senetli bir hadiste, İmâm Cafer-i Sâdık (a.s), babaları kanalıyla, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

"Ali b. Ebî Tâlib, benim vasîm, vârisim ve halifemdir."828[828]

750- İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s) şöyle nakledilmiştir:

"Kıyâmet günü olduğunda, bir münâdî Arş'ın bağrından şöyle seslenecektir: 'Allah'ın yer yüzündeki halifesi nerededir?' Davûd Peygamber (a.s) ayağa kalkacaktır. Allah (azze ve celle)'den şöyle nida gelecektir: 'Gerçi sen Allah-u Teâlâ'nın halifesisin; ama biz seni kastetmemiştik. Sonra münâdî 'Allah'ın yer yüzündeki halifesi nerededir?' diye tekrar nida edecek. Bu sefer Müminlerin Emiri Ali b. Ebî Tâlib (a.s) ayağa kalkacaktır. O sırada, Allah (azze ve celle) tarafından şöyle nida edilecek: 'Ey yaratılmışlar topluluğu, bu, Allah'ın yer yüzündeki halifesi ve kulları üzerindeki hücceti olan Ali b. Ebî Tâlib'dir; kim dünya yurdunda onun ipine tutunmuşsa, bugün de onun ipine tutunsun; onun nurundan aydınlansın ve cennetin yüce mertebelerine gitmek için onu izlesin.' İmâm Bâkır (a.s) şöyle devam etti: "Dünyada onun ipine tutunmuş birçok insan, ayağa kalkıp cennete doğru onu takip edecektir."829[829]

751- Hz. Emirü'l-Müminin Ali'den (a.s) şöyle nakledilmiştir:

"Ben, Resulullah'ın (s.a.a) sizin aranızdaki halifesi, sizi, dininizin sınırları içinde tutmakla görevli olan ve sizi "Cennetü'l-Me'vâ"ya davet eden kimseyim."830[830]

752- Resulullah (s.a.a), Hz. Ali'ye (a.s) hitaben: "Ya Ali, sen benim kardeşim, vezirim ve kendimden sonraya bıraktıklarımın en iyisisin."831[831]

753- Abdullah b. Ömer'e "Resulullah'tan (s.a.a) sonra insanların en üstünü kimdir?" diye sorduklarında şöyle dedi:

"Resulullah'tan sonra insanların en üstünü, o kimsedir ki Resulullah'a helâl olan ona da helâldi; Resulullah'a haram olan ona da haramdı."

Ravi diyor ki: "O kimdir?" diye sorduğumda, İbn Ömer şöyle devam etti: "O, Ali'dir… Peygamber (s.a.a) mescide açılan bütün kapıları kapattı, bir tek Ali'nin kapısını açık bıraktı ve ona şöyle buyurdu:

"Bu mescitte benim için tanınan (hak ve ruhsatlar) senin için de geçerlidir; bana caiz olmayan sana da caiz değildir; sen benim vârisim ve vâsîmsin; borcumu ödeyecek, vaatlerimi yerine getireceksin ve benim sünnetim üzere savaşacaksın. Beni sevdiğini iddia edip de sana düşmanlık besleyen kimse, yalancıdır."832[832]

754- Resulullah (s.a.a): "Hiç kuşkusuz, Allah beni peygamber ve Ali'yi de vasî kılmıştır."833[833]

755- Resulullah (s.a.a): "Ey ashabım, muhakkak ki, Ali b. Ebî Tâlib, benim vasîm ve hem hayatımda, hem de vefatımdan sonra size halifemdir; o, en büyük sıddık ve hakkı batıldan ayıran en yüce farûktur; o, Allah'ın girilmesi gereken, kapısıdır; o, Allah'a giden yol ve o yolun kılavuzudur; onu tanıyan, beni tanımıştır ve onu inkâr eden, beni inkâr etmiştir. Kim ona uyarsa, bana uymuştur."834[834]


Yüklə 238,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə