27
gerçek nedeni, imparatorlu un mali sorunlar çözememesiydi.
Bunlar çözmek u runa
yönetici seçkinler yava yava Osmanl patrimonyal yönetim biçimine ayk r dü en yeni
örgüt biçimleri kabul etmek durumunda kald lar.
Yeni kurumlar n ortaya ç k nda bu, özellikle göze çarpmaktad r: Bunlar n en s n rl s
ayan sistemi, en geni i me ruti hükümdarl kt .
20.yüzy lda Türkiye'nin kar la t zorluklar dört ana ba l k alt nda özetlenebilir: örnek
bir medeni toplumu me rula t rman n önündeki engeller, bürokratik seçkinlerin halk
isteklerini uygulama görevini yüklenmek konusunda isteksizlikleri, "arpal k" sisteminin
kat l ve Türk ayd nlar n n kültürel ideolojisine, Paretocu bir anlamda giren karma k
türevler örgüsü.
Gördü ümüz üzere, kurumlara ait siyasal ay r cal klar ve bütün Osmanl yurtta lar
üstün otorite kar s nda arac l bir ili kiden çok, do rudan do ruya bir ili ki içinde
bulunuyorlard . Bu eksik kademeye "mede ni toplum" dedik. ... Marx' n devletle toplum
aras ndaki, "gerçekli i deneye dayanan çeli me"ye verdi i önemin Türk dü ünürlerince
anla lmas henüz zordur, zira bu çeli me Türk ya ant s n n bir verisi de ildir. Kemalizm
ideolojisi bunu inkar eder. Ortaya ç kan durum, bir s n flar kar tl n n dinami ini
bo una arayan Türk Marx'ç lar için tamamen a rt c olmu tur. Daha yak nlarda,
mahalli deneylerini Türk gerçekli inin incelenmesi için daha uygun bir model -Asya
Üretim Tarz modeli-
nda de erlendirmeye ba lam lard r.
1950'ye kadarki y llara renk veren, hükümet çevrelerinin özel te ebbüse kar üpheci
denetleme tavr , bundan ç k yordu. "Medeni toplumun" günün birinde me ruiyet
kazan p kazanmayaca henüz kestirilemez. Fakat Türkiye siyasetinin yak n gelecekte
büyük ölçüde burada ana çizgileri verilmi olan çerçeve içinde anlam kazanmaya
devam edece inden pek üphe edilemez.
kinci bir zorluk, büyük y nlar n siyasal kat lmas n kabul etmekte gösterilen isteksizlik
olmu tur. Birçok Türk bürokratlar ve ayd n seçkinler, daha bat n n ya ad uzun hayal
k r kl sürecinden geçmeden, siyasal temsilin, halk iradesi ve demokratik sistemin
üstünkörü gizlenmi sahtecilikler oldu unu pek çabuk ke fettiler. Bu ke fin
yap lmas ndaki h z, bir k l f uydurma çabas n n varl n akla getirmektedir. nsanlar n
k lavuzsuz yapamayacaklar konusundaki tav r zor geçmektedir.
Türk iktisadi yap s n n biçimlenmesinde "arpal k" mükafatlar önemli gizli bir de i ken
olmu tur. Türkiye'de devlet, yüksek memurlar na her zaman iktisadi f rsatlar
sa lam t r; ak ll ca kullan l rsa, bunlar, özel te ebbüsçülük için do rudan do ruya i e
at lmaktan daha iyi bir atlama ta olmaktad r. Bu, maa lar n yüksek olu undan
de ildir. ... Türkiye'de özel sektörde ba ar göstermenin en iyi yolu devlet memuru
olarak ba lamakt r.
Son olarak, Türk ayd nlar n n, tek bir ortak kültür yaratmak için halk kültürü
köklerinden yararlanma yönündeki büyük çabalar , gerekli olan iki kültür aras ndaki
ayr l giderme i inin yava , kesintili ve akla uygun olmayan bir yoldan ilerlemesine
sebep olan bir kas lma ve ters züppelik içinde yürümektedir. Geleneksel seçkinler
kültürünün narsisizmi ve k s rl , ay r c görü aç s onu modern bir demokrasi için
28
kullan s z yapm t r.
Özellikle, seçkinlerin yapmac kl dilinin basitle tirilmesi gerekti.
Bunu Türk modernle tiricileri anlad lar. Fakat bu yöndeki ilk çabalar n ba lamas ndan
beri bir yüzy l geçmesine ra men, seçkinlerin dili ile halk n dili aras ndaki uçurum
giderilememi tir. Tersine, Türk edebiyat n n dili, saray dilinin bir taklidi gibi olmu tur -
çapra k, yapmac kl ve kat .
BE
NC BÖLÜM
CUMHUR YET DEVR NDE "VOLK" SLAMI
Cumhuriyetin özelliklerinin anlam n Osmanl yap lar nda aramak pek rastlanan bir
tutum olmam t r.
... me ru toplum te ekkülü anlay n n Osmanl mparatorlu u'na giden önemli yap
unsurlar aras n Herrschaft yönelimi, statü toplumunun de erleri
ve halk kültürü ile
ayd nlar kültürünün hala iki ayr kültür olarak kalm olmas ba ta gelir. ... Osmanl
ayd n beraberinde ta d kültür kal plar n Cumhuriyet ayd n oldu u gün, tümüyle
de i tirmemi tir.
Cumhuriyetin Herrschaft yönelimi, ba tan itibaren Cumhuriyetin içindeki iktisadi hayat
kontrol alt na alma iste i eklinde gözükmü tür. Ticaretin ekalliyetlerin elinden al nmas
bak m ndan kendisine önem verilen tüccar 1950'ye kadar ancak devlet kap s na olan
etkisi oran nda birinci s n f vatanda olabilmi tir. ... Türkiye'de bir kapitalist zümrenin
ç kamayaca inanc siyasal seçkinler aras nda yayg n olmu tur. Kapitalist zümrelere
seçkinlerce Türkiye'nin toplum strüktürü bak m ndan" az ans tan nmas , asl nda
onlara ans tan mamak iste inin ifadesi olmu tur. ... Zaman zaman Türkiye'de bir
kapital birikmesinin devlet ç karlar n engelleyece i dü ünüldü ü zaman -varl k vergisi
konusuna oldu u gibi- devlet pazar mekanizmas yoluyla kendisi kar ç kanlar yok
etmeye tereddüt etmemi tir. Statü, Cumhuriyet Türkiy e'sinde de erlerin etraf nda
döndü ü eksen olmu tur. Bürokrasinin ve ordunun tek parti devrindeki imtiyazl
durumlar bunun bir belirtisidir.
Modern toplum, beraberinde getirdi i büyük çapta istihsal, geni haberle me örgütleri,
farkl la ma ve ihtisasla ma dolay s ile toplum içindeki kimselerin toplum faaliyetlerine
kat lmas na ba l d r.
Cumhuriyet idarecileri modern Türkiye'yi kurmaya do ru giden yollardan birinin iktisat
oldu unu biliyorlard . Kurulacak olan modern farkl la m iktisadi yap n n
her yönünü
birden devletin kurmas n n ancak çok sert bir siyasal kontrol ile mümkün olaca n da
idrak ediyorlard . Bundan dolay iktisadi i lerin yürütülmesinde siyasal yönden kontrol
alt nda tutulan fakat mesleki faaliyetle rini otonom olarak yürüten bir iktisadi s n f
meydana getirdiler. Bu s n f n kendisine verilen s n rl yetkileri a ma iste i ve çabas ,
Türkiye Cumhuriyeti'nin 1950'ye kadar i hayat n n ana temas n te kil etmi tir.
Osmanl toplumunun süregelen etkileri aras nda "arpal k" (prebendiel) sistemin
devam n da saymak gerekir. ... üç ayr süreçte toplamak mümkündür (l) devlet
kat nda olan kimseler, devletin iktisadiyata bankalar, demiryollar yoluyla girmi olmas
dolay s yla i hayat na kolayl kla at labiliyorlard . (2) adamlar , salt i adam olarak,