6
GENEL BİLGİLER
Hipertansiyon tanısı, Korotkoff faz V diyastolik sesi saptamada kullanıldığı
zaman, kan basıncının 140/90 ya da daha yüksek bulunması ya da ortalama
arterial kan basıncının 105 mmHg ve üzerinde saptanması ile konur.
Gebelikte tespit edilen hipertansiyon etyolojik olarak tamamen farklı iki
gruba ayrılır. Birincisi gebeliğin neden olduğu, gebelikte ortaya çıkıp, doğum ile
geriye dönen "Gebeliğin oluşturduğu hipertansiyon", ikincisi ise herhangi bir
nedene bağlı olarak gebelikten önce de mevcut olan ve gebeliğe eşlik eden
"Kronik hipertansiyon" dur. Kronik hipertansiyonda mevcut hipertansiyonun
tedavisi ön planda iken, gebeliğin oluşturduğu hipertansiyon grubunda kan
basıncı yüksekliğinin önemi altta yatan patolojinin bir göstergesi olmasıdır.
Gebeliğin neden olduğu hipertansiyon genellikle gebeliğin 20. haftasından
sonra ortaya çıkmaktadır. İstisna olarak trofoblastik hastalık ve çoğul gebelik
durumunda 20. haftadan önce ortaya çıkar.
SINIFLANDIRMA
Gebelikteki hipertansif bozuklukların sınıflaması, hastalığın prognozunun
belirlenmesi, yükselmiş kan basıncının ve gebeliğin yönetimi, maternal ve fetal
risklerin tespiti açısından son derece önemlidir ve bu amaçlara hizmet etmelidir.
Sınıflama konusunda dünyada çok çaba harcanmış ve değişik sınıflamalar öne
sürülmüştür (8,9). Fakat bugün bile tam bir fikir birliğine varılamamıştır.
Gebelikte hipertansiyon sınıflandırmasında günümüzde ‘’ National Institutes
of Working Group On Hypertension In Pregnancy’’ tarafından hazırlanan sistem
mükemmel olmasa da anlaşılır olması nedeniyle dünya çapındaki araştırmacılar
tarafından kabul edilmiştir. Bu klasifikasyon aşağıdaki gibidir (10).
7
1- Gestasyonel hipertansiyon
2- Preeklampsi - Eklampsi
3- Kronik hipertansiyon zemininde gelişen süperimpoze preeklampsi
4- Kronik hipertansiyon
Gebeliği Komplike Eden Hipertansif Hastalıkların Tanısı(6,10)
1
-
Gestasyonel hipertansiyon
• Kan
basıncının ilk kez gebelikte ≥ 140/90 mmHg olması
• Proteinüri
izlenmez
• Kan
basıncı postpartum 12. haftadan önce normale döner
• Kesin
tanı sadece postpartum konur
Preeklampsinin epigastrik ağrı ya da trombositopeni gibi diğer bulguları da
izlenebilir.
2- Preeklampsi
Hafif Preeklampsi
a) 20. gebelik haftasından sonra kan basıncı ≥140/90 mmHg
b) Proteinüri 24 saatlik idrarda ≥ 300 mg ya da dipstick ile ≥ 1
Ağır Preeklampsi
a) Kan basıncı ≥ 160/110 mmHg ( yatağında dinlenirken ve 6 saat ara ile
bakılmalı)
b) Proteinüri 24 saatlik idrarda ≥ 2 gr ya da dipstick ile ≥ 2
c)Serum kreatinin >1.2 mg/dL eğer daha önceden yüksek olduğu bilinmiyorsa
d) Trombositopeni (<100000 mm³)
e) Mikroanjiopatik hemoliz(artmış LDH)
f)ALT veya AST yüksekliği
g) Persistan baş ağrısı veya diğer serebral veya görsel bozukluklar
h) Persistan epigastrik ağrı
Eklampsi
Preeklampsili bir gebede diğer nedenlerle açıklanamayan konvülziyon gelişmesi
8
3- Kronik hipertansiyon zemininde gelişen süperimpoze preeklampsi
Hipertansif gebede yeni başlayan proteinüri (24 saatlik idrarda ≥ 300 mg).
Gebeliğin 20. haftasından önce proteinüri görülmemesi gerekir;
ya da
Gebeliğin 20. haftasından önce hipertansiyon ve proteinüri bulunan gebede
proteinüride veya kan basıncında ani artma veya trombositlerde ani
düşüş(<100000/mm³)
4-Kronik hipertansiyon
Kan basıncının gebelikten önce ya da gebeliğin 20. haftasından önce ≥ 140/90
mmHg saptanması
ya da
Hipertansiyonun ilk kez gebeliğin 20. Haftasından sonra saptanması ve
postpartum 12. haftadan sonra da devam etmesi
PREEKLAMPSİ
Preeklampsi, gebeliğin 20. haftasından sonra artmış kan basıcına
proteinürinin eşlik etmesi şeklinde tanımlanır.
Preeklampsi, insanlara özgü bir hastalık olup , gebeliğin en yaygın
medikal komplikasyonudur. Tüm gebeliklerin yaklaşık %5-10 nu etkilemektedir.
Antenatal ve neonatal bakımdaki gelişmelere rağmen maternal ve neonatal
morbidite ve mortalitenin majör nedenlerinden biri olmaya devam
etmektedir(1,2). Ülkemizde anne ölümlerinin en önde gelen nedeni
preeklampsidir (7).
Hastalığın semptom ve bulguları çok iyi bilinmesine rağmen , etyoloji halen
bilinmemektedir ve bu nedenle hastalığın önlenmesi mümkün olmamaktadır.
Preeklampsi genellikle geç ikinci trimester ve üçüncü trimester
dönemlerinde görülmekle birlikte çok erken gebelik dönemlerinde özellikle renal
9
ve plasental alanlarda patofizyolojik değişiklikler görülmüştür. Günümüze kadar
yapılan çalışmalar; hastalığın patofizyolojisi , önlenmesi ve tedavisi üzerinde
yoğunlaşmıştır.
National High Blood Pressure Education Program Working Group
tarafından belirlenen kriterlere göre, gebeliğin başlangıcında kan basıncı normal
olan bir kadında 20. gebelik haftasından sonra 6 saat arayla en az iki ölçümde
140mmHg veya daha yüksek sistolik kan basıncı ve 90 mmHg veya daha
yüksek diastolik kan basıncı olması hipertansiyon olarak tanımlanmıştır.
Geçmişte preeklampsiyi belirleyen hipertansiyon tanısı, hastanın önceki
ortalama sistolik kan basıncında 30 mm Hg ve üzerinde ve diastolik kan
basıncında 15 mmHg ve üzerinde artış saptanması ile koyulurdu. Bununla
birlikte bu tanımın prognoz açısından iyi bir gösterge olmadığı anlaşılmıştır ve
Çalışma Grubu tarafından preeklampsi için belirlenen kriterlerden biri değildir(3-
5). Ödem de tanısal bir kriter olarak artık terk edilmiştir, çünkü ayırt
edilemeyecek kadar çok gebe kadında normalde görülebilir (6).
Preeklampsinin geniş bir spektrumu vardır ve keyfi olarak hafif ve ağır
preeklampsi olarak ikiye ayrılmiştır. Bu terminoloji amaçları tanımlamak için
kullanışlıdır fakat spesifik hastalığı göstermez veya tedavi için keyfi eşik noktayı
göstermez(10). Hipertansiyon ve proteinüri ne kadar ağır olursa preeklampsi
tanısı da o kadar kesinlik kazanır. (6)
100000>
Dostları ilə paylaş: |